Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/503 E. 2019/25 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/465 Esas
KARAR NO : 2019/33

DAVA : Ayıplı Çıkan Araç Nedeniyle Onarım Bedeli Alacağı
DAVA TARİHİ : 12/02/2016 (Yetkisiz Erzincan 1. AHM 2016/36 Esas)
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının www.sahibinden.com isimli web sayfasında yayınlamış olduğu ilana dayalı olarak 03/11/2015 tarihinde davalıdan … Marka, 2004 model, … tipi otomobil satın aldığını, ilanda aracın elektrik tesisatının yanık olduğu belirtilmiş ise de, satın alındıktan sonra yapılan detaylı muayenede bundan başka bir çok hasarların da olduğunun tespit edildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırılarak gizli ayıbın tespit edildiğini belirterek fazlaya dair hakların saklı kalmak üzere onarım bedeli 25.700 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili firmanın hasarlı ve pert olmuş araçları genellikle tamircilere ya da otomobil parçası satan firmalara sattığını, satılan araçlara ilişkin herhangi bir vaatte bulunmadıklarını, alıcının aracı mevcut durumu ile beğenerek satın aldığını, kaldı ki davacının araç alım satım işi ile uğraşıyor olması gözetilerek araçtaki ayıplar ilk muayene ile ortaya çıkacak türden ayıplar olması nedeniyle kanundaki hak düşürücü sürenin geçtiğini, tespit dosyasında ayıbın varlığı tespit edilmiş ise de taraflar arasında ayıbın ihtilaf konusu olmadığını, ayıbın gizli olmadığını, kaldı ki bu ayıplar nedeniyle piyasa rayicinin çok altında bir fiyata aracın satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, gizli ayıp iddiası ile satın alınan araç nedeniyle yapılan onarım masraflarının davalı satıcıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yetkisiz … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yerel kurumlar nezdinde yapmış olduğu yazışmalar neticesinde davacının araç alım satım işi ile iştigal eden tacir vasfını haiz olduğu tespit edilerek ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılamanın yürütüldüğü, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesindeki yetki itirazı uyarınca yetkisizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize tevzi edildiği anlaşılmaktadır.
İddia ve savunmaların değerlendirilmesi neticesinde taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının;
1-Delil Tespiti suretiyle düzenlenen rapor içeriğine nazaran satılan araçtaki ayıbın açık ayıp mı gizli ayıp mı olduğu, TBK’nın 223/2. maddesi kapsamında ayıbın olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkabilecek türden olup olmadığı,
2-Bu kapsamda ayıp ihbarlarının süresinde yapılmış sayılıp sayılamayacağı,
3-Ayıp ihbarlarının süresinde yapılmış olacağı ihtimalinde ise, araç satım bedeli ve mevcut ayıplara nazaran satım bedelinin kadr-i maruf olup olmadığı, davacının alım esnasında bu ayıpların varlığından haberdar olup olmadığı, satım bedeline nazaran söz konusu ayıplar ile satılan malı o haliyle kabul etmiş sayılıp sayılamayacağı konularında toplandığı anlaşılmaktadır.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı tespit raporu ile biyel motorunun kolunun kırılarak yeniden çıktığı, motorun tamir kabul etmeyeceği, motordaki kırık alan içerisinde kablo yanık kirleri olduğu, motordaki blok patlamasının kablo yanığından önce oluştuğu, elektrik kablo demetlerinin yer yer yanık durumda olduğu, araç modeli ve değişen parçanın eski olması nedeniyle araçta değer düşüklüğü bulunmadığı belirtilmiştir. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu ile de araçtaki bu hasarların açık ayıp niteliğinde olduğu, söz konusu hasarların araç alımı esnasında fark edilmemesinin imkansız olduğu, bu mevcut hasarlara göre satım bedelinin uygun ve kadr-i maruf olduğu teyit edilmiştir.
Aracın resmen satın alınma tarihi 03/11/2015 olup, delil tespiti 27/11/2015 tarihinde talep edilmiştir. Delil tespiti raporunun düzenlenme tarihi ise 02/12/2015 olup bu rapor davacıya 15/02/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Ne var ki, davacı satın aldıktan 24 gün sonra 27/11/2015 tarihinde delil tespiti yoluna başvurmuştur. Dosyadaki vergi dairesi, ticaret sicil müdürlüğü cevabi yazılarından davacının galericilik işi ile uğraştığı yani tacir sıfatını taşıdığı izahtan varestedir. Bu durumda, TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca ayıp gizli ayıp olsa dahi tacir olan davacı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde gerekli muayeneleri yaptırarak 8 gün içerisinde davalı satıcıya ayıp ihbarında bulunmakla yükümlüdür. Oysa ki, yukarıda da belirtildiği üzere davacı aracı 03/11/2015 satın ve teslim almış olup,10/11/2015 tarihinde tek taraflı ekspertiz rapor aldırmış, 27/11/2015 tarihinde ise delil tespiti yaptırmıştır. Buna rağmen ayıp ihbarını 10/12/2015 tarihli noter ihtarnamesi ile davalı yana bildirmiştir. Ayıbın varlığının gizli ayıp olduğu varsayıldığında dahi 8 günlük ihbar süresi içerisinde bildirim gerçekleştirilmemiştir. Her ne kadar davacı tanıklarından … arızayı ilettiklerini belirtmişse de ne zaman iletildiği belirsizdir. Kaldı ki, mahkememizce aldırılan teknik raporda da açık bir şekilde ifade edildiği üzere, araçta meydana gelen hasarın, krank miline bağlı biyel kolunun, motor blokunu da patlatarak, kırılmış vaziyette dışarı çıktığı, buna göre aracın alımı esnasında (özellikle araç alımı ile iştigal eden) davacının satın alırken söz konusu ayıbı çıplak gözle fark etmemesinin mümkün olmadığı, hasarın varlığının çıplak gözle fark edilmesinin mümkün olduğu, araçtaki söz konusu eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olduğu görülmektedir. Bir başka söyleyişle, TBK’nın 223/2. maddesi kapsamında ayıbın olağan bir gözden geçirme ile hatta çıplak gözle bile incelendiğinde anlaşılabilecek türden ayıplardan olduğu anlaşılmaktadır. Böylelikle, olağan bir göz atma ile fark edilmesi mümkün türden ve aleni olan bu ayıplar nedeniyle somut olayda TTK’nın 23/1-c maddesinde tacirler için ön görülen 2 günlük hak düşürücü sürenin uygulanması gereklidir. Eldeki davada bu süreler çoktan geçtiğinden davanın öncelikle hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekmiştir.
Bir an için ayıp ihbarının süresi içerisinde yapılmış olduğunu varsaydığımızda ise, araç satın alındığı tarihteki piyasa rayiçleri ile somut olaydaki satın alma bedelleri mukayese edildiğinde tespit edilen mevcut ayıplara nazaran satım bedelinin kadr-i maruf olduğu, 03/11/2015 itibariyle normal piyasa rayici 60.000 TL olmasına rağmen mevcut hasarlı haliyle 27.500 TL’ye davacı tarafından satın alınması davacının alım esnasında bu ayıpların varlığından haberdar olduğunu göstermektedir. Haberdar olmasa dahi bu işi meslek edindiği anlaşılan davacının TTK’nın 18/2. maddesinde düzenlenmiş “basiretli tacir” ilkesi uyarınca bilmesi gerektiğinin kabulü zorunludur. Dolayısıyla, maldaki ayıplara nazaran satın alma bedeli uyumlu olduğundan, davacının ayıpların varlığından haberdar değildim savunması da mahkememizce kabule şayan görülmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44.40 TL ret harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 7/2. maddesi gereğince davanın hak düşürücü süre yönünden reddi nazara alınarak 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/01/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*