Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/51 E. 2019/146 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/51 Esas
KARAR NO : 2019/146

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalı emtianın İzmir’den Houston/ABD’ye taşınmasının davalı tarafından üstlenildiğini, emtianın konteynır içinde gemiye yüklendiğini, emtianın konteynırdan tahliyesi öncesi kısmen hasarlı olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin sigortalısının zararını karşıladığını, zarardan sorumlu olan davalının aleyhine başlatılan takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, asgari %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, hasarın müvekkili nezdindeyken meydana geldiğinin ispatlanması gerektiğini, kaldı ki ihbarın da yasal süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının belirsiz olduğunu, hasar tutanağının tarihinin dahi belirsiz olduğunu, kazanın poliçe kapsamında olup olmadığının da belirsiz olduğunu, her durumda sorumluluğun kilo başına 2 SDR’lik sorumluluğu geçemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, karma taşıma sırasında emtialarda oluşan zararın sorumlu taraftan TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2015/538 Esas, 2016/222 Karar sayılı, 30/03/2016 günlü kararı ile; davada deniz taşıması sırasında oluşan zararın rücuen tazmininin talep edildiği, davanın 6102 sayılı TTK’nın 5. kitabında düzenlenen deniz taşımasından kaynaklandığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, dosyanın karar kesinleştiğinde talep halinde görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı 03/10/2016 günlü bozma ilamı ile; Davaya konu taşıma karma taşıma niteliğinde olup, yük Denizli-İzmir arasında karayolu, İzmir-Texas arasında denizyolu ve Texas-Houston arasında karayoluyla taşınarak alıcıya ulaşmıştır. Bu nedenle uyuşmazlığa CMR 2. maddesinin uygulanması söz konusu değildir. CMR’de hüküm olmayan hallerde TTK hükümleri uygulanacak olup olayda karma taşıma bulunduğu ve hasarın da taşımanın hangi aşamasında meydana geldiği anlaşılamadığından uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu işaret edilerek dosya bozularak gönderilmiştir. Yöntemine uygun olarak duruşma açılmış tarafların bozmaya karşı diyecekleri sorulduktan sonra bozmaya uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı tarafın TTK’nın 1472 maddesi gereğince sigorta tazminatının ödediği ve kanunen TBK’nın 183. Maddesi gereğince halefiyete eriştiği konusu uyuşmazlık konusu değildir.
Konişmento incelendiğinde … firmasının taşıtan, … Firmasının taşıyan olduğu, konişmento’nun nama yazılı nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. Kıymetli evrak vasfı olmayan yük senedi niteliğindeki konişmento içeriği incelendiğinde davacı ve sigortalıyı bağlamadığı kanaatine varılmaktadır. Sözleşmelerin nispiliğine göre … Firması ile … firmaları açısından bağlayıcı olan içeriği de gözetilerek yetkili hukuk olarak belirlenen İngiliz hukuk ve yine mahkeme hukuk olarak belirlenen Londra mahkemeleri ifadeleri de yeterli açıklıkta değildir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, İzmir den yola çıkan emtianın Amerika’da Houston kentinde varma yerinde konteyner açıldığında hasarlı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla olup hasarın taşıma esnasında vaki olduğu izahtan varestedir. Taşıma türü ‘değişik tür araçlar ile taşıma’ yani multi modal taşımadır. Dolayısıyla Türkiye’nin taraf olduğu bu yönde bir konvasiyon bulunmadığından uyuşmazlık TTK’nın 902 ve devamı niteliğinde maddelerine göre çözülecektir. Nitekim yargıtay bozma ilamıda bu yöndedir. Açıkça zararın toplam taşıma sürecindeki meydana geldiği aşama biliniyorsa o aşamada geçerli taşıma tipine ilişkin hukukun uygulanması gerektiği yer almaktadır. Somut olayda zarar yeri ve zararın oluştuğu yer tam olarak anlaşılamamaktadır. Zarar yeri meçhul olduğu zaman aksine bir konvasiyon yoksa MÖHUK 29. maddesi gereğince taşıyan ile taşıtanın her ikisi de Türkiye Tantaslı olduğundan Türk Hukuku uygulanacak olup TTK’nın 902. maddesi gereğince sonuca varılacaktır.
Taşıma sürecinde hasar sabit olup düşülen sovtaj ile tenzili muafiyet de gözetildiğinde dosya da mevcut ekspertiz raporunda belirlenen zarar miktarının somut olaya uygun düştüğü kanaatine varılmaktadır. Hasarlı mal miktarı brüt kilo başına 8,33 SDR sorumluluk üst sınırı gözetildiğinde de hesaplanan tazminatın sorumluluk limitinde kaldığı bellidir.
Davacı vekili itirazında Satış şeklinin CIF değil DDU satış şeklinde olduğunu ve bu bağlamda müvekkili satıcının halefi sigortacının hasar bedelini isteyebilmesi için alıcının icazetinin gerekmediğini belirtmekle; 06/08/2013 tarihli satış faturası içinde bulunan “DDU/HOUSTUON” kaydının anlamının açıklattırılmak suretiyle davacı vekilinin bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmıştır. Teslim şeklinin DDU-Delivered-Duty-Unpaidat Houston; yani Houston’a kadar her türlü hasar risk ve yararın ihracatçıya ait olduğu şeklinde kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır, buna göre taşıma sürecinin varış gümrüğüne kadar olan tüm riskleri gönderen tarafından alıcıya karşı üstlenilmekte, gönderen vaki zararlardanda taşıyacıya karşı hak sahibi konumunu korumaktadır. Oysaki CIF teslim şeklinde taşıma süreci alıcı-ithalatcı için sürdürülürken, DDU teslim şeklinde taşıma süreci, satıcı ihracatçı için sürdürülmektedir. Yani taşıma sürecinde Houston gümrük aşamasına kadar emir ve talimatları ile birlikte süreci yönetecek, meydana gelebilecek engellerin aşılmasında talimat alacak şirket ihracatçı yani sigortalıdır.
Houston’da taşıma tamamlanıp, malların gümrükleme sürecine girilmeden evvel meydana gelen her türlü hasar ve risk sigortalı … firması üstünde olmakla; davacının sigortalısına ödemekle halefiyeti ve rücuen tazmin talep hakkını kazandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar kök raporda, fiyat belirleme ve hesaplamada CIF teslim şekli görülerek, faturanın sol kısmında hususi olarak DDU Houston atfının gereği gibi irdelenmemesi nedeniyle alıcı ithalatcı onayı aranmış ise de satışın DDU olması nedenyile davacının ödeme ile halefiyete hak kazanacağının kabulü gerekmiş olup aşağıdaki gibi davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile,
1-… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile takip talebindeki kayıt ve şartlarla takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibari ile yargılama ve tahkikat gerektirdiğinden inkar tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 306,99 TL harçtan peşin alınan 76,75 TL harcın mahsubu ile, bakiye 230,24 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 440 TL posta ve tebligat masrafı, 1.600 TL bilirkişi masrafı, 76.75 TL peşin harç gideri olmak üzere cem’an 2.706 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 13/02/2019

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*