Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1109 E. 2018/1053 K. 31.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1109 Esas
KARAR NO : 2018/1053
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/12/2017
KARAR TARİHİ: 31/10/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkili şirket ile borçlu arasında imzalanan 17/02/2013 tarihli asansör ilamatına ilişkin eser sözleşmesi gereğince kendilerinin edimleri tam ve eksiksiz olarak ifa etmelerine rağmen bedelin eksik ödendiğinin belirterek bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yöneltilen itirazın iptali ile takibin devamına, asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, davalı taraf davaya yanıt vermemiş olup, icra takibine yasal süresinde yöneltiği itirazında müvekkilinin ticari ikametgah adresine …de bulunması nedeni ile Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ve ayrıca başkaca borçlarının bulunmadığını belirterek takibe itiraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İcra dosyasının celp edilip incelenmesinden; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasından; 17/02/2013 tarihli sözleşmeden doğan alacağın dayanak yapılarak, asıl alacak ve işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, takibe dayanak sözleşme metni incelendiğinde sözleşmenin 14. maddesinde ihtilaf vukuunda Türkiye Cumhuriyeti Mahkeme ve İcra Mahkemelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldğı, bu yetki şartının HMK’nın 17. maddesine uygun olmadığı zira somut olarak yetkili mahkemenin kılınmadığı anlaşılmakla böylelikle genel yetki kaidelerine göre itirazın iptali davalarında özel dava şartı olan icra dairesinin yetkisi çözüme kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, davaya dayanak teşkil eden sözleşme eser sözleşmesidir. Bu türden ihtilaflarda icra takiplerinin “ilke olarak” davalının yerleşim yeri ya da sözleşmenin ifa edileceği yerde açılması gerekir. Hemen belirtmekte fayda var ki, eser sözleşmesinden kaynaklanan davalarda para alacaklarına şamil olmak üzere düzenlenmiş 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesinin uygulanması mümkün değildir. Bir başka söyleyişle, götürülecek borç niteliğindeki para alacakları yönünden alacaklının ikametgahını yetkili kılan bu kanun hükmü eser sözleşmesi sözleşmeleri yönünden uygulanamaz. Zira TBK’nın 89. maddesi sadece karz aktinden doğan borçlarla sınırlıdır. Aksi halde bütün para borcu ilişkilerinden doğan ihtilaflarda yetkili mahkemenin bu maddeye göre tayini gerekeceğinden, para borçları ile ilgili tüm ihtilafların davacının yerleşim yerinde davaya konu olması sonucunu doğurur ki, bu durum ise HMK’nın yetkiye ilişkin kurallarını istisna haline getirmiş olur. Oysa ki, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenleme bulan eser sözleşmeleri niteliği itibari ile her iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olup, karşılıklı edimleri içerir, dolayısıyla eser sözleşmelerinden kaynaklanan alacağa ilişkin takiplerde ve davalarda yetkili icra dairesi ve mahkemeleri tespitinde TBK’nın 89. maddesinin uygulanması mümkün değildir.
Eldeki davada ise, davacının ikametgahı yargı sınırlarımız içeresinde kalıyor ise de davalı borçlu şirketin Bahçelievler ilçesinde bulunduğu, sözleşmede ise ifa yerinin 1. maddede açıkça belirtildiği üzere davalı iş veren şirketin inşaatında tesis edilecek asansörün imalatına ilişkin olmasına bağlı olarak yine Bakırköy Adli Yargı sınırlarına bağlı Bahçelievler ilçesinde bulunduğu, dolayısıyla takibe itirazda yetki itirazının usulüne uygun olarak doğru bir şekilde ileri sürüldüğü doğru icra dairesinin gösterildiği, yetkili icra dairesinde takibin ise itirazın iptali davalarında özel dava şartı olduğu anlaşılmakla aşağıdaki gibi davanın usulden reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-TBK’nın 89. maddesinin eser sözleşmeleri yönünden uygulama alanı bulunmadığı, takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığı anlaşıldığından davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
Katip …
¸e-imzalıdır.
Hakim …
¸e-imzalıdır.
*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*