Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1084 Esas
KARAR NO : 2019/1292 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 04.12.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davalı … ile … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın 22.10.2017 tarihinde, müvekkilin oğlu …’ın kullandığı motosiklete çarparak trafik kazası meydana gelmesine sebep olduğunu, meydana gelen kaza neticesi müvekkilinin oğlu …’ın ağır yaralandığını, akabinde 23.10.2017 tarihinde kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, davalı sürücü …’ın 2918 sayılı Kanunun 57/1-c maddesinde yer alan kuralı ihlal ederek asli ve tam kusurlu olarak kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, diğer davalı … şirketinden 2918 sayılı kanunun 97.maddesi uyarınca 07.11.2017 tarihinde talep edilmiş ise de bu talebe olumlu cevap vermediğini, bu nedenlerle müvekkilinin oğlu …’in desteğinden mahrum kalınan maddi tazminat miktarı belirsiz olduğundan ileride miktarı artırılmak üzere şimdilik 5.000-TL maddi, 200.000-TL de manevi tazminatın davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte, (manevi tazminat yönünden sigorta dışındaki davalılardan) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davalılar … ve … adına kayıtlı taşınmazların ve araçların ve davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … ve … vekilinin vermiş olduğu 28.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili … her ne kadar sevk ve idaresindeki … plakalı araçla 22.10.2017 tarihinde mütevvefa’ya çarparak ölümüne sebebiyet vermişse de meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, Müvekkili normal hızla seyir halindeyken, ters yönden gelen mütevvefanın kazaya sebebiyet vermesi sonucu olay olmuş ve mütevvefa kazanın etkisiyle kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın müşterek kusurunun etkili olduğunu, bu nedenle açılan davanın müvekkilleri yönünden reddinin gerektiğini, her ne kadar kaza tespit tutanağında müvekkilinin kural ihlal ettiği bahsiyle tam kusurlu olduğu kanaatine varılmışsa da, kazanın oluş şekli yanlış tespit edilmiş ve hatta kanun maddesinin yanlış yazıldığını, müteveffanın orta ayırıcı ile bölünmüş taşıt yolunda kendi yol bölümünü ve sağ şeridi takip etmesi gerekirken karşı yönden gelen araçlara ait yol bölümüne geçen maktulün ters yöne girdiği ve kazaya sebebiyet verdiğinin ortada olduğunu, öte yandan maktulün ehliyeti bulunmadığını ve hızının yüksek olduğunu beyan etmiş; sonuç olarak haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta vekilinin vermiş olduğu 31.10.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava aşamasında yapılan ibraname sebebiyle feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olduğundan davacı yanın tüm haklarından feragat etmiş olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taraflar arasında yapılan ibraname kapsamında davacı yana ödemenin yapılması ile birlikte asıl alacak ve tüm ferileri dâhil olmak üzere müvekkili sigorta şirketi ve sigortalısı yönünden maddi tazminat taleplerine ilişkin tüm hak ve alacaklarının feragat edeceğini ve davanın feragat ile sonlandırılacağını kabul beyan ve taahhüt ettiğini, dava konusunda müvekkili tarafından 11.12.2017 tarihinde 54.000,00.-TL ödeme gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili yönünden davının reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile trafik kaza tutanakları, hasar dosyası ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 15.05.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacının çocuğu Motosiklet sürücüsü …’ ın olayda % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğu, Davalı …’ ın olayda % 70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu, Davacı …’ un nihai ve gerçek maddi zararının 75.392,11 -TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı … yönünden 04.12.2017 dava tarihi, diğer davalılar yönünden 22.10.2017 kaza tarihi ve işleyecek faizin yasal faiz olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen hasar dosyası, davalı şirketin ticari defter sair belgeleri ile vefattan önceki tedavi evrakları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen kusur ve aktuer raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava tafik kazası nedeniyle vefat eden murisin mirsçılarının destekten yoksun kaldıkları iddiası ile açılmış tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
… plakalı araç, 22.10.2017 tarihli trafik kaza tarihini kapsayan 19.08.2017-19.08.2018 vadeli ZMMS poliçesi ile davalı … tarafından sigortalandığı anlaşılmaktadır.
Bu kaza nedeniyle dosyamıza sunulu bulunan Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre çizilen krokide olay yerinin kontrolsüz dörtlü kavşak olduğu gösterilmiş, motosikletin seyrettiği yolun 12.20 metre genişlikte, davalı yönetimindeki yolun 7.70 metre genişlikte olduğu, motosikletin diğer araca göre yolun sağından kavşağa girmiş olduğu gösterilmiştir. Olay sırasında hava açık, görüş normal, zemin kuru. Trafik kaza raporunda kavşakta sağından gelen araca ilk geçiş hakkını vermemiş olmakla olayda asli ve tam kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Davacı yakını motosiklet sürücüsü …’ın yönetimindeki motosiklet ile ışık kontrolsuz kavşağa yaklaşması sırasında tedbirli davranıp hızını azaltması, kavşağı kontrol ederek giriş yapması gerektiği halde, hiç hızını azaltmadan ve gerekli kontrolü yapmadan kavşağa girmiş olmakla olayda tali kusurlu görülmüştür. Zira kontrolsuz kavşakta sağdan kavşağa giren aracın solundan gelen araca göre geçiş hakkı olması, bu araç sürücüsünün hiç durmdan hızla kavşağa yaklaşması hakkım vermemektedir. Zir bu sürücünün yavaşlayıp yolu kontrol ederek kendi sağından gelen araç olması hakinde bu araca geçiş hakkını vermesi gerektiğinden mutlaka hızım minimum indirip kavşağa girmesi gerekirdi. Bu nedenşe kusursuz sayılması uygun görülmemiştir. Bu durumda davacının çocuğu Motosiklet sürücüsü …’ın olayda % 30 oranında kusurlu olduğu, Davalı …’ ın olayda % 70 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
23.09.1995 doğumlu olan müteveffa … 15.08.2019 hesap tarihi itibariyle (24) yaşındadır. TRH-2010 Erkek yaşama tablosuna göre muhtemel bakiye ömrü (50) yıl ve bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsaydı muhtemelen (74) yaşına kadar yaşayacaktı. Dava dilekçesinde müteveffanın mutfak işçisi olarak asgari ücret ile çalıştığı beyan edilmektedir. Yüksek Yargıtayın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına ve uygulamalara göre kadın-erkek ayırımı yapılmaksızın kural olarak aktif çalışma yaşı sonu (60) olarak kabul edilmektedir. Bu duruma göre müteveffa bu olay sebebiyle ölmeyip sağ kalmış olsa idi aktif çalışmasını (60) yaşına kadar devam ettireceği kabul edilerek (24) yaşından itibaren (60) yaşına kadar bakiye aktif hayat süresi 36 yıldır. Müteveffanın (60-74) yaşları arası pasif devresi (19) yıl olduğu belirlenmiştir.
Dosyada mevcut nüfus kayıt örneğinden müteveffanın babası …’ ın halen hayatta olduğu anlaşılmıştır. Müteveffa yaşasaydı dava dışı babasına da destek olabileceğinden, dava dışı babanın da destek süresi tespit edilerek destek payı ayırılacaktır.
… plakalı araç 19.08.2017-19.08.2018 vadeli ZMSS poliçesi ile ölüm halinde 330.000,00 TL teminatla davalı … tarafından sigortalanmıştır. Dava dışı hak sahibi babaya yapılan 54.000,00 TL ödeme sonrasında bakiye teminat limiti 276.000,00 TL dır. Davacının nihai ve gerçek maddi zararı 75.392,11-TL olup, 276.000,00-TL tutarındaki teminat limitinin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Karayolları Trafik Kanunun 99,maddesinde; “Sigortacılar, hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren (8) iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…” denmektedir. Davalı … şirketine gerekli belgelerle birlikte, 07.11.2017 tarihli ihtarnamenin hangi tarihte tebliğ edildiğine dair dosyada belge bulunmamaktadır. Buna göre; 04.12.2017 dava tarihi temerrüt başlangıcını teşkil edecektir. Diğer davalılar yönünden ise temerrüt başlangıcı 22.10.2017 kaza tarihidir. Sigortalı aracın poliçesinde kullanım tarzının hususi olduğu belirtildiğinden işleyecek faiz yasal faizdir.
Davacı davasının bilirkişi raporunun gelmesinden sonra ıslah ederek davalıya tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadrı.
Davacı vekilinin destekten yoksun kalma maddi tazminatın dışında ayrıca manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaılmaktadır. Yapılan emniyet araştırması sonucu mahkememizce makul bir manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile davacı anne … için 75.392,11-TL nin dava tarihi olan 04.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının talep ettiği manevi tazminatın kısmen kabulü ile davalılar … ile …’dan taktiren 25.000.-Tl nin kaza tarihi olan 22.10.2017 den itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu asıl ve ıslahla açılan davanın kabulü ile, davacı anne … için 75.392,11-TL nin dava tarihi olan 04.12.2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
Davacının talep ettiği manevi tazminatın kısmen kabulü ile davalılar … ile …’dan taktiren 25.000.-TL nin, kaza tarihi olan 22.10.2017 den itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
2- Karar ve ilam harcı 5.150,02-TL nin peşin ve ıslahla alınan 940,61-TL den düşümü ile kalan 4.209,41-TL bakiye ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 976,61-TL peşin, başvuru ve ıslah harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.982,50-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden; Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 8.643,12-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen Manevi Tazminat yönünden; Davacı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Red edilen Manevi Tazminat yönünden; Davalılar … ile … kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
8-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2019
Katip …
Hakim …