Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/399 E. 2021/628 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/399 Esas
KARAR NO:2021/628

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/04/2017
KARAR TARİHİ :01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmeleri uyarınca davalıya krediler açılıp kullandırıldığını, diğer davalıların da sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borçlarının vadesinde ödenmemesi üzerine müvekkili banka tarafından kredi hesabı kat edildiğini ve imzalanan sözleşmenin ilgili maddelerine dayanılarak bütün borçların muaccel hale geldiğini ve … Noterliği’nin 10/08/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara ihtar edildiğini, müvekkili banka tarafından keşide edilen ihtarnamenin usulüne uygun düzenlendiğini, borcun muaccel hale geldiğini ve borçlunun temerrüte düştüğünü, borcun ödenmemesi sebebiyle müvekkili tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalılar tarafından tebellüğ edilen ödeme emrine karşı icra müdürlüğü dosyasına 28/10/2016 tarihli dilekçeler ile itiraz edildiğini, kötü niyetli davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle haksız itirazın iptalini, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin devamını, davalılar hakkında %20’den az olmayacak miktarda icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
Davalı … Anonim Şirketi ve davalı … cevap dilekçelerinde özetle; … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında 12/07/2016 gününde iflas erteleme talebinde bulunulduğunu, 13/07/2016 gününde bu talebin ihtiyati tedbir kararı ile karşılandığını, … Asliye Hukuk Mahkemesi 16/09/2016 günlü ara kararı ile ihtiyati tedbir kararını kaldırmış ise de bu karara karşı Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu başvurularının bulunduğunu ve istinaf yasa yolu incelemesinin bekletici sorun yapılmasını talep ettiğini, … şirketinin maliki olduğu … İlindeki iki ayrı taşınmazı … A.Ş.’ye ipotek ettiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi sürecinin başladığını ve … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı icra dosyasında 13/07/2017 günü … A.Ş.’ye ihale olunduğunu, davacının itirazın iptaline konu ettiği …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının alacak aslının bu ödeme ile ortadan kalktığını, bu nedenlerle davanın reddini, icra takibinin iptalini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 10/05/2018 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 06/01/2019 tarihli raporunda özetle;
“SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1-Davacı banka ile davalı kredi lehtarı … … ve Tic.A.Ş arasında Genel Kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı kefillerinde İşbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği,
Davalı Kefilin/lerin Sorumluğu: Davalı/Kefilin sözleşmede gösterilen kefalet limiti tutarının 2.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle “hesaplanan ASIL BORÇ toplamının 821.369,36 TL olduğu, dolayısıyla hesaplanan asıl borcun (ana para borcunun), kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı KEFİLLERİN borcun tamamından kefalet limitiyle sınırlı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünütebilineceği (bkz: TBK 589 m. mülga B.K490.m.nın sayın yargı makamınca değerlendirilebilineceği)
2-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları:
a)Nakdi Krediler bakımından
Asıl alacak (taksitli kredi)…….: 655,945,19
Asıl alacak (Rotatif kredi)…….: 165.424,17
Kat tarihi île temerrüt tar.ar.lş faiz: 2.250,33
Temerrüt faizi………………: 130.050,09
%5 gider vergisi (BSMV………: 6.574,45
İhtarname gideri (delili mevcut)..: 1.268,58
TOPLAM ALACAK………….: 961.512,81 TL’dir.
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 1.549.23 TL (963.062.04-961.512,81) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 821.369,36 TL (655.945,19+165.424,17=) tamamen ödeninceye kadar %100 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte isten i leb ileceği,
b)Gayrinakdi Kredi Alacaklarının Depo Edilmesi
-Gayrinakdi Çek Bedeli Kredisi Bakımından:
Dosya içeriğinde bulunan çek statü dökümü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 25 adet çek yaprağından dolayı toplam 18.500,00 TL (740,00 TLx25 yaprak=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve kefiller tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 23 m. ile 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca),
-Teminat mektubu bedeli bakımından:
Dosya içeriğine göre halen mer’i ve muteber olduğu anlaşılan 10.000,00 TL’lik teminat mektubu bedelinin DEPO edilmesi gerektiği,
3-Davacı banka lehine İpotekli 2 adet taşınmazın satış ihalelerinin gerçekleştirilmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, ihalenin feshi davası nedeniyle henüz satış ihalesinin kesinleşmemiş olduğu bilgisi edinilmiştir,” denilmiştir.
Mahkememizin 14/03/2019 tarihli celsesi, 4 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 30/06/2019 tarihli ek raporunda özetle;
“SONUÇ ve KANAAT:
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca kök rapordaki hesaplamaların dışında TERDİTLİ olarak yapılan 2. bir hesaplama sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1-Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Alacakları:
a)Nakdi Krediler bakımından
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak (taksitli krd) 655.945,19 655.945,19 655.945,19
Asıl alacak (Rotatif krd) 165.424,17 165.424,17 165.424,17
Kat tarihi ile tem.tar.ara.iş. faiz 2.250,33 6.468,28 2.250,33
Temerrüt faizi 131.488,89 27.310,53 27.310,53
%5 gider vergisi (BSMV) 6.574,45 1.688,94 1.688,94
İhtarname gideri (delili mevcut) 1.379,01 1.268,58 1.268,58
TOPLAM ALACAK 963.062,04 858.105,69 853.887,74
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 109.174,30 TL (963.062,04-853.887.74=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 821.369,36 TL (655.945,19+165.424,17=) tamamen ödeninceye kadar %21 oranında temerrüt faizi (TBK’nun 120 m.uyarınca) ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi Kredi Alacaklarının Depo Edilmesi
-Gayrinakdi Çek Bedeli Kredisi Bakımından
Dosya içeriğinde bulunan çek statü dökümü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 25 adet çek yaprağından dolayı toplam 18.500,00 TL (740,00 TLx25 yaprak=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve kefiller tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 23 m. ile 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca),
-Teminat mektubu bedeli bakımından
Dosya içeriğine göre halen mer’i ve muteber olduğu anlaşılan 10.000,00 TL’lik teminat mektubu bedelinin DEPO edilmesi gerektiği,
3-Davacı banka lehine İpotekli 2 adet taşınmazın satış ihalelerinin gerçekleştirilmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, ihalenin feshi davası nedeniyle henüz satış ihalesinin kesinleşmemiş olduğu bilgisi edinilmiştir.” denilmiştir.
Mahkememizin 05/11/2020 tarihli celsesi, 1 nolu ara kararı gereğince, dosyamızda ek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişinin 17/05/2021 tarihli ek raporunda özetle;
Detayları yukarıda verilen inceleme ve hesaplamalar sonucunda, takdiri tamamen sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
Sayın mahkemenin ara kararı uyarınca kök rapordaki hesaplamaların dışında TERDİTLİ olarak yapılan 2. bir hesaplama sonuçları aşağıda arz edilmiştir.
1-Davacı Bankanın Takip Tarihi İtibariyle Alacakları:
a)Nakdi Krediler Bakımından
Alacak kalemleri Talep edilen Hesaplanan Talep edilmesi gereken
Asıl alacak (taksitli krd) 655.945,19 655.945,19 655.945,19
Asıl alacak (Rotatif krd) 165.424,17 165.424,17 165.424,17
Kat tarihi ile tem.tar.ara.iş. faiz 2.250,33 6.505,24 2.250,33
Temerrüt faizi 131.488,89 20.599,94 20.599,94
%5 gider vergisi (BSMV) 6.574,45 1.355,26 1.355,26
İhtarname gideri (delili mevcut) 1.379,01 1.268,58 1.268,58
TOPLAM ALACAK 963.062,04 851.098,38 846.843,47
Sayın Mahkemece raporun benimsenmesi halinde; fazlava ilişkin 116.218.57 TL (963.062.04-846.843.47=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 821.369,36 TL (655.945,19+165.424,17=) tamamen ödeninceye kadar %15,84 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden %5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Gayrinakdi Kredi Alacaklarının Depo Edilmesi
-Gayrinakdi Çek Bedeli Kredisi Bakımından
Dosya içeriğinde bulunan çek statü dökümü raporlarına göre, davacı bankaya halen ibraz ya da iade edilmeyen ya da karşılıksız çıkıp da hamilleri tarafından garanti tutarı talep edilmeyen 25 adet çek yaprağından dolayı toplam 18.500,00 TL (740,00 TLx25 yaprak=) faiz getirmeyen bir hesapta davalı kredi lehtarı şirket ve kefiller tarafından DEPO edilmesi gerektiği kanısına ulaşıldığı (Sözleşmenin 23 m. ile 5941 s.Çek Y. 2.ve 3 m. uyarınca),
-Teminat mektubu bedeli bakımından
Dosya içeriğine göre halen mer’i ve muteber olduğu anlaşılan 10.000,00 TL’lik teminat mektubu bedelinin DEPO edilmesi gerektiği,
3-Davacı banka lehine ipotekli 2 adet taşınmazın satış ihalelerinin gerçekleştirilmiş olduğu her ne kadar anlaşılmakta ise de, ihalenin feshi davası nedeniyle henüz satış ihalesinin kesinleşmemiş olduğu bilgisi edinilmiştir.” denilmiştir.
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredilerin kat’ı sonrası açılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
GKS, ihtar, ihtarın tebliğine ilişkin evraklar, ticari defterler, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya içeriği ile bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğine;
Davalı Adederya hakkında iflas kararı verilmiş ise de verilen karar bozulmuş olduğundan hakkındaki davaya devam olunmuştur.
07.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri ile … şirketinin kullandığı kredilere diğer davalıların 2.000.000 TL kefalet limiti ile kefil oldukları anlaşılmıştır.
Davaya konu alacağın dayanağı krediler, 169/TT/1076, 169/TT/1107, 169/TT/1007, 169/TT/889, 169/TT/898, 169/TK/13775/Ro, 169/TK/13894/Ro, nolu kredilerdir.
Kefalet sözleşmesi 6098 sayılı yeni TBK’nu yürürlüğe girdikten sonra tanzim edilmiştir. Davalı kefil açısından kefalet limitlerinin sözleşmede açıkça gösterilmiş olduğu ve TBK.’nun 582. 583. ve 584 m. öngörülen kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması, kefaletin türü, sorumlu olunacak azami kefalet limiti, kefaletin tarihi ve yasada şartların bizzat kefillerin kendi el yazıları ile yazılmış olduğu kefalette bulunduğu, tüm bunlara göre geçerli bir kefalet akdinin kurulmuş olduğu, TBK’nun 598/3. maddesindeki 10 yıllık sürenin henüz dolmadığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeler yasal değişiklik tarihi 28.03.2013’den sonra akdedilmiş olması nedeniyle, davalı gerçek kişi kefillerin lehdar şirketin ortağı oldukları anlaşıldığından, eş muvafakati belgesine gerek olmadığı kanısına varılmıştır.
TBK’nun 589 ve 590. maddesine göre; “Kefil her durumda, kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur.
Kefilin/lerin sözleşmede gösterilen azami kefalet limiti aşılmamak üzere, temerrüt tarihine kadar işlemiş olan akdi faiz ve ferilerinden dolayı da ayrıca sorumludurlar.
26 Kasım 2013 tarihinde yürürlükte bulunan, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde: “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez. hükmüne yer verilmiştir.
TTK yasa tasarısının 7. maddesinin 1. fıkrasına eklenen 2. cümle ilgili olarak kanunlaşma sürecinde verilen önerge ve kanunun gerekçesinde kefile alacağın ve borcun yerine getirilmediğinin ihbarı gerektiği, ihbar edilmeden asıl borçlunun temerrüdü yönünden kefillerden temerrüt faizi istenemeyeceği belirtilmiştir. Eklenen bu fıkra 6762 sayılı Eski TTK’nunda bulunmayan yeni bir hükümdür.
6102 sayılı TTK’nun yürürlükte olduğu dönem içerisindeki kefillere yönelik alacağın tahsili yönündeki hukuki işlemlerde bu hükmün uygulanması gerekir. Buna göre asıl borçlunun borcunu ödemediği müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefil sorumlu tutulamaz.
Ancak kefil kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabilir.
GKS gereğince düzenlenen hesap kat ihtarı 15.08.2016 tarihi itibariyle davalılara tebliğ edilmiş olup, verilen 1 günlük sürenin sonu olan 17.08.2016 tarihi itibariyle davalılar temerrüde düşmüştür.
Genel kredi sözleşmelerinde temerrüt faizi oranın belirleme yetkisinin bankanın keyfine bırakılmasında doktrinde eskiden beri çok kuvvetli bir şekilde ileri sürülen görüşleri “Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi oranının Sözleşme Eliyle Bankaların inisiyatifine Bırakılması Sorunu” ( Barış Bahçeci – http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2017-128-1632) isimli makaleden aynen aktarmak gerekir ise:
“Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleşmelerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlüğünü yok etmesi veya ağır şekilde kısıtlaması halinde ahlaka aykırı kabul edildiği dikkat çekmektedir.
Konumuzla ilgisi nedeniyle Sungurbey’in genel kredi sözleşmelerinde yer verilen kurallarla, bankalara faiz oranlarını tek taraflı artırma yetkisi hakkındaki görüşlerini burada özellikle zikretmek gerekmektedir. Yazara göre bu hükümler, bankaya tek yanlı olarak, diledikleri kadar artırma yetkisi vererek, banka müşterisi sanayici ve tüccarın iktisadi varlığının yok olması tehlikesi yaratacak biçimde mutlak surette bankaların keyfine bağlı tutmakta, tüccar ve sanayicileri bankaların vesayetine sokmakta ve iktisadi faaliyet hürriyetinin kullanılmasını felce uğratan bir nitelik taşımaktadır. Bu hükümler, BK md 19 ve 20 gereğince hem kişilik haklarına hem de ahlaka aykırı olduğundan batıldır.
Eren daha dar bir çerçevede, sözleşmenin taraflarından birinin hukuki veya fiili tekel durumunda bulunması halinde, güçlü ve üstün durumunu kullanarak edimler arasında büyük oransızlığa sebep olmasının gabin dışında bir olgu sayılarak ahlaka aykırı olarak nitelendirilmesi gerektiği görüşündedir.62 Kocayusufaşaoğlu, ise “Türk hukukunda banka kredi sözleşmelerinde bankalara sözleşmede yer alan faiz oranlarını sonradan herhangi bir sınıra bağlı olmaksızın tek taraflı olarak istedikleri kadar artırma” yetkilerinin tanınmasının ahlaka aykırı olduğu BK md 19 ve 20 gereğince hükümsüz sayılması gerektiğini belirtmektedir.
Ticari kredi ilişkisinin doğumunda öncelikle bir temel ve çerçeve sözleşmesi olan genel kredi sözleşmesi (GKS) yapılmaktadır. GKS ile kredi kuruluşu kredi limiti çerçevesinde belirli bir miktara kadar nakdi veya gayrı bir nakdi bir kredi sağlama borcu altına girmektedir. GKS Borçlar Kanunu md 306 vd’da düzenlenen karz sözleşmesi niteliği taşır (Canaris, Bankvertragsrecht, Rn. 1206). Yüksek Yargıtay kararlarında da bu görüş savunulmaktadır.”
GKS’de her ne kadar TCMB’na bildirilen en yüksek faiz temerrüt faizinin belirlenmesinde ölçü olarak alınmış ise de; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/19-1650 esas, 2019/507 karar sayılı ilamındaki “Ne var ki Yargıtay uygulamasında bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.
O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar sözleşmesi uyarınca akdi faizin %100 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir. ” şeklindeki gerekçe mahkememizce de kabul edilmekle taşıt kredisi ve taksitli kredi temerrüt faizinin tespitinde fiilen uygulanan akdi faiz baz alınarak bu faiz oranlarının % 100’ü hesaplanarak % 23,76 temerrüt faizi oranı bulunmuştur.
Varılan bu hukuki sonca göre % 23,76 temerrüt faizi oranına göre hesaplama mahkememizce resen yapılmıştır : bilirkişisinin kök raporda hesapladığı gibi 821.369,36 TL temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak ve 6.505,24 TLakdi faiz olup, 17.08.2016-12.10.2016 tarihleri arasında işliyen temerrüt faizi miktarı 821.369,36 TL x 23,76 x 100 x 360000 = 54.210,37 TL işlemiş temerrüt faizi, 3,035,78 TL BSMV, 1.268,58 TL ihtarname gideri olup toplamda davalıların 886.389,33 TL borçlu oldukları anlaşılmıştır.
İcra inkar tazminatı yönünden;dava konusu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle, teknik hesaplama ayrıntısı bilirkişi raporunda anlaşıldığı üzere sonuçta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi ve ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davalıların …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazları;
821.369,36 TL asıl alacak
6.505,24 TL kat tarihi ile temerrüt tarihi arası işlemiş akdi faiz
54.210,37 TL işlemiş temerrüt faizi
3.035,78 TL BSMW
1.268,58 TL ihtarname gideri alacağı olmak üzere toplamda 886.389,33 TL alacağa ve %23,76 akdi temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisine itirazın ve de
18.500 TL gayri nakdi çek medeli kredisi ve 10.000 TL teminat mektubu bedelinden oluşan 28.500 TL depo talebine İTİRAZLARIN İPTALİNE,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
886.389,33 TL’nin % 20 oranında olan 177.277,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 60.549,26-TL ilam harcından peşin alınan 12.118,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 48.431,16-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 12.118,10-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 12.149,50-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 61.369,47-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.697,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 1.517,54-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yapılan 540,60-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 57,34-TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine; arda kalan bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere temerrüt faizi oranı kapsamında oyçokluğu diğer hususlarda oybirliği ile verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.01/07/2021

Başkan …
(M)
Üye …

Üye …

Katip …

MUHALEFET ŞERHİ

GKS’deki temerrüt faizinin belirleme yetkisinin tamamen tek tarafa bırakılmasına ilişkin sözleşme maddesi geçersiz olmakla bu geçersizliğin kısmen kabul edilerek merkez bankasına bildirilen en yüksek faiz ibaresinin fiilen uygulanan faiz olarak yorumla değiştirilmesi mümkün olmadığından temerrüt faizine ilişkin bu sözleşme maddesi tamamen geçersiz olduğundan 3095 sayılı kanunun 2. Maddesine göre temerrüt faizinin bulunarak sonucuna göre kabul kararı verilmesi gerekçesi ile çoğunluğun görüşüne bu açıdan muhalifim.
Başkan …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”