Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/260 E. 2018/262 K. 01.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/239 Esas
KARAR NO : 2018/165
DAVA : Menfi Tespit (Bonodan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/03/2017
KARAR TARİHİ: 07/02/2018
Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkillerinden …’in davalı kargo firmasının acentesi iken sözleşmeyi fesh ederek ticari münasebeti sonlandırdığını, diğer davacın müvekkilinin ise ..’ın annesi olduğu davacıların sözleşme kurulurken 2012 yılında vade ve keşide tarihleri boş olarak senet imzalayarak davalı şirkete verdiğini, ancak fesihten sonra iade olması gerekirken davalı lehtar hamil tarafından senedin üzeri sonradan doldurularak icra takibi başlatıldığını belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini ve %20 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davacı acentenin sözleşmesel yükümlülüklere uymayarak suistimallerde de bulunduğunu, yapılan kasa denetimlerinde müvekkil adına tahsil edildiği halde edilmemiş gibi göstererek, zimmete para geçirdiğini, ayrıca müvekkili şirket adını kullanarak ..banktan post cihazı almak suretiyle birtakım tahsilatlar yaparak, zarara sebep olduğunu, ayrıca acente personelinin maaşının kendileri tarafından ödenmesi zorunda kaldığını, bu ve bunun gibi birçok zarara sebep olduğunu, takibe konu kanbiyo senedin tespit edilen kasa açığına ve sözleşmeye aykırı işlemlere karşılık verildiğini, nitekim teftiş tarihiyle senet tanzim tarihinin aynı sırada olduğunu ayrıca davadan sonra kısmi ödeme yapıldığını borcun ikrar edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kambiyo senedinin bedelsiz kaldığından bahisle borçlu olmadığının tespitidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık takip ve dava konusu edilen 02/02/2017 tanzim 15/02/2017 vade tarihli “nakden” kaydı bulunan 95.000,00 TL tutarlı senedin dosyaya bir örneği sunulan 22/03/2012 tarihli acentelik sözleşmesinin 39.maddesi uyarınca verilen teminat senetlerinden olup olmadığı, senedin üzerinin davalı tarafından anlaşmaya aykırı doldurulup doldurulmadığı, senedin kasa açığı ve sözleşmeye aykırılık nedenine dayalı olarak düzenlenip düzenlenmediği konularında toplanmaktadır.
Davacılar senedin sözleşmenin kuruluş aşamasında teminat maksadıyla verildiğini, davalı kargo firması ise takibe konu işbu senedin teminat olarak değil acente kayıtlarında müvekkili aleyhine zarar oluşacak şekilde kasa açığı bulunması, müvekkili namına çok sayıda fatura tahsil edildiği halde tahsil edilmemiş gibi gösterildiğini, teftiş neticesinde çıkan kasa açığı ve sair ihlaller nedeniyle acenteye yansıtılan miktarın senede bağlandığını nitekim senedin keşide tarihinin de yapılan teftiş tarihlerine denk geldiğini beyan etmiştir. Zira vaziyet cevap dilekçesi ekinde sunulan fatura ve diğer evraklarından da anlaşılmaktadır.
Her ne kadar taraflar arasında münakit sözleşmenin 39.maddesinde teminat senedi düzenleneceği hususu kararlaştırılmış ise de, davalı firma senetteki teminat iddiasının hiçbir şekilde kabul etmediği gibi takip konusu bonoda teminata ilişkin h..gi bir ibare geçmemektedir. Ayrıca sözleşmenin 39/1. maddesinde sözleşme tanzim tarihi 22/03/2012 tarihi itibariyle sözleşmenin ilk takvim yılının son günü vadeli bir teminat bonosu düzenleneceği kararlaştırılmıştır. Ancak davalı vekilinin belirttiği gibi senedin keşide tarihi ile sözleşmedeki bu hüküm birbiriyle uyuşmamaktadır. Sözleşmede takip konusu senede atıf yapıldığı da anlaşılamamaktadır. Sadece 95.000,00 TL bedel yönünden bilgiler tutmaktadır.
Kaldı ki, davalı vekilince sunulan delillerin incelenmesinde teftişin yapıldığı dönem ve tespit edilen zarar ile takibe konu işbu senedin tanzim tarihlerinin birbirini tuttuğu görülmektedir. Senedin tanzim tarihi 02/02/2017 olup, HMK’nın 200.maddesi uyarınca teminat maksadıyla düzenlendiğini, davacılar yazılı delil ile ispat etmekle mükelleftir. Davacılar tarafından takip konusu senedin teminat senedi olduğunu tevsik edici h..gi bir yazılı belge sunabilmiş değildir.
Davacılar vekilince senetteki yazı, meblağ ve tarihler üzerinde yazılma zamanlarının tespiti bakımından teknik inceleme talep edilmiş ise de, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasının da yazılı delille ispatı gerektiğinden istemi yerinde görülmemiştir.
Dosyadaki tüm bilgi ve belgelere göre davacılar teminat iddiasını ispat edemediğinden, delil listelerinde açık bir şekilde yemine de dayanmadıklarından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı kargo firması %20 nispetinde tazminat talep etmiş ise de, mahkememizce verilen 16/03/2017 tarihli tedbir kararının infaz edilmediği, davalının bu tedbir nedeniyle zararının oluşmadığı anlaşıldığından karşı tazminat isteğinin de reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE;
2-Tedbir kararının infaza konulduğu anlaşılamadığından davalı tarafın tazminat talebinin de reddine,
3-Alınması gereken 35.20 TL ret harcından peşin alınan 1.622,37 TL harçtan mahsubu ile artan 1.587,17 TL harcın istek halinde iadesine,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 10.350,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacılar tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekilleri yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 07/02/2018

Katip …
¸

Hakim …
¸

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*