Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/219 E. 2018/1204 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/219 Esas
KARAR NO : 2018/1204

DAVA : Tazminat (Kasko Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı sigortacı ile müvekkili arasında akdedilen kasko poliçesi uyarınca 30/09/2016 tarihli trafik kazası neticesinde sigortalı … plakalı araçta oluşan KDV dahil 16.378,71-TL zararın ihbar edilmesine rağmen tazmin edilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00-TL’nin temerrüt tarihi 19/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Bilahare bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 16.108,75-TL ve faiz çeşidini avans faizi olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, kazanın 30/09/2016 tarihinde meydana geldiğini ancak önceki poliçenin 27/09/2016 tarihinde sona erdiğini, şehir dışında iken telefon talimatı ile kaza günü kasko poliçesi yaptırıldığını, olay yeri fotoğraflarının 30/09/2016 günü saat 21:32 de çekildiğini, aracın yürür hale getirildikten sonra çekildiğini, kazanın poliçe tanziminden önce yapıldığına dair kuvvetli şüpheler bulunduğunu, kaza mahallinde hemen fotoğraf çekilmediğini ve polise bilgi verilmediğini, sigortalı tarafından kazanın meydana geldiği saattin ispat edilemediğini, poliçenin vadesinden evvel hasarın oluştuğunu, bu nedenle genel şartlar uyarınca ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, trafik kazası nedeniyle kasko poliçesi uyarınca araçta oluşan maddi hasarın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kazanın poliçenin tanzim edildiği gün ve saatten önce meydana gelip gelmediği, bu konuda ispat külfetinin kimde olduğu noktasında düğümlenmektedir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/15353 Esas, 2017/9784 Karar sayılı, 30/10/2017 tarihli içtihadı) Diğer taraftan TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Davalı … şirketi, kazanın poliçe tanzim tarih ve saatinden evvel cereyan ettiğini ileri sürmesine göre ispat külfetini üzerine almış bulunmaktadır. Sigortacı bu savunmasını soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlamalıdır.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacı aracını süren şahsın 14:27 ile 16:41 arası davacı şirketini aradığı, poliçe tanzim saatinin 16:30 17:00 suları yani mesai bitimine yakın olduğu, saat 20:28’de acentesi dava dışı …’ı aradığı, aracın fotoğrafını 21:30 gibi çekip attığı görülmektedir. Mevcut durumda şüphe var ise de, yukarıda açıklandığı üzere mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyi niyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir. Davacı yan kazayı somut olarak açıklayarak anlatmıştır. Ayrıca davalı sigortacı da aracı görmeden Kasko poliçesi tanzim etmiş, basiretli tacir gibi davranmamıştır. Bir başka söyleyişle sigorta şirketi poliçenin tanziminden evvel kazanın meydana geldiğini somut delillerle ispat edemediği gibi salt soyut varsayımlara dayalı olarak ödeme yapmaktan imtina etmiştir.
Sonuç olarak; davaya konu hasarın 30/09/2016 günü saat 16:48:49’dan evvel yani poliçenin düzenlenmesinden sonra meydana geldiği, hasarın oluşmasından sonra poliçe düzenlendiğinin somut verilerle ispat edilemediği, sürücünün beyanının aksinin ispatlanamadığı, kaza ile hasarın sürücü beyanı ile uyumlu olduğu, hasar bedelinin de kazaya nazaran büyük oranda kadr-i maruf olduğu, ıslah dilekçesi uyarınca her iki tarafın tacir olması nazara alınarak avans faizi istenmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Kasko sözleşmesinden kaynaklı hasar maddi tazminat bedeli 16.108,75-TL’nin sigorta şirketinin temerrüt tarihi 19/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 1.100,38 TL harçtan peşin alınan ve ıslah suretiyle ikmal olunan toplam 277.39-TL harcın mahsubu ile, bakiye 822.99-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.180,00TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 152.00-TL posta ve tebligat masrafı, 600.00-TL bilirkişi masrafı, 192.00-TL ıslah harcı, 85.39-TL peşin harç, 31.40-TL başvuru harcı, 4.60-TL vekalet harcı olmak üzere cem’an 1.065,39-TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 19/12/2018

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*