Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/474 E. 2018/164 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/474
KARAR NO : 2018/164
DAVA : Menfi Tespit (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/06/2016
KARAR TARİHİ: 08/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ile müvekkili şirket arasında 28/04/2010 tarihinde 32.890.000 EURO bedelli 4 adet römorkör teminine ilişkin mal alım satım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin römorkörleri taahhüt ettiği şekilde inşa ederek davalıya teslim ettiğini, sözleşmenin 16.7.1. Maddesinde belirtilen 2 yıllık garanti süresi boyuncada tüm garanti sorumluluklarını ifa ettiğini, garanti sürelerinin sona ermesine müteaikip davacı tarafça 16/07/2014 tarihli yazı ile müvekkilinin toplam borcunun 334.089,17 TL olarak bildirildiğini, oysaki davacı tarafça iletilen taleplerin müvekkili şirket tarafından garanti kapsamında karşılandığından davacının düzenlemiş olduğu faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, buna rağmen davalının garanti kapsamında kaldığından bahisle fatura düzenlemeye devam ettiğini davalının tanzim ettiği faturaların birçoğunun keyfi yenileme ve değişim taleplerine ilişkin olup, herhangibir üretim hatası ayıp eksiklik vs nin müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuran bir durum olmaksızın kullanıma bağlı veya başka nedenlerle meydana gelen arızalara ilişkin talepler olmasının yanısıra garanti süreleri dolduktan sonraki döneme ilişkin talepler olması nedeni ile müvekkili şirketin garanti kapsamında herhangi bir ödeme sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek müvekkili şirketin davalıya borcu olmadığının tespiti ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde zarureten ödemek zorunda kaldığı 597.772,22 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddiası sözleşmeye dayandığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu öte yandan davacının 2 yıllık garanti süresi boyunca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından satın alınan römorkörlerde garanti kapsamında meydana gelen arızalara ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı şirketin sözleşmenin 16.7. Maddesinde düzenlenen garanti süresi içerisinde meydana gelen arızları gidermekle yükümlü olduğunu garanti kapsamındaki arızaların garanti süresi içeresinde davacı tarafa bildirildiğini bu bildirimlerde arızaların giderilmesi aksi halde sözleşme tahtında gerekli işlemin yapılacağının iletildiğini, sözkonusu bildirimlere rağmen davacının arızaları giderme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine müvekkili kurum tarafından 3. Şahıslara yaptırılan arızlara ilişkin harcamaların yüklenici davacı firmaya yazılı olarak bildirildiğini davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka dekontunda herhangibir itirazı kaydın ileri sürülmeyerek alacağın varlığı ve miktarının kesin olarak kabul edildiğini, bu nedenle davanın haksız olduğunu savunarak usul ve esasa ilişkin itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)’ nin 2016/298 esas, 604 karar ve 28.12.2016 tarihli görevsizlik kararı verilmek suretiyle mahkememize gönderilmiştir.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, taraflar arasında akdedilen 4 adet römorkör satım ve satım sonrası garanti sözleşmesi kapsamında yapılan bakım ve onarımların garanti kapsamında kalıp kalmadığı uyuşmazlığına ilişkindir.
İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2016 tarih 2016/298 Esas ve 2016/604 Karar sayılı ile; eldeki davada römorkör satışı sonrası garanti kapsamında olmayan tamir, onarım ücretinin ödendiğini ancak yapılan ödemelerin garanti kapsamında olmaması nedeniyle davalıdan talep edilmesi üzerine mahkemece dava konusu uyuşmazlığın istisna akdinin özelliklerini de içinde barındıran alım satım sözleşmesinden kaynaklandığı bu nedenle TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesine ilişkin hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, taraflar tacir olup uyuşmazlık konusunun, her iki yanın ticari işletmesi ile ilgili olması nedeniyle davanın TTK’nın 4 ve 5. maddelerine göre mutlak ticari dava niteliğinde olduğu, bu nedenle görevli mahkemenin deniz ticareti ve deniz sigortalarından kaynaklanan davalar dışındaki hukuk davalarına bakmakla görevli ticaret mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya kül halinde mahkememize gönderilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın, görev hususunu düzenleyen 5. maddesinin ikinci fıkrasında “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir.” hükmü getirilmiştir.
HSYK’nın 20/07/2004 gün 370 sayılı kararı ile İstanbul ilinde Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulup, faaliyete geçtiği anlaşılmaktadır. Yine HSYK’nın 24/03/2005 günlü 188 sayılı kararında Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan yerlerde, ticaret mahkemesi bulunması halinde bu mahkemenin, ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı hususu kararlaştırılmıştır.
Deniz alacağı hususunda, 6102 sayılı TTK’nın 1352/1. maddesinde “Deniz alacağı; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: ” ve aynı maddenin 1-m bendinde “Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması.” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda; taraflar arasındaki satım sözleşmesi ve sözleşme uyarınca davacı tarafça verilen garanti kapsamında, süresinde olan ve garanti kapsamına giren bakım ve tamiratların ödendiği ancak garanti kapsamında olmayan ödemelerin yapıldığı, yapılan ödemelerin garanti kapsamında olmaması nedeniyle davalıya ödenen bedelin istirdadına ilişkin eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda anılan madde uyarınca deniz alacağına ilişkin olduğu ve denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, davanın denizcilik ihtisas mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden aşağıdaki şekilde karşı görevsizlik kararı verilmiştir. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/875 Esas, 2016/8651 Karar sayılı, 06/10/2016 tarihli mercii tayini içtihadı)
HÜKÜM : Yukarıda yazılı nedenlerle;
1-Dava konusu uyuşmazlık TTK’nın 1352/1 bendi gereğince deniz alacağı kapsamında kaldığı anlaşıldığından, alacak deniz ticaret hukukundan kaynaklandığından mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 21/1-c maddesi uyarınca kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde mercii tayini için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-İş bu karara karşı İstinaf Kanun Yolu denetiminden geçmek suretiyle kesinleşmesi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul (Denizcilik İhtisas) 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/02/2018

Başkan …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Üye …
E-imzalıdır
Katip …
E-imzalıdır