Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/600 E. 2019/958 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/600 Esas
KARAR NO : 2019/958

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/06/2017
KARAR TARİHİ : 07/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin sigortalısına ait sevirsi kutu ve borularına davalılar tarafından hasar verildiğini, davacının sigortalasısına 27/01/2016 tarihinde 129,75 USD ödeme yaptığını, yaptığı ödemenin rücuen tahisili konusunda davalılara rücu mektubu gönderildiğini davalıların ödeme yapmadıklarını beyanla 129,75 USD’nin 27/01/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz oranı ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı… İnşaat vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile hasar ile ilgili olarak davalı şirkete herhangi bir bildirim yapılmadığını, davacının tek taraflı tutanak tuttuğunu, hasarın gerçekleşip gerçekleşmediğinin şüpheli olduğunu, davalı tarafından gerçekleştirilmiş herhangi hasara ilişkin somut dayanağın mevcut olmadığnı beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… Genel Müdürlüğü vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile müteahhit firma ile davalı kurum arasında yapılan ihale sözleşmesinin Yapım İşleri Genel Şartnamesinin 25/4.maddesi uyarınca müteahhit firmanın yaptığı işlerle ilgili olarak ortaya çıkabilecek her türlü kaza, hasar veziyandan sorumlu olacağını, davalı kurumun sorumlu olmayacağını ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Hasar Tespit Tutanağı, sigorta poliçesi, hasar dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûen ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E., 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E., 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddelerine de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, hasar dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin 4 sayfalık 31/07/2019 tarihli raporundan özetle; hasarın oluşumunda … ve …Tic. A.Ş’nin kusurlu ve sorumlu olduğunu, diğer davalı…’nin hasarın oluşumunda kusuru olmadığından onarım bedelini tazmin etme sorumluluğu da olmadığını, davacının 379,73-TL asıl alacağı, 39,42-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 419,15-TL’nin davacının alacağı olduğu, hasarın poliçe kapsamı içinde kaldığı, rücu edilebileceği kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının halefiyet ilkesi gereğince davalılara başvurabileceğinin kabulü ile, bilirkişi heyeti tarafından her ne kadar…’nin sorumlu olmadığı belirtilmiş ise de, davalılar arasında düzenlenen sözleşmede iş sahibi davalı…’nin diğer davalı yükleniciye emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılardan …Müdürlüğünün de meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. (Yargıtay 7.H.D. 2012/8814 E-2014/8472K sayılı emsal ilamı) Ancak dosya kapsamında davalı …’in hasar ile bağı bulunmadığı gibi davacı tarafından davalı …’nin sorumluluğuna ilişkin 07/10/2019 tarihli duruşmadaki beyanında hasar tespit tutanağında imzasının bulunduğundan bahisle husumet yöneltildiği beyan edilmiş olmakla, hasar tespit tutanağındaki imzanın hasarın meydana gelmesinde kusuru veya ilişkisi olduğunu göstermeyeceğinden, taraf sıfatının taraflar ileri sürmese bile mahkemece re’sen nazara alınabileceğinden, davalı …’in pasif husumet ehliyete bulunmadığı kanaatiyle, davanın … yönünden reddine karar verilmiştir. Dava rücu davası olmakla davacının davalılar ile arasında borcu yabancı para cinsinden ödeneceğine ilişkin bir sözleşme bulunmadığı, o halde davacı her ne kadar sigortalısına yabancı para cinsinden ödeme yapmış olsa da davalılardan yabancı para cinsinden talep edemeyeceği, hasar bedelinin alanında uzman bilirkişi heyeti tarafından hesaplandığı, tarafların tacir olması nedeniyle ödeme tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/323 Esas 2013/1066 Karar sayılı ilamında da belirttiği üzere temerrüt için ihtara gerek olmadığı kabulü ile diğer davalılar yönünden yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın davalı …yönünden reddine;
2-Davanın diğer davalılar…Genel Müdürlüğü ve … A.Ş. Yönünden kısmen kabulü ile; 379,73-TL’nin ödeme tarihi olan 01/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Peşin alınan 31,40 TL harcın, Karar tarihi itibariyle alınması gereken 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL’ nin davalılar …Genel Müdürlüğü ve …AŞ’ den tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL peşin harç ve 31,40 TL Başvuru Harcı olmak üzere toplam 62,80 TL’nin davalılar… Genel Müdürlüğü ve … AŞ den tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul oranına göre, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 379,73 TL vekalet ücretinin davalılar …Genel Müdürlüğü ve… Tic AŞ den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Red oranına göre, davalılar … Genel Müdürlüğü ve …Tic AŞ vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Göre hesaplanan 128,27 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılar …Genel Müdürlüğü ve …ve Tic AŞ’ ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1605,70 TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1200,30 TL lik kısmının davalılar…Genel Müdürlüğü ve… AŞ den tahsiliyle davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra istem halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı parasal miktar itibari ile kesin karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza