Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1122 E. 2020/165 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1122 Esas
KARAR NO : 2020/165 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 15.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “taraflar arasında 06/10/2011 tarihli bir Bayilik Sözleşmesinin düzenlendiğini, müvekkili tarafından bayilik sözleşmesi ve buna bağlı diğer sözleşme ve protokoller kapsamında bir dizi fatura düzenlediğini, ancak davacı tarafından söz konusu borcun ödenmemesi üzerine davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, gönderilen ihtarnameden sonra davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, ancak kalan bakiye 113.484,77-TL nin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla neticeten itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak şartıyla İİK 67/2 maddesi gereğince icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi.” talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 26.02.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle: “müvekkili ve davalı şirket ile birleşen … A.Ş. arasında 10/01/2011 tarihinde ve muhtelif tarihlerde Yatırım Sözleşmesi, LPG li bayilik Sözleşmesi, İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi, Akaryakıt İstasyonları için ariyet ve emanet Sözleşmesi akdedilerek bayilik ilişkisinin kurulduğunu, akabinde sözleşmelerden sonra davacı ile …nın birleşmesinin gerçekleştiğinden … ile imzalanan bütün sözleşmelerin aynı şartlarda devam etmesi hususunda davacı ile 06/10/2011 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, bu sözleşmeler ile birlikte davacı taraf ile aynı tarihli İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ile 08/02/2012 tarihli Yakıtmatik Sözleşmesinin akdedilmiş olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmelerin tamamında taraflar arasında çıkabilecek uyuşmazlıklarda müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil niteliğinde olacağı hüküm altına alınmış bulunduğunu, hal böyle iken sadece müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, müvekkiline ait ticari defterlerde davacıya herhangi bir borç yada alacağının mevcut olmadığının ortaya çıkacağını beyanla neticeten davanın reddine, davacının asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere müvekkiline kötüniyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi…” talebinde bulunulduğu görülmektedir.
… İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 113.484,77.-Tl asıl alacağa Avans faizi tutarı 652,93 Tl ile birlikte toplam 114.137,70.-Tl için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizde açılmış olan bu davanın süresinde açıldığı görülmektedir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 11.07.2019 tarihli 7 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında 06/10/2011 tarihli bir İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi ve aynı tarihli bir ek sözleşme’ nin akdedilmiş olduğu, 08/02/2012 tarihinde ise Yakıtmatik sözleşmesi’ nin akdedilmiş olduğu ve bu sözleşmenin 15.maddesinde, ihtilaf halinde davalı defterlerinin delil olacağının kararlaştırılmış olduğu, Davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 113.484,77-TL alacaklı durumda olduğu, davacının takibe ve davaya konu etmiş olduğu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davalının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıya herhangi bir borç ya da alacağına rastlanmadığı, gerek tarafların muhasebe sistemlerindeki farklılıktan ve gerekse işlemlerin çokluğundan dolayı, taraflar arasındaki farkı tespit etmenin bu aşamada mümkün olmadığı, buna nazaran, takdiri muhterem Mahkemenize ait olarak, önce aradaki farkın hangi işlemlerden kaynaklandığının taraflarca somut ve anlaşılabilir şekilde ortaya konması ve akabinde; nihai kanaat arzı mevkine gelinebilmesi bakımından, bunlara ilişkin belgelerin de mali müşavir bilirkişi incelemesine ibrazı gerektiği değerlendirilmiştir. Diğer yandan, ayrıntıları yukarıda (7). madde bünyesinde ortaya konulduğu üzere, bu aşamada şartları oluşmadığından davacının savının benimsendiği seçenekte gündeme gelebilecek “işlemiş faiz talebi”ne yönelik herhangi bir hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosyada bilirkişinin saptadığı eksiklikler tamamlandıktan sonra yan vekillerinin rapora beyan ve itirazlarının değerlendirilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 23.10.2019 tarihli 4 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; “davacı yanın itiraz dilekçesinde :”… Noterliğinin 27/05/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin 30/05/2016 tarihinde davalı şirketin çalışanı … tarafından teslim alınmış olduğu, bu bakımdan tebliğ şerhinin onaylı bir suretinin mahkemece noterlikten celbine karar verilmesi…” talep edilmiş olup, ancak dosyaya bakıldığında dosyaya gelen herhangi bir tebliğ şerhine rastlanılmamıştır. Buna gore davacının davalıdan talep edebileceği işlemiş faiz tutarı 620,28-TL olarak hesaplanmıştır.” kanaati ile ek raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir İtirazın İptali davası olup, davacı tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile; 113.484,77-TL Asıl Alacak, 652,93.-TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 114.137,70-TL üzerinden takip yapılmış olup, davalının vaki itirazı üzerine itirazın iptali için iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Takip dayanağı olarak ; “31/01/2016 ile 10/02/2016 tarihleri arasındaki 7 adet fatura alacağı” gösterilmiştir.
