Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/348 E. 2021/568 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2017/348 Esas
KARAR NO:2021/568

DAVA:Haksız İhtiyati Tedbir Nedeniyle Maddi Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:10/04/2017
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin ciranta/dava dışı …’den olan alacağının tahsili için davaya konu … A.Ş. … Şubesi … seri nolu ve 15.10.2016 keşide tarihli ve 45.000,00-TL bedelli çek ile … seri nolu ve 30.10.2016 keşide tarihli ve 45.000-TL bedelli çeklerin bankaya ibrazı neticesinde muhatap bankaca …. ATM … E. sayılı tedbir kararı kararı nedeniyle ödeme yapmadığını, davalı tarafından yalan beyana dayalı ihtiyati tedbir alındığını, davalının akrabalık ilişkisi nedeniyle dava dışı ciranta … ile çek keşidecisi … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından sırf ödeme yasağı kararı aldırmak için kullanıldığını, tedbir nedeniyle her iki çekin de ödenmediğini ve bu nedenle bir kısım alacak kalemleri yönünden maddi zarara uğradıklarını beyanla şimdilik 5.000 TL maddi tazminat ile 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş olup, bilahare sunduğu bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat açısından talebini 33.178,99 TL olarak arttırmıştır.
SAVUNMA:
Davalı yan davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, HMK’nın 399. maddesi gereğince haksız ihtiyati tedbir nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı … vekili kanalıyla 09/11/2016 tarihinde dava dışı borçlu Ciranta … ile … Ltd.Şti aleyhine 2 adet kambiyo senedi vasfındaki çek nedeniyle takip başlatıldığı anlaşılmaktadır. Dava dışı … ile … arasında ticari ilişki mevcut ise de davalı ile lehtar ciranta … … arasında somut ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dosyaya celp olunan nüfus kaydına göre mahkememizden ödeme yasağı ihtiyati tedbirini alan davalı … ile Ciranta …’nin kardeş oldukları sabittir. Diğer yandan … kayıtlarına göre … isimli işletmeyi işleten tacirin dava dışı … olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak dava dışı … ile davalı arasında organik bağ açık ve belirgindir. Çeklere bağlı olarak davalı ile kardeşi arasındaki ticari ilişkiyi gösterir herhangi bir bilgi ve belge dosyada bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalı …’nin mahkememizden almış olduğu 14/10/2016 tarihli … Esas sayılı dosya üzerinden alınan ödeme yasağı yönündeki ihtiyati tedbir kararı haksız olduğu gibi kötü niyetlidir. Burada kardeşler arasında çek ve ciro işlemini gerektirir ne gibi ticari ilişki olduğunun ve davalının nasıl meşru hamil olduğunun davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Dosyadaki yukarıda bahsi geçen delil durumu nazara alındığında davalı tarafından (Uygulamada “…” terimi ile tabir edilen metoda dayalı olarak) çeklerin bağlanması amacıyla mahkemeden hasımsız zayi davası yoluyla tedbir kararı aldırıldığı kanısı oluşmuştur.
Davacının hamil olarak dava dışı …’nin beyaz cirosu yoluyla elinde bulundurduğu çekin, …’nin kardeşi olan davalı tarafça … tarafından zayi olduğundan bahisle ödeme yasağı konulduğu ve ödemesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulduğu, davalının söz konusu çekte hamil olduğuna dair cirosunun bulunmadığı, bilahare davalının çek iptali davasından feragat ettiği nazara alınarak davacının çekler üzerine konulan ihtiyati tedbirler sebebiyle maddi zararının oluştuğu kabul edilmelidir. (Yargıtay … HD 2016/13004 E. 2018/7882 K. 12/12/2018 günlü benzer olaya ilişkin emsal kararı) Bu noktadan sonra mahkememizce zararın kapsamının tespiti gerekir. Diğer yandan bu eylemler aynı zamanda haksız fiil teşkil edeceğinden uygun bir miktarda manevi tazminata da hükmetmek gerekir. Dava dilekçesinde talep olunan 5.000 TL manevi tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu kanısına varılarak tüm ile kabulü gerekmiştir.
Maddi tazminat açısından bilirkişi tarafından gerek icra gerek ihtiyati haciz gerekse de zayi davasına müdahale olmak üzere her üç dosya yönünden nispi vekalet ücreti zarar kalemi olarak hesaplanmıştır.Yargılama giderlerinden olan avukatlık ücreti, ilgili olduğu davanın konusunu teşkil eder nitelikte feri bir alacak olup, ilgili davanın sonunda diğer yargılama giderleri ile birlikte hüküm altına alınır. Söz konusu davada ve takipte davacının avukatı ile arasında kararlaştırılan avukatlık hizmeti ücreti yani akdi vekalet ücreti maddi tazminat kapsamında kabul edilemez. (Yargıtay …. HD 2015/… E. 2016/… K. 06/06/2016 ; Yargıtay ….HD. 2015/5661 E. 2017/11495 K. 11/12/2017 günlü emsal nitelikteki kararları) Avukatlık akdinden kaynaklı zarar kalemi istenemeyeceğinden buna ilişkin istemin reddi gerekir.
Davacın bir diğer maddi tazminat talebini oluşturan alacak kalemi ise … Esas sayılı zayi dosyasındaki müdahale talebi yönündendir. Bu davadaki müdahale masrafları maddi tazminat olarak talep edilmiş ise de mahkemesince ve hatta istinaf mahkemesince müdahale talebi reddedilmiştir. Bu durum davacı tarafın kendi kusurundan kaynaklıdır. Şöyle ki, hasımsız olarak ikame olunan zayi nedeniyle çek iptali davalarına taraf olarak üçüncü kişinin müdahale talebinde bulunmasında hukukumuzda cevaz verilmemektedir. Yani zayi davasına müdahale olamayacağından, davacının o davada müdahil sıfatıyla taraf konumuna geçemeyeceği açık olduğundan buna dayalı 246,00TL tutarlı masraf kalemi istenemez. Reddi gerekir.
Davacı vekilince ayrıca icra dosyasındaki 500,00 TL yakalama avansı ile 430,00 TL ATGV araç gideri, çekme avansı ve sair icra giderleri ile harçları da maddi tazminat olarak talebi mümkün değildir. Zira bu alacak masrafları esas takipte alacak kalemine eklenerek esas borçlulardan tahsil edilir. Bu borçlulardan zararın ve masrafların tahsil edilemediğine, takibin semeresiz kaldığına dair herhangi bir aciz vesikası da dosyaya delil olarak sunulmuş değildir. Bu alacak kalemi de redde mahkumdur. Bilirkişi raporlarındaki görüşlere bu yönleriyle kısmen iştirak edilmemiştir.
Davacı vekilince 10/06/2019 tarihli izahat dilekçesinde müvekkilinin çekleri zamanında tahsil etseydi elde edecek olduğu gelirler somut bir şekilde ortaya konamamıştır. Ayrıca tahsil edemediği çek bedelleri yönünden kredi kullanmak zorunda kaldıklarını ve ekstradan fazla faiz ödemek zorunda kaldıklarını belirtmişse de dosyada kredi geri ödeme tablosu delil olarak sunulmadığı gibi kredinin ne zaman kapatıldığı yada ne oranda ne miktarda faiz ödemesi yapıldığı hususu da ispata muhtaç kalmaktadır. Kaldı ki davacının kullandığı kredi ile davalının eylemleri arasında uygun illiyet bağı da kurulamamıştır. Somut delillerle bu yönlerden de maddi zarar ispatlanamamıştır. Çeklere ilişkin ihtiyati haciz için teminat depo etmek zorunda kaldıklarını davacı yan iddia etmişse de teminatların neden geri alınamadığına ilişkin somut bir vakıa ileri sürülmemiştir. Mahkemesinden teminatın iade alınmasına engel bir durum olduğu davacı tarafından iddia edilmemiştir. Dolayısıyla, ihtiyati tedbir haksız ve kötü niyetli görülmüşse de sonuç olarak bütün maddi tazminat kalemleri yukarıda açıklanan gerekçelerle reddedilmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Manevi tazminatı talebinin kabulüne, 5.000,00-TL tazminatın 30/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Maddi tazminat talebinin tümden reddine,
3-Alınması gereken 341,55-TL harçtan peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 652,01-TL harcın mahsubu ile, artan 310,46-TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen, 170,78-TL peşin harç, 31,40-TL başvuru harcı, 4,60-TL vekalet harcı ile 481,23-TL ıslah harcı olmak üzere cem’an 688,01-TL’den ibaret harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince manevi tazminat açısından 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 325,50-TL posta ve tebligat masrafı, 1.700,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 2.025,50-TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 265,30-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır