Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1012 E. 2019/761 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/1012 Esas
KARAR NO: 2019/761 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 13/11/2017
KARAR TARİHİ: 16/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 13.11.2017 tarihli dilekçesinde özetle; “davalı şirket ile müvekkili arasında kahvaltılık ürünlerin alınması konusunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşma doğrultusunda müvekkili tarafından farklı tarihlerde iki adet bono düzenlenerek davalı şirkete verildiğini, taraflar arasında söz konusu bonoların karşılığında kahvaltılık ürün teslimi hususunda anlaşma olduğu için bonoda “bedeli malen ahzolunmuştur.” kaydının yer aldığını, davalı şirketin anlaşma konusu kahvaltılık ürünlen teslim etmediğini, bu sebepten bonoların karşılıksız kaldığını ve müvekkili tarafından ödenmediğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas saydı dosyasıyla takip başlatıldığını beyanla neticeten davalarının kabulüne, müvekkilinin 9.000-TL borçlu olmadığının tespitine, dava konusu iki adet senedin iptaline, takiplerin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir karan verilmesine, açılan takip nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine katar verilmesi. ” talebinde bulunduğu görülmektedir.
Açılan Menfi Tespit davasına karşı davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ise özetle; “… davacıya ait … Peynircilik işletmesi ile çalışmadan önce aynı adreste faaliyet gösteren …isimli kişiye ait … Peynircilik isimli şahıs şirketine ürünler satıldığını, iki şahıs arasında akrabalık bulunduğunu, …’ın işletmeyi davacıya devir ettiğini, devir tarihinde …’ ın müvekkili şirkete 9.000.TL lik borcunun bulunduğunu, taraflar arasmda yapılan görüşmeler neticesinde bu borcu davacının üstlenerek müvekkiline iki adette toplam 9.000-TL lik bono düzenlediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin dava dışı …’ın borcunu sıfırlayarak borcu davacı hesabına aktarıldığını, dava konusu bono bedelleri karşılığında teslim edilecek kahvaltılık ürünlerin bonoların düzenlenme tarihinden önce davacıya teslim edildiğini, faturalar ve ticari kayıtlar ile bu durumun sabit olduğunu beyanla neticeten açıklanan tüm bu sebeplerle öncelikle tedbir kararının kaldırılmasına, olmadığı takdirde teminat tutarının İcra Kapak Hesabı tutan ve bu tutarın %15 i olarak yeniden belirlenmesine, davanın devralınan işletme olan … Peynircilik sahibi …’ a ihbarına, davanın reddine, davacı aleyhine İİK 72. maddesi gereğince takip konusu alacağın %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesi…” talebinde bulunulduğu görülmektedir.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 29.04.2019 tarihli 5 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, ancak davacı tarafından her bir 4.500.-TL bedelli olan iki adette toplam 9.000.-TL.lik bononun davalıya verildiği noktasında çekişme olmadığı ve bu hususun tarafların kabulünde olduğu, Davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 9.319,81-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı ve söz konusu takibe dayanak olarak huzurdaki davaya konu 2 adet 4.500,00.-TL bedelli bonoların gösterildiği, davacının ise huzurdaki davada, davalıya verdiği bu 9.000.-TL.lik bonolardan dolayı borcu olmadığının tespitini talep ettiği, Dava konusu bonoların davalı defterlerinde davacıyı alakalandıracak şekilde kayıtlı ve davalının takip tarihi itibarıyla kendi defterlerinde davacıya 8.999,10.-TL BORÇLU durumda olduğu, Yine davalının kendi defterlerinde dava dışı … – … Peynircilik firmasından ise 8.819,25.-TL ALACAKLI olduğu, ancak, davacı Ünalan Peynircilik-Hayri Küyükkurt firmasının, dava dışı … – … Peynircilik firmasının borcunu yüklendiği şeklindeki davalı iddiasına ilişkin olarak dosyada herhangi bir belgeye rastlanmadığı, davacının da davalının bu iddiasının soyut ve gerçekle hiçbir alakasının olmadığı yönünde itirazının mevcut olduğu” kanaati ile raporunu sunmuştur.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki dava bir Menfi Tespit davası olup davacı, davalıdan kahvaltılık ürünler alınması konusunda taraflarca anlaşma sağlandığı, yapılan bu anlaşma doğrultusunda, davalının teslim edeceği ürünler için davalıya her biri 4.500,00-TL olan 2 adet bono verildiği, Ancak davalı tarafından herhangi bir ürün teslimi yapılmadığı, bu nedenle bono bedellerinin karşılıksız kaldığı, herhangi bir ürün teslimi yapılmamasına rağmen söz konusu bonoların davalı tarafından icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı ise, davacıya ait işletme adresinde daha önce …isimli şahsın işletmesinin mevcut olduğu, bu şahıs ile tarafları arasında da bir ticari ilişkinin mevcut ve bu ilişki sonucu devir öncesinde …şahıs işletmesinin kendilerine 9.000,00-TL borcu olduğu, akabinde söz konusu işletmenin davacı tarafından devralındığı, bu nedenle …isimli şahsa ait borçların da davacı sorumluluğu altına girdiği, bu borç kapsamında da davacı tarafından 2 adet bono düzenlendiği, Ancak söz konusu bono bedellerinin davacı tarafından ödenmediği ve bu nedenle davacı aleyhine İcra takibi yapıldığı, söz konusu bonoların üstünde bulunan “bedeli malen ahzolunmuştur” ibaresi ile davacının, bono karşılığı ürünleri teslim aldığının kanıtı olduğu anlatımındadır.
Dosyanın tetkikinde, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine ilişkin olarak gerek icra dosyasına ve gerekse icra dosyası içeriği ile ilgili herhangi bir belgeye rastlanılmamış olup, davalı tarafından davacı aleyhine, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas saydı dosyası ile; toplam 9.319,81-TL üzerinden takip başlatmış olduğu anlaşılmaktadır. Takip dayanağı olarak: “27.03.2017 düzenleme tarihli. 30.04.2017 vade tarihli, 4.500-TL bedelli bono ve 30/11/2010 düzenleme tarihli. 30.05.2017 vade tarihli. 4.500-TL bedelli bono” gösterilmiştir.
Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde: Davalı tarafından davacıya düzenlenen ve 25.01.2018 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan 05.01.2017 tarihli ve 736,29-TL bedelli fatura ile 26.01.2017 tarihli ve 1.777,60-TL bedelli faturaların davacıya ait İşletme Defterinin “Gider” kısmında kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacı İşletme defteri kullanmakta olduğundan dolayı, yapısı itibari ile işletme defterlerine sadece gelir ve gider belgeleri nakit esasına göre kaydedilmesi sebebi ile söz konusu defterler, ödeme ya da tahsilat yapılıp yapılmadığına ilişkin herhangi bir bilgi vermemektedir.
Davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin tetkikinde ise: Davacı ile olan ticari münasebetini 120.01.187 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğu, huzurdaki davaya konu edilen 2 adet 4.500,00.-TL bedelli bononun davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, Bu hesabın 31.12.2017 tarihi itibari ile 8.999,10-TL alacak bakiyesi verdiği görülmektedir. Yani davalı, kendi defterlerinde 31.12.2017 tarihi itibari ile davacıya 8.999.10.-TL borçlu durumdadır.
Diğer yandan davalı vekili, sunmuş olduğu dilekçelerde: “…davacı şirketin adresinde daha önceden faaliyet gösteren işletmenin davacı tarafından devralındığını nedenle dava dışı işletmeye ait borcun davacıya devredildiği, dava dışı işletmenin 9.000.00.-TL’lik borcu nedeni ile davacı tarafından 2 adet 4.500.00.-TL bedelli bono verildiği…” anlatımında olup, bu nedenle davalının dava dışı işletme ile olan ticari münasebetine ilişkin kayıtlar da incelenmiş olup, Dava dışı … Peynircilik – …ile olan ticari münasebetini 120.01.187 nolu cari hesap kodu altında takip etmekte olduğu, bu hesabın 31/12/2016 tarihi itibari ile 8.819,25.-TL BORÇ bakiyesi verdiği, 2017 yılında ise herhangi bir ticari kaydın mevcut olmadığı, 31/12/2017 tarihi itibari ile bu hesabın yine 8.819,25.-TL olduğu tespit edilmiştir. BORÇ bakiyesi verdiği tespit edilmiş olup, buna göre davalı kendi ticari defterlerinde dava dışı … Peynircilik – …’dan 8.819.25.-TL Alacaklı durumdadır.
Dava konusu bonoların davalı defterlerinde davacıyı alacaklandıracak şekilde kayıtlı ve davalının takip tarihi itibarıyla kendi defterlerinde davacıya 8.999,10-TL borçlu durumda olduğu anlaşılmakla söz konusu bonolardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-İş bu davanın Kabulü ile 30.11.2016 tanzim ve 30.05.2017 vadeli 4.500.-TL lik, ve 27.03.2017 tanzim ve 30.05.2017 vadeli 4.500.-TL lik 2 adet bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2- Karar ve ilam harcı 614,79-TL nin peşin alınan 159,16-TL den düşümü ile kalan 455,63-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 195,16-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 826,00-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 797,70-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 319,81-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Teminatın ve gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …