Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/43 E. 2018/575 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/43 Esas
KARAR NO : 2018/575

DAVA : İtirazın İptali (Reklam Hizmetinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/01/2017
KARAR TARİHİ : 11/05/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait e-ticaret yaptığı … adresli web sayfasının reklamlarının …, …, … gibi gazetelerin online yayınlarında, ayrıca instagram ve facebook gibi sosyal medya alanlarında yayınlanması konusunda hizmet verdiğini, buna ilişkin faturaların davalıya tebliğ edilmesine rağmen itiraz edilmeyerek kesinleştiğini, ödenmemesi üzerine ihtarname de gönderildiğini, ödeme yapılmaması nedeniyle başlatılan icra takibine karşı yöneltilmiş haksız itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davaya yanıt vermemiş olup, muteriz borçlu vekili icra dairesinin yetkisine ve borcun tamamına itiraz ederek takibin durmasını sağlamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, reklamcılık hizmetinin yerine getirilmesine dayalı olarak düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yöneltilmiş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İcra dairesinin yetkisi, itirazın iptali davasında takibe sıkı sıkıya bağlılık ilkesi uyarınca özel dava şartı olduğundan takipte yetkiye itiraz nazara alınarak ön mesele biçiminde icra dairesinin yetkili olup olmadığı irdelenmelidir. Davalı tarafın gerek takibe itirazındaki beyanları, gerekse de davaya cevap vermeyerek münkir sayılması nazara alınarak ticari ilişkinin kabulünde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda para alacağına ve götürülecek borç olması nedeniyle davacının ikametgahında dava açılabilmesine ilişkin TBK’nın 89. maddesinin uygulanması için ticari ilişkinin sabit olması gereklidir. Salt dosyadaki verilerle taraflar arasında akdi ilişkinin mevcudiyetine dair kesin bir sonuca varılamayacağı gibi, tam tersi bir kanaate, akdi ilişkinin bulunmadığı tespitinde bulunmak da mümkün değildir. O halde, sözleşme ilişkisinin varlığı, tarafların buna dair sunacakları delillerin toplanarak bilirkişi marifetiyle incelenmesinden sonra tespit edilebilecek bir olgu haline gelmiştir. ( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/14600 Esas, 2017/7867 Karar sayılı, 11/12/2017 tarihli emsal içtihatı ) Somut uyuşmazlıkta, sektörel bilirkişi tarafından davacı tarafından sunulu reklam hizmetini yerine getirdiğine ilişkin web sayfası çıktıları incelendiğinde davacının davalıya ait internet sayfasının reklamını yaptığı, ticari ilişki bulunmayan birisinin reklamının yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda TBK’nın 89. maddesi uyarınca davacının para borcuna binaen kendi ikametgahında takip ve dava açabileceği izahtan varestedir. Dolayısıyla icra dairesinin yetkisine yöneltilmiş itiraz mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan usulüne uygun tutulmuş ticari defter kayıtlarında taraflar arasındaki reklamcılık hizmeti ilişkisine binaen 57.250,00 + KDV = 67.555,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Salt defterinde alacaklı görünmesi davacıyı tek başına alacaklı kılmayacağından hizmeti yerine getirdiğini de ispat etmekle mükelleftir.
Davacı tarafından dosyaya sunulu, davalı tarafa gönderdiği kampanya raporları ile özellikle davalı vekili tarafından sahte olduğu iddia edilmeyen gazetelerin web sayfaları ekran çıktılarının bir arada değerlendirilmesinde davacının davalıya takibe konu alacağın dayanağı reklam hizmetini yerine getirdiği anlaşıldığından fiyat mutabakatı olmadığından defterdeki görünen alacak miktarı kadar itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekili tahkikat duruşmadaki beyanında inceleme gününün usulüne uygun olarak kendilerine tebliğ edilmediğini, müvekkilinin defterlerinin de incelenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de dava konusu alacağın ödendiğine dair herhangi bir ispat vasıtası sunmamıştır. Her ne kadar her iki tarafın defterlerinin birbiriyle örtüşmesi gerekmekte ise de, somut olayda davacı taraf diğer delillerle defterlerindeki alacağı kanıtlar şekilde hizmet edimini yerine getirdiğini usulüne uygun olarak ispat ettiğinden, bu noktadan sonra davacı tarafından ödemeye dair savunma getirilmediğinden yargılama ekonomisi gereğince sonucu değiştirmeyeceğinden davalı defterlerinin incelenmesine lüzum görülmemiştir.
Bilirkişi tarafından işlemiş faiz hesabı yapılmış ise de takip talebinde salt asıl alacak talebinde bulunulduğu işlemiş faiz talebinin olmadığı anlaşıldığından, takip talebi ile itirazın iptali davası birbirine sıkı sıkıya bağlı olacağından sadece defterde çıkan hizmet edimi 67.555,00 TL asıl alacağa takip talebiyle bağlı kalarak hükmedilmiş aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-… 32. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazın İİK 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile, 67.555,00 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans esasına göre işleyecek ve hesaplanacak faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir nitelikte olduğundan %20 inkar tazminatı 13.511,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 4.614,68 TL harçtan peşin alınan 844.43 TL harcın mahsubu ile, bakiye 3.770,25 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 844.43 TL peşin harç, 31.40 TL başvuru harcı, 4.60 TL vekalet harcı olmak üzere …’an 880.43 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 7.781,05 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 2.180,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 60.00 TL posta ve tebligat masrafı, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere …’an 1.460,00 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1.410,70 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.11/05/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*