Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/246 Esas
KARAR NO :2023/584 Karar
DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/04/2022
KARAR TARİHİ:11/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilin Mahkemeye sunmuş olduğu dava dilekçesini özetle; Davacı … Ltd. Şti. ile davalı … Gazetecilik A.Ş. ile aralarındaki ticari işlemler nedeniyle ödenmeyen faturalar için icra takibine başladığını ancak davalının itirazı nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibinin temel dayanağı ödenmeyen fatura alacakları olduğunu, icra dosyasındaki alacak ihtarları ve dayanakları incelendiğinde 05.10.2019 tarihli bakiye alacak, 05.12.2019 tarihli alacak, 05.11.2019 tarihli alacak, 05.01.2020 tarihli alacak, anılan alacak kalemlerine uygulanan ticari faiz takip talebiyle talep edilmiştir.
Davalı tarafın Mahkemeye sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; Müvekkil … Gazetecilik A.Ş aleyhine yetkisizlikle gelen …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden başlatılan icra takibine yapılan haklı itiraz üzerine icra takibi durdurulmuş ve davacı tarafından huzurdaki itirazın iptali davası açıldığını, müvekkil hakkında başlatılan icra takibi ve talep edilen bedeller taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı, haksız ve kötü niyetli, olup yine huzurda açılan dava haksız olduğunu, dava yasal 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığından davanın reddi gerektiği, Müvekkil şirke ile dava şirket arasında 01/01/2019 tarihli Temizlik Hizmetleri Sözleşmesi akdedildiği, sözleşmede bir tarafın ifa yükümlülüklerini yerine getirmediği taktirde karşı tarafın ifasının talep edemeyeceği açıkça yazılı olduğu, sözleşmenin yenilenmeyeceğine ilişkin … 33. Noterliğinden ihtarname gönderildiğini, davacı tarafından hizmet verilmesini durdurulduğunu, davacı icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkil hakkında açılan davanın reddini, davacı takip alacaklısının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile dava aleyhine takip çıkışı bedelin %20’i oranında tazminata hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esaslı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 897,64 -TL bakiye alacağa 38.742,91 TL acalak 337,11 TL işlemiş faiz ile birlikte 39.977,66-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun da borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Talimat bilirkişinin düzenlediği 05/04/2023 tarihli 10 sayfadan ibaret raporunda özetle; Davacının 2019 takvim yılı defterlerinin tasdikleri zamanında yapıldığı, muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulduğu ve delil olma niteliğini taşıdığı, davacı, davalıya vermiş olduğu güvenlik hizmeti nedeniyle tanzim ettiği söz konusu 3 adet faturanın 34.640,55 TL kısmı dava tarihi itibariyle davalının ödemediği, davacı, dava konusu tanzim ettiği faturaları BS formu ile vergi dairesine bildirdiği, taraflar arasında imzalanmış Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesinin 13.maddsinin ( c ) ve ( d ) bentlerinde yer alan düzenlemeye göre, davacının davalıdan sözleşme bedelinin alabilmesinin, bu kapsamda çalıştırılan işçilerin ücret vb haklarının ödendiğine dair belgelerin davalıya sunulması gerektiğinin açıkça belirlendiği, ancak davacının bu belgeleri davalıya sunduğunu ispat edebilecek dosyada bilgi veya belge olmadığı, e-posta içeriklerinin de ispata elverişli içerikte olmadığı ancak Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, davacının defter kayıtlarına göre, 34.640,55 TL alacaklı olabileceği, icra inkar tazminatının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, görüş ve kanaatinde raporunu sunmuştur.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde taraflar arasında Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin imzalandığı, davacı tarafından davalıya temizlik ve güvenlik hizmeti sunulduğundan bahisle ödenmeyen 34.640,55 TL’nin ödenmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin ücretin ödenmesine ilişkin 13. maddesinin c bendinin ” Teklif konusunda teşkil eden ücret YÜKLENİCİ tarafından personelin aylık normal ücretlerinin fazla çalışma ücretlerinin ödendiğine dair ödeme dekontlarının, SGK aylık prim ile vergi ödemeleri ile diğer kesinti ödemelerinin yatırıldığına dair ödeme makbuzlarının İŞVERENE’e sunulması ve aylık olarak tanzim edilecek fatura karşılığında ve takıp eden ayın ilk beş (5) günü içerisinde İŞVEREN yönetimi tarafından YÜKLENİCİ ‘ ye defaten ödenecektir. YÜKLENİCİ kendi sorunluluğunu yerine getirmeden fatura bedellerinin talep etme hakkına haiz değildir.” d bendinin ise ” YÜKLENİCİ, çalıştırdığı personelin yıllık izinlerinin şamanında kullandıracaktır. Her yıl, yıl sonuna kadar yıllık izinleri kullandırdığına dair personel tarafından imzalı izin belgelerinin İŞVERENE sunmakla yükümlüdür. Bu belgeler sunuluncaya kadar ödemeden imtina edilebilecektir. Verilecek hizmetin personel ağırlıklı olması maaş ve yasal ödemelerinin de daima belirlenmiş tarihlerde ödenmesi zorunluluğundan hizmet ücreti ödemelerinin gecikmesi halinde, SSK tarafından pirim ödeme gecikmelerine uygulanan faiz oranında gecikme bedeli o ay için ayrıca talep edilecektir.” şeklinde olduğu, davacı tarafından sözleşme kapsamında çalışanların ücret ve sözleşmede belirtilen diğer haklanın ödendiğine ilişkin ödeme makbuzlarının davalı şirkete sunulduğunun ispatlanamadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan mail yazışmalarında faturaların davalı şirkete gönderildiği, çalışanların ücret ve sözleşmede belirtilen diğer haklanın ödendiğine ilişkin ödeme makbuzlarının gönderildiğine ilişkin ibarenin bulunmadığı bu itibarla mail yazışmalarının delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafça her ne kadar tanık dinlenilmesi talebinde bulunulmuş ise de dava değeri nazara alınarak HMK 200. Maddesi gereği senet ile ispatının zorunlu olduğundan bu talebinin reddedildiği, davacı tarafından sözleşme kapsamında çalışanların ücret ve sözleşmede belirtilen diğer haklanın ödendiğine ilişkin ödeme makbuzlarının davalı şirkete sunulduğunun ispatlanamadığından ücret talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-269,80-TL karar harcının peşin alınan 682,72-TL den düşümü ile kalan 412,92-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tarafların zorunlu arabuluculuk sürecinde anlaşmamaları nedeniyle 6325 sayılı Kanunun 18/A-13-14 maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip … e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır