Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/139 E. 2019/32 K. 16.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/139
KARAR NO : 2019/32

DAVA : Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan Kar Mahrumiyeti Alacağı
DAVA TARİHİ : 10/02/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2019

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında otogaz istasyonu işletmeciliğine ilişkin 15/05/2013 başlangıç tarihli, 5 yıllık bayilik sözleşmesi ile sözleşmeye ilaveten ürün alım taahütnamesi akdedildiğini, buna göre sözleşme zarfında toplamda 5391 Ton otogaz ürünü almayı davalının kabul ettiğini, yine sözleşmeye göre eksik kalan ton üzerinden 20 USD tutarında kâr mahrumiyeti ödemeyi borçlandığını, dava konusu sözleşmenin kendileri tarafından fesh edildiğini, müvekkilinin 107.314 USD kâr kaybının bulunduğunu, buna göre eksik kalan ürün miktarı için hesaplanan bu tutardan şimdilik 1000 USD’sinin temerrüt tarihinden itibaren yabancı paraya işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı taraf davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, sözleşmede düzenlenen alım taahüdüne aykırılıktan ötürü cezai şart istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki varlığı çekişmesiz 15/05/2013 tarihli otogaz bayilik sözleşmesinin ve aynı tarihli ürün alımına ek protokol hükümleri uyarınca sözleşme tarihi 15/05/2013 tarihinden itibaren 5 yıllık süre boyunca davalının davacıdan birinci yıldan başlamak üzere 1078 Ton, toplam anlaşma süresince ise 5390 Ton otogaz alımında bulunmayı taahüt ettiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, her yıl anlaşma süresinin sonunda hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 20 USD kâr mahrumiyeti ödeneceğinin kararlaştırıldığı da görülmektedir.
Davacı tarafından noter kanalıyla davalı tarafa 07/02/2017 tarihli ihtarname ile davalının EPDK tarafından lisanslarının iptal edilmesi nedeniyle sözleşmeyi yerine getirmesi imkansızlaşacağından 15/05/2013 bayilik sözleşmesi ve eki protokolün tek taraflı olarak fesh edildiği anlaşılmaktadır.
Münhasır delil sözleşmesi uyarınca davacı defter ve kayıtları incelenmiş olup sözleşmenin yürürlükte kaldığı 07/02/2017 tarihine kadar davalının herhangi bir ürün alımı yapmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla ton başına 20 USD ile çarpılarak cezai şart mahiyetindeki kâr mahrumiyeti alacağı (5391×20 USD) 107.820 USD talep edilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazında her yıl sonunda bir önceki yıla ilişkin cezai şart niteliğindeki kar mahrumiyetinin talep edilebilmesi için müteakip yılda ifaya başlamadan önce ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine bağlı olduğunu, bunlar yapılmaksızın bir sonraki yılın ifası gerçekleştiği takdirde artık bir önceki yıla ilişkin alacak hakkının düşeceğini belirtmiştir. Ne var ki, ana sözleşmeye ek alım taahüdüne ilişkin protokolün G bendinde anlaşma süresi sonunda toplu olarak kar mahrumiyeti istenmesine davalının onay verdiğine ilişkin düzenleme yapıldığı görülmekle, tacir olan her iki tarafı bağlayıcı bu madde uyarınca evleviyetle önceki dönem kar mahrumiyetlerinin istenebilmesi mümkündür. Zira davalı taraf hiçbir şekilde alım yapmayarak sözleşmeyi tümden ihlal etmiştir.
Davalı vekili diğer itirazında ise, fesih beyanının kendilerine ulaşmadığını, dolayısıyla tek taraflı irade beyanının kendilerine ulaşmasıyla sonuç doğuracağını belirtmiş ise de, sözleşmenin 28. maddesi uyarınca sözleşmede belirtilen adreslere yapılacak tebligatın geçerli olması olacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafından davalıya ait sözleşme adresine ihtarnamenin gönderildiği, ancak adres kapalı olduğundan tebligatın merciine iade edildiği anlaşılmakla, feshe ilişkin bu beyanın ihtarnamenin bila döndüğü tarih 07/02/2017’den itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağı, feshin usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bu bağlamda, temerrüt olgusunun da ihtarnamede verilen 1 günlük sürenin hitamında 09/02/2017 tarihinde gerçekleşmiş sayılacağı kanaati ile HMK’nın 26. maddesi uyarınca davacının dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Kar mahrumiyeti alacağı 1000 USD’nin temerrüd tarihi 09/02/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı faiz kanunun 4/a bendi uyarınca yabancı para alacaklarına göre işleyecek ve hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gereken 253,90 TL harçtan peşin alınan 63.48 TL harcın mahsubu ile, bakiye 253,90 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.725,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 75 TL posta ve tebligat masrafı,1.600 TL bilirkişi masrafı, 99.48 harçlar gideri olmak üzere cem’an 1.744,48TL’den ibaret yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*