Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1049 E. 2018/1229 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1049 Esas
KARAR NO : 2018/1229

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 21/11/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2018

Mahkememizde görülen İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davalı borçluya 01/06/2017 tarihinde teslim edilen ve davalının yanlış adrese gönderilen kargonun geç tesliminden ötürü müvekkilinin uğradığı zararlar için başlatılan takibe itirazın iptalini ve asgari %20 inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, taşımada kendilerine yöneltilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığının, teslim esnasında kargo içeriğinin değer ve türünün kendilerine bildirilmediğine, müvekkilinin araştırma hükümlülüğünün bulunmadığı, ayrıca TTK 864 maddesi uyarınca gönderen kusuru olmasa da senette yazılan bilgilerdeki hataların göndericiye ait olduğunu, kaldı ki taşımanın da makul süre içerisinde gerçekleştirildiğini, taşıma ücretinin üç katının istenebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, kargo hizmetinin geç ifası nedeniyle uğranılan zararların tazmini için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında İstanbul’dan Ankara’ya Yurt içi Eşya Taşımacılığı yönünde anlaşma tesis edildiği ve taşımanın yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf, davalının kargonun geç teslimi nedeniyle tazminat sorumluluğu olup olmadığı noktasındadır.
Davacı vekilinin delil listesi ekinde sunduğu yazışma eki uyarınca 02/06/2017 tarihinde alıcıya ulaşması gereken emtianın 05/06/2017 tarihinde teslim edildiği, malzemenin montajı için firmalarından görevlendirilen üç kişinin dört gün boyunca eşyaları beklediğini bu yüzden kendilerine yemek masrafları ile fazla mesai ücreti ödemek zorunda kaldıklarını buna binaen zararlarının tazminini istedikleri görülmüştür. Davalı kargo şirketince ise cevaben hasarlı ya da kayıp mal olmadığından ötürü zararın karşılanmayacağı bildirilmiştir. Yani, eşyanın üç gün gecikmeli teslim edildiği ihtilafsız olup her iki tarafın kabulündedir.
Davalı tarafça yapılan taşıma amacıyla düzenlenen 05/06/2017 tarihli fatura navlun faturası olarak düzenlenen ve taşımacılık sözleşmesinin tüm unsurlarını içeren bu belge ihtilafa uğramadığından taşıma senedi hükmündedir. Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 4.maddesinin 3.fıkrası da bu unsurları teyit etmektedir. Navlun faturası incelendiğinde malın niteliğine, acilen gönderilmesi gerektiğine bir gün içerisinde ulaştırılacağına, montajcıların beklediğine dair herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. Bu konuda ispat külfeti de davacı taşıtan üzerindedir. Taşıma süresi tahminen ve yaklaşık olarak bir gün olarak vaadedilmiş ise de, kesin taahüt içermemektedir. İstanbul Ankara arası olağan taşıma süresi azami iki gün olarak değerlendirilmiş, iki günü geçen taşımaların gecikmeli olacağı kanaatine varılmıştır. Bu durumda en geç 03/06/2017 tarihinde teslim edilmesi gerekirken 05/06/2017 tarihinde teslim gerçekleşmiştir.
TTK’nın 882/3 maddesi gereğince taşıyıcının mutad taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluk aksi bir hüküm yoksa taşıma ücretinin üç katıyla sınırlı olacaktır. Zira taşıyıcının malın niteliği, gecikmeden ötürü sorumluluğunun doğacağı ve yüksek zarar ihtimali, menfaat tespiti ve benzeri konularda bilgilendirilmiş ve ihtar edilmiş değildir. Dolayısıyla davalının gecikmede çok ağır bir kusuru olmadığı sürece zarar miktarı daha yüksek olsa dahi üç kat navlun bedelini aşan gecikme zararından sorumlu tutulması kanunen mümkün değildir.
Kaldı ki davalının TTK’nın 886. maddesi uyarınca ağır kusurundan ötürü gecikme zararından sorumlu tutulabilmesi için davacının davalının ağır kusurunu özellikle de somut olayda malın aciliyeti ve önemi hakkında bilgilendirildiğini ispatlaması gerekir. Diğer yandan 11 kilo olduğu anlaşılan bir malzemenin montajı için dört gün Ankara’da işçilerin bekletilmesi hayatın olan akışına uygun değildir.
Sonuç olarak; davacının gecikme zararı olarak TTK’nın 882/3 maddesi uyarınca taşıma süresinin aşılmasından doğacak sorumluluğunun navlun bedelinin üç katını geçemeyeceği, sınırlı sorumluluğu aşan zararın karşılanabilmesi için davalının ağır kusurlu olduğunun anlaşılamadığı, TTK’nın 886. maddesindeki şartların oluşmadığı, davalı tarafın malın niteliği konusunda bilgilendirilmediği anlaşılmakla aşağıdaki gibi davanın kısmen kabulü gerekmiştir. Ayrıca, tarafların taşımadaki kusur durumu yargılama gerektirdiğinden alacak likit sayılamayacağından inkar tazminatı şartları oluşmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına davalı borçlu tarafından yöneltilen itirazın İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca kısmen iptali ile 74,64-TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alacak likit olmadığından inkar tazminat isteminin reddine,
3-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 74,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.105,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Bu dava kapsamında davacı tarafından sarfedilen, 118,50 TL posta ve tebligat masrafı, 800 TL bilirkişi masrafı olmak üzere cem’an 918,50 TL’den ibaret yargılama giderinin kabul ve ret oranları nazara alınarak 32,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda parasal sınır itibari ile kanun yolları kapalı ve kesin olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 26/12/2018

Katip …

Hakim …

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*