Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/449 E. 2018/1105 K. 21.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/449 Esas
KARAR NO : 2018/1105
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2017
KARAR TARİHİ: 21/11/2018
Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı …. Şti ile diğer davalılar …Şti, … ve …, kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, bu sözleşmeye istinaden davalılar Ticari artı para adı altında kredi ve …adı altında … nolu ticari kredi kartı kullandırıldığı, kredinin geri ödeme planına göre ödeme yapılmaması ve kredi kartı borcunun da zamanında ödenmemesi üzerine davalılara …Nöterliği’nin 04/08/2016 tarih … yevmiye no ile hesap kat ihtarnamesi gönderidiklerini, hesabın katı ile verilen süre içerisinde dava tarihine kadar davalıların bankaya olan borçlarını ödemediklerini, alacaklarının genel kredi sözleşmesine ve ticari hizmetler sözleşmesine istinaden kullandırılan ticari kredi ve bu sözleşmenin eki niteliğinde olan kredi kartı başvuru formuna dayalı ticari kredi kartı borçlarından kaynaklandığını, 39.006,60-TL alacağın hüküm altına alınarak, dava tarihinden itibaren asıl alacak üzerindenyıllık %48,48 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde gider vergisi ile masraf ve vekalet ücreti ile birlikte davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davaya yetki yönünden itiraz etmiş, müvekkil şirketler yönünden İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili … ve … yönünden ise Bakırköy Ticrat Mahkemeleri olduğunu, yetki sözleşmesi usulüne uygun olarak üzenlenmediğini ve standart formun daha sonra banka tarafından doldurulup tek taraflı bir yetki belirlemesi yapıldığını, dosya kapsamındaki yazıların hiçbir yazı ile örtüşmediğini, bu nedenle yetkiye itiraz ettiklerini ve müteselsil kefiller yönünden ayrıca bir yetki belirlemesinin yapılmadığını, davaya konu işlemin hak sahipliği müvekkil şirketlerden …Şti. Olduğunu, diğer davalıların tamamı müteselsil kefill adı altında davacı tarafça borçlandırıldığını, dava dilekçesindeki hususları kabul etmediklerini, bu nedenle öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, esas mahkemece müteselsil kefil sıfatıyla açılan davanın esastan reddini ve lehlerine %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, GKS’den kaynaklanan ödenmeyen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı asıl borçlu şirket ile kefillerle davacı şirket arasında ticari kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırıldığı, davacı banka kayıtların incelenmesinde kat tarihi itibari ile biriken borcun ödenmediği, ödediğine dair ispat dair varsa sunulmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan bankacı bilirkişi tarafından takip öncesi işlemiş ilgili faizler hukuka uygun ve denetime elverişli bir şekilde hesaplanan raporda belirtilmiştir. Hesabın kat edildiği tarihten temerrüt tarihine kadar asıl alacağa akdi faiz işletilerek ana para ile akdi faizin toplanarak, bu miktara temerrüt tarihinden de temerrüt faizi işletilerek alacağın hesaplanmasında da bir usulsüzlük görülmemiştir. Sonuç olarak bilirkişi raporu hukuka uygun ve denetime elverişli olarak bankacılık mevzuatı hükümlerine göre doğru bir şekilde düzenlendiği yapılan kontrolde anlaşılmakla, hükme esas alınmış olup aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Öte yandan her kefil yönden temerrüt başlangıcı ayrı ayrı doğru bir şekilde değerlendirilmiştir.
Kefiller yönünden yapılan incelemede davalı vekilince sadece kredi yönünden kefil olunduğu, kredi kartına kefil olunmadığı savunması getirilmiş ise de söz konusu kredi kartı ticari kurumsal kredi kartı olup sözleşme ve kefelet sorumluluğu kapsamı içerisindedir.
Öte yandan davalılar vekili kefiller yönünden kefelet sözleşmesinde el yazısının kim tarafından yazıldığını bilmediklerini beyan etmiş ise de açık şekilde kendilerine yazıların ait olmadıklarını ileri sürmemiştir. Kaldı ki savunmaları birbiri ile çelişmektedir. Hem sadece kredi borcu yönünden kefil olduklarını hem de yazının kime ait olduğunu bilmediklerini belirtmektedir. Dolayısıyla yazı incelemesine gerek görülmemiştir. Sözleşme metninin incelenmesinden kefaletin yasal şekli şartlarının tamam olduğu anlaşılmakla bilirkişi raporu uyarınca aşağıdaki şekilde davanın kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Bakiye kredi alacağı 31.033,06-TL ‘nin dava tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 27.483,56-TL’ye yıllık %28,08 oranında merkez bankasınca 3 ‘er aylık dönemler halinde yayınlanan gecikme faizi oranını aşmamak üzere işleyecek faizi ile ve %5 BSMV’si ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine (davalılardan …’ın 30.980,16-TL’den sorumlu tutulmasına ) fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gereken 2.119,86-TL harçtan peşin alınan 666.14-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.453,72-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarfedilen, 666,14-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 4,60- TL vekalet harcı, olmak üzere cem’an 702,14-TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacı ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.723,97-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 200.50-TL posta ve tebligat masrafı, 650.00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 850.50-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 676.60-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*