Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/102 E. 2018/705 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/102
KARAR NO : 2018/705
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan dava sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı şirketin 23/11/2016 tarihli yönetim kurulu kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı ve diğer hissedarlar ile dava dışı … AŞ arasında 22.11.2011 tarihli “Ön Sözleşme” ile 30.12.2012 tarihli “Hissedarlar Sözleşmesi” akdedildiğini bu sözleşmeye göre davacı ile …, … ve …’ın hisselerinin büyük bir bölümü dava dışı … Lojistik Hizmetleri A.Ş.’ne devrettiklerini, …’ın ise hisselerinin tamamını devrettiğini, devirler neticesinde davacının %24, dava dışı …’in %1, …’ın ve …’ın %0,5’er hissesi kaldığını, Hissedarlar Sözleşmesi VI şirket hisselerinin devri başlıklı maddesinde “Aynı şekilde 31.12.2014 tarihinden itibaren satıcılar (… şirketin %24, … %l, … %0,5, … %0,5 pay) %26’lık hisseyi … Loj. Hizm. A.Ş.’ne satmak istediklerini yazılı olarak bildirdiklerinde … Loj. A.Ş. bakiye %26’lık hisseyi belirtilen değerler üzerinden almayı kabul, beyan ve taahhüt eder. Aksi durumda … A.Ş. satıcılara “HAS” içeriğinde 1.2 madde a, b, c bentlerinde belirtilen hisse değerleri üzerinden, cezai şart ödemeyi kabul, beytin ve taahhüt eder denildiğini, davacının bahsedilen sözleşmelere istinaden … 21. Noterinin 24.12.2015 tarih … Y. No’lu ile … A.Ş.’de hakim hissedar durumundaki dava dışı şirkete göndermiş olduğu ihtarnamede hisselerinin %14’üne denk gelen miktarını sözleşmedeki esaslar çerçevesinde 2015 içinde satışa arz ettiğini, satış için gerekli işlemleri yapmaya hazır olduğunu bildirdiğini, ihtarnameye cevap gelmediğini, aynı şekilde … 17. Noterinin 23.08.2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesini gönderdiğini, cevap alamadığını, cevap alamayınca bu defa … 17. Noterinin 14.11.2016 tarih … Y. No’lu ihtarnamesi ile hisse devri ve cezai şartı kademeli olarak talep ettiğini, bu ihtarnameleri keşide etmesi üzerine hakim hissedar … A.Ş. yöneticilerinin dava konusu usulsüz yönetim kurulu kararını aldıklarını, davacının şirkete alınmayarak ve kayıtlar gösterilmeyerek şirketin denetimden yoksun bırakıldığını, hissedarların zarara uğratıldığım, tüm matematiksel değerlerin sadece hâkim hissedar ve o hissedarı temsilen yönetim kurulunda bulunan kişilerce değiştirilebilecek durumda olduğunu, bu endişenin hâkim hissedar şirket ve ortaklarına … 17. Noterinin 28.11.2016 tarih … Y. No’lu ihtarnamesinde belirtildiğini, aynı durumun davanın ihbarı istenen …, … ve … bakımından da aynen geçerli olduğunu, 23.11.2016 tarihinden sonra ve bu tarihte alınan yönetim kurulu dayanak yapılarak şirket merkezine dahi girmesi engellenen davacının yokluğunda ve o tarihten sonra yönetim kurulu kararlarının alınmış olmasının da kuvvetle muhtemel olduğunu belirterek davalı şirketin 23.11.2016 tarih 08 sayılı yönetim kurulu kararının TK m.391 hükümleri uyarınca batıl olduğunun tespitine, ihtiyati tedbir yolu ile yönetim kayyumu atanmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının yönetim kurulu toplantısının yapılacağı gün ve saatten haberdar olduğu gibi toplantıya katılacağını da bildirdiğini, yönetim kurulu toplantısından bir gün önce yapılan yazışmalardan görüleceği üzere, davacının diğer yönetim kurulu üyesi ile yapmış olduğu 22.11.2016 tarihli e-mail yazışmalarında, yönetim kurulu toplantısına katılacağını teyit ettiğini, üstelik kendisine uygun olan bir saatte gerçekleştirmek istediğini bildirdiğini, davacının ertesi gün yönetim kurulu toplantısının gerçekleştiği gün sağlık raporu alarak yönetim kurulu toplantısına katılmadığını, doktor raporu alarak yönetim kurulu toplantısına katılmayan davalının bir alışveriş merkezinde alışveriş yaptığım, faturasını davacı şirket adına aldığını, ödemeyi şirket kartıyla yaptığını davacının huzurdaki dava ile ilgili bulunmayan taraflar arasında dahi cereyan etmeyen hususları kullanarak davalı aleyhine algı yaratmak amacıyla hareket ettiğini, davacının … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasında ikame edilen davadan sonra dava konusu yönetim kurulu kararının alındığına ilişkin iddiaları karar ve dava tarihi dikkate alındığında temelsiz olduğunu, … 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde … E. Sayılı dosyasında ikame edilen dava tarihinin 13.12.2016 olduğundan 23.11.2016 tarihinde alınan ve 08.12.2016 tarihinde tescil edilen kararın bu dava sebebi ile alındığı iddiasının abesle iştigal olduğunu, TTK m. 391/1’de yer alan sebeplerin herhangi birinin dava konusu yönetim kurulu kararında mevcut olmadığını, davacının alınan yönetim kurulu kararına göre yönetim kurulu başkanlığı ve genel müdürlük görevinin kanunda ön görülen bir nisapla sona erdirilmesine karar verildiğini, davacının bu sıfatlarının sona ermesinin şirketi organsız bırakmayacağını, davacının şirket kayıtlarının değiştirilebileceği ve halinde şirket yönetim kurulu üyesi olan davacının şirkete alınmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, … 5. Sulh Hukuk Mahkemesini … DİŞ dosyasında alınan bilirkişi raporunda şirket defter ve kayıtlarının uyumlu olduğu ve değiştirilemeyeceğinin belirtildiğini, davanın hissedarlara ihbar edilmesi belirtildiğini, davanın hissedarlara ihbar edilmesi talebinin hukuka uygun olmadığını, HMK m. 66 uyarınca, bu kişilerin davaya Fer’i müdahil olarak kabulünde hukuki bir yarar mevcut olmadığını belirterek davacının yönetime kayyumu atanmasına yönelik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunanlar vekilinin ihbara cevap dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalı şirketin hissedarı ve pay sahipleri olduğunu, 23/11/2016 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline, davalı tarafın eylemlerinden dolayı yönetime kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Davalı şirket yönetim kurulunca 23/11/2016 tarihli yönetim kurulu kararının TTK 391 maddesi uyarınca batıl olduğunun tespitine ilişkin yönetim kurulunun iptali davasıdır.
Mahkememiz dosyasının delillerini … 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin … DİŞ Sayılı dosyası, taraflar arasında düzenlenen hissedarlar sözleşmesi, yönetim kurulu kararları ve bilirkişi raporu oluşturmaktadır.
23.11.2016 tarihli yönetim kurulu kararının TTK 391 maddesinde sayılan ve genel anlamda kanuna, esas sözleşmeye aykırılık teşkil edip etmediğine ilişkin bilirkişi Prof.Dr. …’ in sunmuş olduğu 12/12/2017 tarihli raporda sonuç olarak: “Tarafımca yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … … Taşımacılık A.Ş.’nin 08 Nolu 23.11.2016 tarihli yönetim kurulu kararının TK m.357, 391 hükümleri çerçevesinde ve genel anlamda kanuna ve esas sözleşmeye aykırılık taşıdığı kanaatin varılmıştır.” bildirilmiştir.
… 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin … DİŞ Sayılı dosyası incelendiğinde; delil tespiti isteyen … tarafından … … Taşımacılık Aş aleyhine tespit talepli olarak açıldığı, bilişim uzmanı ve yeminli mali müşavir bilirkişilerce … … Taşımacılık Aş nin defter kayıt ve beyannameleri düzenlenerek tespitin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı … … Taşımacılık AŞ 23/11/2016 tarih 8 nolu yönetim kurulu kararı ile;
Aylık finansal verileri değerlendirerek şirketin bütçe hedeflerinin gerisinde kaldığını ve hedefleri yakalamayacağının tespiti üzerine pazarlama ve armatör ilişkilerinde daha etkin bir yönetime geçilmesi için aksiyon alınmasına,
Bu doğrultuda şirket yönetim kurulu başkanlığının … Lojistik Hizmetleri Aş nin( temsilcisi …) atanmasına … ve …’ nun yönetim kurulu üyeliklerinin devamına,
Mevcut operasyonlarda genel müdür yardımcısı görevini yürüten …’ ın genel müdür olarak atanmasına,
Yönetim kurulu başkanı ve genel müdür görevini devreden …’ in makama tahsis edilmiş olan şirkete ait mail adresinin, corbus numarasının iptaline, binek aracının iadesine ve şirket operasyonlarında kendisine ihtiyat duyulması halinde dışarıdan destek vermemesi hususlarına karar verilmiştir.
TTK 391.maddesinde: “(1)Yönetim kurulunun kararının batıl olduğunun tespiti mahkemeden istenebilir. Özelilikle;
a)Eşit işlem ilkesine aykırı olan,
b)Anonim şirketin temel yapısına uymayan veya sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen,
c)Pay sahiplerinin özellikle vazgeçilmez nitelikteki haklarını ihlal eden veya bunların kullanılmalarını kısıtlayan yada güçleştiren,
d)Diğer organların devredilmez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin kararlar batıldır.” hükmü getirilmiştir.
Davacı, davalı iddia ve beyanları, yönetim kurulu üyeleri arasındaki e-mail ve yazışmalar ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dosyaya sunulan e-mail ve yazışmalardan davacının yönetim kurulu toplantısından haberinin olduğu, halbuki gerek 6762 sayılı TTK, gerekse de 6102 sayılı TTK’ de yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne dair her hangi bir hüküm bulunmadığı gibi şirket ana sözleşmesinde de böyle bir düzenleme bulunmamaktadır.
TTK 391 maddesi ile yönetim kurulu kararlarının ancak batıl olduğunun tespiti talep edilebilecektir. Davalı şirketin batıl olduğunun tespiti isteminin 23/11/2016 tarih 08 sayılı yönetim kurulu kararının 3 üyeden 2 sinin katılımı ve 3 yönetim kurulu üyesinden 2 üyenin kabulü ile alınmıştır. Karar çoğunluk ilkesine uygundur. Davalı şirket ana sözleşmesinde yönetim kurulunun üye tam sayısı ile toplantısına ve oybirliği ile karar alınmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığından yönetim kurulunun 2 üye ile toplanmasına ve oy çokluğu ile karar almasında TTK 390.maddesine ve esas sözleşmeye aykırılık yoktur.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan hissedarlar sözleşmesini gerekçe göstererek yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunu tespit talebinde bulunmuş ise de davalı şirketin tüzel kişiliğinin bulunduğu şirket esas sözleşmesinde genel müdürlük ve yönetim kuruluna ilişkin değişiklik yapılmadığı, esas sözleşmenin geçerliği olduğu tespit olunmuştur.
Alınan kararlar ile davacının yönetim kurulu başkanlığı ve genel müdürlük görevinden alınmasına, binek aracının iadesine karar verilmiştir. Alınan kararların paydaşların haklarını etkileyecek bir niteliğe sahip olmadığı gibi yasaya yada esas sözleşmeye aykırı ve yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin bulunmadığı anlaşılmakla bilirkişi raporu esas alınmayarak davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar, kendilerini vekil ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2018

Başkan

Üye

Üye

Katip