Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1170 E. 2018/233 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/142 Esas
KARAR NO : 2018/236
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/02/2018
KARAR TARİHİ: 23/02/2018
Mahkememizde görülen Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile vekil eden şirketin davalı … Bankası Sultangazİ/İstanbul Şubesinden 18.08.2010 tarihinde … Risk Numarası ile “ihtiyaç kredisi” kullandığını, almış olduğu krediyi 26.04.2011 tarihinde tamamen kapatmak istediğini davalı tarafa bildirdiğini, davalı bankanın almış olduğu krediyi erken ödemek istediği zaman 28.04.2011 tarihli hesap bakiyesi neticesinde 39.496,44 TL erken ödeme cezası altında bir bedelin ödenmesi gerektiğini; ayrıca kredinin alınmasına dayanak olan sözleşmenin bir nüshasının verilmesi istendiği zaman nüshayı göndermeyeceğini bildirdiğini, yasal dayanağı olmadığı gibi müvekkilinin borcunu erken kapatmasını istemesine karşılık fahiş bir rakamın erken ödeme cezası olarak alınmak istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, vekil edenin kulanmış olduğu krediye istinaden iyi niyetli olarak borcunu erkenden kapatmak istediğini ancak yasal olmayan bir uygulamaya maruz kaldığını, davalı bankanın müvekkilinin kredisini erken ödemiş olması sebebiyle indirim yapması gerekirken aksine müvekkili hakkında cezai işlem uygulandığını, haksız olarak müvekkilinden alınan 39.496.44 Tl/nin müvekkiline geri ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin anapara üzerinden kapama hesabı olarak belirtilen 528.936,82 TL olan miktarı ödeyerek davalı bankaya bu krediden doğan başkaca bir borcu kalmadığını,davalıya daha önce ihtarname çekilmesine ve defalarca başvuru yapılmasına rağmen müvekkilinin uğramış olduğu zararı gidermek adına herhangi bir girişimde bulunulmadığını, davalı bankanın tutumunun hiçbir yasal dayanağı bulunmadığını, Tüketici Kanununa ve Borçlar kanununa göre, alınan ihtiyaç kredilerinde erken ödeme cezası adı altında bir bedelin talep edilmesi ve sözleşmenin bir nüshasının sözleşmeye taraf olan birine verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerle müvekkilinden haksız ve mesnetsiz olarak erken ödeme cezası adı altında alınan ve hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan 39 496,44 Tl nin olay tarihinden işletilecek reeskont faizi ile birlikte müvekkiline iade edilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde Bankanın Sultangazi Şubesi ile davacı şirket arasında imzalanan kredi genel sözleşmesi ile davacıya kredi kullandırıldığını, davacının kredinin erken kapatılması için başvuruda bulunmuş ve bu aşamada kendisinden tahsil edilen “erken ödeme ücreti” bedelinin haksız olarak tahsil edildiği gerekçesi ile işbu davanın açıldığını, söz konusu davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ticaret şirketi sayıldığından, dava konusu kredinin tüketici kredisi olarak kabul edilmesi ve müvekkili bankadan kullandığı kredilerin tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi hukuken mümkün olmadığını, taraflar arasında imzalanan kredi genel sözleşmesinin 36/6.maddesinde “Müşterinin talebi halinde, banka kendi mevzuatı ve belirleyeceği esaslar çerçevesinde borcun tamamının vadeden önce kapatılmasını kabul çerçevesinde borcun tamamının vadeden önce kapatılmasını kabul edebileceğini. Banka, borcun tamamının ödeneceği tarihteki anapara borcu ile o tarihe kadar işlemiş faizini, KKDK. BSMV, gider, vs. toplamını ayrıca ödeme tarihindeki kalan anaparanın %9 u oranında cezai faizi hesaplayarak tahsil eder “düzenlemesi yer aldığını, bu hüküm uyarınca banka, söz konusu erken Ödeme cezasını isteme ve tahsil etme hakkına sahip olduğunu, dava konusu olayda banka bu madde uyarınca hareket ederek sözleşmenin kendisine verdiği hakkı kullandığını olay niteliği itibariyle Ticari krediden kaynaklandığı için cezai şartın fahiş olduğu iddiasını kabul etmediklerini. Müvekkili Bankanın sözleşmeden doğan hakkım kullanmış olduğu bu sebeple açılmış bulunan davanın reddi gerektiği beyanında bulunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2014/1083 esas ve 2015/897 sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/12707 esas ve 2017/7056 sayılı ilamı ile tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırmış oldukları sözleşmede açıkça belirtilen erken ödeme cezası oranının kredinin erken kapatılması nedeni ile davalı barkanın maliyet kaybını gidermeye yönelik olduğu, bu oranın sonradan doldurulduğu yönünde dosyada mevcut bir delilin de olmadığı gözetildiğinde sözleşmede öngörülen %9 oranının taraflar için bağlayıcı olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede erken ödeme cezasının %9 olarak kararlaştırıldığı, davacının ticari işletmesi için bu krediyi kullandığı ve kredinin erken ödenmesi üzerine davalı bankanın davacıdan %7.11 oranında eken ödeme cezası tahsil ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma üzerine dosya, Mahkememizin yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiş, tayin edilen oturum günü taraf vekillerine bildirilmiş, bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin erken kapatılması sırasında davacıdan tahsil edilen erken kapatma cezasının iadesi istemini konu almaktadır.
Yargıtay bozma ilamında de belirtildiği üzere davacıdan erken kapatma sırasında %7.11 oranında erken kapatma komisyonu tahsil edilmiş olup, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre ise bu oran %9 olarak kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerinin davacı için bağlayıcı olduğu ve bozma ilamına da uyulmasına karar verildiği nazara alınarak davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 4694,60 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yasa yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/02/2018

Katip …

Hakim …