Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/205 E. 2019/295 K. 21.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2017/205
KARAR NO :2019/295
DAVA :Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ :01/03/2017
KARAR TARİHİ :21/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… Mah. … Cad. No:1/4 Şişhane Beyoğlu/İSTANBUL” adresinde faaliyet gösteren ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil dosyasında kayıtlı bulunan davalı şirkette müvekkili ve davalı şahsın %50’şer hissesi ile kurulduğu, kurulduktan sonra bir dönem faaliyet gösteren şirkette, müvekkilinin davalı ortaktan haber alamadığını ve o dönemden sonra şirket faaliyetini durdurduğunu, herhangi bir faaliyet göstermemesinin yanında davalı şahsa ulaşılamadığından olağanüstü toplantıların ve diğer işlemlerin yapılamadığını, şirketin uzun bir süredir yalnızca kayıt üzerinde açık gözüktüğünü, davalı şahsa ulaşılamadığı için şirketin fesih edilemediğini ve müvekkilinin ortaklığını da sonlandıramadığını, müvekkilinin şirketin müdürü ve imza yetkilisi olduğundan … Noterliği’nin 22.07.2013 tarih ve … yevmiye nolu istifası ile şirketteki görevinden istifa ettiğini ihtar ettiğini, ardından … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası ile şirketin feshi ve ortaklığının sona erdirilmesi için dava ikame edildiğini, işbu davada mahkeme tarafından bilirkişi incelemesi yaptırıldığı ve bilirkişi raporunda müvekkilinin davalı şirketin feshini istemekte haklı olduğu tespitinin yapıldığını, davalı ortak ile sulh görüşmeleri neticesinde anlaşmanın sağlanacak olmasından dolayı dosyanın takipsiz bırakıldığı fakat davalıyla yapılan görüşmelerden de sonuç alınamadığını, verilen güven sonucu müvekkilinin davalı tarafından kandırıldığını ve lehine giden davanın takipsiz bırakılmasına sebebiyet verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. sayılı dosyası celp edildiğinde tüm delillerin toplandığını ve bilirkişi raporunun dahi hazırlandığının anlaşılacağını, açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile davalı şirketin feshini, müvekkilinin şirket ortaklığı ve müdürlük görevinden istifanamenin tebliğ edildiği tarih olan 23.07.2013 tarihinden itibaren geçerli sayılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun tebliğ edildiği, davaya cevap verildiği anlaşıldı.
Dava, davacının pay sahibi olduğu şirkete karşı açılan fesih istemine ilişkindir.
Mahkememizin 09/11/2017 tarihli 2 numaralı celsesinde dosyamızda bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verildiği, bilirkişi …’ın 13/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
”İNCELEME VE DEĞERLEME
1-)DAVALI ŞİRKETİN TİCARET SİCİLİ KAYITLARI:
05/10/2011 Tarih ve 7914 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde … sicil nolu davalı şirketin (… Limited Şirketi) “… Mh. … Cd. No: … Üsküdar adresinde, 50.000.-TL sermaye ile 29.09.2011 tarihli tescil ile kurulduğu;kurucu ortaklarının 25.000,-TL hisse ile davacı … ve yine 25.000,-TL hisse ile davalı … olduğu; şirket ortaklarının ilk 50 yıl için müdür seçildikleri ve münferit imzaları ile şirketi ayrı ayrı temsil ve ilzama yetkili kılındıkları; şirket ana sözleşmesinde şirketin feshi ve tasfiyesi ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığı; (14/11/2011 Tarih ve 7921 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde şirket adresinin … Mh. … Cd. … İş Merkezi No:… Üsküdar olduğu hususundaki tadil metninin (… Noterliği 05/10/2011 Tarih ve … sayı ile onaylı ortaklar kurulu kararının) 10/10/2011 tarihinde tescil edildiği) 29/03/2012 Tarih ve 8037 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde şirketin adresinin … Mh. … Cd. No: … Beyoğlu adresine nakledilmesi hususundaki … Noterliği 19/03/2012 Tarih ve … sayı ile onaylı ortaklar kurulu kararının 23/03/2012 tarihinde tescil edildiği; 26/02/2018 Tarihli İstanbul Ticaret Odası Firma Sicil Bilgileri kayıtlarına göre (EK:1) “31/01/2017 Tarihli karar ile davalı şirketin kanun gereği üyeliğinin askıya alınmış olduğu görülmektedir. (5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nun “Değişikliklerin Bildirilmesi” başlığını taşıyan 10. maddesinin ikinci fıkrasında “İçinde bulunulan yıldan önceki iki yıldan itibaren adresleri ve durumları tespit edilemeyenler ile bu süre zarfında aidat ödemeyen üyelerin isimleri, oda yönetim kurulu kararıyla, meslek grupları ve seçmen listelerinden silinir, aidat tahakkukları durdurulur” hükmü yer almakta Olup; bu konu ile İlgili Oda Muamelat Yönetmeliği’nin 14. maddesi de “Odalar, Kanunun 10’uncu maddesi uyarınca her yılın Ocak ayında üye kayıtlarını güncelleştirir. Buna göre; içinde bulunulan yıldan önceki ikinci yılın Ocak ayının ilk gününden, güncelleştirme işleminin yapılacağı ana kadar adres ve durumlan tespit edilemeyenler ile bu süre zarfında tahakkuk eden aidat borçlarından en az bir taksitini ödemeyenlerin üyeliği yönetim kurulu kararıyla askıya alınır. Üyeliğin askıya alınması, üyelerin isimlerinin meslek grupları ve seçmen listelerinden silinmesini ve bu üyelerin aidat tahakkuklarının durdurulmasını kapsar.” şeklindedir. Bu hükümler gereğince her yıl Ocak ayında üyeliklerin askıya alınması işlemleri gerçekleştirmektedir.) Davalı şirketin İTO üyeliği 31/01/2017 tarihli karar ile askıya alındığından; en azından 2015/Ocak ayından itibaren davalı şirketin adresinin ve durumunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır.
2.DAVALI ŞİRKETE ULAŞILAMADIĞINDAN TİCARİ DEFTERLERİ İNCELENEMEMİŞTİR:
Davalı şirketin İTO’da da kayıtlı … nolu telefon numarası değişik günlerde ve gün içerisinde de değişik saatlerde tarafınca defalarca aranmış olmakla birlikte davalı şirkete ulaşılamamıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere davalı şirketin İTO üyeliği 31/01/2017 tarihli karar ile askıya alınmıştır; bu husus itibariyle de en azından 2015/Ocak’tan itibaren davalı şirketin adresi ve durumunun tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Dosyada mübrez … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında yer alan … İlçe Emniyet Müdürlüğü Polis Memurları (… ve …) tarafından tanzim edilen 14/03/2014 tarihli TUTANAK’ta ise “… Ltd. Şti’nin … Mah. … Cad.No: … Beyoğlu adresinde faaliyette bulunup bulunmadığının tespiti ile ilgili olarak şirketin belirtilen adreste bulunmadığı, adres ve çevresinde yapılan araştırmada adı geçen şirketin daha önceden bu adreste faaliyette bulunduğu, 2013 yılı başında adresten ayrıldığı, yeni adresini, telefonunu, başka bir adreste faaliyette olup olmadığını, bilen olmadığının anlaşıldığı, açık kimlik bilgileri bulunmayan şirket yetkilisinin Polnet-KPS sisteminde sorgusu yapılamadığından şirket ve yetkilisine ait başkaca da adres tespit edilemediği belirtilmiştir. İşbu TUTANAK itibariyle de davalı şirketin 2013 yılı başında adresten ayrıldığı tespit edilmiş olmaktadır.
… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında yer alan Prof. Dr. … -… Üniversitesi Hukuk Fakültesi E. Öğretim Üyesi ve …-YMM tarafından tanzim edilen bilirkişi raporu’nda; “Davalı şirketin 2015 yılı defterlerinin incelendiği ve 30.09.2015 tarihli mizanına göre öz varlık yapısının:
Şirketin ödenmiş sermayesi = 50.000.00
Geçmiş yıl zararları = (-) 20.031.02
Dönem zararı = (-) 3.946.12
Şirketin mevcut sermayesi = 26.022.86 TL olduğu;
Şirketin mevcut sermayesinin 23.977.14 TL (yani %47,95) azaldığı;
Şirket kayıtlarında 2015 yılında;
30.01.2015 tarihinde … nolu fatura ile 118.000.00 TL, 25.03.2015 tarihinde … nolu fatura ile 3.540.00TL ve 30.04.2015 tarihinde … nolu fatura ile 35.400.00TL olmak üzere toplam 156.940.00TL tutar fatura düzenlendiği ve 30.04.2015 tarihinden sonra şirketin gayri faal duruma geçtiği” tespit edilmiştir.
Rapor ekinde yer alan KDV beyannamelerinde de davalı şirketin 2015/Ocak/Nisan dönemlerinde tanzim ettiği 3 adet fatura ile 2015/Mayıs-Ağustos dönemlerinde de fatura düzenlemediği görülmektedir; sonraki dönemlere ilişkin beyannameler dosyada mevcut olmadığından 2015/Eylül’den itibaren şirketin herhangi bir fatura düzenleyip düzenlenmediği tespit edilememektedir.
Yine rapor ekinde yer alan 30.09.2015 tarihli mizandan davalı şirketin 2011 yılından itibaren (yani kurulduğu yıldan itibaren) zararda olduğu (2011-2012-2013 ve 2014 yılları toplam zararının 20.031,02TL olduğu) görülmektedir.
Netice itibariyle:davalı şirketin kuruluşundan sonra 23/03/2012 tarihinde tescil edilen adres değişikliğine ilişkin karardan başka herhangi bir ortaklar kurulu kararı tescil ettirmediği;2013 yılı başından itibaren ticaret sicilde kayıtlı adresinden ayrılmış olmakla birlikte, 2013, 2014 yılları ile 2015/Ocak-Şubat ve Nisan aylarında fatura düzenlediği fakat sonrasında (2015/Eylül’e kadar) herhangi bir fatura düzenlemediği yani gayrifaal duruma geçtiği; İTO üyeliğinin de 31/01/2017 tarihli karar ile askıya alınmış olduğu; kuruluşundan itibaren hep zararda olduğu, tespit edilmiştir.
3.TESPİTLER:
Ortaklar, şirketin kuruluşunda hedeflenen menfaatin gerçeklemesinin imkânsız veya çok güç olduğu halterde ortaklık ilişkisini daha fazla sürdürmek istememektedirler. Mevcut ortaklık ilişkisi ve işleyişinde yaşanan zorluklar da ortaklıktan çıkmak istemekte etken olmaktadır.
Somut olayda davalı şirketin faaliyetine devam ettiğine ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, şirketin kayıtlı adresini uzun süreden beri terk etmesi nedeniyle ortaklar arasında menfaatler de dengesinin ve güven ilişkisinin sürdürülebilmesi olanağının bulunmadığı ve şirketin kuruluş gayesinin gerçekleştirmesine imkan kalmadığı, şirketin devamlı olarak zararda olduğu, davacının davalı ortağa ve şirkete ulaşamaması nedeniyle ortaklar arasında kişisel bağların ve birlikte çalışma niyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’da limited ortaklığın, ortaklardan birinin talebi üzerine ve haklı sebeplerden dolayı mahkeme kararıyla sona erebileceği (TTK. 636/3) ve her ortağın, haklı sebeplere dayanarak ortaklıktan çıkmasına müsaade edilmesini mahkemeden talep edebileceği (TTK.638) düzenlenmiştir.
”6102 Sayılı T.T.K.nun 638/2. maddesi “…Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmünü haizdir.
”Limited ortaklık sözleşmesinde ortağın limited ortaklıktan çıkabileceği haller gösterilmemiş olsa, hatta limited ortalık sözleşmesinde çıkma hakkında hiçbir hüküm bulunmasa bile her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde limited ortaklıktan çıkabilir. Haklı sebep şahsi veya maddi nitelikte olabilir, limited ortaklığın finansal durumundan (birkaç yıl zarar etmesi), sermaye ihtiyacından ve bu ihtiyaca cevap verilememesinden, bazı ortakların tutum ve davranışlarından, kötü yönetimden vs. den doğabilir. Bu hak ortağın vazgeçilemez haklarından biridir. Hiçbir ortaktan çekilmez hale gelen bir ilişkiyi devam ettirmesi istenemez …. Ortak mahkemenin kararıyla ve karar tarihi itibariyle ortaklıktan çıkar, çünkü karar bozucu yenilik doğurucudur.” (Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, İstanbul, 2015, N.21.41,21.4la)
1.Feshi talep edilen davalı şirketin ortaklarının ve münferit imzaları ile şirketi ayrı ayrı temsil ve ilzama yetkili kılınmış ortaklarının (%50’şer hisse ile) davacı ile davalı şahıs olduğu; davalı şirketin ödenmiş sermayesinin 50.000.00-TLolduğu,
2.Davalı şirketin kuruluşundan sonra 23/03/2012 tarihinde tescil edilen adres değişikliğine ilişkin karardan başka herhangi bir ortaklar kurulu kararı tescil ettirmediği; 2013 yılı başından itibaren ticaret sicilde kayıtlı adresinden ayrılmış olmakla birlikte, 2013, 20I4 yılları ile 2015/Ocak-Şubat ve Nisan aylarında fatura düzenlediği fakat sonrasında (2015/Eylül’e kadar) herhangi bir fatura düzenlemediği yani gayrifaal duruma geçtiği; İTO üyeliğinin de 3l/01/2017 tarihli karar ile askıya alınmış olduğu; şirketin kuruluşundan itibaren hep zararda olduğu,
3.Davalı şirketin faaliyetine devam ettiğine ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, şirketin kayıtlı adresini uzun süreden beri terk etmesi nedeniyle ortaklar arasında menfaatler dengesinin ve güven ilişkisinin sürdürülebilmesi olanağının bulunmadığı ve şirketin kuruluş gayesinin gerrçekleştirmesine imkan kalmadığı; şirketin devamlı olarak zararda olduğu, davacının davalı ortağa ve şirkete ulaşamaması nedeniyle ortaklar arasında kişisel bağların ve birlikte çalışma niyetinin de bulunmadığının anlaşıldığı,
4.Yukarıda yapılan tespitler neticesinde, davacının davalı şirketin feshini talep etmesinde haklı sebebinin bulunduğu ve ortaklıktan çıkma talebinin değerlendirmesi ve takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu; hususlarının tespit edildiği görüş ve kaanatine varılmıştır” denilmiştir.
TTK 531 maddesi kapsamında haklı nedenlerin varlığı ve kanıtlanması halinde sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri anonim şirketin fesih ve tasfiyesini talep edebilirler. Kaldı ki bu halde Mahkeme fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de karar verebilir.
Davacı, davalı iddiaları, dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya yeterli bulunan Mahkememizce alınan kök ve ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; Alınan bilirkişi raporuyla şirketin faal olduğu, davacılar ve davalı şirketin çıkmayı kabul ettikleri, tarafların 21.03.2019 tarihli celsede çıkma-çıkarılmayı kabul ettikleri, her ne kadar dava şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik olarak açılmış ise de TTK 636/2-3 cümlesi ve şirketin faal olduğu gözetilerek davacıların yukarıda belirtilen madde uyarınca davacının ortaklıktan çıkarılmasına, davacının çıkma bedeli talep etmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda ayrıntısı açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile, davalı İstanbul Ticaret Sicilinin … noda kayıtlı …’ndeki davacının ortaklığından çıkarılmasına,
-Davacının çıkma bedeli talep etmediğini beyan etmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Çıkma kararı kesinleştiğinde limited şirket tek ortaklı hale geleceğinden bu hususun ilanına,
2-Davalı … hakkındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine,
3-Davacı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğini beyan etmekle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda bulunan davalı aleyhine harca ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.21/03/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır.“5070 sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”