Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/611 E. 2022/453 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/611 Esas
KARAR NO : 2022/453
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 15/06/2022

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; 08/09/2016 tarihinde … ‘ın sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine zorunlu trafik sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı aracın kusurlu olarak davacı müvekkil … ‘ın … plakalı aracına çarpması sonucu müvekkili yaralanarak malul kaldığını,davalı sigorta şirketinin … numaralı poliçe kapsamında kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde sorumluluğu bulunmakta olup müvekkilinde oluşan zararı davalı sigorta şirketi karşılamakla yükümlü olduğunu, kusur durumundaki haklılığının tespitine ilişkin rapor aldırılmasını, müvekkilinde oluşan cismani zarar hasebiyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, öncelikle 6100 sayılı yasanın 107. maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin müvekkilinin sürekli iş göremezlikten doğan zararla ilgili maddi tazminat talebinin yerinde olmadığı, davacının maluliyet oranına göre 4.824,72-TL tazminat alacağı olduğunun tespit edildiği, yapılan bu hesaplama davalı müvekkil sigorta şirketince kabul edildiğini, belirlenen tazminat miktarının 22/05/2017 tarihinde davacı vekili Av. … ‘e ödendiğini, usul ve yasaya uygun olarak yapılan bu hesaplama ve ödeme sonrasında müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı başka bir sorumluluğu kalmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacının sürekli iş göremezlikten doğan zararla ilgili maddi tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 313. maddesi gereğince sulh görülmekte olan bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme olduğu, aynı yasanın 313/4. maddesine göre sulhun şarta bağlı olarak da yapılabileceği düzenlenmiştir.
Yine 6100 sayılı HMK’nun 315/1.maddesi “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir.
HMK 331. maddesi uyarınca davanın konusuz kalması halinde hakim davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu 22. maddesinde, davadan feragat ya da davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınacaktır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; davacı vekili 03/06/2022 tarihli dilekçesi ile davalı ile sulhen anlaşılmış olup, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, taraflar birbirinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmeyeceği, davalı vekili 14/06/2022 tarihli dilekçesi ile tarafların dava konusu ihtilafla ilgili olarak karşılıklı olarak sulhen mutabakata vardığını, davacı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetki durumu incelendiğinde davacı vekilinin sulh olmaya yetkili olduğu, davacı ve davalının vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığı, taraflar arasında sulhun mahkememizin öninceleme duruşması vuku bulduktan sonra gerçekleştiği saptanmaktadır. Bu nedenlerle davanın sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olması nedeniyle Karar Verilmesine Yer Olmadığına,
2-492 sayılı Yasanın 22. maddesine göre hesaplanan 2/3 oranındaki harç 53,80-TL’nin peşin alınan 31,40-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 22,40-TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Taraflar arasında yapılan yargılama giderinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Talep edilmediğinden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde … Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.25/03/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır