Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1088 E. 2019/1147 K. 18.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1088 Esas
KARAR NO : 2019/1147
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; müvekkili bankanın … Şubesi ile davalı kredi lehtarı/borçlusu … Ltd.Şti. arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden muhtelif ticari krediler kullandırıldığını davalı/kefiIlerinde müteselsil kefil sıfatıyla işbu sözleşmeyi imzalamış olması nedeniyle borçtan sorumlu olduklarını, borcun öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle … Noterliğinin 06.12.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek 130.571,61 TL nakdi kredi alacağından dolayı kredi cari hesabının kat edildiği, ihtarname ile verilen sürede borcun ödenmemesi üzerine bu kez 19.12.2016 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile genel haiz yoluyla ilamsız icra takibine geçildiğini davalının asıl borca, işlemiş faize ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğunu, takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olarak itiraz edildiğini beyanla hukuka aykırı itirazın 131.932,62 TL alacak üzerinden iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalılara usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş davalılar davaya cevap vermeyerek, HMK madde 128 uyarınca tüm iddiaları inkar etmiş sayılmıştır.
DELİLLER
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası
2-Bilirkişi raporu,
3-Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi,
4-İstanbul Ticaret Odası kayıtları
5-Davacı vekilinin beyan ve dilekçeleri,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ GEREKÇE
Dava, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye ilişkin alacağın asıl borçlu ve kefiller taarfından ödenmemesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun n 68/b maddesi uyarınca “Borçlu cari hesap veya kısa, orta ve uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır.” hükmünü içermektedir.
Alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ile ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.Bu madde hükmüne göre, kefil yönünden alacağın muaccel olması için kat ihtarının borçluya tebliği gerekiyor ise de kat ihtarının kefile tebliğ şartı bulunmamaktadır. Ancak kefile yapılacak tebliğ,kefil hakkında temerrüt faizi uygulanması için değerlendirilir. Dosyada bulunan sözleşmenin, 18. maddesinde,müşteri ve kefillerin sözleşmede belirtilen adresine yapılacak tebligatların adlarına yapılmış sayılacağı, sözleşmede bildirilen adres değişikliğinin ticaret siciline kayıt edilerek bildirilmediği takdirde sözleşmede kanuni ikametgah kabul edilen adrese yapılacak tebligatların geçerli sayılacağı düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, kat ihtarının sözleşmedeki adrese gönderilmesi yeterli olup, borçluların sözleşmedeki adresten ayrılmış olmaları sebebiyle tebliğ yapılmamasının önemi yoktur.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 581 vd. maddelerinde kefalet detaylı ve sıkı şekil kurallarına bağlı olarak düzenlenmiştir. TBK’nun 583. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; yazılı olması, kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihinin müteselsil kefalet varsa bunu belirtmesi ve tüm bunların kefilin el yazısı ile yazılması gerekir. TBK’nun 584.Maddesi gereğince ise kefilin evli olması durumunda eşinin en geç sözleşmenin kurulması anında açıkça yazılı rızasının bulunması gerekmektedir. Tüm bu şartlar kefalet sözleşmesi için geçerlilik şartı olup herhangi bir eksikliğin bulunması durumunda geçerli bir kefalet sözleşmesinden bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Yine 6098 sayılı TBK’nın “Eş Rızası” başlıklı 584/1.maddesinde; ” … Beri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı bulunmadıkça yasal olmayan ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasına kefil olan olabilir, bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır” hükmü düzenlenmiştir.
Aynı maddeye 28/03/2013 tarihli 6455 sayılı yasanın 77.maddesi ile eklenen 3.fıkrasında ise; “ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak yada yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkarlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkarlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz”, hükmü düzenlenmiştir. Aynı yasanın 584/2.maddesi gereğince kefilin sorumluluğun artmasına ilişkin değişiklik içinde eş rızası aranacaktır.
İstanbul Ticaret Odası; firma sicil kayıtları incelenmesinde davalıların asıl borçlu şirketin ortakları olduğu görülmüştür, bu hali ile eş rızası aranmayacaktır.
Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşmenin 21/05/2014 tarihinde davalı şirket ile davacı arasında imzalandığı, davalıların 5.000.000,00-TL kefalet limiti ile müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları görülmüştür.
Kat İhtarnamesinin incelenmesinde; davacı banka tarafından … Noterliğinin 06/12/2016 tarihli … yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin davalı şirketin sözleşmedeki adresine 08/12/2016 tarihinde iade edilmekle birlikte sözleşme çerçevesinde tebliğ edilmiş sayıldığı, diğer davalı kefillerin sözleşmedeki adreslerine 08/12/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede davacı tarafından ödeme yapılmak üzere 1 gün süre verildiği, temerrüt tarihinin tebliğden itibaren bir gün eklenmek suretiyle 10/12/2016 olduğu görülmüştür.
İcra takip dosyasının incelenmesinde, davacının … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında kredi sözleşmesinden kaynaklanan toplam 131.932,62-TL takip yapıldığı, ödeme emrinin borçlu …’e 30/12/2016, borçlu Süleyman’a 23/12/2016 tarihlerinde tebliğ edildiği, borçlu şirkete yapılan tebligatın bila ikmal döndüğü ancak tüm borçluların süresi içerisinde 29/12/2016 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettikleri, borca itirazla birlikte takibin durduğu, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, dava İİK’nın 67. maddesi düzenlenen bir yıllık hakdüşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında davacı ve davalının sunmuş oldukları tüm deliller dosya içerisine alınmış, icra dosyası getirtilerek incelenmiş, sözleşme ve banka kayıtları ile asıl borçlu şirketin Ticaret Odası kayıtları dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplandıktan sonra alanında uzman mali bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bankacı bilirkişinin 27/09/2019 tarihinde 17 sayfadan ibaret raporundan özetle; takip ve davanın dayanağı deliller içinde bulunan Genel Kredi Sözleşmesi, sözleşme öncesi bilgi formu, kefalet limiti ve davalı kefillerin sorumluluğu, kullandırılan krediler üzerinde yapılan incelemede, davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı … Ltd.Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefilillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitleri toplamının 5.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının 117.925,97 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebilineceği, Davacı Bankanın TAKİP TARİHİ İtibariyle Hesaplanan Alacakları
a)Kredili mevduat hesabı yönünden, raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 472,63 TL’nın (30,163.08- 29.690,45 =1 reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutan 28.909,01 TL tamamen ödeninceye kadar %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
b)Rotatif Kredi Yönünden, raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 459,23 TL’nın (42.917,37- 42.458,14 =) reddi durumunda, TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 37.576,69 TL tamamen ödeninceye kadar %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
c)Şirket kredi kartı (… Card) yönünden, raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 481,01 TL’nın (57.440.60- 56.959,59 =) reddi durumunda. TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 50,052,27 TL tamamen ödeninceye kadar %30,24 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte istenilebileceği,
d)Çek Tâahhüt Bedeli Tazmin Kredisi yönünden, raporun benimsenmesi halinde, fazlaya ilişkin 16,78 TL’nın (1.411,57- 1.394.79 =) reddi durumunda. TAKİP TARİHİNDEN itibaren asıl alacak tutarı 1.290,00 TL tamamen ödeninceye kadar %39 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve bunun % 5 gider vergisi (BSMV) ile birlikte isten ilebileceği,
e)Davalı kredi lehtarı şirket ile birlikte kefillerin şirket ortaklan oldukları nazara alındığında, şirketin ödenmeyen borcunu bilebilecek ve takip edebilecek bir konuma sahip oldukları düşünüldüğünde, davalılar yönünden borcun alacağın likit ve muayyen olduğu değerlendirildiği, davalıların yukarıda hesaplanan toplam 130.502,97 TL alacak üzerinden icra inkar tazminatı ödenmesi gerektiği ” şeklinde kanaat bildirmiştir.
Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, işbu sözleşme de davalı şirketin asıl borçlu, diğer davalıların müteselsil kefil olduğu, müteselsil kefillerin yukarıda ayrıntılı anlatılan kefalet sözleşmesi şekil şartlarını sağladıkları, kefiller şirket ortağı olduğu bu hali ile de eş rızası aranmayacağından kefaletin geçerli olduğu, davacı tarafından hesabın kat edildiği, kat ihtarnamesinin davalıların sözleşmedeki adreslerine tebliğ edilmekle birlikte asıl şirkete yapılan tebligat her ne kadar iade dönmüş ise de icra dosyasında bulunda tebligat parçasının sözleşmedeki adrese gönderildiğinin görüldüğü, bu hali ile tebliğ edilmiş sayılacağı, kefillere başvurulabileceği, temerrütün oluştuğu, sözleşmenin 19.maddesinde belirtildiği üzere İstanbul Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğu, mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek ;
Dava konusu kredi borcu alacağının önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığı, bu haliyle İİK’nın 67. maddesindeki koşullar gerçekleştiği görülmekle, davacının icra inkar tazminatı kabulü ile, alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından yöneltilen itirazın kısmen iptaline;
a-)Kredili Mevduat Hesabı Yönünden; takibin 28.909,01-TL asıl alacak, 598,52-TL işlemiş akdi faiz, 145,70-TL işlemiş temerrüt faizi, 37,21-TL BSMV toplam 29.690,01-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
b)Rotatif Kredi Yönünden; takibin 37.675,69-TL asıl alacak, 4.309,82-TL işlemiş akdi faiz, 244,89-TL işlemiş temerrüt tarihi, 227,74-TL BSMV olmak üzere toplam 42.458,14-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi, %5 BSMV işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
c-) Şirket Kredi Kartı Yönünden; takibin 50.052,27-TL asıl alacak, 6.326,14 -TL işlemiş akdi faiz, 252,26-TL işlemiş temerrüt faizi, 328,92-TL BSMV olmak üzere toplam 56.959,96TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
d-)Çek Tanzim Bedeli Kredisi Yönünden, takibin 1.290,00-TL asıl alacak, 93,30-TL işlemiş akdi faiz, 6,50 işlemiş temerrüt faiz, 4,99-TL BSMV olmak üzere toplam 1.394,79-TL üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren %39 oranında temerrüt faizi işletilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranında hesaplanan 26.100,59 – TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 8.914,65-TL harçtan, peşin alınan 1.593,42-TL harç mahsup edilerek kalan 7.321,23-TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.593,42-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.624,82-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Kabul-red oranına göre davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.190,23-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.015,30-TL yargılama giderinin kabul ve red durumuna göre takdiren oranlayarak 1.004,30-TL’lik kısmının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine; arda kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza