Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/571 E. 2019/496 K. 20.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/571 Esas
KARAR NO : 2019/496
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 20/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkili davacı şirket ile dava dışı … Tic. A.Ş arasında 22/07/2013 tarihli Araç Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, … plakalı araç müvekkili şirketin kullanımına tahsil edildiğini, müvekkili şirket yetkilisi … tarafından 02/08/2013 internet bankacılığı yoluyla gerçekleştirilen başvuru üzerine, şirkete ait banka hesabı üzerinden … plakalı araca HGS hesabı tanımlandığını, 2014 Ocak ayına kadar şirket hesabından HGS hesabına yüklemeler gerçekleştirildiğini ve taraflar arasında ödemeler hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, aracı sözleşmeye uygun şekilde 06/08/2015 tarihinden araç kiralama şirketine iade ettiklerini, aracın iade edilmesinin ardında yaklaşık 6 ay gibi bir süre geçtikten sonra Ocak 2014 – Aralık 2014 tarihleri arasında köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yapılması nedeniyle 35.349,37-TL ceza ödemek durumunda kaldıklarını,
16/01/2014 tarihinde HGS tanımlamasının … Bankası tarafından usul ve yasalara aykırı şekilde iptal edildiğini, müvekkili şirketin de açık ve geçerli bir HGS hesabının varlığına güvenerek ücrteli geçişleri kullandığı ancak bankanın kusurlu eylemi sebebiyle cezalı duruma düştüğünü beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkili davacının davalının sözleşmeye ve özen yükümlülüğüne aykırı eylemi sebebiyle ödemek zorunda kaldığı 35.349,37-TL’nin dava dışı … Tic. A.Ş’ye ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile davacı tarafça HGS başvurusunu internet bankacılığı aracılığı ile yapıldığını, üretilen HGS manyetik kartının davacıya teslim edilemediğini, HGS tanımlamasının kapatıldığını, davacı tarafın açık ikrarı ile sabit olduğu üzere 2014 Ocak ayından sonra HGS hesabına yükleme yapılmadığını ve herhangi bir şekilde HGS geçiş bedeli de yansıtılmadığını, davacı taraf HGS etiketi sözleşmesi gereğince KGM tarafından tahakkuk ettirilen cezalardan sorumlu olduğunu, davacı tarafın 07/02/2014 tarihinden itibaren otoyol ve köprülerden yüzlerce cezalı geçişi mevcut olup her geçiş sırasında yazılı uyarıyı görmemesi ve alarm olarak tabir edilen siren sesini duymaması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için davacının zararı olduğunu varsayılsa dahi bu zararın oluşmasına ve artmasına kusurlu davranışı ile bizzat davacı tarafa sebebiyet verdiğini beyanla davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Bilirkişi kök ve ek raporu,
2-Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi,
3-… A.Ş. ‘nin yazı cevabı ve ekleri,
4-Hesap Hareketleri,
5-Taraf vekillerinin dilekçe ve beyanları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, davalı bankanın internet bankacılığı sözleşmesi ile yüklendiği edimi yerine getirmemesi nedeniyle HGS geçişlerinde davacı firmanın cezalı duruma düşmesi sonucunda ödemek zorunda kaldığı cezanın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle internet bankacılığı kavramı ile bankaların müşterileriyle yaptığı internet bankacılığı sözleşmelerinden doğan yükümlülük ve sorumluluklarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
İnternet, birden fazla haberleşme ağının (network) bilgisayarlar aracılığıyla meydana getirdikleri bir iletişim ortamıdır. Bu ağlar arasındaki ilişkiler IP (internet protokolü) kullanılmak suretiyle bilgisayarlar arasında gerçekleşir. Bankaların da bu ağa dâhil olmasıyla banka hizmetlerinin yer ve zaman kısıtlaması olmaksızın internet ortamında sunulmasına başlanmış ve böylece internet bankacılığı adı verilen yeni bir sistem doksanlı yılların ikinci yarısından itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüzde internet, tüm dünya üzerine yayılmış olan çok geniş bir bilgisayar ağı durumuna gelmiş olup, bu iletişim ağından yararlanan internet bankacılığı; teknolojide meydana gelen gelişmeler sonucu ortaya çıkan ve hemen hemen bütün bankacılık işlemlerinin zaman ve yer sınırı olmaksızın internet üzerinden yapılabilmesini sağlayan elektronik bir bankacılık türü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bankalar tarafından hazırlanan sözleşmelerde yer alan yaygın tarifiyle ise internet bankacılığı; şahsın kablolu, kablosuz iletişim sistemleri ile teknik şartlara haiz bilgisayar, tablet, cep telefonu gibi araçlar üzerinden ve internet-wap aracılığı ile otomatik, sesli yanıt sistemi ile şifre ve parolayı kullanarak, bankanın belirleyeceği kurallar ve limitler dâhilinde şahsın banka hesapları üzerinde her türlü işlem yapma yöntemidir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18/2 maddesi gereğince, tacir, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli iş adamı gibi hareket etmesi lazımdır. Nitekim, bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklıdır. Bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağırdır. Özellikle bankaların internet bankacılığı hizmeti vermeye başladıkları andan itibaren özen yükümlülüğünün daha da arttığının kabul edilmesi gerekmektedir (Yılmaz, Süleyman; Hukuki Açıdan İnternet Bankacılığı, Ankara, 2010, s. 152.) .(Y.H.G.K 2017/11-2224E- 2018/1753K)
