Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/45 Esas
KARAR NO : 2021/43
DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2015
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin…Ltd. Şti’nin %50 hissesine sahip iki ortağından biri olduğunu, davalının ise şirketin diğer ortağı olduğunu ve temsil yetkisine tek başına sahip olduğunu, müvekkilinin şirkete 2010 yılının Temmuz ayında ortak olduğunu ve bu tarihten 05/03/2012 tarihine kadar şirket faaliyetlerini tek başına temsil yetkisine sahip olan davalının sürdürdüğünü, daha sonra davalının hisselerini… isimli bir şahısa devrettiğini, 06/03/2012 tarihinde davalının ve …’in bir araya gelerek müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle müvekkilinin rızası hilafına eski ortağı …’ın imzasının bulunmadığını, … nolu 06/03/2012 tarihli ortaklar kurulu kararı alındığını, davalının 2010-2011 yıllarında şirkette usulsüz işlemler yaptığını, şirket üzerinden haksız kazançlar elde ettiğini, Maliye Bakanlığı Vergi Denetleme Kurulu tarafından inceleme başlatıldığını ve vergi ziayi cezaları kesildiğini, kesilen 33.018,91TL’nin müvekkili tarafından ödendiğini, bu nedenlerle ödenen bu paranın dava tarihinden başlamak üzere faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, davalı adına kayıtlı araç gayrimenkul ve banka mevduatları üzerine ihtiyati haciz şerhi konulmasını, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava Dışı … Ltd. Şirketi’nin %50’şer hissedar olduğunu, müvekkilinin şirketteki sahip olduğu %50 hisseyi İstanbul … Noterliğinin 05.03.2012 tarih, … yevmiye nolu ortaklık devir ve temlik sözleşmesi ile dava dışı …’e devrettiğini, 06.03.2012 tarihli … nolu ortaklar kurulu kararı ile hem devir işlemi kabul edilerek pay defterine işlendiği hem de müvekkilinin şirket müdürlüğünden istifa etmesi nedeniyle ayrıldığını, şirket ile herhangi bir ilişiğinin kalmadığını, müvekkilinin 05.03.2012 tarihine kadar, şirketin ortağı ve teorik olarak şirket müdürü olmakla beraber gerçekte şirketin tüm iş ve işlemleri davacı ve eşi … tarafından yönetildiği ve yürütüldüğünü, müvekkilinin ilgili tarihlerde resmiyette şirket müdürü olarak yer alması tüm sorumluluğun tarafına yüklenmesi sonucunu doğurmayacağını, zira müvekkili şirket hisselerini, davacı ve eşinin usulsüz ve haksız işlemleri nedeniyle devrettiğini, davacının eşini, şirket adına attığı imzalar nedeniyle şikayet ettiğini, soruşturmanın…Cumhuriyet Başsavcılığı… soruşturma numaralı dosyasında davacı ile eşinin müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle verdiği talimatlara ilişkin evraklarında yer aldığını, davacı kendisine alacaklı idare tarafından herhangi bir cebri tahsil yöntemi uygulanmaksızın kendi rızası ile 6552 sayılı yapılandırma yasasından yararlanmak suretiyle hissesine düşen miktarı taksitlendirmek için başvurduğu ve başvuru sonucunda kendi hissesine düşen borcu taksitlendirmek suretiyle ödediğini, kendi hissesine düşen borç dışında bir ödeme yapmadığından ortada müvekkilinin sorumlu tutulabileceği bir borç bulunmayacağını, müvekkilinin hiçbir bilgisi olmayan vergi borcu ve cezaları ile ilgili olarak söz konusu borçlar kesinleşme aşamasına gelene kadar davacının şirket tüzel kişiliğinin her türlü yasal hakkını kullanması gerektiği ve tarhiyat öncesi uzlaşma, dava açma vs. gibi haklarını araması gerektiği halde aramadığını, müvekkilinin hiçbir aşamasında haberdar olmadığını, haberdar edilmediğini, ödemeden sonraki süreçte bilgi sahibi olduğu bu duruma ilişkin, davacı tarafından sorumluluk yüklenmesini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, beyan ederek hukuken müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, ayrıca davaya konu kamu borcunun doğumu ile ilgili defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi üzerine, katma değer vergisi indiriminin reddedilmesiyle ortaya çıktığını dolayısıyla defter ve belgeler, 2012 yılında inceleme için ibraz edilse idi, Katma Değer Vergileri indirimleri reddedilmeyecek ve şu anki borç söz konusu olmayacağından bu durumun davacının kusuru olduğunu ifade ederek, davanın reddi ile dava değerinin %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı ortağın dava dışı şirketin eski ortağı durumundaki olan davalıdan, dava dışı şirket adına ödenmiş olan miktarın tahsiline yönelik alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizin 04/04/2019 tarihli celsesi 6. ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 15/2019 tarihli raporunda özetle;
”İNCELEME VE DEĞERLENDİRME;
USUL İNCELEMESİ
Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas-… Karar Mahkemenin 02.02.2016 tarihli kararı ile davacının davasının şirket ortaklığından kaynaklanan alacak olduğu gerekçesi ile usulden reddedilerek dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir. Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas dosyası ile kaydedilen dosya bu kez yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile 02.11.2016 tarihinde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bu kez davanın açıldığı sayın Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesi… Esas-… karar numarası altında yetkisizlik kararı ittihaz ettiğinden, dosya 13.1.2017 tarihinde tevzine tabi tutularak İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi huzuruna gelmiş ve … E numarasını almıştır.
Dava Dışı Şirketin Kuruluşu Ve Tasfiyesine Kadar Sürede Olayların Gelişimi;
1-Şirket kuruluşu: …LTD.ŞTl. 6762 sayılı TTK hükümlerine uygun olarak 11.12.2009 tarihinde 50.000,00 TL sermaye ile kurulmuş olup; 25.000,00 TL sermaye payı ile davalı … 25.000,00 TL sermaye payı ile dava dışı … tarafından kurutmuştur.
2-Dava Dışı… hissesini 23.06.2010 tarihinde davacı …’a devretmiş ve bu devir 02.07.2010 tarih, 7598 sayılı Türkiye ticaret sicili gazetesinde ilan edilmiştir.
3-Şirket hissedarlarından davalı … şirkette mevcut 25.000,00 TL kıymetindeki sermaye payının tamamını istanbul … Noteri, 05.03.2012 tarih ve …sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’e devir etmiştir.
Şirket ortaklar kurulu 12.04.2012 tarihinde toplanmış ve hisse değişikliği için karar almıştır. Alınan kararın İstanbul … Noterliğinin 10.04.2012 tarih, … sayı ile onaylı ortaklar Kurulu kararının tescil ve ilanı istenmiş 11.04.2012 tarihinde tescil edilmiştir.
Keyfiyet pay defterine işlenmiş ve şirkette mevcut hisse durumu; 25.000,00TL … 25.000,00TL …olarak 17.04,2012 tarih, 8050 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilmiştir.
4-Şirket 2011 yılında davacıların mahkemeye başvurarak şirket tasfiyesini talep etmişler ve İstanbul… ATM … esas sayılı dosyasından … sayılı kararı ile şirketin tasfiyesine karar verilmiştir.
5-23.05.2019 tarih 9835 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmış ilana göre şirket tasfiye hafinde olup son olarak atanan tasfiye memuru davalı …’dır.
Bilirkişiden istenenler; sayın Mahkemenin 04.04.2019 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye tevdi ile “…iddia ve savunma sunulan deliller, …nolu dosya ile tecil taksitlendirme yapılan ve toplam 33.018,91TL olan ödemenin hangi vergi işlemlerinden kaynaklandığı ve dosyanın dayandığı vergi inceleme raporları, tahakkuklar, vergi ceza ihbarnameleri ve vergi suçuna ilişkin Asliye Ceza mahkemesi dosyası, imza sahteciliğine ilişkin soruşturma dosyası incelenerek, davacının, davalıdan davaya konu alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının tespiti hususunda rapor alınmasına…” ifadeleri ile görevimi belirlemiştir.
Sayın mahkemenin tevdi ettiği görev ile bilirkişiden talep ettiği olaylar aşağıda sırasıyla özetlenmiştir.
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Grup Başkanlığı … Sayılı-09.12.2013 Tarihli Vergi İnceleme Raporu Özet;
…Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı …. Ltd.Şti.nin 2011 yılı hesaplarının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeme fiili sebebiyle KDV yönünden sınırlı olarak incelenmesi ile;
Dava dışı şirketin 2011 Ocak ve 2011 Mart dönemlerinde indirim konusu yaptığı KDV defter ve belgeler vergi müfettişine ibraz edilmediğinden indirim konusu yapılan KDV red edilmiş ve KDV beyannameleri yeniden düzenlenmiştir.
Yeniden düzenlenen KDV beyanları nedeniyle, dava dışı şirkete 12.423,54 TL res’en KDV tarih ettirilmiştir. Vergi aslı ile birlikte dava dışı şirkete birden çok Vergi ziyaî cezası kesilmiştir.
Vergi inceleme raporunda yer alan sonuç bölümüne göre, dava dışı şirkete;
1-1.170,00 TL Özel Usulsüzlük cezası
2-5.534,08 TL Özel Usulsüzlük cezası
3-37.270,62 TL Vergi Zıyaı Cezası
4-12.423,54 TL KDV fark kesildiği görülmektedir
6552 Sayılı Kanundan Yararlanma;
Davacı … Vergi dairesine hitaben 6552 sayılı kanun hükümlerinden yararlanmak üzere vermiş olduğu dilekçesinde,”…%50 ortağı olduğum …Ltd. Şti. (… vergi no) borçlarının %50lik hisse oranındaki kısmını 6552 sayılı yasadan yararlanarak ödemek istiyorum..” dilekçesi ile başvurmuş ve yapılandırma talep etmiştir.
… Vergi Dairesi tarafından düzenlenen yapılandırma taksitinde borç 6 taksit olarak yapılandırılmıştır.
Yapılandırmanın borç tutarı 33.018,91 TL olarak tahakkuk etmiştir.
Davacı tarafından yapılandırılan bu borç, dosyada mübrez banka hesap ekstrelerine göre zamanında ve vadesinde davacının eşine ait kredi kartlarından ödenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Bu ödemelere davalı taraf ödemelerin davacı eşi…tarafından yapılmış olduğundan, davacının aktif husumet ehliyeti olamayacağı gerekçesiyle davanın reddedilmesini talep etmektedir.
VERGİ BORÇLARININ HANGİ VERGİ BORCU OLDUĞUNA DAİR İNCELEME;
Davacı … adına 15.10.2014 tarihinde yapılandırrlan vergi borçları vergilendirme dönemi ve vergi türlerine göre dağılım tablosuna göre tamamı Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Sınırlı KDV inceleme raporu kapsamında dava dışı …Ltd. Şti.’ne vergi müfettişi tarafından kesilen “Özel Usulsüzlük Cezası, KDV Gerçek, Gecikme Faizi, Vergi Ziyam Cezası Stopaj Ve Damga Vergisi” olarak davacıya 33.018,91 TL olarak taksitlendirildiği görülmüştür.
Davacı vergi dairesinden borçlarının %50 sinin taksitlendirilmesini talep etmektedir. Dosyada dava dışı şirketin vergi borçlarını gösteren bir borç dökümü bulunmadığından yapılandırılan bu vergi borçlarının davacının talebi gibi dava dışr şirket borcunun %50’si yani davacıya düşen hisse oranı miktarı kadar olduğu değerlendirilmiştir.
İstanbul… Asliye Ceza Mahkemesi… Esas Sayılı Dosyası;
Anılar dosya halen derdesttir.
04.06.2014 2. Celse Tanık…Beyanı “…Osman…’ ı uzun süredir tanıyorum. 2009 yılında yeni bir şirket kurmak istediğini söyledi, bende ortağımdan ayrılmıştım. Şirketimizin iflası söz konusuydu bazı sorunlar vardı bu nedenle ortaklıkta eşimin adını yazdırdım.. 10 ay bu şekilde çalıştık, paralar bankaya geldiği için muhasebede sorunlar yaşamıyorduk, sanık … bey müdürdü benim şirkette suiistimal yaptığımı iddia etti aramızda kargalaştık davalı olduk, bir şirketin tasfiyesi için dava açtık … aslında şikayetçi eşim sanık … ile ortak olurken bir üçüncü kişide ortaktı ancak resmiyette bunun adı yoktur bu …’ tır. Eşim ve bu şahıs %50 hisseli idi sanık … da %40 hisseli idi her ne kadar eşim resmiyette bu şirkete ortak idi ise de bende şirket ile ilgileniyordum…” ifadesi bulunmaktadır.
06.06.2015 tarihli 7. Celse TANIK beyanları;
8. Celsesinde Tanık Beyanları;
Dava dışı Tanjk …; “… beni aradı, … beyle şirket kuracaklarmış beni bu şirkette görmek istediler ben resmiyette ortak olmayacağımdan dayım … ortak oldu ve kağıt üzerinde
… %30
… %30
…bey %40 olarak anlaştık dayım… emekli olacağı için onun kağıt üzerindeki, hissesi ve …’a devredildi resmi olarak şirkette … ve … kaldı.
Şirket, Bursa’da hazır beton santrali işletmesi işi aldı, işin bitiminde işin zarar etmesi nedeniyle sıkıntılar yaşandı, işin teknik takibini … bey ve ben yapıyordum. Bu işten zarar edince Bülent bey bizimle devam etmek istemedi…”
Anılan dava dışı şirkette gayri resmi ortaklarının mevcut olduğu anlatılmaktadır.
İMZA SAHTECİLİĞİNE İLİŞKİN SOKUŞTURMA DOSYASl-1
Ltd.Şirket hisse devri ile ilgili davacının imza sahteliğine ilişkin beyan ettiği soruşturma dosyası eklen veya karar örneği dosyada mübrez belgeler içerisinde yer almamaktadır.
İmza Sahteciliğine İlişkin Soruşturma Dosyası:.2
… Cumhuriyet Başsavciliği … Soruşturma Dosyası;
Müşteki: …
ŞÜPHELİ: …
ŞÜPHELİ: …
ŞÜPHELİ: …
Soruşturma dosyasında davacı … 2010-2012 yıllan arasında … Ltd. Şti. ortakları oldukları, şüpheli …’ın müvekkilinden habersiz olarak şirket namına para aktarımları yaptığım, bu anlaşmazlıklar sonucu müvekkilinin hissesini 3. Bir şahsa devrettiğini şüphelilerin müvekkilinin imzasını taklit ederek bankadan talimatla para çektikleri ve bu talimatların imzalarının büyük çoğunluğunun müvekkiline ait olmadığını beyanla şikayetçi olmuştur. Müştekinin şüphelilerden yine aynı konularla alakalı önceden de şikâyetçi olduğu şüpheliler hakkında takipsizlik kararları verildiği anlaşıldığından, mükerrer soruşturma yapılamayacağından şikâyetle ilgili kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Davacının, Davalıdan Davaya Konu Alacağının Bulunup Bulunmadjğı Hk. İnceleme;
Sayın mahkeme davacının davalıdan alacaklı olup olmadığına dair tevdi ettiği görev kapsamrnda yapılan İncelemede ise taraflar Limited Şirket ortağı olduklarından, şirket Müdürleri şirket borçlarından amme borçları sebebiyle tüm borçlardan, müdür olmayan ortaklar ise borçtan hisseleri oranında sorumludur.
Yukarıdaki bölümlerde yapılan incelemede davacı tarafın dava dışı şirkete ait vergi borçlarını %50 hissesi oranında ödediği görülmüştür.
Kamu Alacağına İlişkin Limited Şirket Ortakların Sorumluluğu;
Limited şirket ortaklarının sorumluluğu;
Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkan» bulunmayan vergi borçlarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya, tüm mal varlıkları ile sorumludurlar (AATUHK35). Doğrudan doğruya sorumluluğun anlamı şahsi mal varlığı ile sorumluluktur. Dolayısıyla, limited şirket ortaklan kusurlu olsun olmasınlar borçlardan dolayı sorumlu tutulabileceklerdir.
Limited şirketlerin amme borçları
Madde 35 – (Değişik: 22/7/1993 – 4369 21 Md.) Limited şirket ortakları şirketten tahsil imkam bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar. Ancak müdür konumundaki yetkililer borcun tamamından sorumludur.
Davacı Tarafından Ödenen Vergilerin Davalıdan Talep Edilip Edilemeyeceği;
Limitet Şirketlerde Ortak ve Müdür Sorumluluklarında Ortaklar, şirket borçlarından doğrudan sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler.
Bir sermaye şirketi türü olan limitet şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir.
Ortağın asıl borcu, taahhüt ettiği sermayeyi ödemektir. Sermaye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğu sona ermekte olduğundan limited şirketin borçlarından şahsen sorumlu olamazlar. Ortakların sorumluluğu sadece ortaklığa karşıdır ve esas sermaye payı ile sınırlıdır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 35. maddesi, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağını ve bu kanunun hükmüne göre takibe tabi tutulacağını hükme bağlamış olmasına rağmen, davacı tarafından ödenen borç, onun limited şirkete karşı taahhüt ettiği veya ödediği sermaye borcundan ayrı, bağımsız bir borçtur.
Mali inceleme açısından, ortaklarla limited şirket alacaklıları arasındaki itilaflarda ortaklara başvurma imkanı tanımamıştır, limited şirketlerde kamu alacağından her ortak kendi payı oranında sorumlu olup bu payr haricindeki Ödediği kısım için diğer ortaklara rücu edebilir.
Somut davamızda davacının ödediği 33.018,91 TL dava dışı şirketin ödendiği tarihte hisseye düşen %50 vergi borcudur.
Buna ilişkin davacı vekilinin replik dilekçesinde “…müvekkilim yalnızca kendi hissesi oranında değil davalının kusuru ile sebep olduğu bütün vergi cezalarının tümünü ödemiştir…” ifadesi bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan hesaplamada vergi müfettişinin dava dışı şirkete kestiği ceza tutarı 56.398,24 TL’dir,
Dosyada dava dışı şirketin vergi borçlarını gösteren genel bir borç/alacak dökümü olmadığından davacı tarafından ödenen 33.018,91 TL’nin sadece davacı hissesine düşen %50 bedel olarak değerlendirilmiştir.
Bu bağlamda mali olarak limitet şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerlidir.
Sınırlı sorumluluk kuralı, şirketlerde en önemli kurallardan biridir. Söz konusu kural, ortağın şirketin özel borçlarından dolayı sorumluluğunu bertaraf etmektedir. Ortağın sorumluluğu sadece taahhüt ettiği sermaye tutarı kadardır. Kamu borçları dışında şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı ortağın, hiçbir surette sorumluluğu mevcut değildir ve bu borçlan karşılamak gibi bir mükellefiyeti bulunmamaktadır.
Şirket Yöneticilerinin Türk Ticaret Kanunu’na göre sorumlulukları;
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Kanun’un 553. ve 644. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, yönetim kurulu üyeleri veya müdürler, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olurlar.
Sorumluluk kusura dayalı bir sorumluluk olup kusur yoksa sorumluluk da yoktur. Hatta şirketin zarar etmiş olması veya beklenen gelişmeyi gösterememesi sorumlu tutmak için yeterli değildir. Davalının sorumlu tutulabilmesi için hukuki anlamda çok ağır kusurlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerekir ki bu anlamda yorum ve kusur bildirmek mesleki tecrüben dışı bir konu olduğundan ağır kusurluluk hakkında karar vermek takdirî mahkemeye aittir.
Bu bağlamda yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı tarafından dava dışı şirket adına 6552 sayılı kanun kapsamında ödenmiş olan %50 hisse kamu vergi borcu 33.018,91 TL davacının kendi hissesine düşen vergi borcu olup takdir mahkemeye ait olmak üzere talep edemeyeceği mütalaa edilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında;
Dava dışı …Ltd.Şti. 6762 sayılı TTK hükümlerine uygun olarak 11.12.2009 tarihinde 25.000.00 TL sermaye payt ile davalı …, 25.000,00TL sermaye payı ile dava dışı …tarafından kurulmuş olup, dava dışı …hissesini 23.06.2010 tarihinde davacı …’a devretmiştir.
Şirket aleyhine 2011 yılında İstanbul … ATM tarafından tasfiyesine ilişkin dava devam ederken, hissedarlarından davalı … şirkette mevcut 25.000,00TL kıymetindeki sermaye payının tamamını İstanbul .., Noteri, 05.03.2012 tarih ve … sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’e devir etmiş ve şirket ortaklar kurulu bu ortaklığı, İstanbul … Noterliğinin 10.04.2012 tarih, … sayısı ile … tarihinde tescil edilmiştir.
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu tarafından dava dışı şirket ve ortaklarına 19.11 2012 tarihinde dava dışı şirketin 2011 yılı hesaplarının incelenmesi için ortak dava dışı …’e 21.11.2012 tarihli defter belge isteme yazısının TK 21. Maddeye göre tebliğ edildiği,
Şirket ortağı davacı …’a gönderilen tebligat 04.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiş ve şirket defter ve belgelerinin davalı … Karaınan’da olduğu ve zimmetinde olmadığı beyan edilerek, şirket iie ilgili İstanbul … ATM … E sayılı dosyası ile tasfiye davasının bulunduğuna dair ifade verdiği,
Ayrıca davalının şirketteki hissesini devrettiği ve devir ile ilgili davacı …’ın imzasının taklit edildiğinden, bu kararın iptali için dava açılmış olduğu ve devam eden diğer soruşturmalarda yapılan bilirkişi incelemelerinde dava konusu hisse satışı ile ilgili kararda atılmış olan imzanın davacıya ait olmadığının sonucuna varıldığı beyan etmiş,
Dava dışı … Ltd.Şti.nın 2011 yılı hesaplarının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeme fiili sebebiyle KDV yönünden sınırlı olarak vergi müfettişince yapılan incelemede;
Vergi inceleme raporunda yer alan sonuç bölümüne göre, dava dışı şirkete asgari;
1.170,00TL Özel Usulsüzlük Cezası
5.534,08TL Özel Usulsüzlük Cezası
37.270,62TL Vergi Zıyaı Cezası
12.423,54TL KDV farkı olmak üzere toplam 56.398,24TL matrah tahakkuk ettirildiği, Davacının şirket ortağı olarak maliye bakanlığına yapmış olduğu 15.10.2014 tarih, … numaralı dilekçesi ile 6552 sayılı kanun kapsamında %50 ortak olduğu dava dışı şirketin hisseye düşen vergi borçlarının yapılandırılmasını talep ettiği, vergi idaresinin şirket borlarının %50’sini 33.018,91TL olarak yapılandırmış olduğu ve davacının hissesine düşen bu borcu vadelerinde ödediği,
Davacının ödediği 33.018,91TL’nin tamamının dosyanın dayandığı vergi inceleme raporu gereğince dava dışı şirkete kesilen vergi ceza ihbarnameleri tahakkuklarından meydana geldiği,
Sayın mahkemenin imza sahteciliğine ilişkin soruşturma dosyası incelenmesi talebinin dosyada mübrez belgeler içerisinde imza sahteciliğine ilişkin belge bulunmadığından incelenemediği,
Yukarıda yapılan incelemede limitet şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerli olduğundan, sınırlı sorumluluk kuralı gereği, ortağın şirketin özel hukuk borçlarından dolayı sorumluluğunu bertaraf ettiğini ve kamu borçları dışında şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı ortağın, hiçbir surette sorumluluğu mevcut olmadığından, davaa tarafından dava dışı şirket adına 6552 sayılı kanun kapsamında ödenmiş olan %50 hisse kamu vergi borcu 33.018,91TL davacının kendi hissesine düşen vergi borcu olduğu ve davalıdan talep edemeyeceği,
Şirket Yöneticilerinin Türk Ticaret Kanunu’na göre sorumlulukları ile ilgili,
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Kanun’un 553. ve 644. maddesinde belirtildiği, Buna göre, yönetim kurulu üyeleri veya müdürler, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacakfarrna karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarını düzenlediği,
Sorumluluğun kusura dayalı bir sorumluluk olup kusur yoksa sorumluluk da olmayacağı ve şirketin zarar etmiş olması veya beklenen gelişmeyi gösterememesi sorumlu tutmak için yeterli olamayacağı gibi şirket yöneticisinin sorumlu tutulabilmesi için hukuki anlamda çok ağır kusurlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiği gibi bu konunun hukuki konu ve mesleki tecrüben dışı bir konu olduğundan konu hakkında karar vermek takdiri mahkemeye aittir.
Meselenin asli ve nihai hukuki takdiri ile tavsifi (davacının ve davalının dava dosyasına yapmış oldukları iddia ve savunmalar da dâhil olmak üzere) 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü ve 6754 sayrlı Kanun’un 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran yüce Mahkemeye ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.” denilmiştir.
Mahkememizin 09.07.2020 tarihli celsesi ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 27.11.2020 tarihli ek raporunda özetle;
”İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
Tarafların itirazları kök raporumda değerlendirilmiştir.
Davacının TTK 553 m. atfının bilirkişice değerlendirilmediği hususunda yaptığı itiraz kök raporumda etraflıca açıklanmış ve hukuki yönden değerlendirmeye muhtaç olduğu açıklanmıştır.
Davalı tarafın husumet yönünden yapmış olduğu itirazlarda da takdir ve karar verme yetkisi sayın mahkemeye aittir.
Sonuç olarak tarafların kök rapora itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerim aynen muhafazası icap ettiği mütalaa edilmiştir.
KÖK RAPORUM SONUÇ:
Dava dışı … Ltd.Şti.6762 sayılı TTK hükümlerine uygun olarak 11.12.2009 tarihinde 25.000,00 TL sermaye payı ile davalı …, 25.000,00TL sermaye payı ile dava dışı …tarafından kurulmuş olup, dava Dışı … hissesini 23.06.2010 tarihinde davacı …’a devretmiştir.
Şirket aleyhine 2011 yılında İstanbul … ATM tarafından tasfiyesine ilişkin dava devam ederken, hissedarlarından davalı … şirkette mevcut 25.000,00 TL kıymetindeki sermaye payının tamamını İstanbul … Noteri, 05.03.2012 tarih ve …sayılı hisse devir sözleşmesi ile …’e devir etmiş ve şirket ortaklar kurulu bu ortaklığı, İstanbul … Noterliğinin 10.04.2012 tarih,… sayısı ile 11.04.2012 tarihinde tescil edilmiştir.
Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu tarafından dava dışı şirket ve ortaklarına 19.11.2012 tarihinde dava dışı şirketin 2011 yılı hesaplarının incelenmesi için ortak dava dışı …’e 21.11.2012 tarihli defter belge isteme yazısının TK 21. maddeye göre tebliğ edildiği,
Şirket ortağı davacı …’a gönderilen tebligat 04.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiş ve şirket defter ve belgelerinin davalı …’da olduğu ve zimmetinde olmadığı beyan edilerek, şirket ile ilgili İstanbul … ATM …Esas sayılı dosyası ile tasfiye davasının bulunduğuna dair ifade verdiği,
Ayrıca davalının şirketteki hissesini devrettiği ve devir ile ilgili davacı …’nın imzasının taklit edildiğinden, bu kararın iptali için dava açılmış olduğu ve devam eden diğer soruşturmalarda yapılan bilirkişi incelemelerinde dava konusu hisse satışı ile ilgili kararda atılmış olan imzanın davacıya ait olmadığının sonucuna varıldığı beyan etmiş,
Dava dışı …Ltd. Şti’nin 2011 yılı hesaplarının defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeme fiili sebebiyle KDV yönünden sınırlı olarak vergi müfettişince yapılan incelemede;
Vergi inceleme raporunda yer alan sonuç bölümüne göre, dava dışı şirkete asgari ;
1.170,00TL Özel Usulsüzlük Cezası
5.534,08TL Özel Usulsüzlük Cezası
37.270,62TL Vergi Zıyaı Cezası
12.423,54TL KDV farkı olmak üzere toplam 56.398,24 TLmatrah tahakkuk ettirildiği,
Davacının şirket ortağı olarak maliye bakanlığına yapmış olduğu 15.10.2014 tarih, 39805 numaralı dilekçesi ile 6552 sayılı kanun kapsamında %50 ortak olduğu dava dışı şirketin hisseye düşen vergi borçlarının yapılandırılmasını talep ettiği, Vergi idaresinin şirket borlarının %50 sini 33.018,91TL olarak yapılandırmış olduğu ve davacının hissesine düşen bu borcu vadelerinde ödediği,
Davacının ödediği 33.018,91TL’nin tamamının dosyanın dayandığı vergi inceleme raporu gereğince dava dışı şirkete kesilen vergi ceza ihbarnameleri tahakkuklarından meydana geldiği,
Sayın mahkemenin imza sahteciliğine ilişkin soruşturma dosyası incelenmesi talebinin dosyada mübrez belgeler içerisinde imza sahteciliğine ilişkin belge bulunmadığından incelenemediği,
Yukarıda yapılan incelemede limitet şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesi geçerli olduğundan, sınırlı sorumluluk kuralı gereği, ortağın şirketin özel hukuk borçlarından dolayı sorumluluğunu bertaraf ettiğini ve Kamu borçları dışında şirketin üçüncü kişilere olan borçlarından dolayı ve şirket alacaklılarına karşı ortağın, hiçbir surette sorumluluğu mevcut olmadığından, davacı tarafından dava dışı şirket adına 6552 sayılı kanun kapsamında ödenmiş olan %50 hisse kamu vergi borcu 33.018,91TL davacının kendi hissesine düşen vergi borcu olduğu ve davalıdan talep edemeyeceği,
Şirket Yöneticilerinin Türk Ticaret Kanunu’na göre sorumlulukları ile ilgili,
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu Kanun’un 553. ve 644. maddesinde belirtildiği, buna göre, yönetim kurulu üyeleri veya müdürler, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete, hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacaklarını düzenlediği,
Sorumluluğun kusura dayalı bir sorumluluk olup kusur yoksa sorumluluk da olmayacağı ve şirketin zarar etmiş olması veya beklenen gelişmeyi gösterememesi sorumlu tutmak için yeterli olamayacağı gibi şirket yöneticisinin sorumlu tutulabilmesi için hukuki anlamda çok ağır kusurlu olduğunun davacı tarafından ispat edilmesinin gerektiği gibi bu konunun hukuki konu ve mesleki tecrüben dışı bir konu olduğundan konu hakkında karar vermek takdiri mahkemeye aittir.
Meselenin asli ve nihai hukuki takdiri ile tavsifi (davacının ve davalının dava dosyasına yapmış oldukları iddia ve savunmalar da dâhil olmak üzere) 6100 sayılı HMK’nın 266/c.2 hükmü ve 6754 sayılı Kanun’un 3/3 hükmü gereği tamamen ve münhasıran yüce Mahkemeye ait olmak üzere saygılarımla arz ederim.” denilmiştir.
Dava, limited şirketlerde vergi borcundan kişisel sorumluluk kapsamında davacı tarafça ödenen meblağın, şirket yöneticisi olan davalıdan istenmesine ilişkin sorumluluk davasıdır.
Dava, davalı şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, limited şirketlerde vergi borcundan kişisel sorumluluk kapsamında davalıdan tahsili istenen vergi bedelleri 2011 Ocak ve Mart dönemlerine ilişkin olup, bu tarih aralığında yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı TTK’nun 556. maddesi yollamasıyla limited şirket müdürleri hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 338. maddesinde, şirket yöneticileri için ispat yükü ters çevrilmiş kusur esasına dayanan bir sorumluluk öngörülmüş ve yöneticiler aleyhine kusur karinesi kabul edilmiştir. (Gönen Eriş. Ticari İşletme ve Şirketler, s: 1941, 1942, 1999). Diğer bir deyişle, limited şirket müdürleri, kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde neden oldukları şirket zararından sorumlu olacaklardır.
Uyap üzerinden dosya inceleme talebi ile de incelenen İstanbul … Vergi Mahkemesinin …K. Sayılı kesinleşen kararı ile davaya konu vergilerden 37.270,62 TL Vergi Zıyaı Cezası ve 12.423,54 TL KDV farkına ilişkin vergilerin iptaline karar verilmiştir.
Dava konusu 1.170,00 TL Özel Usulsüzlük Cezası ve 5.534,08 TL Özel Usulsüzlük Cezasına ilişkin bir iptal kararı bulunmamaktadır.
Davalı özel usulsüzlük cezalarına dayanak tarihlerde ortaklıktan çıktığını, defterleri de teslim ettiğini beyan etmiş ise de ;
İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas… karar sayılı kesinleşen mahkeme kararı ile pay devrine muvafakata ilişkin 06.03.2012 tarih ve…nolu ortaklar kurulu kararında ortak … adına atılan imzanın kendisine ait olmadığı ve buna göre karar yeter sayısı bulunmayan ortaklar karanın batıl olduğu gerekçesiyle 06.03.2012 tarihli ve… nolu ortaklar kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmiş olduğu, söz konusu davada dalı olan dosyamızın davalısının payı kendisine devir ettiğini beyan ettiği…”in devrin gerçek devir olmadığını beyan ederek davanın kabulünü talep ettiği anlaşılmıştır.
Batıl olduğuna karar verilen 06.03.2012 tarihli ve…nolu ortaklar kurulu kararında pay devrinin kabulü yanında, davalının şirket hisselerini devretmesi nedeniyle istifa ettiğinden davalının şirket müdürülüğünden çıkarılması kararı da bulunmakta olup iptal edilen ortaklar kurulu kararında yeni müdür tayini de yapılmamıştır.
Sahte ortaklar kurulu kararının batıl olduğunun tespiti, davalı …’ın, payının …’e devrinin esasta da gerçek olmadığının anlaşılması karşısında dava konusu ve haklarında bir iptal kararı bulunmayan 1.170,00 TL Özel Usulsüzlük Cezası ve 5.534,08 TL Özel Usulsüzlük Cezasında davalının şirket yöneticisi olarak sorumluluğunun bulunduğu, davacı tarafından, sonradan iptal edilen kısım da dahil vergi dairesine kendi payına düşün kısım açısından ödeme yapıldığı ancak İstanbul … Vergi Mahkemesinin …K. Sayılı kesinleşen kararı ile avaya konu vergilerden 37.270,62 TL Vergi Zıyaı Cezası ve 12.423,54 TL KDV farkına ilişkin vergilerin iptaline karar verilmekle bu miktardan kendi payına düşen kısmın Vergi Dairesinden geri iadesini isteyebileceği, bu nedenle bu miktarlara isabet eden kısım açısından davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan kısım açısından davacının dava açmakta esasta haksız olmadığı bu nedenle davacı aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekmediği, iptal edilmeyen 1.170,00 TL Özel Usulsüzlük Cezası ve 5.534,08 TL Özel Usulsüzlük Cezalarının toplamı olan 6.704,08 TL’nin şirketteki hissisine oranla yarı oranda ödeme yaptığı 3.352,04 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği anlaşılmış ve sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüyle 3.352,04 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Geri kalan kısım açısından dava konusuz kalmakla, karar verilmesine yer olmadığına,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 228,97-TL ilam harcından peşin alınan 563,89-TL’nin mahsubu ile bakiye 334,92-TL ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 27,70-TL başvuru harcı ve 563,89-TL peşin harç olmak üzere toplam 591,59-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı, kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.051,95-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 208,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.28/01/2021
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”