Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/514 E. 2020/290 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/514 Esas
KARAR NO : 2020/290 Karar
DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARŞI DAVA T : 11/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 31.05.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “müvekkilinin “İstanbul ili Bağalar ilçesi … – … Pafta, … Ada, … Parsel Sayılı … Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm (… m2 konut), E Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm (69 m2 konut) ve … Blok … Bağımsız Bölüm (195 m2 işyeri) numaralı taşınmazların maliki olduğunu, ilk iki taşınmazın, davalı … San. Ve Tic .A.Ş. ile akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi tahtında, diğerinin ise satış suretiyle Ekim 2015 itibariyle müvekkilinin mülkiyetine geçtiğini (toplamda 23 adet taşınmazla birlikte), her üç bağımsız bölümde de inşaat ile ilgili sorunlardan kaynaklanan ayıpların mevcut olduğunu, taşınmazları kış mevsimi boyunca su bastığını, C Bloktaki dairenin duvardan, E Bloktaki dairenin ise camlardan su aldığını, yine H Bloktaki işyerini de kanalizasyon/gider suyunun bastığını ve bağımsız bölümlerin kullanılamaz hale geldiğini, mevcut ayıp dolayısıyla mahkeme kanalıyla delil tespiti talebinde bulunulduğunu ve bilirkişi marifetiyle hasar tespitinin yapıldığını, buna göre toplam hasar bedelinin 8.241-TL olarak öngörüldüğünü, sözü edilen hasar tespit raporunun mahkeme dosyasından davalı şirkete tebliğ edildiğini, diğer bir ifade ile ayıp İhbarında bulunulduğunu, ancak davalı şirketin bu ihbara menfi cevap verdiğini, bağımsız bölümlerin devrinin, ister satış, isterse eser sözleşmesi tahtında değerlendirilsin, her iki halde de taşınmazların beklenen amacı sağlayacak nitelikleri taşımaşmm ticari doğruluk gereği olduğunu, o halde satıcı/yüklenicinin, satılandan/eserden beklenen yaçarıhrı, kullanma amacını, değerini ve elverişliliğini kaldıran ya da azaltan bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altında olduğunu, burada satıcının/yüklenicinin yasal sorumluluğunun bulunduğunu, bağımsız bölümlerdeki ayıp giderilemediğinden müvekkilinin, taşınmazları ne satabildiğini, ne de kiraya verebildiğini, zira yerleri görmeye gelen her alıcı yahut kiracının daireleri su basmış ve kullanılmaz vaziyette görünce, haliyle satın almaya/kiralomaya yanaşmadıklarını, ….Sulh Hukuk Mahkemesince yaptırılan tespitte, hasar miktarının 8.241 TL olarak belirlenmiş olmakla, işbu meblağın ayıp oranında indirim olarak uygulanması ve davalıdan tahsiline karar verilmesinin müvekkili adına talepleri olduğunu, dava konusu taşınmazların yer aldığı sitede kira miktarının m2 birime 22-24 TL olduğu dikkat alınır ise her üç bağımsız bölüm için aylık 9.683 TL’den (421 m2 x 23 TL) ayıbın öğrenildiği ve davalıya ihbar edildiği Şubat ayından bu yana geçen dört aylık sürede müvekkilinin 38.732 TL kira kaybının mevcut bulunduğunu, ayıp sebebiyle bu kaybın davalı tarafça tazmin edilmesinin gerektiğini, kaldı ki, her bir bağımsız bölüm için tahakkuk eden ve yüklü bir tutar teşkil eden site aidatlarının da satış veya kiralama yapılamadığı için müvekkilince ödendiğini ve bunun da ekstra maliyet oluşturduğunu, site aidatı m2 birim tutarının yaklaşık 4 TL olduğunu, her üç taşınmaz için her ay 1.684 TL aidat ödendiğini (421 m2 x4 TL), Şubat ayı itibariyle dört aylık süre zarfında dava konusu taşınmazların aidatlarını (1.684 TL x 4 ay’6.376 TL) müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını bir başka anlatımla, satıcının/yüklenicinin ayıbının külfetinin müvekkilinin omuzlarında olduğunu, bu bakımdan ödenen aidatların da davalı tarafça tazmin edilmesini talep ettiklerini, işbu sebeplerle, dava konusu taşınmazlardaki ayıp sebebiyle belirlenen ayıp oranında indirim (8.241 TL) ile müvekkilinin mahrum kaldığı kira gelirleri (38.732 TL) ile tahakkuk eden site aidatlarının (6.736 TL) davalı tarafça tazminini isteme zaruretinin doğduğunu (toplam 53.709 TL), açıklanan nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmakmak kaydı ile ayıp sebebiyle belirlenecek ayıp miktarının ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, her üç taşınmaz için mahrum kalınan kira gelirleri ile tahakkuk eden site aidatlarının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı tarafça tazminine, ücreti vekalet ve yargılama masraflarının davalıya tahmiline karar verilmesini, iddia ve talep etmiştir.
Davalı/Karşı Davacı vekili 11.08.2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği alacak miktarının/değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilecek nitelikte olduğunu, işbu sebeple HMK 107 maddesi gereğince belirsiz dava açma koşullarının oluşmadığını, davacının dava dilekçesinin son paragrafında alacak tutarını 53.709 TL olarak belirtir iken, davasını belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının huzurdaki taleplerinin haksız ve kötü niyetli talepler olduğunu, müvekkili şirketin yükümlülüğü olmamasına rağmen davacının bu mükerrer taleplerin dava öncesinde zaten yerine getirdiğini, … Blok … numaralı bağımsız bölümün, davacıya “Teslim Tesellüm Tutanağı Ve İbraname” ile 02.10.2015 tarihinde teslim edildiğini, teslim esnasında davacı/vekili tarafından yapılan kontrol ve incelemelerde herhangi bir kusur, ayıp ve/veya eksikliğe rastlanılmadığını ve bu nedenle davacının/vekilinin tutanağı imzaladığını, ancak daha sonra davacının, müvekkili şirketin satış sonrası hizmetleri birimi ile irtibata geçerek bağımsız bölümün tavanında su sızıntısı olduğunu belirttiğini, söz konusu sorunun çözümü için izolasyon yapılacağının tespit edildiğini ancak yoğun yağmur ve kar yağışı sonrasında hava şartlarının elverdiği ilk zamanda gerekli teknik müdahalelere girişilerek izolasyonun tamamlandığını, 18.04.2017 tarihinde su sızıntısının giderildiğini, bu bağlamda duvarların tüm alçı ve boyama işlemlerinin yapıldığını ve salon parkelerinin tamamen yenilendiğini, … Blok … numaralı bağımsız bölüm ile … Blok … numaralı bağımsız bölümde de gerekli işlemlerin yapıldığını, görüleceği üzere davacının dayanak yaptığı … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 d. İş sayılı dosyasındaki tespitlerin hali hazırda mevcut olmadığını, davacının bahse konu bağımsız bölümlerde karşılaşmış olduğu her bir soruna istinaden müvekkili şirketin İşin gerektirdiği, en uygun zamanda dönüş yapmaya çalıştığını ve satış sonrası hizmetlerini davacıya sunduğunu, nitekim bu bağlamda yapılan işlemlerde şikayete konu edilen su alan kısımlardaki problemlerin giderildiğini, boya imalatının yapıldığını, parkelerin yenilendiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla, TBK 475 maddesi gereğince seçimlik haklara sahip olmakla davacının hem ücretsiz onarım talep etmesi, hem de ayıp oranında bedelde indirim talep etmesinin imkan dahilinde olmadığını, davacının, işbu dava tarihinden çok evvel müvekkili şirketin satış sonrası hizmetler birimine yaptığı başvuru İle ücretsiz onarım talebinde bulunmuş olmakla işbu huzurdaki davadaki taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin bağımsız bölümlerin tesliminden 3 ay sonrasında dahi kira yardımında bulunduğunu, bu durumda bir an için davacının kira mahrumiyeti olduğu düşünülse dahi müvekkili şirketin yükümlülüğünde bulunmamasına rağmen bağımsız bölümlerin teslim tarihinden sonra yapmış olduğu kira ödemelerinin açıkça bu sözde mahrumiyeti giderdiğini ve dahi sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet verdiğini, bu bağlamda davacının hali hazırda Şubat ayında ihbar ettiği ayıp sebebiyle kira mahrumiyet talebinde bulunmasının açıkça haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca belirtmek gerekmektedir ki, müvekkili şirketin sözleşme sebebiyle davacı ödemesi gereken herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında sözleşme gereğince akdedilmiş bağımsız bölüm paylaşımına dair 02.04.2014 tarihli protokol gereğince davacının müvekkili şirkete 87.071 TL borcunun bulunduğunu, ancak teslim tarihi üzerinden yaklaşık 2 yıllık bir süre geçmesine rağmen, bu tutarı müvekkiline ödemediğini, ancak davacının, müvekkili şirkete borçlu durumda bulunmasına rağmen işbu huzurdaki dava ile haksız ve hukuka aykırı taleplerde bulunduğunu, açıklanan nedenlerle; davacı tarafından samimi ve gerçekçi olmayan, kötü niyetli, usul, yasa sözleşme ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olarak ikame edilmiş olan işbu davanın reddi ile vekalet ücreti ve yasal yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesi hususunda karar tesisine, karşı davacı olarak; davacı karşı davalının bağımsız bölüm paylaşımına dair 02.04.2014 tarihli protokol gereğince yaklaşık 2 yıllık bir süredir müvekkili şirkete karşı mütemerrit durumda bulunduğu 87.071 TL’nin temerrüt tarihi olan protokol tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsili ile karşı davalarının kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, borcun kabul ve ikrar edildiği 02.04.2014 tarihinden itibaren başlayacak en yüksek ticari faiz, masraflar, vekalet ücreti ile birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 esas sayılı dosyasının dosyamız içerisine getirtilmiştir. Davacı karşı davalının, dava konusu taşınmazlarla ilgili olarak bidayette 06.02.2017 tarihli talep dilekçesiyle delil tespit yaptırıldığı, Bu dosya kapsamında düzenlenen 20.02.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda taşınmazlarda, yapımdan kaynaklanan eksiklikler/aksaklıklar nedeniyle oluşmuş 8.241 TL toplam hasar bedelinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 19.12.2018 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davalı karşı davacının, davacı/karşı davalının taşınmazlarında ortaya çıkan hasarlara neden olan yapım eksiklerini giderdiğinin, davalı karşı davacı tarafından düzenlenen … Satış Sonrası Hizmetler Birimi başlıklı belgelerden anlaşıldığı, dolayısıyla yukarıda belirtilen hasar tutarıyla ilgili olarak davacı karşı davalı tarafından yapılan bir masrafın da olmadığı, davacı karşı davalının, dava konusu taşınmazların yer aldığı sitede kira miktarının m2 biriminin 22-24 TL olduğunu, üç bağımsız bölüm için aylık 9.683 TL den (423 m2 x 23 TL) ayıbın öğrenildiği ve davalıya ihbar edildiği (ihbardan, hasar tespitiyle ilgili 20.02.2017 tarihli hasar tespit bilirkişi raporunun, mahkeme dosyasından davalı şirkete tebliği kastedilmektedir), Şubat ayından bu yana geçen dört aylık sürede müvekkilinin 38.732 TL kira kaybının mevcut olduğunu ileri sürdüğü, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 E. sayılı dosyasından söz konusu taşınmazlarla ilgili hasarların tespit edildiği ve bunların giderilmesi için bir aylık sürenin yeterli olduğunun raporda belirtildiği, oysa ki dosyaya sunulan … Satış Sonrası Hizmetleri Birimi tarafından hazırlanan belgede çözüm tarihinin 18.04.2017 tarihinde giderildiğinin anlaşıldığı, bu durumda taşınmazın kiraya verilmesinin mümkün bulunmadığı sürenin yaklaşık 2 ay olduğu, taşınmazdaki tadilatların yapıldıktan sonra ise kiraya verilebilecek makul sürenin dosya kapsamından anlaşılamadığı, ancak, bu sürenin en az 2 ay olarak dikkate alınması suretiyle, davacı karşı davalının en fazla 4 aylık kira gelirinden mahrum kalabileceğinin değerlendirildiği, hal böyle olmakla birlikte, 4 aylık kira bedelinin, sitede aynı konumda bulunan taşınmazların anılan dönemde (2017 yılı Şubat-Mayıs ayları) aylık ortalama kira bedellerinin ilgili site yönetiminden Mahkemece sorulmasından ya da mahallinde taşınmaz kira değerlemesi konusunda uzman bir bilirkişi tarafından yapılacak inceleme ve değerlendirmelere göre belirlenecek aylık kira tutarına göre tespit edilebileceği, davacı karşı davalının site aidatı olarak, ilgili site yönetimine herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, ancak, önceki maddede belirtildiği üzere, taşınmazların 4 ay boşta kalma süresi dikkate alınarak, bu döneme ait aidat ve masrafların ödenmesinde de davalı karşı davacının sorumluluğuna gidilebileceği, davalı karşı davacının sorumluluk tutarının belirlenmesi için ise, söz konusu döneme ait giderlerin ne olduğu yönünde Sayın Mahkemece site yönetiminden 4 aylık döneme ait borç tutarının (davacı karşı davalı yanın ilgili dönemde site yönetimine herhangi bir ödeme yapıp yapmadığı belirsizdir. Ödeme yapmış ise bunların davacı karşı davalı tarafından kanıtlanması gerekmektedir) bildirilmesi ve belgelenmesinin (Davacı karşı davalının söz konusu taşınmazlarla ilgili yönetim giderleri cari hesap ekstresinin/ekstrelerinin sunulması) istenilmesinin gerektiği, Davalı karşı davacı, davaya cevap dilekçesinin ekinde dosyaya sunduğu 02.04.2014 tarihli “Beyan Ve Taahhütname” başlıklı belgeye göre davacı karşı davalının kendilerine karşı 87.071 TL sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürmekte ise de, bu belgede davacı karşı davalının herhangi bir şekilde ismi ve imzasının bulunmadığı, dolayısıyla bu belgeye dayalı olarak davacı karşı davalının, davalı karşı davacıya karşı sorumluluğunun tespit edilemediği, Açıklanan hususlar muvacehesinde; davacı karşı davalının, Şubat-Mayıs 2017 aylarına ait 4 aylık kira bedeli ile 4 aylık site yönetim giderlerini (aidatlarını) davalı karşı davacıdan talep edebileceği (bu tutarların tespitiyle ilgili olarak yukarıda gerekli değerlendirmeler yapılmıştır), davalı karşı davacının, karşı davada, davacı karşı davalıdan talep ettiği 87.071-TL tutarlı alacak iddiasının ise dayanağının bulunmadığı. Tarafların yasa! defterlerinde, davadaki talepleriyle ilgili olarak aktiflerine geçmiş herhangi bir alacak işlemlerinin olmadığı, taleplerinin dosya kapsamında yer alan sözleşmeye dayandığı” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Bu raporda saptanan eksikliklerin tamamlandıktan sonra yan vekillerinin rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor düzenlenmek üzere dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 19.07.2019 tarihli 3 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Yapılan inceleme ve değerlendirmelerde, Kök ve bu Ek rapor safahatında ayrıntılarıyla açıklandığı üzere; Tarafların 19.12.2018 tarihli Kök Bilirkişi Raporuna yönelik beyan ve itirazlarının, Kök Raporumuzda yapılan tespit ve değerlendirmeler ile varılan sonucu değiştirecek nitelik taşımadığı” Kanaat ve sonucu ile ek raporunu sunmuştur. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen tespit dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacının İstanbul ili Bağcılar ilçesi … – … Pafta, … Ada, … Parsel Sayılı … Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm (… m2 konut), … Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm (69 m2 konut) ve … Blok 13 Bağımsız Bölüm (195 m2 işyeri) numaralı taşınmazların maliki olduğunu, Bu taşınmazlardan ilk iki taşınmazın, davalı … San. ve Tic .A.Ş. ile akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında, diğerinin ise satış suretiyle Ekim 2015 itibariyle davacının mülkiyetine geçtiği yanlar arasında ihtilafsızdır. (toplamda 23 adet taşınmazla birlikte),
Ancak bu her üç bağımsız bölümde de inşaat ile ilgili sorunlardan kaynaklanan ayıpların mevcut olduğunu, taşınmazları kış mevsimi boyunca su bastığını, C Bloktaki dairenin duvardan, E Bloktaki dairenin ise camlardan su aldığını, yine … Bloktaki işyerini de kanalizasyon/gider suyunun bastığını ve bağımsız bölümlerin kullanılamaz hale geldiğini, mevcut ayıp dolayısıyla mahkeme kanalıyla delil tespiti talebinde bulunulduğunu ve bilirkişi marifetiyle hasar tespitinin yapıldığını, buna göre toplam hasar bedelinin 8.241-TL olarak öngörülmüştür.
Davalının ayıbının külfetinin davacının omuzlarında olduğunu, bu bakımdan ödenen aidatların da davalı tarafça tazmin edilmesini talep ettiklerini, işbu sebeplerle, dava konusu taşınmazlardaki ayıp sebebiyle belirlenen ayıp oranında indirim (8.241 TL) ile davacının mahrum kaldığı kira gelirleri (38.732 TL) ile tahakkuk eden site aidatlarının (6.736 TL) davalı tarafça tazminini isteme zaruretinin doğduğunu (toplam 53.709 TL), açıklanan nedenlerle; fazlaya dair hakları saklı kalmakmak kaydı ile ayıp sebebiyle belirlenecek ayıp miktarının ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili amacı ile bu dava açılmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 esas, 2017/20 karar sayılı 10.02.2017 tarihli kararı ile eki 20.02.2017 tarihli Bilirkişi Raporu sunulmuştur. Yapılan incelemede; … Ticaret A.Ş.nin (vekilinin), 06.02.2017 tarihinde, dava dışı … Site Yöneticiliği ve davalı … Tic. A.Ş.yi karşı taraf olarak gösterdiği delil tespiti (değişik iş) davasında; “İstanbul İli … İlçesi … – … Pafta, … Ada, … Parselde” bulunan … Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm Numaralı; … Blok … Kat, … Bağımsız Bölüm Numaralı; … Blok, … Bağımsız Bölüm Numaralı, taşınmazların maliki olduğu ve bu taşınmazların karşı taraf olan … ile akdedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile mülkiyetine geçtiğini ve sitenin yönetiminin ise … Site Yöneticilğine ait olduğunu, bu taşınmazlarda inşaat ile ilgili sorunlardan kaynaklanan ayıpların olduğunu, bu ayıpların; … Bloktaki .Kat, 28 Bağımsız Bölüm Numaralı dairenin duvardan, dairenin camlardan su aldı … Bloktaki 13 Bağımsız Bölüm Numaralı dükkanın kanalizasyon/gider suyu basması sonucu taşınmazlarda hasar meydana gelmesi şeklinde ortaya çıktığını, bu sıkıntıların hem İnşaatı yapan şirkete, hem de site yönetimine aktarıldığını, fakat müspet bir sonuç alamadıklarını, müvekkilinin taşınmazları satamadığını, kiraya veremediğini ve aidat ödemek zorunda kalan müvekkilinin zor durumda kaldığım, bu taşınmazlarda mevcut hasarın tespiti ile olağan durumuna getirilmesi için onarım, tadilat, boya, badana, işçilik ve taşıma masraflarının hesaplanması ve mahallinde hasar tespitinin yapılmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır. Bilirkişi … (İnşaat Mühendisi) tarafından düzenlenen 20.02.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “ …Taşınmazlar yerinde tespit edilerek incelenmiş; söz konusu taşınmazlar parsel sınırları içinde ve mahalline uygun olduğu tespit edilmiştir. Keşif günü mahallinde yapılan inceleme ve ölçümler sonucunda; tespit konusu yapılan taşınmazlardan; … Blok, … Kat, … Bağımsız Bölüm Numaralı Dairenin salon mahallinin duvarından su alması sonucun salon zemin parkesinin bozulduğu ve kullanılmaz olduğu, salon ve mutfak duvar boyalarının döküldüğü görülmüştür. Meydana gelen hasarın, Salon Parke…sökülüp yeniden yapılması, malzemeli işçilik bedelinin 75 TL/m2 den yapılabileceği ve toplam bedelin…2.400 TL olabileceği, Boya İşleri: …Toplam dairedeki masrafın…3.589 TL olabileceği hesap edilmiştir. … Blok … Kat … Bağımsız Bölüm Numaralı Dairenin salon mahallindeki pencere doğramanın üst ve yanlarından su alması sonucu salon mahallindeki zemin parkelerin bozulduğu ve duvar boyasının bozulduğu görülmüştür. Meydana gelen hasarın;….2.025 TL olabileceği; Boya İşleri:…Toplam dairedeki masrafın…2.652 TL olabileceği hesap edilmiştir. … Blok … Bağımsız Bölüm Numaralı Dükkanın tavandaki dilatasyondan ve tavandan geçen yataydaki pissu borularından su sızması olduğu görülmüştür. Buralardan gelen su sızıntısının giderilmesi için; Dükkan tavanından geçen pis su borularından sızıntının olduğu borunun değişimi ve dükkanın tavanındaki sızdırmaz dilatasyon profilleri yapılması işçilik ve malzeme dahil toplam 2.000 TL bedelle yapılacağı hesap edilmiştir. Sonuç ve kanaat: …Taşınmazların mahallinde yapılan tespitte; … Blok, … kat … Bağımsız Bölüm Numaralı Dairenin bir üst katındaki terastan su sızması sonucunda salon mahallinin duvarından su alarak salon zemin parkesinin bozulduğu ve kullanılmaz olduğu, salon ve mutfak duvar boyalarının döküldüğü görülmüştür. Hasar bedelinin 3.589 TL olabileceği; …Blok … Kat … Bağımsız Bölüm Numaralı Dairenin cephe kaplamasının derzlerindeki mastiklerden su sızması sonucu salon mahallindeki pencere doğramanın üst ve yanlarından su alarak salon mahallindeki zemin parkelerin bozulduğu ve duvar boyasının bozulduğu görülmüştür. Hasar bedelinin 2.652 TL olabileceği; … Blok, … Bağımsız Bölüm Numaralı Dükkanın içindeki tavandaki dilatasyondan ve tavandan geçen yataydaki pissu borularından su sızması olduğu görülmüştür. Hasar bedelinin 2.000 TL olabileceği, toplamda…8.241 TL hasar bedeli olarak hesap edilmiş olup tüm bu hasarlar 30 günde yapılabilir….” Şeklinde tespit ve değerlendirmelere yer verilmiştir.
Davacı karşı davalının, dava konusu taşınmazlarla İlgili olarak bidayette 06.02.2017 tarihli talep dilekçesiyle, ….Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 esas sayılı dosyasından delil tespiti yaptırdığı, bu dosya kapsamında düzenlenen 20.02.2017 tarihli Bilirkişi Raporunda taşınmazlarda, yapımdan kaynaklanan eksiklikler/aksaklıklar nedeniyle oluşmuş 8.241 TL toplam hasar bedelinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı karşı davacının, davacı/karşı davalının taşınmazlarında ortaya çıkan hasarlara neden olan yapım eksiklerini giderdiğinin, davalı karşı davacı tarafından düzenlenen … Satış Sonrası Hizmetler Birimi başlıklı belgelerden anlaşıldığı, dolayısıyla yukarıda belirtilen hasar tutarıyla ilgili olarak davacı karşı davalı tarafından yapılan bir masrafın da olmadığı, davacı karşı davalı yan, bu konuda yasal defter kayıtlarında böyle bir masraf yaptığını kanıtlamamıştır
Davacı karşı davalının, dava konusu taşınmazların yer aldığı sitede kira miktarının m2 biriminin 22-24 TL olduğunu, üç bağımsız bölüm için aylık 9.683 TL den (423 m2 x 23 TL) ayıbın öğrenildiği ve davalıya ihbar edildiği bildirilmiştir. Şubat ayından bu yana geçen dört aylık sürede davacının 38.732 TL kira kaybının mevcut olduğunu ileri sürdüğü, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 E. sayılı dosyasından söz konusu taşınmazlarla ilgili hasarların tespit edildiği ve bunların giderilmesi için bir aylık sürenin yeterli olduğunun raporda belirtildiği, oysa ki dosyaya sunulan … Satış Sonrası Hizmetleri Birimi tarafından hazırlanan belgede çözüm tarihinin 18.04.2017 tarihinde giderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın kiraya verilmesinin mümkün bulunmadığı sürenin yaklaşık 2 ay olduğu, taşınmazdaki tadilatların yapıldıktan sonra ise kiraya verilebilecek makul sürenin dosya kapsamından anlaşılamadığı, ancak, bu sürenin en az 2 ay olarak dikkate alınması suretiyle, davacı karşı davalının makul sürede yapılacak tamirat nedeniyle kira tazminatı isteyemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı karşı davalının site aidatı olarak, ilgili site yönetimine herhangi bir ödeme yapıp yapmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığında davacı bu iddiasınında kanıtlayamadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı karşı davacı, davaya cevap dilekçesinin ekinde dosyaya sunduğu 02.04.2014 tarihli “Beyan Ve Taahhütname” başlıklı belgeye göre davacı karşı davalının kendilerine karşı 87.071 TL sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürmekte ise de, bu belgede davacı karşı davalının herhangi bir şekilde ismi ve imzasının bulunmadığı, dolayısıyla bu belgeye dayalı olarak davacı karşı davalının, davalı karşı davacıya karşı sorumluluğunun tespit edilemediği.
Tüm bu nedenlerle davacı karşı davalının, Şubat-Mayıs 2017 aylarına ait 4 aylık kira bedeli ile 4 aylık site yönetim giderlerini ödediğini kanıtlayamadığından, davalı karşı davacının, karşı davada, davacı karşı davalıdan talep ettiği 87.071 TL tutarlı alacak iddiasının ise dayanağının bulunmadığı, Tarafların yasal defterlerinde, davadaki talepleriyle ilgili olarak aktiflerine geçmiş herhangi bir alacak işlemlerinin olmadığı, kanaatine varılmıştır.
Bu durumda ….Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/17 Esas, 2017/20 karar sayılı 10.02.2017 tarihli kararında belirlenen miktar kadar alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Tüm bu nedenlerle,
Asıl davanın kısmen kabulü ile 8.241.-TL nin dava tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine,
Karşı Davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Asıl davanın kısmen kabulü ile 8.241.-Tl nin dava tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine,
Karşı Davanın reddine,
2- Esas davada; Karar ve ilam harcı 562,94-TL nin peşin alınan 917,22-TL den düşümü ile kalan 354,28-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Esas davada, Davacı tarafından yatırılan 598,94-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Esas Davada, Davacı tarafından yapılan 2.040,50-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 313,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Esas Davada, Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Esas Davada, Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 6.710,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karşı Davada; 54,40-TL karar harcının peşin alınan 1.487,00-TL den düşümü ile kalan 1.432,60-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Karşı Davada, Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince takdiren 12.119,23-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karşı Davada, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı karşı davalı vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır