Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/245 E. 2018/832 K. 11.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/245 Esas
KARAR NO : 2018/832
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2017
KARAR TARİHİ: 11/07/2018
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari münasebet kapsamında tanzim olunan ödenmemiş fatura bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamı asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, kendine fatura tebliğ edilmediğini, faturalar üzerinde imza varsa da davacı tarafından bu imzaların müvekkiline ait olduğunun ispatı gerektiğini, karşı taraftan faturaya konu herhangi bir hizmet almadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili müvekkili şirketin davalıya 3 adet fatura ile fatura içeriği yemeklerin satıldığını, faturadan kaynaklı toplam takibe konu 50.815,05-TL alacaklı olduğundan bahisle iş bu itirazın iptali davasını ikame etmiştir. İddia ve savunmaların sürülüş biçiminden taraflar arasındaki uyuşmazlığın faturaya sebep teşkil eden edimlerin davacı tarafından yerine getirilip getirilmediği noktasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır.
Her iki tarafın ticari defterleri mahkememizce re’sen tayin edilen SMMM bilirkişi marifetiyle tetkik edilmiş olup, davacı defterlerine göre söz konusu faturalara binaen kayden 47.628,00-TL davalıdan alacaklı göründüğü, ancak iş bu faturaların davalı kayıtlarında bulunmadığı, yani davalı defterlerine göre kayden davacıya borçlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Takip talebi ekindeki fatura fotokopilerinin incelenmesinde, gerek faturaların gerekse de fatura konusu malların ya da hizmetin teslim edildiğine dair davalı taraftan sadır olmuş herhangi bir imza ya da yazılı beyan bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu noktadan sonra davacının faturaya dayanak teşkil eden edimini ifa ettiği hususu HMK’nın 200. maddesi bağlamında yazılı belgelerle ispata muhtaçtır.
Ön inceleme celsesinde davacı vekiline dilekçelerin teatisi aşamasında beyan etmiş olduğu tüm delillerini ibraz etmesi için HMK’nın 140/5. maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de, hizmet ediminin ifa edildiğini tevsik eder nitelikte herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı anlaşılmakla, ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35.40-TL red harcından, peşin alınan 31.40-TL ile sonradan ikmal edilen 793.25-TL tamamlama harcı mahsubu ile artan 789.25-TL harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 5.939,66-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/07/2018

Katip Hakim

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*