Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/507 E. 2021/83 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/507 Esas
KARAR NO : 2021/83
DAVA : Yargılamanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 12/03/2013
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülen yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı şirket yetkili temsilcisi …, davalı banka aleyhine açtıkları menfi tespit davasının reddine karar verildiğini, dosyada yaptıkları incelemede bilirkişi heyetinin mahkemeyi bilerek kasıtlı ve yalan beyan ile yanılttıklarını, kasıtlı beyanların mahkeme kararına esas teşkil ettiğini, dayanak senedin genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, sözleşmesi nedeniyle borcunun bulunmadığını, bilirkişilerin kasıtlı beyanı ile kredi sözleşmesi ile borçlu gösterildiğini, mahkemece davalarının reddine karar verildiğini, bu konuda Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, daha önce mahkeme beyanlarını haklı çıkaran … Cumhuriyet Başsavcılığının delil teşkil eden 2018/… nolu kararının da değerlendirilerek, şirket ile kefil sıfatı ile …, … ve … olarak kötü niyetle taraf olmadıkları 28/01/2016 tarihli kredi sözleşmesine bağlı usulsüz olarak 227.429,35.TL borçlandırıldıkları mahkeme hükmünün kaldırılmasına, ayrıca bankanın 28/01/2006 tarihli kredi sözleşmesine bağlı olarak,… İcra Müdürlüğü 2009/… Esas dosyasından ipoteklere bağlı, …. İcra Müdürlüğü 2009/… esas sayılı dosyasından 28/07/2006 tarihli boş teminat senedi ile …. İcra Müdürlüğü 2009/… Esas sayılı dosyasından 18/01/2005 tarihli boş ve borç hükmü olmayan aleyhlerine yapılan usulsüz takiplerin iptaline karar verilmesini, usulsüz olarak tahsil edilen paraların yasal faizleri ile birlikte tahsiline, her bir davacı lehine kötü niyet tazminatına, maddi ve manevi tazminata ve haklarında devam eden takiplerin tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı …, bilirkişinin kasıtlı raporu ile taraf olmadığı bir sözleşmeye bağlı olarak aleyhine kötü niyetle … İcra Müdürlüğü 2009/… Esas dosyasından yapılan takiple haberi dahi olmadan evinin satılması, eşyalarının haczi ile, …. İcra Müdürlüğü 2009/… esas sayılı dosyasından kefil imzasının olduğu 28/07/2006 tarihli boş ve hükümsüz teminat senedi ile yapılan kambiyo haczi ile maaşına konulan haczin yılardır şahsını mali ve hukuki olarak mağdur ettiğini, yeniden muhakeme davasının açılış tarihinden sonra henüz eline geçlen savcılık kararı ve bu kararı kesinleştiren mahkeme kararının değerlendirilerek, mağduriyetine neden olan haczin HMK’nın 381. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili; iade-i muhakemeye ilişkin HMK’nın 375. maddesindeki yasal şartların oluşmadığını, ileri sürülen tüm hususların davada kanun yollarında ileri sürülen sebepler olduğunu, bilirkişi heyetinin bilerek yalan ve yanıltıcı beyanda bulunduğu yönündeki iddianın da dayanağı bulunmadığını, sadece soyut beyandan ibaret olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, HMK’nın 375/1-f maddesi gereğince yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Davacılar tarafından iade-i muhakeme talebine ilişkin ekte sunulu belgeler ve iddialar esas davanın mündericatında ileri sürülmüş ve kanun yolu incelemelerinden geçmiş hususlardır. Yargılamanın iadesini talep eden, talep dilekçesi ekinde kesinleşen mahkeme kararında hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiler hakkında verilmiş kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunduğuna, karşı taraf hakkında yaptıkları suç duyurusu sonucu ceza davası açıldığına ilişkin her hangi bir belge sunmamıştır. İlgili savcılık birimleri ile de yapılan yazışmalar neticesinde adı geçen bilirkişilerin görevinin gereklerine aykırı olarak yalan beyanda bulunmak suçundan hakkında ceza davası bulunmadığı anlaşılmıştır. Sunulan savcılık kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararları iade-i muhakeme talepleri açısından yetersizdir.
HMK’nın 375/1-f m. uyarınca bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olmadığı gibi, bilirkişilerin kasten gerçeğe aykırı beyanlarına ilişkin kesinleşmiş hüküm olması gerektiği, kaldı ki davacıların iddia ettiği bilirkişi raporlarının yeni ele geçirilmiş belge niteliğinde olmadığı, bir uzman görüşü niteliğinde olup, mahkemece hükme esas alınarak kanun yolu incelemelerinden geçtiği görülmekle yasal şartları oluşmayan talep ve davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL peşin harcın ve 59,30-TL başvuru harcının davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki tarifeye göre 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacılar …, … ile davalı Asya Katılım Bankası vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*