Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/351 E. 2020/46 K. 22.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/351 Esas
KARAR NO : 2020/46
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 10/04/2017
KARAR TARİHİ : 22/01/2020

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı şirketin ticari ilişki içerisinde olduğu müvekkiline takip konusu fatura ve cari hesap ektreleri ile ilgili borcunu ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine bakiye alacak üzerinden … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı takip borçlusunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesini dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında ticari iş ilişkisi bulunmadığını, dava konusu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ödeme emri ekinde müvekkili şirkete gönderilen cari hesapta belirtilmiş olan faturalara ilişkin olarak müvekkil şirket tarafından herhangi bir mal alımında bulunulmadığı gibi, bu faturalara ilişkin herhangi bir ürün tesliminin de müvekkil şirkete yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, mal teslimi nedeniyle düzenlenen satış faturası bedelleri ile bakiye cari alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki olmuş itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Davaya dayanak teşkil eden mahkememize celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasının tetkiki ile; 118.855,54-TL asıl alacak, 9.845,20-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 128.700,74-TL bedelin tahsili için icra takibi başlatıldığı, takibe dayanak toptan satış faturalarının ödenmeyen bakiye cari hesap ekstresinin gösterildiği görülmektedir. (Her ne kadar alacaklı vekilince takip talebinde işlemiş faiz talebinde de bulunulmuşsa da, dava değeri olarak asıl alacak 118.855,54-TL gösterildiği, işlemiş faize ilişkin açılmış dava bulunmadığı anlaşıldığından takip öncesi temerrütün gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde araştırmaya gerek duyulmamıştır.) Davalı borçlu vekili yasal 7 günlük süre içerisinde sunmuş olduğu itirazında, ticari ilişkiyi külliyen reddedip, cari hesapta zikredilen fatura konusu malları almadıklarını belirtmiştir. Aynı şekilde davaya cevap dilekçesinde de ticari ilişkiyi külliyen reddetmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mal alım satımına ilişkin süre gelen ticari bir ilişki olup olmadığı, ticari ilişkinin varlığı halinde takibe ve cari hesaba dayanak teşkil eden fatura konusu malların usulüne uygun olarak teslim edilip edilmediği konusunda toplanmaktadır.
Davalı borçlu şirketin ticari kayıt ve defterlerin bulunduğu yer … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemelerine talimat yazılmışsa da, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalıya ait 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin defter-i kebir, envanter ile yevmiye defterlerinin incelenmesi neticesinde davalının defterlerine göre kayden davacıya 5.266,77-TL borçlu göründüğü anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterlerinin incelenmesinde ise toptan satış faturaları toplamı uyarınca asıl alacak miktarı 118.885,54-TL olarak borçludan alacaklı göründüğü anlaşılmaktadır. Taraf defterleri arasındaki fark ve uyuşmazlık davacının davalıya düzenlemiş olduğu takip konusu faturalardan kaynaklanmaktadır. Davacının takibe dayanak yaptığı faturaların teslim alan kısmında … , …, … isimlerinin bulunduğu, sadece bir faturada teslim alan isminin okunamadığı görülmektedir. … SGK’nın davalıya ait sigortalı çalışan döküm listesi kontrol edildiğinde, teslim alan olarak görülen bu kişilerin isimlerinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte davacının davalıya takip konusu dışında kalan 2015 yılına ait davalı ticari defterlerine kayıtlı olan, davalı tarafından davacıya ödemelerin yapıldığı faturaları teslim alan kişilerin bu kişiler olduğu, yani davalı tarafından adı geçen bu şahısların teslim tesellümlerinin zımnen benimsendiği sabittir. (Görünüşte temsil ilkesine ilişkin Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/10780 E. , 2015/2182 K. sayılı 02.04.2015 tarihli emsal kararı) Davalıya düzenlenen takibe konu 19 adet faturalara konu malların davalı yanca teslim alınmış olduğu kabulü zorunludur.
Her ne kadar davalı vekili teslim alan olarak görülen kişilerin Tuzlada bulunan bir başka firmanın işçileri olduğu ileri sürmüşse de yukarıda da belirtildiği üzere daha önceden bu kişilerin kanalı ile teslim alınan malların sabit olduğu irsaliyeli faturalara davalıya vekaleten bu kişilerin attığı imzaların benimsendiği anlaşılmakla dayanaksız kalan itirazın reddi gerekmiştir. Kaldı ki, teslim alan kısmındaki bu kişilerin varlığı faturalara binaen 2015 yılında davalı tarafından yapılan ödemeler de mevcuttur. Böylelikle ihtilaf konusu 19 adet fatura bedeli 113.610,87-TL ile kayden davalı defterinde görünen 5.266,77-TL borç toplamı 118.877,64-TL olduğu anlaşılmakla icra takibindeki asıl alacak talep miktarı ile bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-…İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından vaki olmuş itirazin İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali ile; 118.855,54-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi gereğince işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Alacak niteliği itibariyle likit ve belirlenebilir olmakla %20 inkar tazminatı 23.771,10-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gereken 8.119,02 TL harçtan peşin alınan 1.386,26 TL harcın mahsubu ile, bakiye 6.732,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 1.386,26 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 1.417,66 TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 15.241,28 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak alınarak davacıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 642,30 TL posta, tebligat gideri ve talimat masrafları, 700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 1.342,30 TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak alınarak davacıya ödenmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 22/01/2020

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*