Tüm bu açıklamalar ışığında dosyaya sunulan deliller ve davacı şirketin ticari defter ve kayıtları ile davalı kayıtları üzerinde Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişiye dosya tevdii edilerek rapor alınmıştır. Raporunda özetle, ” davacı şirket tarafından sözleşmenin 1.maddesi hükmüne göre, manyetik kart temin edilmeden hesabın kullanıldığı, buna mukabil davalı banka tarafından da bu kullanıma onay verildiği, davalı banka tarafından, manyetik kartın, davacı şirkete teslim edilmek üzere, 02/08/2013 tarihinde kuryeye teslim edildiği, ancak 6 ay gibi süre sonunda, 07/02/2014 tarihinde kuryenin kartın, davacı şirkete adreste bulunmama nedeniyle teslim edilemeyerek, iade edildiği bilgisinin veridiği, geçen 6 aylık uzun süre geçmesine rağmen, takip edilemediği, davacı şirketin 02/08/2013 tarihi ile 07/02/2014 tarihi arasında 6 aylık sürede manyetik kartın teslimi konusunda sorgulama yapmadığı, davalı banka tarafından manyetik karktın teslim edilmemesi sonucunuda 6 ay gibi süre içerisinde kuryede kalması ve günvenlik nedeniyle davacı şirket hesabını güvenlik unsurunu ileri sürerek, hesabı resen kapattığı ve sözleşmenin 10.maddesi uyarınca davacı şirkete haber/ihbar yapılmaksızın hesabı kapattığı, 07/02/2014 tarihi ile 30/12/2014 tarihi arasında, Karayolları Genel Müdürlüğünün bildirim listesine göre yaklaşık 1 yıllık sürede 446 adet geçiş ücretlerinde ihlal olmasına mukabil, bu durumu izlemediği, hesaplarını kontrol etmediği ve ihlal sonucu oluşan ve ödenen 35.349,37-TL indirimli ceza turarının 16/01/2016 tarihinde dava dışı araç kiralama servisinden öğrendiği beyanı, dikkate alındığında tarafların tacir olmaları ve basiretli tacir davranışı göstermeleri gerektiği, bu nedenle müterafik kusurlarının bulunacağı ve oranın tespiti hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu, davalı bankanın %5 ile %100 kusur oranına göre alternatif hesaplandığını” belirtmiştir. Mahkememzice geçiş ücretleri düşülmek suretiyle para cezası hesaplaması yapılmak üzere dosya ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi ek raporu mahkememize sunulmuştur.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacı ile davalı arasında internet bankacılığı yolu ile sözleşme kurulduğu sabittir. Her ne kadar davalı banka tarafından HGS kartının teslim edilmediği bu nedenle sözleşmenin 1. Maddesi gereğince sözleşmenin kurulmadığı iddia edilmişse de taraflarca ihtilafsız olduğu üzere davacı şirket hesabından davalı banka tarafından 02/08/2013 tarihinden 2014 Ocak ayına kadar HGS hesabına yüklemeler davalı bankanın onayı ile gerçekleşmiş, taraflar arasında sözleşme ilişkisi fiilen kurulmuştur. Sözleşmenin 10. Maddesin de bankanın bildirimde bulunmak koşulu ile HGS kartını iptal etme hakkı bulunduğu düzenlenmiştir. O halde taraflar arasında ki sözleşme hükmü gereğince davalı bankanın bildirim yapmaksızın hesabı kapatması mümkün olmadığı, bankanın re’sen hesabı kapatarak kusurlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Ancak her ne kadar banka kusurlu bulunsa da davacının tacir olması, kaçak geçişlerin yaklaşık bir yıl devam etmesi, geçiş ücretlerinin banka hesabından kontrol etmemiş olmaması nedeniyle taraflar arasında müterafik kusur bulunduğu kanaatine varılmıştır. Yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere bankaların, tacir olarak bütün işlemlerinde basiretli davranma yükümlülüğü herhangi bir tacirden farklı olması, bu sebeple bankalardan beklenen basiret ölçüsü ve özen yükümlüğü şüphesiz daha ağır oluşu, zararın doğmasına bankanın, zararın artmasına davacı tacirin sebep olması nedeniyle davacının %25 davalının %75 kusurlu olduğu kanaatine varılmakla, geçiş ücretlerinden normal şartlarda davacının sorumlu olması gerekliliği dikkate alınarak cezalı geçişlerdeki geçiş ücretinin aslından davacının sorumlu olması ve yalnızca kaçak geçiş nedeniyle kesilen para cezasından davalı bankanın kusuru oranında sorumlu tutulması gerektiğinden mahkememizce ek rapor hükme esas alınarak, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile; müterafik kusur indirimi neticesinde 23.392,97 TL’nin ödeme tarihi olan 04/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Peşin yatırılan 4.269,38 TL harçtan, karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.597,97 TL ilam harcı mahsup edilerek kalan 2.671,41 TL nin karar kesinleştikten sonra istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yatırılan peşin harçtan mahsuben alınan 1.597,97 TL harç ile 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.629,37 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Kabul oranına göre, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.807,16 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Red oranına göre, davalı kendisini vekilletemsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 944,80 TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 625,20 TL lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 56,00 TL yargılama giderinden red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 18,90 TL lik kısmının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, arda kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/05/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır