Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/322 E. 2019/679 K. 02.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/322 Esas
KARAR NO: 2019/679 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 31/03/2017
KARAR TARİHİ: 02/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 31.03.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “müvekkillerinin desteği …’in geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, davalı tarafa mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 15.03.2017 tarihinde başvurulduğunu, davalı tarafın 27.03.2017 tarihli dilekçe ile cevap vererek talebin karşılanmayacağının belirtildiği, 15 günlük yasal sürede talebin karşılanmadığı, müvekkili …’in eşi, … ve …’in babaları olan …’in evin tüm ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini karşıladığı, müvekkillerinin tüm maddi desteği yitirdiği ve desteğinden yoksun kaldığı, müvekkillerinin destekten yoksun kalan üçüncü kişi oldukları, kusurun müvekkillerine yansıtılmaması, hesaplamada evlilik indirimi yapılmamasının gerektiği, ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına atıflar yapıldığı, davada zamanaşımının söz konusu olmadığı, savcılık tarafından soruşturma yapıldığı, … plakalı aracın ZMM sigortası olmadığı için davanın …’na açıldığını beyan etmiş, dilekçesinde açıklamalarda bulunarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
Davalı…vekilinin vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; delillerin tebliği gerektiği, aksi halde dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettikleri. 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMS Sigortası Genel Şartları A.6.d. md, uyarınca destek şahsının kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışı olduğu, aleyhe hüküm kurulaması halinde mevzuat gereği sigorta yapılmayan aracın sürücüsü konumundaki müteveffanın murisi olan davacılara rücu edileceğinden alacak ve borçlu sıfatlarının birleşeceği. Müvekkili kurumun rücu hakkının sigorta şirketlerinden farklı olduğu, tanınan bu hakkın diğer sigorta şirketlerinde bulunmadığı, maddi zararın ancak aktüeryal inceleme sonucu tespit edilebileceği, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, dava tarihinden önce yapılan başvurunun belirtilen nedenlerle reddedildiği. Sorumluluk var ise yargılama ile belirleneceğinden ancak dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği diğer hususlarla birlikte belirtilerek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 04.04.2019 tarihli 14 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Kazanın oluşumunda, … plaka numaralı aracın sürücüsü olan müteveffa …’in %100 oranında kusurlu bulunduğu, olay tarihinde geçerli 268.000,00 TL’lik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Teminat Limiti ile sınırlı olarak, Müteveffanın eşi …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 182.270,94 TL olduğu, Müteveffanın oğlu …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 50.263,38 TL olduğu. Müteveffanın oğlu …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 35.465.68 TL olduğu, Maddi tazminatların, davacıların davalı …na başvurdukları tarihi izleyen 8 işgünü sonraki tarih olan 28.03.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ndan tahsili gerektiği” sonuç ve kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacının desteği …’in geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, davalı tarafa mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 15.03.2017 tarihinde başvurulduğunu, davalı tarafın 27.03.2017 tarihli dilekçe ile cevap vererek talebin karşılanmayacağının belirtildiği, 15 günlük yasal sürede talebin karşılanmadığı, müvekkili …’in eşi, … ve …r’in babaları olan …’in evin tüm ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini karşıladığı, davacının tüm maddi desteği yitirdiği ve desteğinden yoksun kaldığı, Davacıların destekten yoksun kalan üçüncü kişi oldukları, kusurun davacıya yansıtılmaması, hesaplamada evlilik indirimi yapılmamasının gerektiği, ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararlarına atıflar yapıldığı, davada zamanaşımının söz konusu olmadığı, savcılık tarafından soruşturma yapıldığı, … plakalı aracın ZMM sigortası olmadığı için davanın …’na açıldığını beyan etmiş, dilekçesinde açıklamalarda bulunarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ister bu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Müteveffa sürücü …, … doğumlu ve olay günü 34 yaşında olup…Hastanesi’nin 30.07.2014 tarihli laboratuvar sonucuna göre; kazadan yaklaşık 2 saat sonra saat 07;51:29’da alınan kan numunesi üzerinde yapılan incelemede yasal ve teknik sınır üzerinde 170,9 mg/dl (1,70 promil) alkol tespit edilmiş, “Genel Adli Muayene Raporu”nda; hayati tehlike mevcut ve aşırı derecede alkollü olduğu, 30.07.2014 tarihli “Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı”nda; ölüm nedeninin kafa ve göğüs travmasının yol açtığı iç kanama ve solunum yetmezliği olduğu belirtilmiştir.
Sürücülerin genel trafiğin bünyesinde barındırdığı değişik kaza risk ve tehlikeleri nedeniyle dikkatlerini yoğunlaştırmaları, müteyakkız davranarak yola ve çevrelerine gereken dikkat ve özeni göstermeleri, kendileri ile trafikte bulunan diğer sürücü, yolcu ve yayaların can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürmemek adına tedbirli ve kontrollü ilerlemeleri, genel trafiği tehlikeye düşürecek hareketlerden sakınmaları, hızlarını ve dikkat seviyelerini yolun ve trafiğin icap ve şartlarına göre her an tedbir alabilecekleri şekilde ayarlamaları, özen gereği olası kaza tehlikesini savuşturmak adına etkili fren veya direksiyon manevrası gibi önleyici etkili tedbirleri zamanında almaları gerektiği, normal şartlar altında gündüz vakti, görüşün açık olduğu ve görüşe engel bir durumun bulunmadığı mahalde dikkatli ve tedbirli ilerleyen bir sürücünün tehlikeleri ön görememesi, hızım ayarlayamaması, şerit takibi yapamaması, seyir şeridini terk edip yol dışına yönelmeye başladığım zamanında algılayıp etkili fren ve uygun açılı direksiyon manevrası tedbiri ile seyir şeridine yönelememesi için olumsuz bir neden bulunmadığı, bilindiği üzere T.C.K. 22/2 maddesinde; “taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi” şeklinde tanımlandığı, meydana gelen trafik kazasının, dikkatli, tedbirli ve özenli davranılması halinde önlenebilir nitelikte olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda Kazanın oluşumunda, … plaka numaralı aracın sürücüsü olan müteveffa …’in %100 oranında kusurlu bulunduğu belirlenmiştir.
Olay tarihinde geçerli 268.000,00 TL’lik Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Teminat Limiti ile sınırlı olduğu anlaşılmaktadır.
Aktüer bilirkişisi bu bulgular ışığında Müteveffanın eşi …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 182.270,94 TL olduğu, Müteveffanın oğlu …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 50.263,38 TL olduğu, Müteveffanın oğlu …’in destekten yoksun kalma nedeniyle talep edebileceği maddi tazminat miktarının 35.465.68 TL olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak ve hangi davacı için ne kadar maddi tazminat talep edildiği açıklanmaksızın tüm davacılar için toplam 1.000,00 TL maddi tazminat talep edilmiştir. Davacı bilirkişi raporunun hazırlanmasından sonra davasının bilirkişi raporunda saptanan rakamlara ıslah ederek davalıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerle asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile destekten yoksun kalan eş … için 182.270,94-TL, oğul … için 50.263,38-TL, oğul …r için 35.465,68-TL olmak üzere toplam 268.000.-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile destekten yoksun kalan eş … için 182.270,94 TL, oğul … için 50.263,38-TL, Oğul … için 35.465,68-TL olmak üzere toplam 268.000.-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 18.307,08-TL nin peşin ve ıslahla alınan 947,40-TL den düşümü ile kalan 17.359,68-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 983,40-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.444,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 22.030,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim