Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1121 E. 2019/1245 K. 09.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1121 Esas
KARAR NO : 2019/1245
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/12/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; 30.03.2015 tarihinde, davacının kasko sigortası teminatı altındaki, sürücü … …’ın yönetimindeki … plakalı ambulans ile davalının trafik sigortacısı olduğunu, sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı otomobilin kazaya karıştığını sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, … plakalı ambulansın pert olduğunu, donanım bedelinin 63.000 TL, rayiç değerinin 40.000 TL sovtaj bedelinin 12.500 TL ve hasar tutanımı 63.000 + 40.000 – 12.500 = 90.500 TL olduğunu, 03.10.2017 tarihinde ödendiğini, dava dışı sürücü tarafından 49.200 TL ödendiği ve ibraname imzalandığını, bakiye ödenmemiş hasar tutarının 41.300 TL kaldığını, davalı … şirketinin 29.000 TL teminat limitine kadar hasardan sorumlu olduğu ve talep edildiği ancak ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla hasar tutarının 29.000 TL kısmının ödenme tarihi 03.10.2017 itibariyle avans faizi ile tahsili talep edilmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile kazaya karışan … plakalı otomobilin trafik sigortası teminatları altında olduğunu, KTK 109 maddesi gereğince kazanın 30/03/2015 tarihinde gerçekleştiğini, davanın 2 yılı aşkın süre sonra 15/12/2017 tarihinde açıldığını, talebin zaman aşımına uğradığını, uzamış zamanaşımı olmayacağını, huzurdaki davanın yaralama veya ölüme bağlı maddi zarara ilişkin olmadığı hasar bedeli olduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, TTK madde 1472 uyarınca davacının kanunda öngörülen şekilde halef olduğunun araştırılması gerektiği, kusur ve zararı bilirkişinin belirlemesi gerektiğini, kusur oranında sorumlu olduklarını, davalının sadece gerçek zarardan sorumlu olduğu, ekspertiz raporundaki hasar tutarını kabul etmediklerini, KTK madde 99 ve TTK madde 1427 uyarınca ödeme yükümlülüğünün ancak ihbar ile başlayacağını, ödeme tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği, davaya konu aracın hususi araç olduğu, haksız fiilden kaynaklandığı, ticari faiz istenemeyeceği ancak yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddi talep edilmiştir.
DELİLLER
1-… Sigorta hasar dosyası,
2-… sigortaya yazılan müzekkere cevabı
3-… Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya sureti,
4-Bilirkişi raporu
5-Taraf vekillerinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile davacının kasko sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalının zmms poliçesine göre sorumluluğu kapsamında rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Trafik kazalarında araç değer kaybından, zarara sebebiyet veren aracın maliki-işleten sıfatıyla, araç sürücüsü-haksız fiil faili olarak, sigorta şirketi-trafik sigortası poliçesi nedeniyle, müştereken ve müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri uyarınca davacı tarafça, değer kaybı tazminatının sorumluların tamamından talep edebilecektir.
Bir mal sigortası türü olan kasko sigortasında, sigortacı TTK’nun 1472.maddesi uyarınca sigortalısına halef olarak davalının kusuru oranında gerçek zararını isteyebilir. Onarım masrafları sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşar yada taşıt onarım kabul etmez bir hale gelirse taşıt tam ziyaa uğramış sayılır. Mahkemece, sigortalıya ödenen tazminat miktarı değil, sigortacının ödemesi gereken gerçek zarar miktarının araştırılması gerekir. Sigortacının rücu edebileceği miktar, zarar verenin kusuru oranındadır. Sigortalı aracın tam hasara uğraması halinde hasar konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değerden, sovtaj değerinin düşülmesi ve bakiyesine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece araç hasarı konusunda uzman bilirkişi kurulundan davaya konu kasko sigortalı aracın somut özelliklerine göre (modeli, km’si, yaşı, hasarı vs) riziko tarihindeki 2.el piyasa rayiç değeri ile sovtaj değerinin tesbiti hususunda hüküm kurmaya ve denetime elverişle rapor alınarak sonuca varılmalıdır. (Y. 17.H.D. 2011/6558E 2012/1313K )
… Sigorta rücu davalarında zamanaşımı 17.01.1972 gün ve 1970/2 esas, 1972/1 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği gibi halefiyet ilkesine göre sigorta ettirenin aynı zarar sorumlusu aleyhine açabileceği davanın zamanaşımına tabi olup aynı tarihte başlayacağı kabul edilmiştir.
… Somut olayda, davacının halef olduğu sigorta ettiren ile zarar sorumlusu olan davalı arasındaki ilişki trafik kazasına dayandığından 2918 Sayılı KTK’nun 109.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir.
… 2918 Sayılı KTK’nun 109/1 maddesinde “motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” Aynı kanunun 109/2 maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri içinde geçerlidir.” hükmüne yer vermiştir. Maddenin özellikle 2.fıkrasında ” dava cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3.kişi) yapmış olduğu fiil cezayı gerektiriyor ise ceza zamanaşımı uygulanacağını belirtmiştir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.10.2000 gün 2001/19-652 esas, 2001/705 sayılı kararında “2918 Sayılı Kanun’un anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü Ceza Kanunu’nda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalar içinde geçerli olabilmesinin, sadece eylemin Ceza Kanunu’na göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmaktadır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır: Söz konusu yasa hükmü ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte, bunun dışında, fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı, hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. Dahası, sözkonusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlulular (örneğin işleten) arasında bir ayrımda yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağını” belirtmiştir.
Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu olay nedeniyle ceza yargılaması yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle dava konusu olayın TCK çerçevesinde cezayı gerektiren bir eylem niteliğinde bulunması nedeniyle ceza zamanaşımı uygulanması gerektiğiden davalının zamanaşımı itirazının reddi gerekmektedir.
Ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/4. maddesinde; “Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” düzenlemesi yapılmış olup; Borçlar Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde olan KTK’daki bu düzenleme ile trafik kazaları nedeniyle oluşan zarardan müteselsil sorumlu olanlar arasındaki içe rücuda geçerli olan zamanaşımı süresi açıkça saptanmıştır. Somut olayda dava konusu trafik kazasının 30/03/2015 tarihinde meydana geldiği, davacının sigortalısına 03/10/2017 Tarihinde ödeme yaptığı, eldeki davannın 15/12/2017 Tarihinde açıldığı, rücu hakkının mahiyetine ilişkin yukarıdaki açıklamalar gereği, rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olacağı, bu nedenle, rücu hakkı için, hakkın doğduğu andan itibaren zamanaşımı işlemeye başlayacağından, geçerli zamanaşımı süresi de KTK’nun 109/4. maddesi ile Borçlar Kanunu’ndaki düzenlemeler gereği 2 yıl olup, açıklanan tüm bu hukuki ve maddi olgulara göre davacının rücuya ilişkin davasını 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde açdığının kabulü gerekir.
… Dava zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılan rücu davası olup, dava dilekçesi ekinde yer alan taraf yazışmalarından davacının davalıya 16/11/2017 tarihinde başvurduğu, davalının talebe olumsuz yanıt verdiği, araç işleteninin sorumluluğunu teminat altına alan trafik sigortacısının, 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunduğu, bu halde talebin 16/11/2017 tarihine 8 gün eklenmesi suretiyle davalının 29/11/2017 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir.
Bu açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu tüm deliller dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
Makine mühendisi bilirkişinin 15/11/2019 tarihli 8 sayfadan ibaret raporundan özetle, Dava konusu kazanın 30.03.2015 tarihinde meydana geldiği; işbu davanın 2 yıl 8 ay sonra 15.12.2017 tarihinde ikame edildiği; dava konusu kazada yaralanmalar olması nedeniyle ceza davası ikame edildiği için ceza yargılamalarındaki zamanaşımı süresinin geçerli olacağı ve işbu davanın zaman aşımına uğramadığının mahkemenin takdirinde olduğu; Davacı …Ş.’nin … numaralı kasko sigorta poliçesiyle … plakalı ambülansın 06.10.2014 – 06.10.2015 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 30.03.2015 tarihini de kapsayacak şekilde, rayiç değeri ile sigorta teminatı altında olduğu; Poliçede ambülans donanım bedeli ile ilgili olarak 63.290 TL teminat verildiği; Genel Şartların A.1/a maddesi gereğince … plakalı ambülanstaki hasarların kasko teminatı altında olduğu; Davalı …Ş.’nin 93071019 sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesi ile … plakalı aracın 22.12.2014 – 22.12.2015 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 30.03.2015 tarihini de kapsayacak şekilde 29.000 TL maddi teminat limitine kadar sigorta teminatı altına olduğu; Zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartların A.3 maddesi gereğince mağdur aracın değer kaybının gerçek zarar ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigorta teminatı altında olduğu; Kazaya karışan ambülansın özel idareye ait kamusal bir araç olduğu; ticari araç olmadığı; otomobilin hususi ve sahibinin de gerçek kişi olduğu dikkate alındığında, Karayolları Trafik Kanununun 99 ve Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının Madde B.2.a maddeleri gereğince temerrüt tarihi 25.11.2017 itibariyle yasal faiz talep edilebileceği; Dava dışı sürücü …’ın, 0,80 promil alkollü olduğu halde otomobil kullandığı; yönetimindeki … plakalı otomobili ile seyrederken, hızını aracının teknik özelliklerine yol ve trafik şartlarına göre ayarlamadığı; önünde seyreden araçlarla emniyetli takip mesafesini korumadığı; … plakalı ambülansa arkadan çarparak devrilmesine ve 4 kişinin yaralanmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 48 – 56/c – 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97 – 107 – 157/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; yaralanmak ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu; Dava dışı sürücü … …’ın yönetimindeki … plakalı ambülansı ile normal seyrederken … plakalı otomobilin arkadan çarpması sonucu kazaya karıştığı için yaralanmak ve maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı; İşbu rapordaki kusur değerlendirmesinin … Asliye Ceza Mahkemesinin … E – … K sayılı gerekçeli kararı ile uyumlu olduğu; Tazminata konu … plakalı, … marka tipi, 18.07.2011 tarihinde trafiğe çıkmış, 2011 model, 30.03.2015 tarihinde, yaklaşık 4 yıl kullanıldıktan sonra kazaya karışmış ambülansın Teknik ve ticari yönden pert durumunda ve pert hasar tutarının 90.500 TL olduğu; davacı …Ş. tarafından 03.10.2017 tarihinde sigortalısına ödendiği; Hasar tutarının 49.200 TL kısmının otomobil sürücüsü tarafından 23.11.2017 tarihinde … Sigorta A.Ş.’ye ödendiği; Bakiye ödenmemiş zararının 41.300 TL kaldığı; Davalı … Sıgorta A. Ş.’den teminat limitine eşit 29.000 TL alacağın temerrüt tarihi itibariyle yasal faizi ile talep edilebileceği ” şeklinde görüş bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davacının kasko sigortacısı olduğu ambulans ile davalının ZMMS sigortacısı olduğu aracın 30/03/2015 tarihinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, davacının sigortalısının halefi olarak davalıya rücu edebileceği, meydana gelen trafik kazası nedeniyle … Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılama yapıldığı, dava dışı sürücünün cezası aldığı, ceza yargılanması dosyası dosyamız içerisine alındığı, tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, mahkememizce hükme esas alındığı, rapora göre davalının sigortalısının %100 kusurlu olduğu, dava konusu aracın hasar bedeli nazara alındığında aracın tam ziyaa uğramış sayılması bilirkişi raporu ile uygun görülmüş, davalı tarafından ödenmesi gereken zararın gerçek zarar olduğu, piyasa rayiç değerinin esas alınması gerektiği yukarıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Bu hali ile araç rayiç değeri üzerinden sovtaj bedeli çıkarılarak davacının sigortalısına ödemiş olduğu 90.500,00-TL uygun görülmüştür. Bu bedelin 49.200,00-TL’sinin dava dışı kusurlu sürücü tarafından ödendiğinden, davacının davalıya başvurabileceği toplam bedel 41.300,00-TL olup, davalı … teminat limiti olan 29.000,00-TL ile sorumlu olacağından, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 29.000,00-TL hasar ödemesinin temerrüt tarihi olan 29/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.980,99-TL harçtan peşin alınan 495,25-TL harcın mahsubu ile, bakiye 1.485,74-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 3.480,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından karşılanan 1.131,00-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra dosya içerisinde bulunan icra takip dosyasının iadesi ile hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
09/12/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza