Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1009 E. 2023/347 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/1009 Esas
KARAR NO :2023/347

DAVA:Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:28/10/2015
KARAR TARİHİ:28/04/2023

…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … ve 10/01/2017 tarihli görevsizlik kararı nedeniyle dosya mahkememize intikal etmiş olmakla, esas defterimizin yukarıda belirtilen sıra numarasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Gazetesinin … tarihli nüshasının …. Sayfasında ve ilgili gazetenin internet sitesinde “…” başlıkları ile yayınlanmış olan haberin müvekkilinin kişilik haklarını ihlal ettiğini, davalılardan … gazetecilik A.Ş.’nin haberin yayınlandığı gazetenin bağlı olduğu şirket olduğundan surumluluğu bulunduğunu, davalılardan …’in … Gazeteciliğin yönetim kurulu başkanı olduğundan mütevellit sorumluluk taşıdığını, davalılardan … ‘in ise yayın sahibi temsilcisi olduğundan haber nedeniyle sorumluluğu bulunduğunu belirterek davalıların dava konusu haberde yayınlanan gerçek dışı ve kişilik haklarını ihlal edici yayını sebebiyle 15.000,00TL manevi tazminatın müteselsilen ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava konusu haberin haber niteliği taşımadığını ve ayrıca hukuka uygunluk kriterlerini haiz olmadığını iddia ettiğini, haberin son zamanlarda gündemi en çok meşgul eden konulardan biri olan ve … Soruşturması’na konu olmasıyla bilinen, ayrıca hakkında internet mecrasında hemen herkesçe izlenen/dinlenen tapelerle kamuoyunda yer edinen güncel bir konu olduğunu, haberin güncel olması kriterini karşıladığı izahtan vareste olduğunu, söz konusu haberin verilmesinde kamu yararı ve toplumsal ilgi bulunmadığını, konunun toplumun her mecrasını ilgilendiren, milli serveti etkileyen bir takım gelişmeler üzerine olduğunu, konu ile ifade arasında düşünsel bağ kurulduğunu, haberde yer alan bilgilerin verilmesinde aşırıya kaçan, ya da hakaret niteliğinde ifadeler yer almadığını, gerçeklerin okuyucuya ulaştırılmasında daha dikkat çekici/çarpıcı ifadelerin tercih edilmesi okuyucunun konuya dikkatinin çekilmesinde kullanılan bir gazetecilik tekniği olduğunu, haberde değinilen tüm bilgilerin daha önce ya resmi soruşturmalara konu olduğunu ya da bir şekilde basında farklı mecralarda yer aldığını, … Grubuna ait … A.Ş. … Gazetesinin ve …’nin resmi olarak sahibi durumunda olduğunu, … Grubu şirketlerin hissedarının değişmekle beraber fiili yönetimi … ailesinde kalmaya devam ettiğini, …’in sahibi olan … İnşaat Grubu içinde üçüncü havaalanı projesinin de bulunduğu bir çok önemli kamu ihalesini aldığını, büyük seviyede zararda olan …’ın alınmasının ticari gerçeklerle açıklanmasının mümkün olmadığını bunun bir talimat gereği yapıldığı olasılığının da gündeme getirdiğini, haberde yer alan bilgilerin tamamının daha önce resmi ağızlardan doğrulandığını ve farklı kuruluşlara ait basın haberlerinde yer alan bilgilere de dayandığını, haberde yer alan hususların tamamının … soruşturması savcılık fezlekesinde de yer aldığını, resmi bir belgede yer alan bilgilerle aynı doğrultu da olan haberin hukuka uygun olduğunu, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER
1-… Gazetesi’nin … tarihli nüshası örneği
2-… tarafından reklam talebiyle gönderilen e-…
3-İleride ikamesi mümkün her türlü delil
4-…- … …’a el koydu haberi
5-… – Bu bir …-… hikayesidir haberi
6-…- …: …-… kredi ödemelerinde sorun yok haberi
7-…- …-… satışı …’de haberi
8-12.10.2010 tarihli … A.Ş. imza yetkilileri
… Soruşturması olarak bilinen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma fezlekesi
… Soruşturması olarak bilinen savcılık soruşturma dosyasının celbi
11-…’nin 04.10.2013 tarihli nüshasında yayınlanan genel kurul ilanı
12-21.10.2013 tarihli …’de yayınlanan genel kurul kararı
13-Rekabet Kurulu’nun 2013-2-72 sayılı, 19.12.2013 tarihli kararı
14-…’nin 05.05.2015 tarihli nüshasında yayınlanan … Grubu şirketlerinin yönetim kurulu kararı
15-www…..com sitesinde yer alan şirket tarafından gerçekleştirilen projeler
16-01.10.2013 tarihli …
17-… … A.Ş. 30.09 2015 tarihli …’de yayınlanan sermaye azaltımı
18-10.12.2014 tarihli …’de yayınlanan sermaye artışı
19-… tarihli … haber sitesinde yer alan demeçler, … tarihli … haber sitesinde yer alan demeçler
20-… haber sitesinde yayınlanan … Kefili … başlıklı haber
21-…- Havalimanı’nın kredi sözleşmeleri imzalandı başlıklı haber
22-…- 3. Havalimanı finansman paketinin yüzde 70’ini bankalar üstlenecek başlıklı haber
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememize açılan iş bu dava basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
4721sayılı TMK’nun 24. maddesinde ” Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır. ” hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde ” Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir. ” hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık ; Davalı yayın kuruluşu şirket’in davacılar aleyhine yapmış olduğu haberlerin basın özgürlüğü sınırlarını aşarak davacılara manevi olarak zarar verip vermediği noktalarında toplandığı görülmüştür.
Somut olayda; … Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyası celp edilmiş, ilgili haberlerle ilgili gazete nüshaları dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde;
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemeyeceğinden bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edileceği kuşkusuzdur.
Hangi değerin daha üstün tutulacağındaki temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalı o anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, Davalılar dava konusu edilen haberlerle kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerse de, dava konusu yazı ve fotoğraflardan oluşan haberde anlatılan olaylar, adli nitelikte belgelere dayandığı bu hali ile haber değeri taşıdığı görülmüş, her ne kadar kullanılan dil rahatsız edici ise de, okuyucunun ilgisini çekecek nitelik ve kapsamda kaldığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan gerçek kişiler hakkında yürütülen kovuşturmada davalı gerçek kişilerin … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … sayılı dosyası ile hakaret suçundan yargılandıkları görülmüş, ceza davasının dayandığı fiiller ile mahkememizdeki tazminat davasındaki dayanak vakaların aynı oldukları ve davalı gerçek kişilerin hakaret suçunun unsurları oluşmadığından beraat ettikleri görülmüştür.
Şu durumda, dava konusu haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme, basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, adli bir olayın gazetecilik tekniği gereği okuyucunun ilgisini çekecek nitelikte aktarıldığı, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, ifade özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı görüldüğünden davacıların kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı anlaşılmış olup davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-179,90-TL karar harcının peşin alınan 256,17-TL den düşümü ile kalan 76,27-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.28/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*