Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/25 E. 2019/695 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/25 Esas
KARAR NO: 2019/695 Karar

DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 09/01/2017
KARAR TARİHİ: 05/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 09.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili şirket tarafından 15.10.2015 tarihinde davalılardan … isimli firmadan 3.700-TL bedel karşılığında iki adet…marka/model akıllı cep telefonu satın alındığını, davalılardan … isimli firma ürünlerin satıcısı, … isimli firma ise ürünlerin ithalatçısı olup, ürünlerin garantisi ve teknik servis gibi diğer hizmetleri de bu firma tarafından sağlandığını, dava konusu ürünlerden biri 01.10.2016 tarihinde aşırı ısınma ve açılmama şikayetiyle, diğeri ise aynı sebeplerle 05.11.2016 tarihinde davalılardan … isimli ithalatçı ve servis sağlayıcı firmaya tamir amacıyla gönderildiğini, bu husus davalı firmanın internet sitesinden yapılan sorgulamadan da anlaşılmakta olup, ürünlerden biri 3 ay diğeri ise 2 aydan fazla süredir serviste olmasına rağmen taraflarına herhangi bir dönüş olmadığını, müvekkili şirket tarafından …Noterliği’nin 01.12.2016 tarih ve … Y. Numaralı ihtarnamesi ile davalılardan … isimli firmaya ihtarname keşide etiklerini, söz konusu ihtarname 03.12.2016 davalı firmanın daimi çalışanına tebliğ edildiğini, bu günden sonra da müvekkiline herhangi bir dönüş yapılmadığını beyan etmiş, sunuç olarak; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava konusu ürünlerin bedeli olan 3.700-TL’nin davalılardan ticari faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligatın yapıldığı, davalıların davaya cevap vermedikleri ve duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak temerrüt tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.
Ancak davacı mahkememizce 600.-Tl olarak belirlediği bilirkişi ücretini yatırmayarak inceleme yaptırmamış, duruşma günüde bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını, talepleri gibi karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen belgeler ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada davacı şirket tarafından 15.10.2015 tarihinde davalılardan … isimli firmadan 3.700-TL bedel karşılığında iki adet…marka/model akıllı cep telefonu satın alındığı anlaşılmaktadır.
Davalılardan … isimli firma ürünlerin satıcısı, … isimli firma ise ürünlerin ithalatçısı olup, ürünlerin garantisi ve teknik servis gibi diğer hizmetleri de bu firma tarafından sağlandığını, dava konusu ürünlerden biri 01.10.2016 tarihinde aşırı ısınma ve açılmama şikayetiyle, diğeri ise aynı sebeplerle 05.11.2016 tarihinde davalılardan … isimli ithalatçı ve servis sağlayıcı firmaya tamir amacıyla gönderildiği ürünlerden biri 3 ay diğeri ise 2 aydan fazla süredir serviste olmasına rağmen taraflarına herhangi bir dönüş olmaması üzerine davacı şirket tarafından … Noterliği’nin 01.12.2016 tarih ve… Y. Numaralı ihtarnamesi ile davalılardan … isimli firmaya ihtarname keşide etiklerini, ancak herhangi bir dönüş yapılmadığını beyan ederek söz konusu telefonların bedeli olan 3.700-TL’nin davalılardan tahsili için bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacının iddialarının yerinde olip olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesine rağmen davacı bilirkişi incelemesi yapılmaksızın talepleri gibi karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Hakim, kendi tayin etmiş olduğu süreyi, HMK’nin 90/2. maddesine göre iki tarafı dinledikten sonra haklı nedenlere dayanarak azaltıp çoğaltabilir ve bu sürenin, kesin olduğuna da karar verebilir (HMK m.94/2, HUMK m.159).
Mahkememizce yasaya göre hakimin, tayin ettiği ilk sürenin kesin olduğuna da karar verebilmesidir (HUMK m.163/3 c.3, HMK m. 94). Ancak, böyle bir durumda davacıya kesin süre verilmemiş davacı vekili duruşmada bilirkişi ücreti yatırmayacağını talebi gibi karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Kısaca; ister kanun, ister hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin, bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesi olanaklı değildir.
Bu durumda davacı davasının kanıtlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Kanıtlanamayan davanın Reddine,
2- 44,40-TL karar harcının peşin alınan 63,19-TL den düşümü ile kalan 18,79-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, Kesin olarak verilen karar davacı vekilinin yüzünde açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …