Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/191 E. 2021/171 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/191 Esas
KARAR NO : 2021/171
DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 24/02/2017
KARAR TARİHİ : 03/03/2021

Mahkememizde görülen Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili davalılardan … Teknik İşler Dairesince ihale edilen 2013/81205 kayıt no.lu “… Yapım İşi” müvekkil şirket ile davalı … … arasında kurulan Ortak Girişim taahhüdün üstlenildiğini, müvekkil şirket yüklenilen işin ” pilot ortağı” konumunda olduğunu, … Noterliğinin 19.11.2013 tarih ve … yevmiye no.lu ortaklık sözleşmesi ile davalı … …’in ortaklığı temsil yetkisi verildiğini, … Noterliğinin 20.11.2015 tarih ve … yevmiye no.lu İhtarnamesi ile … …’in ortaklığı temsil yetkisinin kaldırıldığını, bu husus aynı gün 17976 yevmiye no.lu ihtarname ile …’ı^a da bildirildiğini, 14 no.lu hakediş bedeli 23.11.2015 tarihinde … A.Ş.-… … İş Ortaklığının … … Şubesindeki … İBAN no.lu hesaba ödenmesi talimatının verildiğini, sözkonusu EFT havalesinin geçtiği hesap … …’in ayrı bir vergi kaydı ve şahsi hesabı olduğunu, işbu hesabı adi ortalığa ait hesap olmadığını, müvekkil … Noterliği’nin 08.01.2016 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile davalı bankadan … A.Ş-… … Hesabına 242.243,13 TL’nın EFT gönderen … Bankasına iade edilmesi talep edildiğini, davalıların olayda zincirleme kusurlarının bulunduğunu, dolayısıyla müvekkilin uğradığı zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesi gerektiği belirtilerek, davalılardan … …’in şahsi hesabına geçen 242.243,13 TL meblağın ŞİMDİLİK 10.000,00 TL’lık kısmı ödeme tarihi 23.11.2015’ten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek … Hesabına tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekili, … İnş.A.Ş-… … İş Ort. İzafeten davacı şirket tarafından dava açıldığını, TTK hükümlerine göre adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti bulunmadığını, TBK’nun 534 ve TMK 630. maddeleri gereğince iştirak halinde mülkiyet kuralları gereği ortakların birlikte dava açmaları gerektiğini, hakediş faturası üzerinde yazılan İBAN numarasına EFT Havalesi yapıldığını, fatura üzerinde yazılan … İBAN numarasına paranın havale edildiğini, hak ediş faturası 19/11/2015 tarihinde teslim edildiğini ve 23/11/2015 tarihinde EFT havalesi yapıldığını, bahse konu hesapta hata varsa alıcının bankası parayı iade etmesi gerektiğini, havale talimatın ortaklık adı yazılı olmasına ve İBAN numarasının … …’e ait olması nedeniyle, davalı bankanın parayı iade etmesi gerektiği belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili, davacının aktif ve pasif dava ehliyetinin bulunmadığını, öncelikle davacının diğer davalı ortak … …’e davayı yöneltmesi gerektiğini, müvekkil banka EFT talimatında yazılı olan İBAN no.suna havale bedelini alacak kaydettiğini, davacının düzenlediği hakediş faturasında yazılı olan İBAN no.suna havalenin alacak kaydedildiğini, bu nedenle hatalı bir işlemin bulunmadığını, müvekkil banka davacının fatura üzerinde bildirdiği İBAN no.suna diğer davalı Bakanlıkça verilen talimat doğrultusunda gönderilen EFT havalesini hesaba alacak kaydettiğini, müvekkil banka … tarafından verilen talimatta bildirilen İBAN no.suna havale bedelini geçtiği için herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … …, … Yapım işine dair ortaklık sözleşmesine göre davacının payı %1,5 olduğunu, kendisine ödenen 242.243,13 TL ort. sözleşmesine göre %1,5’nin davacıya ait olacağını, bu nedenle kısmi dava açılamayacağını, davacının diğer davalıları suçlamasının yanlış beyanlardan ibaret olduğunu, bahse konu EFT Havalesi bedelinin tarafından alındığını, ancak bu paranın tarafınca kullanılmadığını, anılan ihale ile üstlenilen iş taşeron … LTD. ŞTİ. tarafından yapıldığını, anılan bu havale bedeli eklenerek 250.132,00 TL taşeron firmaya havale yoluyla ödendiğini, dolayısıyla davacının bu paradan pay talep etmesinin haksız olduğunu, taşeron firma üstlendiği işi bitiremediği için sözleşme fesih edilip hem davacı ve hem de kendisinin iflasa sürüklendiği belirtilerek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve adi ortaklığa ödenmesi gerekirken davalı … …’in şahsi hesabına yatan paranın iadesine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davacı şirket ile davalı adi ortak … …’den teşekkül eden iş ortaklığının ihale kapsamında … Adliyesi yapım işine binaen Bakanlık tarafından kesilen 14 nolu hakediş bedelinin davalı … …’in şahsi hesabına yatırıldığı iddiası ile bu bedelden davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasından ibarettir.
Adi ortaklık tarafından tanzim olunan 19/11/2015 tarihli hak ediş faturasında adı geçen IBAN numarasının belirtildiği görülmektedir. Buna binaen de … Teknik İşler Başkanlığı’nın 23/11/2015 günlü ara kararı ile adı geçen hesaba … 14 nolu hak ediş bedeli yazılarak 242.243,13-TL’nin ilgili iş ortaklığına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Adi ortaklığın yöneticisi davalı … … vekil konumunda olup faturada belirtilen şahsi hesabına paranın gönderilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira, Bakanlığa davacı tarafından davalı …’un azledildiğine dair azilname aynı gün ulaşmışsa da tam olarak hangi saatte tebliğ edildiği, Bakanlığa sarf kararından önce ulaşıp ulaşmadığı belli değildir. Davacı taraf bu azilname ile birlikte ya da öncesinde adi ortaklık adına müstakil ve farklı bir hesap açıldığı, paraların bu adi ortaklık ortak hesabına yatırılması gerektiği yönünde bildirimde bulunduğuna ilişkin herhangi bir iddia ve ispat vasıtası da sunmuş değildir. Sadece davalı … …’in azledildiği bildirilmekle yetinilmiştir. Kaldı ki, TBK’nın 629. maddesi uyarınca azlin haklı nedenle yapıldığının ispat yükü davacı üzerindedir. Ancak davacı ortak haklı bir azil sebebini net bir şekilde ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla azlin geçersizliği de gündeme gelecektir. Bu nedenle …’nın sorumluluğunu gerektirir herhangi bir kusurlu işlem söz konusu değildir. Zaten iç ilişkide bu paranın ortaklık hesabına aktarımı mümkündür.
Azilnamede sadece temsil yetkisinin tek başına kullanılamayacağı bildirilmiş olup, bundan böyle çift imza ile adi şirketin temsil edileceği belirtilmiştir. Adi ortaklık adına banka hesabı belirtilmemiştir. Ayrıca davalı …’na da adi şirketin vergi numarası bildirilmemiştir. Adi ortaklıkların tüzel kişilikleri olmamakla birlikte vergi kanunları uygulaması açısından ortaklık adına vergi kimlik numarası verilmektedir. Bu bağlamda ortaklık numarası verilen adi ortaklık için gelir, stopaj, KDV ve sair vergi türleri için mükellefiyet tesisi yapılmaktadır. Ancak belirtildiği üzere adi ortaklığı ayırıcı bir vergi kimlik numarası bankaya bildirilmediğinden alıcı …’nın şahsi hesap ile adi ortaklık hesabını ayırt etme şansı bulunmamaktadır. Azil gününe kadar adi ortaklığın vekili sıfatıyla hareket eden şahsın hesabına havale yapılmasında herhangi bir usulsüzlük söz konusu değildir. Nitekim davalılardan … … de vefatından önce sunmuş olduğu davaya cevap dilekçesinde de bundan evvelki tüm hak edişlerin söz konusu işbu hesap numarasına yatırıldığını belirtmiştir. Önceki hakedişlerin bu hesaba yatırılmasına itiraz etmeyip azilden sonraki hak ediş ödemeleri nedeniyle, yeni ve adi ortaklık adına müstakil bir hesap numarası bildirilmeksizin davalı …’na kusur isnat edilmesi TMK’nın 2. maddesi anlamında dürüstlük kuralına aykırıdır. Kaldı ki, işlem tarihinden evvel bankaya herhangi bir bildirim de yapılmamıştır. Bu nedenle …’nın da işlemde kusurlu olduğundan söz etmek mümkün değildir. Dolayısıyla gerek … gerekse de … yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalılardan … …’in yargılama esnasında vefat ettiği anlaşılmıştır. Bunun üzerine mahkememizin 25/09/2019 günlü 2 nolu ara kararı ile 24/06/2020 günlü 2 nolu celse ara kararları uyarınca HMK’nın 53. maddesi uyarınca davalının veraset ilamını temin etmesi ve mirasçıların davaya dahil edilmesi için davacı vekiline yetki ve mehil verilmiştir. Ancak bu davalı yönünden davanın takip edilmeyeceğinin beyan edildiği görülmüştür. Ölü kişiye dava yöneltilemeyeceğinden ve davaya devam edilemeyeceğinden davalı … … yönünden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalılar … ile … yönünden davanın esastan reddine,
2-Davalı … … yönünden ise davanın usulden reddine,
3-Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile 27,90-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar … ile … kendilerine vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … tarafından yapılan 113,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların gıyabında HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar verilmiştir. 03/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*