Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/498 E. 2020/154 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/498 Esas
KARAR NO : 2020/154
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında bir sözleşme akdedildiğini, davalının yetkisi servis sıfatıyla müşterilere montaj, demontaj, servis hizmeti verdiğini, 22.12.2014 tarihinde imzalanan sözleşmede belirtilen adetlerde ürünlerin davalının siparişi üzerine kargo ile gönderileceğinin kararlaştırıldığını, bu şekilde davalının satın aldığı araç takip sistemi cihazları ile ilgili düzenlenen faturaların davalıya gönderildiğini, davalının 8 gün içerisinde itiraz etmediğini ve 115.548,05.-TL kendilerine borçlandığını ancak ödeme yapmadığını, bunun üzerine …. Noterliğinden 05.10.2015 tarih, …yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek davalı borçluya 115.548,05-TL borcunun 3 gün içerisinde ödenmesi yönünde ihtarname keşide edildiğini, bu ihtara rağmen davalının ödeme yapmadığını, bahsi geçen alacağın tahsili için; davalı aleyhine, …. İcra Müdürlüğü 2015/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun ödeme emrine yapılan haksız itirazın 58.484,55.-TL üzerinden kaldırılmasını, davalının kötü niyetli olarak icra takibine itirazı nedeniyle, %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmış, yazılı beyanları ile davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
1-…. İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası.
2-…. Noterliği’nin 05/10/2015 tarih, 34113 yevmiye numaralı ihtarnamesi.
3-Davacının ticari defter ve kayıtları.
4- Bilirkişi raporu
5- Tarafların beyan ve dilekçeleri.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, cari hesap ilişkisinden ve faturalardan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz. Ancak TTK 21/2 maddesi uyarınca , faturalara 8 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde faturadaki gösterilen bu bedeli kabul edilmiş sayılır.
Fatura tek başına alacağın kanıtı değildir. Faturanın dayanağı olan temel ilişkinin ispatı gerekir. Tek yanlı düzenlenen faturanın, düzenleyen tarafın kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olması alacağın varlığını ispatlamaz. (Yargıtay 19 H.D. 2009/8074 E- 2010/5025 K sayılı içtihadı).
Faturalarda belirtilen malların davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki malların davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının …. İcra Dairesinin 2015/… esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağından kaynaklanan 114.297,25-TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, ödeme emrinin 21/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içerisinde 26/10/2015tarihinde borca itiraz ettiği, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği , dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir bilirkişinin 12/07/2019 tarihli 10 sayfalık raporunda özetle; davacı ticari defterlerinin; açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığını, defterlerin usulüne uygun tutulduğunu birbiri ile uyumlu olduğunu ve doğruladığını, 2014-2015 takvim yılına ait kanuni defterlerinin; HMK’nun 222/2 maddesi hükümlerine güre delil teşkil ettiğinin tespit edildiğini, davacının ödeme emri tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar davalıya 413,00,-TL daha mal/ürün satış faturası düzenlediğini ve bu nedenle davalı borcuna 413,00-TL daha borç kaydedildiğini, sonuç olarak ödeme emri tarihinden 31.12.2015 tarihine kadar taraflar arasında bir takım alışverişlerin daha vuku bulduğunu ve neticede kesin hesapların 31.12.2015 tarihinde netleştiği ve 31.12.2015 tarihinde davacının davalıdan 62.411,45.-TL alacağının olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından, davalıya keşide edilen ihtarnamede davalıya; satın aldığı araç takip sistemi cihazları ile ilgili olarak düzenlenen faturalar sonucunda, 115.545,05 .-TL alacaklarının olduğunun, bu alacağın 3 gün içerisinde ödenmesi gerektiğinin, aksi takdirde yasal yollara müracaat edileceğinin İhtarının yapıldığının, tespit edildiğini bildirmiştir.
Davalı tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz edilmiş, bir kısım ödeme belgeleri sunulmuş, bu kapsamda dosya ödeme belgeleri değerlendirilmek üzere bilirkişiye tevdii edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişinin 27/11/2019 tarihli 4 sayfalık ek raporunda özetle; davalı tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçesine ekli; 21.03.2015 tarih … seri numaralı 442,50,-TL ve 16.12.2015 tarih … seri numaralı 5.752,50.-TL faturaların davacı ticari defterlerinde gözükmediğini, bu fatura içeriğinin mal/hizmetin davacı tarafından teslim alındığının ispatı halinde; raporun 5 ve 6 maddelerinde yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucu davacının ödeme emri tarihinde davalıdan 56.216,45,-TL alacağının olduğunu, aksi takdirde davalı tarafından ödeme emrine edilen itirazın, davacı talebi olan 58,484,55 TL üzerinden iptal edilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu takibe ilişkin borç bakiyesi bulunduğu ve bu anlamda cari hesap borç ilişkisinin oluştuğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, işbu davanın açıldığı, taraflar arasında malın teslimi hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalının sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile iade faturası düzenlendiğini, hesaptan düşülmesi gereken bir kısım bedellerin olduğunu iddia ettiği, sunmuş olduğu belgelerin bilirkişi tarafından incelendiği, faturaların bir kısmının davalı lehine davacı defterlerine kaydedildiği, bir kısmının 2016 dönemine ait olduğu ödeme emrinden sonra düzenlendiği dava konusu olmadığı, … ve … nolu faturaların davalı tarafından davacıya mal/hizmetin teslim edilip edilmediğini ispat edemediği, ispat yükünün beyanları doğrultusunda üzerinde olan davalının tüm bu iddialarını ispat edemediği, davalının herhangi bir ödeme belgesi de ibraz etmediği, davacının davasını tüm bu açıklamalarla ispatladığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın kabulüne karar verilerek,
Dava konusu fatura alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; …. İcra Müdürlüğü’nün 2015/… Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın iptaline ile, takibin 58.484,55 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl olacak olan 58.484,55 TL’ye, takip talebindeki kayıt ve şartlarla faiz uygulanmasına,
2-Alacak niteliği itibari ile likit ve belirlenebilir olduğundan %20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatı 11.696,91 -TL’nın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 427,28-TL. peşin harç ve 31,40-TL. başvurma harcı olmak üzere toplam 458,68-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 3.995,07-TL. harçtan peşin alınan 427,28-TL’den düşümü ile bakiye kalan 3.567,79-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 8.402,99-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından karşılanan 1.173,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır