Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/46 E. 2022/391 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/46 Esas
KARAR NO : 2022/391

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Fatih Caddesi/Arnavutköy Şubesi ile davalı kredi lehtarı…Ltd.şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, davalı kefillerinde işbu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, işbu sözleşmeye istinaden nakdi krediler ile gayrinakdi çek bedeli kredisi kullandırıldığı, verilen kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi üzerine Gaziosmanpaşa …Noterliğinin 29.06.2016 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile hesabın kesilip kat edildiği, verilen 7 günlük süre içinde borcun ödenmemesi üzerine bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile 1.227.459,76 TL nakdi ve 31.700,00 TL gayrinakdi alacağın tahsili için ilamsız icra takibi açıldığı, davalıların asıl borca, işlemiş faize ve faiz oranına itiraz ettiği ve takibin durduğu beyan edilerek davacı bankanın 1.227.459,76 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu edilen genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarnamesi ve hesap özeti dava dilekçesi ile birlikte müvekkiline tebliğ edilmediğini, davacı …Ş ile müvekkilleri arasında hukuki bir ilişki mevcut olmayıp alacağa dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan imza müvekkillerinin eli ürünü olmadığını, davacı tarafın takibine dayanak olarak gösterdiği genel kredi sözleşmesi müvekkillerinin tamamen bilgisi dışında imza altına alınmış olup müvekkil şirketleri temsile yetkili kişilerin eli ürünü olmadığını, ortada hukuken geçerli bir sözleşmenin varlığı davacı tarafından ispatlanamamışken davacı tarafın sözleşmeye dayanarak alacaklı olduğuna yönelik beyanları dayanaksız ve kötüniyeti açık olan beyanlar olduğunu, sözleşmenin hukuki varlığı tespit ve ispat olunmadan davacının afaki beyanlarının hiçbir geçerliliği olmadığını, keza müstekar Yargıtay İçtihatları gereğince davacı tarafın öncelikle sözleşmenin varlığını ispat etmesi ve alacağını belgelendirmesi gerektiğini, bir an için dayanak gösterilen genel kredi sözleşmesinde bulunan imzaların müvekkillerine ait olduğu düşünülse dahi; davalı müvekkillerinin, davacı tarafa herhangi bir borçları ya da taahhütleri bulunmadığını, davacı taraf müvekkillerine ihtarname gönderdiğini iddia etse de, ihtarnameye itiraz edilmiş ve borcun bulunmadığı ayrıca imzaya itirazlarımızın saklı tutulduğu davacı tarafa ihtarname ile iletilmiş olduğunu bu nedenle muacceliyet ve temerrüt olgusu gerçekleşmediğini, davacının ispat edemediği haksız ve mesnetsiz davasının reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller tarafından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre,kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 12. maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” …Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
… Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalıların asıl borçlu şirketin ortakları olduğu görülmüştür.
Sözleşmelerin incelenmesinde; 21/01/2015 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında 1.000.000,00-TL bedelli Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davalı kredi lehdarı şirkete kredili mevduat hesabı, taksitli kredi ve şirket kredi kartı ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli kredisi kullandırıldığı, diğer davalıların müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, 17.03.2015 tarihinde 500.000,00-TL, 12.06.2015 tarihinde 1.500.000,00-TL, 04.02.2016 tarihinde 200.000,00-TL limit artırımları yapılarak toplamda 3.200.000,00-TL kredi kullandırıldığı, kefillerin kefalet limitlerinin krediyle aynı miktarda arttırıldığı görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından… Noterliği’nin 29/06/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 01/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı kefillerin de sözleşmedeki adreslerine 01/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 7 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren 7 gün eklenmek suretiyle 09/07/2016 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının İstanbul… İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmelerinden kaynaklanan toplam 1.227.459,76-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 17/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların da süresi içerisinde 24/08/2016 tarihinde borca itiraz ettikleri görülmüştür.

Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalıların sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 29/04/2019 tarihli raporunda özetle; davalı şahıslar yönünden medar-ı tatbik imza asıllarının gönderilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizin 17/12/2020 tarihli celsesi 5 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 19/04/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı banka ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, anılan sözleşmeyi davalı/kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiğini, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 3.200.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının 1.077.756,52 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de davalı kredi lehtarı şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın borcun tamamından müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin düşünülebilineceğini, kredili mevduat hesabı kredisi bakımından Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 236.89,00- TL (24.455,07 – 24.218,18- reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 22.959,49-TL tamamen ödeninceye kadar yıllık 430,24-TL oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceğini, taksitli ticari krediler bakımından Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 91.147,03 TL (1.145.856,47-1.054.709,44) reddi durumunda, takip tarihinden itibari asıl alacak tutarı 1.000.927,60 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık 48,48 oranında işleyecek sözleşmesel ternerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceğini, şirket kredi kartı bakımından Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 1.4476,47 TL (54.484.92 -53.008,45) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 51.289,43-TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %30,24 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceğini, çek taahhüt bedeli tazmin kredisi bakımından Mahkemece raporun benimsenmesi halinde, alacağın az bile talep edilmiş olduğu nazara alınarak, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 2.580,00 TL tamamen ödeninceye kadar yıllık %48,48 oranında işleyecek sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun %5 gider vergisi ile birlikte istenilebileceğini, Davacı banka gayrinakdi çek taahhüt bedeli alacağının varlığını ve miktarını mevcut delillere göre ispatlayamadığını, dava tarihinden (13.01.2017) sonra olmak üzere toplam 131.186,00-TL’lık (19.500+9.258+50.000+5.000+47.428-TL) kısmi bir tahsilat sağlandığını, anılan tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiğini,…-kredi garanti fonunun kefaleten bankaya tazmin ettiği bedel yönünden;… fonunun kefaletiyle kullandırılan kredi borcuna karşılık anılan Kurum (… A.Ş.) tarafından davacı bankaya 02.06.2017 tarihinde (Dava tarihi 13.01.2017’den sonra) 136.737,00 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığını, davacı banka kefalet protokolü kapsamında, tazmin edilen işbu bedelin davalıdan tahsil edilmesinde sözleşmesel olarak yetkili ve sorumlu pozisyonunda bulunduğunu, çünkü bu ödemeler davalılar tarafından yapılmadığı için, hesaplamalara dahil de edilmediğini, davacı banka tazmin edilen bu bedel bakımından takibe aynen devam etme yükümlülüğü bulunduğunu, bir başka deyişle davacı banka, … A.Ş. ile imzalanan kefalet protokolü ve Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yukarıda takip tarihi itibariyle hesaplanan alacak kalemleri üzerinden icra takibine aynen devamı edilebilineceğinin düşünüldüğünü belirtmiştir.
Mahkememizin 27/05/2021 tarihli celsesi 5 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 11/10/2021 tarihli ek raporunda özetle; kök raporun dava tarihinden sonra yapılan tahsilat ile gayrinakdi çek taahhüt bedeli yönünden revizyon yapıldığını, davacı bankanın gayrinakdi çek taahhüt bedeli alacak tutarı 17.010,00 TL’nin davalı kredi lehtarı şirketten depo edilmesini talep edebileceği, ancak sözleşmesel olarak davalı kefillerden depo edilmesini talep etme hakkının bulunmadığı düşünüldüğünü, bu yöndeki nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, dava tarihinden (13.01.2017) sonra olmak üzere, 24.03.2017 tarihinde 13.613,59 TL’lık kısmi bir tahsilat sağlandığını, anılan tahsilatın dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiğini, iş bu revizyon yapılan kısım dışında kök rapordaki görüşlerin aynen yinelendiği görülmüştür.
Mahkememizin 11/11/2021 tarihli celsesi 1 no.lu ara kararı gereğince, dosyamızda 2.ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 28/01/2022 tarihli 2.ek raporunda özetle; Davacı bankaca temerrüt tarihinden sonra olmak üzere peyderpey çok sayıda parçalı bir şekilde toplam 260.221,59 TL’lık tahsilat sağlandığını, iş bu tahsilatın 246.608,00 TL’lık kısmı kök raporda taksitli kredi borcuna mahsup edildiğini böylece 13.613,59 TL’lık (260.221,59-246.6085) kısmı açıkta kaldığını, bu miktarın borca mahsup edilmemiş olduğunu, dolayısıyla dava tarihinden sonraki bir tarihe sarkan mahsubun haliyle icra takibindeki borçtan düşülememiş olduğunu, temerrüt tarihi itibariyle 1.000.927,60 TL alacak hesaplandığını, davacı bankaca ise 1.050.883,01 TL alacak talebinde bulunulduğunu, bu durumda takdiri mahkemeye ait olmak üzere 49.955,41 TL fazla talebin yerinde olmadığı mütalaa edildiğini, hesaplamada yapılan mahsup sonucunda, 13.613,59 TL’lık (260.221,59-246.608=) kısmı açıkta kaldığı yani dava tarihinden sonra borca/alacağa mahsup edilmiş olduğunun anlaşıldığını, neticeten; bundan önceki ek raporda mevcut delil durumuna göre bir revizyon yapılmadığının bildirildiği görülmüştür.
İsticvap; Mahkememizce davalılardan … ve …’a belirtilen gün ve saatte hazır bulunmadıkları taktirde inkar edilen 04.03.2016 ve 21.01.2015 tarihli GKS’deki kefalet imzalarının HMK 211 maddesi gereğince ikrar etmiş sayılacakları hususunun ihtar edildiği ve ekinde ilgili kefalet imzalarının suretleri eklenen isticvap davetiyesi çıkartıldığı, davalılardan …’a 22.04.2022, …’a 02.07.2021 tarihinde tebliğ edildiği, duruşma gün ve saatinde hazır olmadıkları, mazeret de bildirmedikleri görülmekle dava konusu genel kredi sözleşmelerindeki kefalet imzalarını ikrar etmiş sayılmışlardır.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davalı gerçek kişiler tarafından her ne kadar kefillerin sözleşmedeki imzası inkar edilmiş ise de mahkememizce madde 211 uyarınca davalı asillere isticvap davetiyesi gönderildiği, ihtaratlı davetiyeye rağmen davalıların mahkememiz huzurunda hazır olmadığı, bu halde yasa gereği imzayı ikrar etmiş sayılarak yargılamaya devam olunmuştur.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2017 tarih ve … Esas karar sayılı kararı ile davalı şirket hakkında verilen iflas kararının kesinleştiği, müflis masasına 34 sıra numarasında kayıtlı alacaklı … Bankası vekili tarafından 1.431.767,97TL +11.975,00TL nin şarta bağlı olmak üzere alacak kaydı yaptırıldığı, İstanbul … İflas İdaresi … İflas sayılı dosyada alınan kararla; toplam 1.443.742,97TL alacağın 11.975,00-TL’sı şarta bağlı olmak kaydıyla tamamının kabulü ile sıra cetvelinde 4.sıraya kaydının yapılmasına karar verildiği ve buna göre davanın davalı şirket yönünden konusuz kaldığı;
Davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edildiği, kefile başvurulabileceği, temerrüdün oluştuğu, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın gerçek kişi davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Gerçek kişi davalılar açısından kısmen kabulü ile davalıların İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasındaki itirazlarının;
a- Kredili Mevduat kredisi açısından;
22.959,49 TL asıl alacak,
732,85 TL işlemiş temerrüt faizi
36,64 TL BSMV
89,20 TL ihtiyati haciz masrafı
400 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplamda 24.218,18 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 34,24 sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
b- Taksitli Ticari Kredili açısından;
1.000.927,60 TL asıl alacak,
51.220,80 TL işlemiş temerrüt faizi
2.561,04 TL BSMV olmak üzere toplamda 1.054.709,44 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 48,48 sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
c- Şirket kredi kartı açısından;
51.289,43 TL asıl alacak,
1.637,16 TL işlemiş temerrüt faizi
81,86 TL BSMV
olmak üzere toplamda 53.008,45TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 30,24 sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
d- Çek taahhüt bedeli tazmin kredisi açısından;
2.580 TL asıl alacak,
79,34 TL işlemiş temerrüt faizi
3,96 TL BSMV
olmak üzere toplamda 2.663,30 TL üzerinden itirazın iptaline,
İşleyecek faiz oranına itirazın ise “asıl alacak üzerinden takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek % 48,48 sözleşmesel temerrüt faizi ile” şeklinde iptali ile
e- Takibin bu şekilde ödeme emrindeki kayıt ve şartlarda devamına,
f- Gayri nakdi çek taahhüt bedeli kredisi alacağı depo bedeli açısından davanın reddine,
g- Fazlaya ilişkin istemlerin reddine
ğ- 1.134.599,37-TL’nin % 20’si olan 226.919,87 TL tazminatın gerçek kişi davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı şirket açısından dava konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 77.504,48-TL ilam harcından peşin alınan 14.824,65-TL’nin mahsubu ile bakiye 62.679,83-TL ilam harcının gerçek kişi davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 14.824,65-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 14.856,05- TL’nin gerçek kişi davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 72.510,98-TL vekalet ücretinin gerçek kişi davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 12.771,74-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılar tarafına verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 2.108,45-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.949,00-TL’nin gerçek kişi davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,

Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.
26/05/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır
lu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”