Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/114 E. 2018/778 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/114 Esas
KARAR NO : 2018/778
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ: 03/07/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, Rekabet kurulu kararına göre 12 bankanın 21.08/.2007-22.09.2011 tarihleri arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetleri alanında anlaşma ve/veya uyumlu eylem birliği içinde bulunmak suretiyle rekabeti ihlal ettiği, bu bankalar arasında davalı bankanın da bulunduğu, bahse konu bankaların bir araya gelerek konut, bireysel ve kredi kartı faizlerinde eylem birliği içinde faiz artışı yaptıklarını, vekil edenin 21.08.2007-22.09.2011 döneminde davalı bankadan teminat mektubu, gayrinakdi kredi ve nakdi krediler kullandığını, TBB Risk İzleme Merkezinden elde edilen raporlarda müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığının görüldüğünü ve bankadan anılan kredi sözleşmesi ve diğer belgelerin celp edilmesi gerektiğini, rekabetin ihlal edilmiş olması nedeniyle Rek.Kor.Hak. K.58 m. uyarınca maruz kalan zararın 3 katı tutarında tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından Rekabet Kurulunun 08/03/2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının gerekçe göserildiği, Ağustos 2007-Eylül 2011 döneminde müvekkili bankadan teminat mektubu, gayrinakdi kredi ve nakit krediler kullanıldığının idda edildiği, müvekkili banka sisteminde yapılan sorgulamada davacının bahsedilen türde herhangi bir açık ya da kapalı kredisine rastlanılmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalı bankadan kullandığı kredilerde uygulanan faiz oranında kartel oluşturulduğundan bahisle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca oluşan zararın tazmini istemini konu alıp davalının yanıt dilekçesi ile davacının bankaları nezdinde kullandığı kredisi bulunmadığını beyan ile davanın reddini talep ettiği, buna göre davacının davalıdan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince tazminini talep edebileceği bir zararı bulunup bulunmadığı hususunda anlaşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunan taraflara tefhim, hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir.
6100 sayılı Yasanın 266.maddesi gereğince; iddia, savunma,sunulan deliller,sözleşme, banka kayıtları incelenerek davacının davalıdan Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince tazminini talep edebileceği bir zararı bulunup bulunmadığı hususunda tarafların iddia ve savunmaları da irdelenerek rapor tanzimi için dosyanın, resen seçilen bankacı bilirkişi …’e tevdii ile rapor tanzimi yönünde ara karar alınmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi … dosyaya sunduğu rapor ile davacının davalı bankadan kredi kullandığına dair belge sunmadığı yalnızca TBB web sitesinden alındığı söylenen risk merkezi kayıt bilgilerine dayandığı, bu belgenin de dosyada olmadığı, sistemden elde edildiği belirtilen belgeler davacı banka sisteminden elde edinilmeye çalışılmış ise de sadece son 2 yıla ait veriler gösterildiğinden ve davacının belirttiği kredi 9-10 yıl öncesine dayandığından verilere sistemsel olarak erişilemediği, davalı banka kayıtlarına göre davacı adına 2007 yılında ticari vadesiz mevduat hesabı açıldığı, kredi limiti tanımlandığı bu hesap üzerinden mevduat hesabı kredisi kullandırıldığı, Rekabet Kurulu Kararında konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerine ilişkin uygulamalara dair değerlendirmelere yer verildiği, davalı banka kayıtlarına göre davacıya taksitli ticari kredi kullandırıldığı, Rekabet Kurulu kararında davalı banka yönünden yapılan değerlendirmede sadece konut kredisinde 12 baz puan artış yaptığı, diğer kredilerde artış yapmamış olduğu, kararın konut ihtiyaç ve taşıt kredilerini kapsadığı, ticari nitelikli kredilerin bu kapsamda değerlendirilemeyeceğinin düşünüldüğü, ticari nitelikli kredili mevduat hesabı kredisi kullandırılmış olduğu göz önüne alındığında TTK’nın 8.maddesi hükmü uyarınca ticari nitelikli kredilerin Rekabet Kurulu Kararına konu edilmesinin çelişki olacağının düşünüldüğü yönünde görüş bildirmiştir.
Dava, Rekabet Kurulu Kararına dayanılarak Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 58.maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasıdır.
Davacı, Rekabet Kurulu Kararı ile davalı bankanın da aralarında yer aldığı 12 bankanın eylem birliği ile rekabeti ihlal ettiği iddiası ile, kullandığı krediler nedeniyle tazminat isteminde bulunmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu, Rekabet Kurulu Kararında bankaların konut, ihtiyaç ve taşıt kredilerine yönelik değerlendirme yapıldığı, ticari kredilerin bu kapsamda olmadığı yönünde görüş bildirilmiş olmakla, bilirkişi görüşünün somut duruma uygun olduğu değerlendirilmiştir. Öte yandan, davacının davasına dayanak yaptığı Rekabet Kurulu Kararı henüz kesinleşmemiş olup, kararın iptali ile yapılan başvurular sonucu açılan davaların halen Danıştay incelemesinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının rekabet yasağını ihlal ettiğine dair davacının dayandığı karar ve dolayısı ile delil de henüz kesinleşmiş değildir.
Diğer yandan, 6098 sayılı TBK’nun 120. maddesinde temerrüt faizi düzenlenmiş ve temerrüt faizinin belirlenmesinde sınırlama getirilmiştir. 6101 sayılı TBK’nın Yürürlüğü Ve Uygulanma Şekli Hakkında Kanun’un 7. maddesine göre; TBK’nın kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır. Bununla birlikte banka ile davacı arasında bankacılık işi olup TTK’nın 4. maddesi gereği ticari iş niteliğindedir. Aynı Yasa’nın 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenecektir. Bu durumda TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akdi ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamalarının ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamaktadır.
Zira, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 8/1. maddesinde ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş, başkaca bir istisna getirilmemiştir. Aynı Kanunun 9. maddesinde, ticari işlerde; kanuni, anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Yasa hükmünde sözü edilen ilgili mevzuat olarak 3095 sayılı Yasa hükümlerinin amaçlandığının ve 6102 sayılı TTK’nun 8. ve 9. maddelerinin ticari işler bakımından özel hüküm niteliğinde olduğundan ticari işlerde bu hükümlerin uygulanması gerektiğinin, başka bir anlatımla 6098 sayılı TBK’nun 88. ve 120. maddesi hükümlerinin ticari işlerde uygulanamayacağının kabulü gerekir.
Bu itibarla davanın reddi yönünde aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiye kısmın 492 sayılı Yasanın 31.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı yana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden harçlandırılan ve reddedilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 600,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 03/07/2018

Katip Hakim