Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/473 E. 2021/81 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/473 Esas
KARAR NO : 2021/81
DAVA : İtirazın İptali (Elektrik Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARŞI DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 18/05/2017
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
YAZIM TARİHİ : 19/03/2021

Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA :
Davacı karşı davalı, davalının kaçak elektrik kullanıma ilişkin miktar tespit edilerek fatura edildiğini ancak karşılığının ödenmediğini belirterek başlatılan takibe vaki olmuş itirazın iptalini, asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı karşı davacı, …, davacı kurumun 15 yıldan fazla abonesi olduğunu, 2011 yılında tüm borçlarını ödediğini, davacı kurumca sayacını yerine takılmadığını ve götürüldüğünü, kiralama sözleşmesi yapması için defalarca müracaat etmişse de sözleşme yapmadıklarını, aboneliklere kiracısı Kamile Sevinçtekin adına tutanaklar tutulduğunu ve icraya verildiğini, aynı soyadı ile kendi adına da gıyabında tutanak tutulduğunu, çok yüksek ve fahiş rakamlarla borç tahakkuk edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Karşı davada 02/01/2018 tarihinde bakkal işine başladığını, kiracılar döneminde, alakası olmadan gerçek dışı abone sahipliğinden kaçak tutanaklar düzenlendiğini, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi için müracaat edilmesine rağmen aboneliği faal hale getirmediklerini, haksız olarak tesisatımı sayacını kör tıpa yaparak ölçüm yapmasının engellendiğini belirterek dava sonuçlanana kadar mevcut fatura borçsuz olan aboneliğini tedbir’en faal hale getirilmesi, 16/10/2014 tarihinde 300-TL 20/09/2014 tarihinde 220-TL akabinde 650,00-TL toplam 1170,00-TL aboneliğinden haksız olarak para tahsil edildiğini ileri sürerek bedelin iadesini ve karşı tarafa borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kaçak elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ettirilen fatura bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup karşı dava ise haksız yere tahakkuk yaptırıldığından bahisle menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Kaçak elektrik tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli tutanaklardan olup davacı tarafından bir çok defa kayıtsız ve abonesiz zati sayaçtan kullanım yapmış olduğu görülmektedir. Kök raporda bilirkişi tarafından belirtilen eksik belgeler tamamlanması için davacı kurum vekiline süre verilmiş olup verilen süre içerisinde ilgili tahakkuklara ilişkin tutanak ve dayanak belgelerin sunulduğu görülmüştür. Dava konusu tutanakların bir önceki mükerrer tutanaktaki sayaç endeks farkına göre yapılmış olduğu yani davalının fiilen kullandığı elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğinden yükümlü olduğu tutanakların davalı adına düzenlendiği imzadan imtina edilmişse de aksini ispatlayacak delillerin dosyaya sunulmadığı, davacı kurum tarafından yapılan hesaplamaların EPDK mevzuatına uygun olarak düzenlendiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi hesaplamalarında faiz ile faizin KDV’si hesaplanmışsa da dava değeri 20.163,75-TL’ye ilişkin olup sadece asıl alacak tutarı dava konusu yapılmıştır. Bu nedenle davacı tarafın faiz hesaplamasına ilişkin itirazları incelenmemiştir.
Takip talebinde takipten sonra işleyecek faiz tutarı %16.80 gecikme faizi ve faizin %18 KDV’si olarak talep edilmiş olup bunun dayanağı da elektrik piyasası müşteri hizmetleri yönetmeliği ve perakende satış sözleşmesi olarak gösterilmiştir.
Elektrik faturalarından alınması gereken katma değer vergisinin (KDV) düzenlendiği Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 9. maddesinde; tarife tespitinde yer almayan ve elektrik enerjisi tüketiminin kWh’ı başına tahsil edilmesi gereken ve Kanunlarla belirlenmiş olan vergi (Belediye Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi ve bunun gibi) resim ve harcın, teşekkül veya şirket tarafından ayrıca faturalara ilave edilerek tahsil edileceği, düzenlenmiştir. Diğer taraftan, davacı kurum sözleşme yapmak ve böylece karşı edim borçlanmak şartıyla kamuya hizmet sunmuş bulunmaktadır. Davalı taraf ise, sözü edilen hizmetten sözleşme vasıtasıyla yararlanacağı yerde böyle bir sözleşme yapmaksızın karşılıksız ve kaçak olarak elektrik enerjisinden yararlanmış bulunmaktadır. O halde, taraflar arasında dürüstlük ilkesine uygun olarak kaçak kullanım halinde “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğu kabul edilmeli ve davacı idarenin bu gibi durumlara ilişkin olarak belirlediği kurallara uygun bedelin davalı tarafından ödenmesi gerekir. Bu sonuç için sunulan edimden davalının sadece yararlanmış olması gerekli ve yeterli görülmelidir. (Yargıtay 3. HD 2016/2029 Esas, 2016/3574 Karar, 10/03/2016) Konuya ilişkin yasal mevzuat uyarınca kaçak kullanım bedeline KDV eklenmesi yasal bir zorunluluk olduğuna ve taraflar arasında sözleşme benzeri bir ilişki kurulduğuna göre, davalının kaçak kullanımından, bu çerçevede de sorumlu olduğu açıktır.
Diğer yandan dava konusu kaçak elektrik bedelinin belirlenmesinin yargılama ve bilirkişi incelemesi gerektirdiği, alacağın likit ve muayyen olmadığı anlaşılmakla inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm cihetine gidilmiştir. (Yargıtay 3. HD 23.06.2016 2016/8586 E. 2016/9844 K.)
Karşı dava yönünden ise herhangi bir ödeme belgesi sunulmadığı gibi yapılan ödemelerin mevzuata aykırı olduğu da anlaşılamamıştır. Nitekim, alınan bilirkişi raporları uyarınca tahakkuk ettirilen tutanaklar ile hesaplamaların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
HÜKÜM/ Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Asıl davanın KABULÜ ile; … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile, dava konusu edilmiş asıl alacak tutarı 20.163,75-TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak %16.80 (EPMH Yönetmeliği ve Perakende Satış Sözleşmesi uyarınca değişir oranlarda) gecikme faizi ile %18 faizin KDV’si ile birlikte tahsili için takibin devamına, davacı vekili işlemiş faiz yönünden hesap itirazında bulunmuşsa da dava konusu alacak kapsamında sadece asıl alacak bulunduğu işlemiş faizin dava konusu edilmediği anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alacak niteliği itibariyle bilirkişi teknik incelemesi gerektirdiğinden inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Karşı davanın REDDİNE,
4-Asıl davada alınması gereken 1.377,38-TL harçtan peşin alınan 193,61-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.183,77-TL’nin davalı karşı davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Asıl davada davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine,
6-Davacı karşı davalı tarafından sarfedilen; 193,61-TL peşin harç gideri, 31,40-TL başvuru harç gideri, posta masrafı 189,50-TL ve 1.400-TL bilirkişi gideri olmak üzere cem’an 1.814.51-TL’den ibaret yargılama giderinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine, karşı davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Karşı davada davacı karşı davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.170,00-TL vekalet ücretinin davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya ödenmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.10/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*