Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/434 E. 2018/610 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/434 Esas
KARAR NO : 2018/610

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/01/2014
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalının yüklenici sıfatı ile yaptığı yol inşaatında gerekli tedbirleri almamasından dolayı müvekkili şirket nezdinde … numaralı sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı vasıtanın 14/01/2012 tarihinde hasara uğradığını, kaza sonucu sigortalı vasıtada meydana gelen hasar için 27.06.2012 tarihinde 3.813,00 TL sigortalıya ödeme yapıldığını, davalının olayda %50 kusuru bulunduğundan 1.906,50-TL asıl alacak ve 469,48 TL işlemiş faiz alacağı için davalı aleyhine … 18. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile kaza tarihi itibariyle kazanın gerçekleştiği yol ile ilgili olarak müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmamış olduğunu, talep edilen faizin faihiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava ilk olarak Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış, görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, Asliye Hukuk Mahkemesince de verilen görevsizlik kararı üzerine Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin merci tayini ilamı ile Mahkememizin görevli olduğuna karar verilmiştir.
Bu aşamalarda yapılan tahkikat kapsamında sigortalı aracın trafik kaydı ve hasar dosyası getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler tarafından dosyaya sunulan rapor ile aracın davacı nezdinde kasko sigortalı olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı şirkete ait araç sürücüsünün %30 oranında kusurlu olduğu, kazanın esas sebebinin müteveffa …’ın sağa keskin viraj bağlantı yoluna hızlı girmiş olması olup keskin dönüş yapacağına göre aracına kolaylıkla hakim olabileceği hıza düşmemesinin kazanın başlıca sebebi olduğu, bu nedenle davacıya sigortalı araç sürücüsü …’ın %70 ve davalı şirketin %30 oranında kusurlu olduğu, sigortalı araçta kaza nedeni ile oluşan hasar bedelinin 3813,00 TL olduğu, davacının hasar bedelini 27/06/2012 tarihinde ödediği, teminat dışı herhangi bir durum bulunmadığı, kazaya sebebiyet veren yolun geçici kabulünün /12/2010 12/08/2013 tarihinde, kesin kabulünün 22/09/2014 tarihinde yapıldığı, kazanın meydana geldiği 14/01/2012 tarihinde davalı şirketin yükümlülüğü altında olması nedeni ile davalının zarardan sorumlu olduğu kanaati ile görüş bildirmişlerdir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesin kaynaklanan rücu an tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Yasanını 1481.maddesi gereğince de sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.
Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal sınırlı cüz’i halefiyet niteliğinde olup bu maddeye dayanılarak açılacak dava esas itibari ile sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi sıfatı ile sigortacı tarafından açılmasıdır. Sigortacı sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer ve dava tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin ödediği tazminat miktarınca sigortalı yerine geçerek açtığı dava, aslında bir tazminat davası olup bu niteliği itibari ile aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücuu ödediği bedelle sınırlı olduğu için cüz’i haleftir. Böyle bir davanın açılabilmesi için sigortacı ile sigorta ettiren arasında geçerli bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının riziko bedelini ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkı bulunması gerekir. İlk şart sigorta bedelinin ödenmesi olup bu, rücuun sınırını da belirler. Sigortacı ödediği bedelden fazlasını isteyemez. İkinci şart sigorta ettiren kimsenin meydana gelen zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkının bulunmasıdır. Bu hak tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya geçer. Sigortacının üçüncü şahıslara rücu hakkı sigortalıya ödeme yaptığı tarihte doğar, kanundan kaynaklanan bu temerrüt hali için ayrıca ihtara gerek yoktur. Sigortacının poliçe hükümlerin ters düşen bir ödeme yapması halinde zarar sorumlusuna rücu edebilmesi mümkün değildir. Sigortacı sigorta tazminatını geçerli bir sigorta sözleşmesi hükümlerine göre ve sigorta teminatı dahilinde olan zarar için ödemiş olmalıdır. Sigortacı ödediği miktarı değil, ancak ödenmesi gerekli gerçek zarar miktarını zarar sorumlusundan isteyebilir. Davacı kasko sigortacısı kusur ve zararı ispat etmek zorundadır. Sigortacı üçüncü kişiden ancak, onun kusuru oranında talepte bulunabilir. Sigortacı, zarar gören sigortalısına halef olarak bu davayı açtığından onun dava edebileceği kişilere karşı, onun dava açacağı mahkemede dava açabilir. Sigortalının zarar sorumlusuna karşı tazminat davasını hangi yer mahkemesinde açması gerekiyor ise sigortacının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Rücu davasında faizin başlangıç tarihi hasar bedelinin sigorta ettirene ödendiği tarihtir. 17.01.1972 gün 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, sigorta ettirenin halefi sıfatıyla açacağı davanın zamanaşımının, sigorta tazminatını ödeyen sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhine sigorta ettirenin aynı şahıs aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi ve aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir. Zamanaşımı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 109. maddesi uyarınca 2 yıldır ve başlangıç tarihi sigortalının zararı öğrendiği kaza tarihidir.
( Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 31/05/2012 tarih, 2012/3381 esas ve 2012/7118 karar sayılı ilamı; 14/03.2012 tarih, 2011/9741 esas ve 2012/3147 karar sayılı ilamı; 09/02/2012 tarih, 2011/6558 esas ve 2012/1313 karar sayılı ilamı; 08/02/2012 tarih, 2011/6192 esas ve 2012/1291 karar sayılı ilamı; 14/06/2012 tarih, 2012/2899 esas ve 2012/7863 karar sayılı ilamı; 26/01/2012 tarih, 2011/6521 esas ve 2012/673 karar sayılı ilamı; 24/05/2012 tarih, 2012/1438 esas ve 2012/6721 karar sayılı ilamı; 29/03/2012 tarih, 2011/4480 esas ve 2012/3847 karar sayılı ilamı)
Bu yasal çerçevede eldeki davanın değerlendirilmesinde, davacı nezdinde kasko sigortası bulunan araç, davalının yüklenici sıfatı ile yaptığı yol inşaatı alanında meydana gelen kazada hasarlanmış ve hasar bedeli sigortacı tarafından sigortalıya ödenmiştir. Sigortacı yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve halefiyet gereğince sigortalısının haklarına halef olmakla, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan davalıya rücu etmiştir. Davalı kaza tarihinde yol yapım çalışmalarının tamamlandığını ve sorumluluğun kendilerine ait olmadığın iddia etmiş ise de getirtilen kayıtlardan, kaza tarihinde yolun halen davalının sorumluluğunda olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan tahkikat kapsamında davalının, kusur oranına göre sorumlu olduğu miktar ile bu miktarın ödeme tarihinden takip tarihine değin işlemiş faizi yönünden takibin devamına; alacak yargılamayı gerektirip likit olmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, bu itibarla, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
HÜKÜM:
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … 18. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında vakii davalı itirazının kısmen iptaline; takibin 1143,90 TL asıl alacak ve 185,10 TL işlemiş faiz üzerinden devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Davacı yanın icra inkar tazminatı isteminin reddine,
3-Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan alınması gerekli 90,78 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ve peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından karşılanan 1217,50 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 681,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından karşılanan 100,00 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 44,07 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 159,48 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 125,63 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olarak karar verildi. 22/05/2018

Katip

Hakim