Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/402 E. 2020/658 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/402 Esas
KARAR NO : 2020/658
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2017
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin vermiş olduğu 25.04.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sırayla, davalı firmalarda 2008 – 2012 yıllarında çalıştığını, mezkur tesisin kuruluşlarına devrinden önce ve sonrasında temizlik ve salon hizmetleri davalı firmalardan hizmet satın alınmak suretiyle temin edildiğini, hizmet alımı yapılan firmalarla akdedilen sözleşme ve eki teknik şartname uyarınca çalıştırılan işçilerin SGK Başkanlığı mevzuatı ile her türlü işçi ve işveren hakkındaki mevzuata göre işçi alınmasını, işçi haklarının ödenmesini, işçi çıkartılması ve sair konularda tüm sorumluluk yüklenici firmalara yüklendiğini, kuruluşlarının sorumluluğu bulunmadığını, karar hakkında süresince istinaf yoluyla başvurulan … Bölge Adliye … Hukuk Dairesi 31.12.2016 tarih ve 2016/… E 2016/… K sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının kesin olarak kısmen kabulüne karar verildiğini, anılan karar davacı vekili tarafından … İcra Müdürlüğü’nün 2016/… E. Sayılı dosyasından icraya konulduğunu, icra emri gereğince stopaj kesintisi yapıldığını, daha sonra icra dosyasına ödeme yapıldığını, zikredilen nedenler ve yukarıda belirtilen sözleşme hükümleri kapsamında Anadoluhisarı Sosyal Tesislerinde yüklenici firmaların işçisi olarak çalıştığını, … ‘ya sorumlu oldukları dönemler itibariyle davalı yüklenici şirketler tarafından ödenmesi gereken 21.986,66 TL tazminat (Stopaj dahil) yargı kararı gereğince kuruluşlarına icra dosyasına ödendiğinden rücuan tahsili zammında işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu, arz edilen nedenlerle, Kuruluşca davalı yüklenicilerin işçisi …’nın açtığı davada yargı kararı gereğince ödenen 21.986,66 TL’nin icra dosyasına ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte sorumlu oldukları dönemler itibariyle rücuan davalıdan alınmasına karar verilmesini, vekalet ücreti ile yargılama masraflarının karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından sunulan 15.03.2018 tarihli cevap dilekçesine özetle; Zamanaşımı definde bulunduklarını, davalı firmadan talep olunan alacak kalemlerinin tamamı zamanaşımına uğradığını, zamanaşımına uğrayan alacak kalemleri için dava açılamayacağını, bu sebeple bu davanın reddi gerektiğini, dava haksız ve mesnetsiz olduğundan reddi gerektiğini, dava konusu sözleşmeye yapılan işler ihaleye çıkıldığında davacı tarafından şartname yayınlandığını ve davalı firma bu şartnameye göre ihaleye dahil olduğunu, şartnamelerde sözleşmenin ayrılmaz bir parçası ve eki olduğunu, teklif fiyata dahil hususların içinde nelerin yer aldığı tek tek sayıldığını, şartname, davacı asıl işverenin kanun karşısındaki sorumluluğunu asla devre dışı bırakmayacağını, dava dışı işçi mahkeme ilamını icra takibine konu ettiğini, takip başlattığını ve davacı tarafından ödeme yapıldığını, taraflarına herhangi bir belgeyle vesikalandırılamadıklarını, olsa da iddia olunduğunu, davacı tarafından icra takibi hükme aykırı olduğunu, itiraz edilmediğini ve takip miktarı dava dışı işçiye ödendiğini, davacının hukuken üzerine düşen savunma hakkını kullanmadığını, kendi ihmalinden dolayı uğradığı zarardan davalı şirket sorumlu olmadığını, anılan ve sayın mahkemece resen belirlenecek sebeplerle binaen, öncelikle işbu davanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine, zamanaşımına uğrayan borç sebebi ile davanın usul yönünden reddini, usulden reddi mümkün değil ise davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kent Sosyal Hizmetler – Tekno Teknik ve Sosyal Hizmetler vekili tarafından sunulan 16.04.2018 tarihli cevap dilekçesine özetle; Huzurdaki dosya bakımından değerlendirildiğinde, davalı firma ihale davacı idareden ihale yolu ile yüklendiği iş yapmaya devam ettiğini, işten ayrılan dava dışı işçi kıdem tazminatından kendisini sorumlu gördüğünü ve işçiye kıdem tazminatı ödemesi yaptığını, davacı davalı ile aralarında imzalanan hizmet işleri genel şartnamesi’ne dayanarak işçilere ödediği işçilik alacaklarını tazmin amacıyla rücu davacı açtığını, ancak davacı yanın dayanak olarak gösterdiği sözleşmelerle, gerek idare tarafından matbu olarak hazırlanan bir sözleşme hükmü olmasını, gerek mezkur madde üzerinde davalı müzakere olanağı sağlanmadığını, davalı aleyhine ağır bir şart olması dolayısıyla genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, dava dışı işçinin ihale kapsamında alınan işte çalışan diğer işçilerin doğrudan hastaneden emir ve talimat alarak çalıştırıldığını, gerekse hastane işçi alma ve işten çıkarma yetkisini kendisinde bulundurduğunu, hususlar birlikte değerlendirildiğinde dava konusu olayda alt işveren asıl işveren ilişkisinin gerçek anlamıyla var olmadığının kabulü gerekçe olacağını, tüm hususlar dahilinde davalı firmanın sorumlu sayılamayacağını, sorumluluğun davalı idarenin üzerinde olduğu kabul edilerek davanın davacı firma yönünden husumet yokluğu sebebiyle reddini, bunun kabul edilmemesi halinde işçinin davalı bünyesinde çalıştırıldığı süre zarfıyla orantılı ve çıkan rakamın da müşterek müteselsilen sorumluluk nedeniyle yarısından sorumlu olması şeklinde olması gerektiğini, izah etmeye çalışılan nedenlerden dolayı davalı firma yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, davanın esastan girilmesi halinde yukarıda yer verilen HGK kararından da açıkça görüleceği üzere tarafların %50 kusurlu sayılması sebebiyle dava dışı işçinin alacaklarından davalı firmanın kendi dönemiyle sınırlı olarak sorumlu olduğu miktarın müşterek müteselsil sorumlu sıfatıyla asıl işveren olan davacı kurum ile birlikte sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
… İş mahkemesinin 2015/… E. sayılı dosyasında 20.10.2016 tarihinde Davacı … lehine kısmen kabulu ile karar verildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğüne işçi tazminatı olarak ödediği 21.986,66 TL’nin Rucüen Davalılardan tahsil edilmesi isteminde bulunmuştur.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 31.10.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı tarafın 25.04.2017 harçlandırma formlu Dava dilekçesinin 1. Maddesinin en alt paragrafında bahsedilen eki teknik şartname tüm dosya incelemelerimizde tarafımızdan görülmemiş, bu bağlamda eki teknik şartnamenin Yasal sorumluluk başlıklı 13. Maddesi ve Yüklenicinin yükümlülükleri başlıklı 8. Maddesinin 8.bendi (Bu maddeler dava dilekçesinden alınmadır, tarafımızdan görülmemiştir.) dikkate alınması gerektiği yönünde kabulü halinde davacı yanın davalı yanlardan 21.986,66 TL alacaklı olacağı, sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Davacı taraf 25.04.2017 harçlandırma formlu Dava dilekçesinde 21.986,66 TL’nin icra dosyasına ödenme tarihinden itibaren faiz talep etmiştir. Alacağın kabulü halinde ödeme tarihinin 16.02.2017 tarihi olarak dikkate alınması halinde, huzurdaki Davanın açılma tarihi olan 25.04.2017 tarihine kadar temerrüt faizi (%9 yasal Faiz) talep edebileceği, bununda aşağıdaki tabloda görüleceği üzere 368,65 TL olacaktır. Davacı tarafın alacaklı olduğunun kabulü halinde, davacı tarafın, davalı taraftan 21.986,66 TL asıl, 368,65 TL faiz olmak üzere, toplam 22.355,31 TL alacaklı olacağı” Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu rapora yapılan itirazlar üzerine itirazların değerlendirilmesi için dosya yeniden bilirkişiye verilerek ek rapor düzenlemesi istenilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 24.06.2020 tarih ve 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Dava dosyasına ek mavi klasör olarak sunulan 173 sayfa, 11 adet sözleşme, 10 adet şartname incelendiğinde özetle, “.Yüklenici 4857 sayılı iş kanunu, işçi sağlığı ve sosyal güvenlik yasalarına dayalı işçilerin her türlü özlük ve sosyal haklarını karşılamak, iş güvenliğini sağlamak, çalışma sırasında kullanılacak ve iş güvenliği sağlayacak araç-gereç bulundurmak ve kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür…” denmektedir. 11 adet sözleşme ve 10 adet şartname incelendiğinde; yukarıda bahsi geçen ibarelerin sözleşme ve şartnamelerde görüldüğü ve bu bağlamda, Davacı yanın ödemiş olduğu bedeli davalı taraflardan talep etme hakkı doğacağı, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Neticeten ; Davacı yanın Davalı yanlardan kök raporumuzda belirtmiş olduğumuz üzere Davacı tarafın alacaklı olduğunun kabulü halinde, davacı tarafın, davalı taraftan 21.986,66 TL asıl, 368,65 TL faiz olmak üzere, toplam 22.355,31 TL alacaklı olacağı” Sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor , ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı tarafın, … İcra Müdürlüğüne işçi tazminatı olarak ödediği 21.986,66 TL’nin Rucüen Davalılardan tahsil edilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya incelemelerimizde … İş mahkemesinin 2015/… E. sayılı dosyasında 20.10.2016 tarihinde Davacı … lehine kısmen kabulu ile karar verildiği görülmüştür.
Davacı tarafça yapıldığı iddia edilen ödeme makbuzu dosya içeriğinde görülmemekle birlikte, … İş mahkemesinin 2015/… E. sayılı dosyasında Alacaklı vekili tarafından 17.02.2017 tarihinde … İcra müdürlüğü 2016/… E. dosyasından 18.411,18 TL tahsil edildiği, yine … İcra müdürlüğü 2016/… E. dosyasından borçlu olarak Kıyı Emniyet müdürlüğüne hitaben düzenlenen ve açıklaması “…İcra Takip dosyamıza 21.986,66 TL borcunuz bulunmaktadır. Bakiye borcunuzu iş bu muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde icra dosyamıza ödemeniz aksi halde cebri icraya devam olunacağı tarafınıza tebliğ olunur…” şeklinde olan yazı ile ödemenin 16.02.2017 tarihinde yapıldığı kanaatine varılmaktadır.
Davacı yanın davalı yanlardan 21.986,66 TL alacaklı olacağı, sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının Kıyı Emniyet müdürlüğüne hitaben düzenlenen ve açıklaması “…İcra Takip dosyamıza 21.986,66 TL borcunuz bulunmaktadır. Bakiye borcunuzu iş bu muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren (7) gün içinde icra dosyamıza ödemeniz aksi halde cebri icraya devam olunacağı tarafınıza tebliğ olunur…” şeklinde olan yazı ile ödemenin 16.02.2017 tarihinde yapıldığı kanaatine varılmaktadır.
Davacı taraf 25.04.2017 harçlandırma formlu Dava dilekçesinde 21.986,66 TL’nin icra dosyasına ödenme tarihinden itibaren faiz talep etmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile 21.986,66.-Tl nin ödeme tarihi olan 16.02.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birliktedavalıdan alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kabulü ile 21.986,66.-Tl nin ödeme tarihi olan 16.02.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 1.501,90-TL nin peşin alınan 375,48-TL den düşümü ile kalan 1.126,42-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 406,88-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.527,00-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza