Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/288 E. 2019/271 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/288 Esas
KARAR NO : 2019/271 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 23.03.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “borçlu … Ltd. Şti. ile müvekkili şirket arasında ticari ilişki nedeni borçlu şirket için davaya konu faturaların düzenlendiğini, borçlu tarafından cari defterlerine işlenerek, KDV tutarları Vergi Dairesine olan borcundan mahsup edildiğini, Borçlunun cari hesabında, 10.022,80-TL toplam borcu oluşturduğunu, müvekkilinin, 10.022,80-TL tutarındaki borcunu ödemesi için borçlu şirketle görüşmelerinden sonuç alamayınca, alacağın icra takibine konu ettiğini, borçlu, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya üzerinden başlatmış oldukları ilamsız icra takibine, borca, faize ve faiz oranına süresi içinde itirazda bulunduğunu, borçlu tarafça yapılan takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili tarafından gönderilen irsaliye faturaları borçlu tarafından ticari defterlerine işlendiğini beyan etmiş, sonuç olarak; borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara da katılmadığı görüldü.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 10.022,80.-Tl asıl alacağa uygulanan avans faizi tutarı 201,71 Tl ile birlikte toplam 10.224,51.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin 18.03.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 22.03.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 30.07.2018 tarihli 11 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı Şirketin, davaya konu faturaları bire bir Davalı Şirkete tebliğ etmediği, ancak Davalı Şirkete kargo ile gönderdiği, Bu emtia faturalarının, ait irsaliyelerin incelemeye sunulmamakla birlikte, her bir faturanın üzerinde ilgili sevk irsaliyenin tarih ve numarasının yazılı olduğu, Davalı Şirketin davaya konu faturalarla ilgili sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunduğuna ve bu faturalardaki malların ayıplı olduğuna ilişkin bir bildirim ya da itiraz veya şikâyete ilişkin bir bilgi bulunmadığı, itirazların davalı tarafından 8 gün için yapılmadığından hareketle, Davacı tarafından Davalıya faturada gösterilen ticari mallan teslim edildiğinin çıkarımında bulunulmasının gerektiği, aynca, Davacının, 2013, 2014, 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış kaydında, Davacının, davalıdan olan alacağının o yılki yardımcı deftere bire bir kapanış kayıtlarının bulunduğu, bu itibarla, davacının dava konusu 10 fatura ile ilgili kayıtlarının ve defterlerinin bir birini bir bütün olarak doğruladığı ve teyit ettiği, bu nedenle, söz konusu 9 adet fatura tutarının Davacının, Davalıdan ticari alacağı olarak düşünülmesi gerektiği, buna göre, Davacının davalıdan olan alacağının, Yukarıda anlatılan nedenlerle, davacının, davalıyı temerrüde düşürmediğinden ve borçlunun da mütemerrit borçlu sayılmayacağından, takip öncesi işlemiş faiz hesaplanmaması gerektiği, Buna göre, … İcra dairesi Müdürlüğünün … E.sayılı Dosyasının borç durumunun takip tarihi itibari ile 10.022,80 TL olduğu, Diğer taraftan, Davacın faturalar alacağının likit olması nedeni ile icra İnkar tazminatı miktarı yönünden 10.022,80 -TL olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava borçlu … Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında ticari ilişki nedeni borçlu şirket için davaya konu faturaların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Borçlu tarafından cari defterlerine işlenerek, KDV tutarları Vergi Dairesine olan borcundan mahsup edildiği, Borçlunun cari hesabında bakiye 10.022,80-TL toplam borcu kaldığı, davalının 10.022,80-TL tutarındaki borcunu ödenmemesi üzerine yaptıkları icra takibine davalının itirazı ile durması nedeniyle bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce atanan bilirkişiye taraf defterlerini inceleyerek davacının alacağının bulunup bulunmadığının saptanması istenilmiştir. Davacı Şirketin ticari defter kayıtlarında, davalı Şirkete ait işlemlerin muavin hesapta takip edildiği tespit edilmiş olup, söz konusu hesabı gösterilmiştir. 2013 Yılına ait işlemler davacı şirketin sunduğu faturalara ve ticari defter kayıtlarına göre 12.09.2014 – 28.11.2015 tarihleri arasında davalı şirket adına düzenlenmiş toplam tutarı 10.023,00 -TL olan 10 adet faturanın kayıtlı olduğu, söz konusu fatura bedellerinin Davalı borçlu Şirket hesabına borç kaydedildiği belirlenmiştir. Buna göre davacının davalıdan toplam 10.022,80 Tl alacağının bulunduğu belirlenmiştir.
Davalı takip Borçlusu Şirket ticari defter ve belgelerini “bilirkişi incelemesine” sunmadığından davalı tarafın Defter ve belgeleri üzerinde herhangi bir inceme yapılamamıştır.
Davacının dava konusu 10 fatura ile ilgili kayıtlarının ve defterlerinin bir birini bir bütün olarak birbirini doğruladığı ve teyit ettiği, Bu nedenle, söz konusu 9 adet fatura tutarının Davacının, Davalıdan ticari alacağı olarak düşünülmesi gerektiği, bu durumda 10.022,80-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur.
Tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 10.022,80 -Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara avans faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 2.004.-TL nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 10.022,80-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktarlara avans faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine,
% 20 icra inkar tazminatı 2.004,-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 684,66-TL nin peşin alınan 174,61-TL den düşümü ile kalan 510,05-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 206,01-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 718,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 703,84-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2019

Katip …

Hakim …