Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/502 E. 2021/671 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/502 Esas
KARAR NO:2021/671

DAVA:İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:29/05/2017

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı … borçlusu/lehtarı … … … LTD.ŞTİ. arasında Kredi Sözleşmem imzalandığını, işbu sözleşmeyi diğer davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduklarını, taksitli, iskonto, KMH, rotatif kredi ile çek taahhüt bedeli kredisi kullandırıldığını, verilen kredinin sözleşme hükümlerine aykırı kullanılması nedeniyle, Genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden …. Noter1iğinin 03.01.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edildiğini, ihtarla verilen süre içinde 678.484,03 TL borcun ödenmemesi ve 22.670,00 TL çek taahhüt bedelinin depo edilmemesi üzerine, bu kez …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, borçlu hesabına 70.000,00 TL tahsilat yapıldığını, bu tahsilatın 5.191,17 TL’lık kısmı 5 adet çek taahhüt bedeline mahsup edildiği kalan 64.808,83 TL ise takip borcuna mahsup edildiğini, asıl borçlu yönünden ipotekle teminat altına alınmayan kısım yönünden takip yapıldığını, bu nedenlerle müvekkili bankanın 683.258,79 TL (gayrinakdi çek bedeli 12.060,00 TL hariç) alacağı üzerinden itirazın iptalini, takibin devamını ve davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığını, yetki itirazında bulunduklarını, bu nedenle davanın öncelikle usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin ticari hayattaki olumsuzluklara ve aleyhine açılmış birçok dava olmasına rağmen hiçbir firmaya borcu bulunmadığını, ayrıca müvekkili şirketin hiçbir bankaya karşı temerrüte de düşmediğini, borçlarını ödeme planına sadık kalarak ödediğini, kurun yükselmesi ile kat ihtarnamesi gönderen ve alacağı tahsil için harekete geçen bankanın kötü niyetli hareket ederek, kendisine verilen hakları suiistimal ettiğini, davacı tarafça takibe konulan asıl alacak miktarının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, ticari ilişkin hacminin genişliği nedeniyle müvekkili tarafından borç miktarının belirlenmesinin imkansız olduğunu, borç miktarının belirlenmesi için bankaya yapılan başvuruların da sonuçsuz kaldığını, müvekkili tarafından bankaya yapılan ödemelerin ve banka lehine düzenlenerek verilen çek ve senetler hakkında müvekkillerine hiçbir bilgi verilmediğini, asıl alacak miktarının uzman hesabını gerektirmesi nedeniyle bu alacağa işleyecek faizinde bilinmesinin imkansız olduğunu, ayrıca kredi sözleşmesinde dahi belirtilmeyen %28,08 ve %33,12 oranında faizin açıkça gabin olduğunu, alacaklı bankanın bu faiz oranlarıyla borcu ikiye katladığını, faiz miktarının kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın reddini, davacı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 22/02/2018 tarihli celsesi, 5 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 27/06/2018 tarihli raporunda özetle;
”SONUÇ
a-)Dava; davacı ile davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti. ile arasında imzalanan GKS uyarınca davalı asıl borçluya kullandırılan kredinin geri dönmemesi üzerine GKS’de diğer davalı kefil sıfatı bulunduğu iddiası ile asıl borçlu ve davalı hakkında ilamsız takip yapıldığı, davalıların takibe itirazı nedeniyle takibin durduğu, davacı tarafça mahkemeye açıları itirazın iptali davasıdır.
b-)Davacı bankanın davalıdan icra tarihi itibari ile alacağı, tarafımızca 613.171,55-TL asıl alacak, 65,834,76-TL işlemiş temerrüt faizi, 3.291,74-TL faizin %5 bsmv’si, 1.500,76-TL noter masrafı, 13.715,00-TL depo talep edilen çek yapraklarından gayri nakit kredi alacağı olmak üzere toplam 697.513,81-TL hesap edilmiş, irtibatlı dosyadaki 371,703,50-TI. limit ipoteği düşüldüğünde 325.810,31-TL bulunmuştur. Davacının talebi 352.270,29-TL’dir. Taleple bağlılık ilkesine göre karar Sayın Mahkemenin takdirindedir.
c-)Davacı bankanın davalı kefilden icra tarihi itibari ile alacağı, tarafımızca 613.171.55-TL asıl alacak, 65.834.76-TL işlemiş temerrüt faizi, 3.291,74-TL faizin %5 bsmv’si, 1.500.76-TL noter masrafı, 13.715,00-TL depo talep edilen çek yapraklarından gayri nakit kredi alacağı olmak üzere toplam 697.513,81-TL hesap edilmiştir. Davacının talebi 696.973,79-TL’dir. Taleple bağlılık ilkesine göre karar Sayın Mahkemenin takdirindedir.
d-)İcra takibinin devamı yada iptali, % 20’den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatı konularındaki karar Sayın Mahkemeye aittir.
e-)Yargılama giderleri ve vekalet ücreli talepleri hakkındaki karar Sayın Mahkemeye aittir.
Nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere arz ederim.” denilmiştir.
Mahkememizin 19/12/2019 tarihli celsesi, 2 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 02/02/2020 tarihli ek raporunda özetle;
”SONUÇ :
Dava dosyasına sunulan delillerin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere yaptığım ek inceleme ve hesaplama neticesinde;
a-) İcra tarihi 28.04.2017 tarihi itibari ile davacı bankanın 608.883,34-TL asıl alacak, 9.715,61-TL ödenmemiş taksitlerin gecikme faizi+BSMV, 2.078,26-TL ana paranın temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faizi+BSMV, 35.152,20-TL temerrüt tarihinden icra tarihine kadar temerrüt faizi+BSMV, 1.500,76-TL noter masrafı, 13.715,00-TL depo talep edilen çek yapraklarından gayri nakit kredi alacağı olmak üzere toplam 671.045,17-TL toplam hesaplanmıştır. İrtibatlı dosyadaki 371.703,50-TL limit ipoteği düşüldüğünde 299.341,67-TL bulunmuştur. Karar Sayın Mahkemenin takdirindedir.
b-) İcra tarihi 28.04.2017 tarihi itibari ile davacı bankanın 608.883,34-TL astl alacak, 9.715,61 -TL ödenmemiş taksitlerin gecikme faizi+BSMV, 2.624,54-TL ana paranm temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faizi+BSMV, 34.818,48-TL temerrüt tarihinden icra tarihine kadar temerrüt faizi+BSMV, 1.500,76-TL noter masrafı, 13.715,00-TL depo talep edilen çek yapraklarından gayri nakit kredi alacağı olmak üzere toplam 671.045,17-TL toplamı hesaplanmıştır. Karar Sayın Mahkemenin takdirindedir.
c-) İcra takibinin devamı yada iptali, %20’den aşağıya olmamak üzere kötü niyet tazminatı konularındaki karar Sayın Mahkemeye aittir.
d-) Yargılama giderleri ve vekalet ücreli talepleri hakkındaki karar Sayın Mahkemeye aittir.” denilmiştir.
Mahkememizin 01/10/2020 tarihli celsesi, 2 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişilerin 13/12/2020 tarihli 2. ek raporunda özetle;
”SONUÇ ve KANAAT:
1- Davacı banka ile davalı … borçlusu/kredi lehtarı …. LTD.ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı/kefilinde mütesesil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemiş oldukları nazara alındığında, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
Davalı Kefilin/lerin Sorumluğu: Davalı/Kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının 1.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan ASIL BORÇ toplamının 613.171,55 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı KEFİLİN hem kendi ve hem de davalı şirketin temerrüdü ve hukuki sonuçlarından dolayı borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği (Lütfen bkz: TBK 5S9 m. mülga B.K 490.mAnın sayın yargı makamınca değerlendirilebileceği)
2-DAVACI BANKANIN TAKİP TARİHİ İTİBARİYLE ALACAKLARI:
A) Nakdi Kredi Yönünden
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak 613.171,55 613.171,55 613.171,55
İşlemiş faiz 65.320,46 53.468,08 53.468,08
Gider Vergisi(BSMV) 3.266,02 2.673,40 2.673,40
Masraf 1.500,76 1.408,93 1.406,93
TOPLAM ALACAK 663.258,79 670.721,96 670.721,96
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 12.536,83 TL (683.258,79 -670.721,96=) reddi durumunda. TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutan 574.735,69 TL’na (ticari nitelik kredi için) %28,62 oranında ve asıl alacak tutarı 38.435,86 TL’na (esnek hesap için) %28,08 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b) Gayri nakdi Çek Taahhüt Bedelinin DEPO Edilmesi Yönünden
Dosya içeriğinde bulunan çek statü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen (11) adet çek yaprağından dolayı toplam 13.715,00 TL faiz getirmeyen bir hesapta davalı … lehtarı şirket ve kefil tarafından müteselsilen DEPO etmeleri gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 9/21 ve 10.9 maddesinin yanı sıra 5941 S.Çek Y. 2,ve 3 m. uyarınca),
3-DAVA TARİHİNDEN (29.05.2017) SONRA Olmak üzere taşınmaz satışlarından dolayı toplam 270.000,00 TL kısmi TAHSİLAT sağlanmıştır. İşbu tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği,
Sonuç ve kanaatine varılmıştır.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davacı banka defterleri usulüne uygun tutulmuş olup, sahibinin lehine delil olarak kullanılabilecek niteliği taşımaktadır.
06.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile Simpa şirketinin kullandığı kredilere diğer davalının 1.000.000 TL kefalet limiti ile müteselsil kefil olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı krediler, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu kredilerdir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı/kefilin şirket ortağı ve yöneticisi oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
Bilirkişi kök raporunun 20. Sayfasında ayrıntısı belirtildiği üzere 09.09.2016-03.01.2017 tarihleri arasında çok sayıda taksit ödenmemiştir. Bu nedenle hesabın kat edilmesinde GKS’nin 8. Maddesi gereği davacı haklı olup aksi yöndeki davalı tarafın iddiası yerinde değildir.
Yetki itirazında bulunulmuş ise de GKS 13.4 . Maddede yetki şartının bulunduğu, yetki şartının gerçek kişi kefiller açısından da TTK 7. Maddedeki teselsül karinesi gereğince geçerli olduğu, buna göre yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
GKS’nin 11. Maddesinde “bankaca uygulanan kredi faiz oranı” baz alınarak temerrüt faizi oranının belirlenmesi kararlaştırılmış olup, “bankaca uygulanan kredi faiz oranı” ibaresinin anlamının fiilen uygulanan faiz oranı olup, tabela faiz oranı diye tabir edilen TCMB’na bildirilen en yüksek faiz oranın temerrüt faizi oranın belirlenmesinde hesaplamaya esas alınamayacağı anlaşılmış ve bu doğrultuda ek rapor aldırılmıştır.
Riski devam eden ve bu nedenle depo edilmesi gereken miktar 13.715 TL’dir.
Davalı/kefilin, Genel Kredi Sözleşmesinde kefilin sorumluluğunu düzenleyen çek kredisi ile ilgili depo yükümlülüğüne ilişkin açık bir düzenlemenin bulunması nedeni ile davalılardan kefillerin de depo sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmıştır.
Teknik ayrıntısı yukarıda özetlenmeye çalışıldığı ve bilirkişi raporunda tam detayı olduğu üzere bilirkişi tarafından hesap kat tarihinde, takip tarihinde ve hukuki menfaatin tespiti açısından dava tarihinde asıl alacak ve temerrüt tarihi ve temerrüt faiz oranına göre fer’ileri hesaplanmıştır.
KMH kredide temerrüt faizi oranın tespiti ise TCMB’nın 2006/1 ve 2013/8 sayılı tebliğleri doğrultusunda yapılmıştır.
Şirket kredi kartı temerrüt faizi oranın tespiti ise TCMB’nın 2013/10 sayılı tebliği ile 2006/1 sayılı tebliğin 3. Maddesinden sonra eklenen 3/A maddesi doğrultusunda yapılmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasında yapılan itirazların;
Davalı … açısından;
613.171,55 TL asıl alacak,
53.468,08 TL işlemiş temerrüt faizi
2.673,40 BSMV
1.408,93 TL masraf olmak üzere toplamda 670.721,96 TL üzerinden iptaline,
Fazlaya ilişkin 12.536,83 TL açısından davanın reddine,
Davalı … açısından;
299.018,46 TL asıl alacak üzerinden iptaline,
İstanbul 10. İcra Dairesinin 2017/2331 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi dosyasında yapılan 270.000 TL tahsilatın icra müdürülüğünce alacaktan mahsubuna
İşleyecek temerrüt faizine itirazın “takip tarihinden itibaren ticari nitelikli kredi için asıl alacak miktarı olan 574.735,69 TL üzerinden % 28,62 sözleşmesel yıllık temerrüt faizi oranında, business card ve esnek hesap kredisi için asıl alacak miktarı olan 38.435,86 TL üzerinden % 28,08 (TCMB’nın kredi kartları için yayınladığı gecikme faiz oranlarınca değişen oranlarda) temerrüt faizi ile ve temerrüt faizinin % 5 gider vergisi ile birlikte tahsili” şeklinde iptaline,
Depo talebine itirazların “13.715 TL’nin faiz getiren bir hesapta depo edilmesi” şeklinde itirazının iptaline,
670.721,96 TL’nin %20 olan 134.144,39 TL’nin (davalı … açısından 59.803,69 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 45.817,02-TL ilam harcından 8.248,85-TL peşin harcın düşümü ile eksik kalan 37.568,17-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, (davalı … açısından 25.391,07-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına)
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL başvuru harcı, 8.248,85-TL peşin harç olmak üzere toplam 8.280,25-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 50.586,10-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine (davalı … açısından 21.204,81‬-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına),
5-Davalılar, kendilerini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 2.606,00-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 2.558,18-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı … açısından 1.412,18‬-TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına),
7-Davalılar tarafından yapılan 47,90-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 0,88-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı …’ye verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalı … üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.08/07/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …