Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1161 E. 2019/669 K. 01.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1161
KARAR NO: 2019/669

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 27/12/2017
KARAR TARİHİ: 01/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, fatura bedelini tahsil edilemeyince borçlu şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı şirketin 25.218,25-TL müvekkiline borcu olduğunu beyanla davanın kabulüne, davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edildiği, davalının davaya cevap vermediği, HMK madde 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır. Davalı vekili duruşmalara katılarak davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER
1-İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası,
2-Bilirkişi raporu,
3-Davacının ticari defter ve kayıtları,
4-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava faturadan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir. (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1978/11-1147).
Faturalarda belirtilen mal ve hizmetin davalı alıcıya teslim edildiği iddiasını davacı ispatla yükümlüdür. Fatura içeriğindeki mal ve hizmetin davalıya teslimi dayanak belgelerle kanıtlanmadığı sürece ticari defterler tek başına malın ve hizmetin teslim edildiğini ispata yeterli değildir.(Y.19.H.D. 2016/19744E. 2018/5005K.)
Davacı dava dilekçesinde münhasıran davalının defterlerine delil olarak dayanılmadığından, davalının defterini sunmaması davacı lehine yorumlanmak suretiyle davanın ispatlandığına karine oluşturmaz.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/11-1159E-2016/967K, Yargıtay 19.HD. 2016/17226E-2017/3324K, 2016/3357E-2016/13899K sayılı ilamları ).
Yemin delili 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamı maddelerde düzenlenmiştir. Yemin kesin delillerdendir. Yemin deliline dayanan taraf, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması nedeniyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlüdür. Şu durumda kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemez.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 25.218,25-TL asıl alacak 10.191,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.409,87-TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 17/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da 21/11/2017 tarihinde süresi içerisinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce alanında uzman mali bilirkişinin 04/03/2019 tarihli 5 sayfadan ibaret bilirkişi raporunda; davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2013 yılı yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, davalı tarafça bilirkişi inccleme tarihine kadar huzurdaki davaya cevap dilekçesi sunulmadığı, bu nedenle davalının davaya yönelik cevaplarının alınamadığı, davalı vekilince icra dosyasına verilen beyanda takip dayanağı olarak gösterilen belgeler yönünden davacıya borcunun olmadığının beyan edildiğini, davacının yasal defterlerinde davacı tarafın davalıdan dava konusu alacak dayanağı fatura yönünden 25.218,25-TL tutarında alacaklı olarak göründüğünü, davalı tarafça işbu bilirkişi raporu yazım tarihine kadar yasal defterlerin incelemeye ibraz edilmediğini, bu nedenle davalının yasal defterlerinde dava konusu alacak yönünden herhangi bir inceleme yapılamadığını, dava konusu alacak dayanağı fatura ve muhteviyatı malların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslimine yönelik olarak herhangi bir belgenin ibraz edilmediğini, fatura ve irsaliye üzerinde de teslim alan kısmında herhangi bir ibarenin yer almadığını, açıklanan nedenlerle bu aşamada dava konusu alacağın kanıtlanamadığı kanaatine varıldığı yönünde oluşan görüş ve kanaatlerini bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının bu cari hesap alacağının tahsili istemiyle icra dosyasında takip yaptığı, davalının yasal süresi içerisinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu, davacının defterlerini incelemeye sunduğu, davacının defterlerinde davalıdan alacaklı olduğu, faturaya konu malların teslimine ilişkin belge bulunmadığı, yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere faturanın defterlere kayıtlı olmasının alacağın varlığına tek başına ispata yeterli olmadığı, davalının ise defterlerini incelemeye sunmadığı, defterlerini sunmayanın aleyhine sonuç doğuran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222.maddesinin uygulanması için davacının münhasıran davalı defterlerine dayanması gerektiği, ancak eldeki davada birçok delilin içinde davalının defterlerinin incelenmesini talep ettiği, münhasırlık durumundan bahsedilemeyeceği, davacının alacaklı olduğuna ve malın teslimine ilişkin yazılı belge ibraz edilmediği, teslim belgelerinin bulunmadığından alacak kalemlerinin ispatı için yeterli bulunmadığı, davacının dayandığı yemin delili hatırlatılmasına rağmen vazgeçtiği, davacının davasını ispatlamadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL harcın, peşin alınan 604,67 TL harçtan mahsubu ile bakiye 560,27 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.245,09 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır