Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/639
KARAR NO : 2019/1096
DAVA : Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 13/06/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, 10/01/2016 tarihinde … Cad. Fatih/İstanbul mevkiinde 05:10 sıralarında müvekkillerinin desteği …’ı davalı …’nin maliki, diğer davalı … tarafından kiralanmış … plakalı aracın desteğin içinde bulunduğu … plakalı ticari taksiye sağ yandan hızla çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini beyanla HMK’nın 107. maddesi gereğince destekten yoksun kalma maddi tazminatının işletenler yönünden olay tarihi, sigortacı yönünden 25/01/2016 başvuru tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davacılar … ile …’nın her biri için 35.000,00-TL, davacı … için ise 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılardan … ile … vekili, söz konusu Rent A Car adlı firmanın davalı müvekkili …’ye ait olmayıp onun kardeşi olan diğer müvekkili …’ye ait olduğunu, bu durumun ekte sundukları vergi levhası ile ortaya çıktığını, dolayasıyla … yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, diğer müvekkili yönünden ise aracın kazayı yapan sürücü … isimli kişiye kiralanması nedeniyle uzun süreli kira akdine dayalı olarak işletenlik sıfatının ortadan kalktınığını, ayrıca kazada davacıların murisi …’ın da kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta vekili, müvekkilinin yaptığı ödeme sonucu davacılar tarafından ibra edildiğini, ibranamenin 65.279,00-TL karşılığında 17/02/2016 tarihinde tanzim edildiğini ve fahiş fark söz konusu olmadığından iptalinin istenemeyeceğini, kaldı ki müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti oranında sorumlu olduğunu, ATK’dan kusur yönünden inceleme yapılması gerektiğini, dava öncesi başvuru üzerine ödeme yapıldığından herhangi bir kusurunun bulunmadığını, maluliyet tazminatına hükmedilirken asgari ücretin baz alınması gerektiğini, müteveffanın varsa müterafık kusurunun da tazminatı indirilmesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın tümden reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle davalılardan …’nin işletenlik ve dolayısıyla husumet meselesinin çözülmesi gerekmektedir. Adı geçen … … Oto Kiralama firmasının İTO kaydının celp edilerek incelenmesinde, davalı …’nin ünvanı ve T.C kimlik numarası ile işletmenin kurulduğu, buna göre Rent A Car firmasının sahibi olarak işleten sıfatıyla davalı …’nin de sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla bu yöne ilişkin husumet itirazının reddi gerekmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde aracın malikinin davalılardan … olduğu, … nin ise kiraya veren sıfatının taşıdığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalılardan … kolluk ifadesinde … Firmasının sahibi olduğunu, dava dışı … isimli şahsa 4 günlüğüne aracı kiraladığını beyan etmiştir. Poliçede de … sigortalı olarak gözükmektedir. Buna göre her iki dafalı … ile …’nin işleten sıfatıyla zarardan sorumlu olduklarının kabulü gereklidir. Diğer yandan, davalıların da kabulünde olduğu üzere kiralama 4 günlük olup uzun süreli kiralama söz konusu değildir. Dolayısıyla bu yönden de davalıların işletenlik sıfatının kalkacağından söz etmek mümkün değildir.
Her ne kadar dosyada ibraname bulunmuyor ise de; 65.279,00-TL ödeme karşılığında 17/02/2016 tarihinde tanzim edildiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Dolayısıyla iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı sabit olan iş bu davada KTK’nın 111.maddesinin şartlarının tartışılması gerekmektedir. Bilirkişi tarafından yapılan ödemeler yasal faizle birlikte güncellenmiştir. Yapılan güncelleme sonucunda maddi zararın fazlasıyla karşılandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar KTK’nın 111.maddesine nazaran ödeme tarihindeki verilere göre o tarihteki yeterli ödemenin var olup olmayacağı tartışılması gerekir ise de; gerek asgari ücret artaşındaki oranlar gereksede bulunan miktarlar uyarınca sonuç değişmeyeceğinden bu hususta usul ekonomisi de gözetilerek ek rapor alınmamıştır. Zira ödeme tarihindeki ödemelere ve asgari ücret artışına göre de yapılan maddi tazminat ödemesinin ödeme tarihine göre de ziyadesiyle yeterli olduğu kanısına varılmıştır. Kaldı ki davacılar vekili de rapora bu yönde itiraz etmediğinden araştırma yapılmasına gerek duyulmamıştır.
Davacılar vekili rapora itirazında müvekkilinin taksi şoförü olması sebebiyle asgari ücretten tazminat ölçüsünün saptanamayacağını ileri sürmüştür. Mahkememizce bu itiraz nazara alınarak İstanbul Taksiciler ve Esnaf Odasından emsal ücret araştırma yapılmış olup, yazı cevabında buna ilişkin net cevap verilmemekle birlikte bu konuda uzman sektör bilirkişisi ismi verilmiştir. Adı geçen sektör bilirkişisi … de hesap raporunda heyete dahil edilmiştir. Ne var ki taksi şoförünün net kazancının asgari ücretin üstünde olduğu hiçbir şekilde ortaya konulamamıştır. Bilirkişi raporunda taksimetre ücret tarifeleri de değerlendirilmekle birlikte ölenin asgari ücretin üstünde kazanç elde ettiği anlaşılamamıştır. Bu konuda ispat külfeti davacıdadır. Ayrıca, davacılar vekili bu konuda tanık dinletmek istemiş ise de, ölenin yaptığı işin kapsamı ve şekli tanıkla ispatlanması mümkün olmakla birlikte taraflar arasında bu husus çekişmesiz olup diğer yandan ücretin miktarı tanıkla ispatlanamayacağından buna ilişkin istemin reddi gerekmiştir. Sonuç olarak maddi zararların karşılandığı anlaşıldığından buna ilişkin maddi tazminat istemlerinin reddi gerekmiştir.
Dosyadaki mevcut delillere göre 10/01/2016 günü saat 05:10 sıralarında müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile Vatan caddesi istikametinden Akşemsettin Caddesini takiben seyir halinde iken olay mahalli kavşağa geldiğinde aracının sağ yan kısımları ile seyir istikametine göre sağ tarafındaki yoldan … caddesini takiben seyreden … plakalı otomobil sürücüsü sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil’in çarpışması ve ölümle neticelenen dava konusu kaza meydana geldiği sabittir. Mevcut verilere nazaran; … plakalı otomobil sürücüsü sevk ve idaresindeki araçla meskun mahalde seyri sırasında mahal şartlarına uygun kontrollü ve tedbir alabilecek vaziyette seyrini sürdürmediği, kavşağa yaklaşırken hızını yeterince azaltması gerekirken bu hususa riayet etmediği, kavşaktan geçiş yapan müteveffa sürücü sevk ve idaresindeki araç nedeniyle zamanında etkili fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, Müteveffa sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile kavşak mahallinde yeterli kontrolü sağlaması, kavşak kollarından gelen vasıtaların seyir durumunu dikkate alması gerekirken bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüz şekilde geçiş yaptığı anlaşılmakla kazanın oluşumunda kusurlu olduğu tarafların %50 şer eşit kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu durum ceza dosyasındaki bilgi ve belgelerle de teyit edilmektedir. Müterafık kusur yönünden yapılan incelemede de kolluk tarafından tutulan tutanak içeriğine göre ölenin kemer takıp takmadığı net olarak anlaşılamamıştır.
Buna göre tarafların kusur durumu, sosyal ekonomik durumları davacıların duydukları elem ve ızdırap gözetilerek aşağıdaki şekilde somut olay içeriğine uygun düşecek tutarda manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davacılardan … için 20.000,00-TL, … için 20.000,00-TL , Davacı Eş … için 25.000,00-TL manevi tazminatların olay tarihi 10/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Maddi tazminat kaleminin reddine,
3-Alınması gereken 4.440,15 TL harçtan peşin alınan 413,28 TL harcın mahsubu ile, bakiye 4.026,87 TL’nin davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacılar tarafından sarfedilen, 413,28 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı olmak üzere cem’an 442,48 TL’den ibaret harcın davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden manevi tazminat yönünden hesap edilen (HMK’nın 57. maddesi gereğince ihtiyari dava arkadaşlığı gözetilerek) davacılardan … için 2.725,00 TL, … için 2.725,00 TL … için 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ile …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine; yine manevi tazminat kalemi yönünden reddedilen kısım uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin de davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar … ve …’ye ödenmesine,
6-Maddi tazminat istemi yönünden davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden reddedilen tutar (ve ortak red sebebi) dikkate alınarak 1.000 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Bu dava kapsamında davacılar tarafından sarfedilen, 327,30 TL posta ve tebligat masrafı, 1.400,00 TL bilirkişi masrafı, 314,50 TL ATK gideri olmak üzere cem’an 2.041,80 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 1.096,80 TL’sinin davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekilinin ve … Sigorta vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 06/11/2019
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*