Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/411 E. 2019/1210 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/411
KARAR NO : 2019/1210
DAVA : Menfi Tespit (Elektrik Abone Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2017
KARAR TARİHİ : 04/12/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkil şirketin 2016 yılının Ekim ayına kadar … abone numarası İle davalıdan, Ekim/2016 ayından sonra ise Avel firmasından elektrik enerjisi satın aldığını, şirket çalışanlarınca 24.04.2017 tarihinde davacıya hizmet alımı süresine ait borcun bulunduğunu bu borcun ödenmemesi durumunda elektriği keseceklerini belirttiklerini, müvekkil şirkete elektrik borcu olduğuna dair herhangi fatura ve tebligat gelmediğini, davalı şirket elektrik sayacının Kasım 2016 ayında sökülerek yerine yenisinin takıldığını ve eski sayacın üzerinde bünyelerinde yapılan incelemede Ekim/2015-Kasım/2016 döneminde elektrik sayacından kaynaklanan hata nedeniyle 27.694,81 TL ek tahakkuk yapıldığını, davalının bu beyanının gerçeği yansıtmadığını, eski sayacın bozuk olması ve bu nedenle eksik tahakkuk yapılmasının söz konusu olmadığını belirterek; işyerinde kullanılan elektriğin kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, 27.694,81 TL ek tahakkuku yönünden şimdilik 10.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 28/06/2019 tarihinde mahkememize ıslah dilekçesi sunmuştur.
SAVUNMA:
Davalı vekili, mahkemece verilen enerji kesme işleminin durdurulması için ihtiyati tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının abonesi olduğu … tessata ait … seri nolu … marka sayacın 28/11/2016 tarihinde laboratuvarda yapılan incelemesinde oluşturulan rapora göre sayacın T değerenin T1+T2+T3 ile eşit olmadığı, demand hatası olduğunu, tüketim değerinin hesabı yapıldığını, buna ilişkin bedelin hesaplanması sonucu fatura tanzim edildiğini, fatura bedelinin ödenmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 72. maddesi uyarınca haksız tahakkuk ettirilen elektrik ek tüketim bedelinden ötürü menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı dava dilekçesinde 10.000,00-TL harca esas değer göstererek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kısmi dava açmıştır. Sonrasında ise alınan ek rapor doğrultusunda talebini 19.870,41-TL olarak ıslah etmiştir. Kural olarak menfi tespit davalarında kısmi dava açılamaz ise de, elektrik tahakkuk bedeli teknik inceleme gerektirdiğinden, davacı abonenin miktarı tam olarak tespit etmesi kendisinden beklenemeyeceğinden fazlaya dair haklarını saklı tutarak kısmi dava açılmasında usulsüz bir durum bulunmamaktadır. Yargıtay da bu duruma cevaz vermektedir. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2017/11385 Esas, 2019/876 Karar sayılı, 07/02/2019 tarih sayılı içtihadı)
Davacının iş yerindeki elektrik sayacında demand hatası olduğu, tüketimin eksik kaydedildiği davalı elektrik idaresi yetkilileri tarafından tespit edilmiştir. Bu durumda elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin 14. maddesi uyarınca; sayacın, tüketicinin kusur dışında herhangi bir nedenle doğru tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde, tüketicinin aynı döneme ait sağlıklı ölçülmüş geçmiş dönem tüketim tutarları dikkate alınarak bu yoksa tespit tarihinden sonraki tüketicinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerin ortalaması dikkate alınarak hesaplama yapılacağı düzenlenmiştir.
Davacı abonenin 17/12/2014 ile 30/09/2015 tarihleri arasındaki geçmiş döneme ait sağlıklı ölçülmüş tüketim miktarı hesaplamada emsal alınabilir niteliktedir. Bilirkişi heyeti de bu doneyi esas alarak hesaplama yapmıştır. Davalı şirketin tespit ettiği borç tahakkuku ile bilirkişi raporunda tespit edilen farklılık tüketim öncesi ihtilafsız dönem yerine tüketim sonrası dönem baz alınarak hesaplanmasından kayaklanmaktadır. Zira, yönetmelik maddesinin lafzından da açıkca anlaşılacağa üzere geçmiş dönem sağlıklı kullanımları tespit edilemiyorsa ancak ikinci yol olarak sonraki döneme ilişkin tüketim ortalaması esas alınabilecektir. Oysa ki, bilirkişi heyetinin kabulünde olduğu üzere 17/12/2014 ile 30/09/2015 tarih aralığı geçmiş döneme ilişkin tüketim tutarının sağlık olarak yansıtmaktadır.
Tüketicinin kusuru ile sayacın bozulduğu davalı tarafından ispat edilememektedir. Kaldı ki sayacın sağlıklı kayıt yapmadığı her iki tarafın da kabulündedir. Yukarıda bahsi geçen yönetmelik maddesinde tüketicinin kusuru bulunmaması ihtimalinde hesaplama metodu öngörülmektedir. Kusur konusunda ispat külfeti davalı elektrik idaresi üzerindedir. Ancak bu yönde bir ispat vasıtası dosyaya getirilmiş değildir. Dolayısıyla, 14. Maddenin uygulanmasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sayacın incelenmesine de görek görülmemiştir. Hal böyleyken yukarıda belirtilen nedenlerle farklılık çıktığından aşkın bedel yönünden davacı davasında haklı görülmüştür.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-İİK’nın 72. maddesi uyarınca davacı …’in abonesi olduğu … nolu elektrik tesisatına binaen kesilen ek tahakkuk bedeli 19.870,41-TL tutarında davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gereken 1.357,34 TL harçtan peşin alınan ve ikmalen yatırılan toplam 339,78 -TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.017,56-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.725,00 -TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen; 170,78 TL peşin harç gideri, 31,40 başvuru harç gideri, 169,00 TL ıslah harç gideri, 185,30 TL posta masrafı ve 2.700,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere cem’an 3.256,48 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 04/12/2019

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*