Taraflar arasında 06/10/2011 tarihli bir İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi’nin akdedilmiş olduğu, mali incelemeye nazaran işbu sözleşmenin altında her iki tarafın da kaşe ve imzasının mevcut olduğu görülmektedir.
Yine taraflar arasında 06/10/2011 tarihli bir Ek sözleşme’nin akdedilmiş olduğu, sözleşmenin konusu :” … Turizm A.Ş. nin tasfiyesiz infisahı yoluyla … A.Ş. ile birleşmesi nedeniyle taraflar arasındaki 10/01/2011 tarihinde imzalanan 20 maddeden ibaret Akaryakıt İstasyon İşletme Sözleşmesi ile bu sözleşme gereği taraflar arasında imzalanan tüm sözleşmelerin aynı hüküm ve şartlarla … A.Ş. ile … A.Ş. arasında devam etmesine ilişkin olarak düzenlenmiştir…” şeklindedir.
08/02/2012 tarihinde ise taraflar arasında Yakıtmatik Sözleşmesi’nin akdedilmiş olduğu, işbu sözleşmenin altında da her iki tarafın da kaşe ve imzasının mevcut olduğu görülmektedir.
Davalı tarafından sunulan ticari defterlerin incelenmesinde Davacı ile olan ticari münasebetini … nolu hesap kodu altında … müşteri kodu altında takip etmekte olduğu, Davacıya düzenlemiş olduğu faturaları ve ödemeleri bu hesabın borcuna, davacı tarafından düzenlenen faturaları ve ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, Davacının takibe ve davaya konu etmiş olduğu faturaların ticari defterlerinde davacıyı alacaklandıracak şekilde kayıtlı olduğu, Bu hesabın takip tarihi itibariyle herhangi bir borç veya alacak bakiyesi vermediği tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki Bayilik Sözleşmesi kapsamında davalıya bir dizi fatura düzenlediğini, davalı tarafından faturalardan kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine davalı şirkete ihtarname gönderildiği, gönderilen ihtarnameden sonra davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığı, ancak kalan (bakiye) meblağ için icra takibine giriştiği sabittir.
Taraflar arasında öteden beri sözleşmelere dayalı bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, bu durumun her iki tarafın da kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı takibe ve davaya konu faturaların davalı tarafından ödenmediği iddiasında olup, bu faturaların davalı defterlerinde de kayıtlı olduığu görülmektedir. Ancak davalının kendi defterlerinde davacıya herhangi bir borcu görünmemektedir.
Davacı tarafından sunulan ticari defterlerin mali incelenmesinde Davalıya düzenlemiş olduğu faturaları ve ödemeleri bu hesabın borcuna, davalı tarafından düzenlenen faturaları ve ödemeleri ise bu hesabın alacağına kaydetmiş olduğu, Bu hesabın takip tarihi itibariyle 113.484,77-TL borç bakiyesi vermiş olduğu tespit edilmiştir. Buna göre davacı, kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davalıdan 113.484,77 -TL alacaklı durumdadır.
Bilindiği gibi salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için ya düzenlenen faturayı aldığı halde 8 gün içinde münderecatına itiraz etmemiş olması ve faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin borçluya tesliminin yapılmadığının ispatlanması suretiyle alacaklının fatura düzenleme hakkının doğmadığının ispatlanmamış olması gerekmektedir. Davalının söz konusu faturalara itirazı söz konusu değildir.
Taraflar tacir olduklarından ilişkilerinde faiz esas olup, önceden kararlaştırılmasa bile faiz istenebilir. Bir alacağa faiz istenebilmesi için, ödeneceği tarihin net olarak belli olması veya belli değilse alacaklı tarafından çekilerek bir ihtar veya ihbar ile borçlunun temerrüde düşürülmesi veya icra takibine başvurulması gerekir. Bu nedenle temerrüt takiple oluşmuştur.
Tüm bu nedenlerle iş bu davanın kısmen kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 113.484,77-Tl üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 22.696-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın Kısmen Kabulü ile davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 113.484,77-TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan bu miktara avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine,
%20 icra inkar tazminatı tutarı 22.696,-TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 7.752,14-TL nin peşin alınan 1.378,50-TL den düşümü ile kalan 6.373,64-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.414,50-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 2.564,50-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 2.549,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 14.731,05-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 652,93-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır