Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/15 E. 2019/830 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/15 Esas
KARAR NO: 2019/830 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/01/2017
KARAR TARİHİ: 10/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 05.01.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket tarafından satılarak teslim edilen faturalar (2016 yılında muhtelif tarihlerde düzenlenmiş 14 adet faturalar toplam tutarı 42.843,30 TL) muhteviyatı emtia bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu, davalı şirketin İstanbul Ticaret Siciline kayıtlı olduğu ve Manavgat Antalya da şubesi bulunduğunu, faturaların genel merkeze düzenlenmiş olduğu ve tebligatın da İstanbul adresine yapıldığını beyan etmiş, sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı tarafın itirazlarının iptali ile duran takibin devamına, davalı yanın %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 05.06.2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın icra takibine konu faturaları düzenlemiş ise de bu faturalardaki imzalar müvekkili şirket yetkililerince imzalanmadığını, imzalara itiraz ettiklerini, davacı tarafın fatura içeriği mal ve hizmetleri müvekkili şirkete sağlamadığını, taraflar arasındaki ilişki ve borç alacak durumlarının tarafların defterlerinde sabit olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak, davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 42.843,30-TL asıl alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için takip yapıldığı, ödeme emrinin 27.10.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 02.11.2016 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 05.10.2018 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı şirketin ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, Davacı şirketin 2016 yılma ilişkin ticari defterlerinin mevzuatta belirlenen usullere uygun tutulduğu ve dava konusu olayla ilişkin defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, Davacı şirketin yevmiye ve büyük defter kayıtları ile e- fatura ve irsaliyelerinden Davacı şirketin 19.10.2016 tarihi itibariyle Davalı şirketten 74.473,78-TL alacaklı olduğu, bu alacağın 42.843,30-TL tutan için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 19.10.2016 tarihinde icra takibi başlattığı; ayrıca, yevmiye ve büyük deftere kayıtları ile icra takibine konu 42.843,30 TL tutarında 14 adet e-faturanın ve bunlara ilişkin irsaliyeler üzerindeki bilgi, kaşe ve imzalara göre fatura konusu yiyecek maddelerinin Davalı şirkete teslim edildiği. 42.843,30 TL alacak için icra takip tarihi 19.10.2016’dan 05.01.2017 dava tarihine kadar TCMB avans faizi üzerinden 956,93-TL tutarında faiz hesaplandığı, böylece dava tarihi itibariyle Davacının (42.843,30 + 956,93=) 43.800,23 TL alacağı bulunduğu, icra takip tarihinde toplara 42.843,30 TL alacak için Davacı vekilinin Dava Dilekçesinde talep ettiği en az %20 oran esas alınarak (42.843,30 / %20=) 8.568,66 -TL icra inkâr tazminatı hesaplandığı” tespit ve kanaatlerini sunmuştur.
Bu bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olmakla itirazların değerlendirilmesi için dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 21.05.2019 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “Kök raporumuzu değiştirecek yeni bir belge ve bilği bulunmadığından kök rapordaki bulğularımızı tekrar ederiz” şeklinde ek rapor düzenledikyeri anlaşılmaktadır. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Dava konusu uyuşmazlık 2016 yılına ait olduğu için 2016 yılı ticari defterleri incelenmiştir. Davacı şirketin 2016 yılına ait yevmiye ve büyük defteri elektronik olarak tutulduğundan 13.12.2011 tarihli ve 28141 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Elektronik Defter Genel Tebliği (1 Sıra Numaralı) uyarınca elektronik olarak tutulan yevmiye defteri ve büyük defterin elektronik açılış ve kapanış beratlarının (açılış onayı, hesap döneminin ilk ayma ilişkin olarak alman elektronik defter beratını; kapanış onayı, hesap döneminin son ayına ilişkin olarak alman elektronik defter beratını ifade etmektedir.) www.edefter.gov.tr internet adresinde yer alan uygulama üzerinden oluşturulduğu ve Gelir İdaresi Başkanlığı mali mührü ile elektronik olarak onaylandığı e-defter beratlarından görülmüştür.
Davacı Şirket vekili tarafından sunulan 2016 yılı yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin onay durumları yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterlerinin onaylarının yasal süresi içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlıkla İlgili yevmiye defteri ve büyük defter kayıtlarının birbirini doğruladığı anlaşılmıştır. Bu çerçevede Davacının defterleri, HMK md 222 uyarınca, Davacı lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte görülmüştür.
Davalı taraf vekilinin 17.04.2018 tarihinde UYAP üzerinden verdiği dilekçede müvekkil ticari defterlerinin sayıca ve hacim itibariyle fazla olması nedeniyle müvekkili şirkete ait ticari defterlerin “…”da incelenmesi talep edildiğinden, Davalı şirketin ticari defter kayıt ve belgeleri incelenememiştir.
İcra dosyasında takibe konu edilen 14 adet faturanın toplam tutarı 42.843,30 TL olup, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibine konu olmuştur. Faturalar elektronik fatura olup, sevk irsaliyelerinin fatura tarihleri ile aynı olduğu, irsaliyeler üzerinde “1.1.2016 tarihinden itibaren e-fatura mükellefiyiz” ibaresinin yazıldığı, Davacı Şirketin … Şubesi kaşesi ve imzasının bulunduğu, genellikle Davalı şirketin “… A.Ş. …” kaşesi vurulduğu ve teslim alan imzasının bulunduğu belirlenmiştir. Bu faturaların ödenme vadesi 18.08.2016-12.10.2016 tarihleri arasında dağılmakta olup, icra takip tarihi 19.10.2016 itibariyle bu faturaların tamamının ödenmesi öngörülen vadeler dolmuştur.
Davacı şirketin yevmiye ve büyük defter kayıtlarına (120.H.0000130 …A.Ş. … hesabı) göre 20.07.2016 tarihinde Davacı şirketin Davalı şirketten 74.473,78-TL alacaklı olduğu, bu alacağın 42.843,30-TL’lik kısmının 19.10.2016 tarihinde İstanbul …icra Müdürlüğü … Dosya açıklaması; geriye kalan 31.630,48 TL alacağın ise 23.11.2016 tarihinde …İcra Müdürlüğü … Dosya açıklaması ile icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır, 120.H.0000130 … A.Ş. … World hesabında faturaların borç kaydedilmesi dışında herhangi bir ödeme veya başka bir mahsup kaydı bulunmamaktadır.
Davacı şirketin yevmiye ve büyük defter kayıtları ile e-fatura ve irsaliyelerinden Davacı şirketin 19.10.2016 tarihi itibariyle Davalı şirketten 74.473,78-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Bu alacağın 42.843,30 TL tutarı için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 19.10.2016 tarihinde icra takibi başlattığı icra dosyasından görülmektedir. Ayrıca, yevmiye ve büyük deftere kayıtları ile icra takibine konu 42.843,30 TL tutarında 14 adet e-fatura ve bunlara ilişkin irsaliyeler üzerindeki bilgi, kaşe ve imzalara göre fatura konusu yiyecek maddelerinin Davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmıştır.
Davalı/Borçlunun faturalar (kanaatimizce sevk irsaliyeleri kast edilmektedir) üzerindeki İmzaların Davalı şirket yetkililerine ait olmadığı şeklindeki itirazları ve faturalar (kanaatimizce sevk irsaliyeleri) üzerindeki imzalara itiraz ettikleri beyanı, kanaatimizce, değerlendirmeye muhtaçtır. Fatura konusu mallar gıda malzemesidir ve hızlı tüketime tabidir, bekletilmesi halinde kullanılması, büyük çoğunlukla, mümkün olmayacaktır. Faturaların tarihi 2016 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarıdır. İşlemlerde elektronik fatura düzenlenmiş olup, bu faturalara herhangi bir yolla Davalı/Borçlu tarafından itiraz edildiğine dair bir kayda dosyasında rastlanmamıştır. Fatura konusu malların teslim edildiği yer Antalya’da sevk irsaliyeleri üzerinde yazılı adrestir. Teslim alan yer büyük bir otel işletmesidir. Büyük bir otel işletmesinde gıda maddesini teslim alan şirket yetkilisi ile kimin kast edildiği açığa kavuşturulmak gerekir. Otelin mutfak görevlisine ya da depo görevlisine yapılan teslimin “şirket yetkilisine teslim” kabul edilmiştir.
Dosyanın mevcut hali ile, dosyadaki fatura ve hesap dökümlerinden, kesildiği ve elektronik fatura esasına göre Davalıya ulaştığı anlaşılan Davacının kestiği faturalara Davalının herhangi bir yolla itirazına dair bir kayda rastlanmaması faturaların geçerliği konusunda bir tereddüt bulunmadığına işaret etmektedir. Sevk irsaliyeleri üzerindeki teslim alan imzalarına “şirket yetkilisi” imzası olmadığı gerekçesiyle huzurdaki davadaki dilekçeler aşamasında itiraz edilmekle birlikte, yetkili imzayla teslim alınmadığı iddiasına konu mallara ait faturalara, sevk irsaliyeleri ile faturaların tarihleri birbirine denk düşmesine rağmen, yasal itiraz hakkı süresi içinde itiraz edilmemiş olduğu dosya mevcuduna göre kabul edilerek, fatura içeriğinin zımnen kabul edildiğine kanaat getirmekteyiz. Zira sevk İrsaliyeleri ile yakın veya aynı tarihi taşıyan faturalar Davalının sistemine e-fatura olarak ulaşmakla bir hukukî durum oluşmakta ve Davalı teslim almadığı malın faturasına itiraz etme yetkisine sahip olmaktadır. Üstelik ifasızlık (veya borçlu temerrüdü), eksik ifa ya da ayıp kurallarına dayanarak fatura hakkında hukukî süreç, faturaya itiraz süresi geçtikten sonra da başlatabilecek iken Davalı bu yola da başvurmamıştır. Olağan olarak, çok sayıda kişinin çalışması söz konusu olan ve çok sayıda temsilci ile birçok fonksiyonu icra edilen bir otele yapılan hızlı tüketime ve bozulmaya tabi mal teslimi için, teslim tarihinden bir yıl sonra, sevk irsaliyeleri üzerindeki imzalara “şirket yetkilisi imzası” olmadığı gerekçesiyle itiraz ederek borca itiraz etmek muhasebe tekniği ve ticari hayatın gerekleri bakımından anlaşılabilir ve kabul edilebilir görülmemektedir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Dosyamızda davalının temerrüdüne dair bir belge ve iddia yoktur. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur. Zaten itirazın iptali davası açılırken asal alacak talep edilmiştir.
Tüm bu açıklamalardan belirlendiği üzere davanın kabulü ile İstanbul… İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında davalının itirazının 42.843,30-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avan faiz yürütülmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK. 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 8.568.-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 42.843,30-TL üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avan faiz yürütülmesine,
% 20 icra inkar tazminatı 8.568,-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar ve ilam harcı 2.926,62-TL nin peşin alınan 573,51-TL den düşümü ile kalan 2.353,11-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 609,51-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.305,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 5.062,76-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı

Katip …

Hakim …