Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/967 E. 2019/845 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/967 Esas
KARAR NO : 2019/845
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2016
KARAR TARİHİ : 11/09/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, davacı müvekkili ile dava dışı … A.Ş. İle 11/01/2016 tarihinde … projesi kapsamında devam eden iksa sisteminde zemin ankrajı ve temel altı imalatlarının yapımı konusunda eser sözleşmesi imzalandığını, bu işin hemen ardından aynı proje kapsamında davalı ile aralarında fore kazık işçiliğinin yapımı hususunda 08/02/2016 ile 23/06/2016 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, 23/06/2016 tarihli sözleşmede iş bedeli olarak 361.080,00-TL olarak anlaşılmış ve davalının yapmış olduğu edimlere karşılık müşteri çekleri ile müvekkilinin ödeme yaptığını, diğer yandan davalının teminat için 5 adet ayrıca çek teslim aldığını ancak buna rağmen bazılarını iade etmeyerek tahsil etme teşebbüsünde bulunduklarını, ancak davalının sözleşmeye konu işi yarım bırakması ve tam anlamıyla teslimat yapmaması nedeniyle çeklerden dolayı herhangi bir alacağı bulunmadığı gibi tam aksine müvekkilinin kaşrı taraftan alacaklı olduğunu belirterek 30/08/2016 keşide tarihli 100.000,00-TL bedelli, 30/09/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli, 30/10/2016 tarihli 100.000,00-TL bedelli, … Şubesi’ne ait 3 adet çekin bedelsizliğinin tespiti ile davalıya İİK’nın 72 maddesi uyarınca bu çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmede belirlenen işi sözleşme içeriğine uygun olarak ifa edip tamamladığını, kendisine verilen çekleri ücreti tahsil etmek için vadesinde usulüne uygun olarak bankasına teslim edildiğini, 30/08/2016 tarihli çekin savcılık kararı ile el konulmasına karar verildiğinden kendilerinden alındığını, ayrıca davacının müvekkili ile sözleşme yapmadan çok önce 12/05/2016 tarihinde söz konusu çekler hakkında kötü niyetli olarak kayıp çalıntı başvurusunda bulunduğunu, bunun üzerine kendilerince sözleşme ve çek teslim tutanakları sunulmakla el koyma kararının kaldırıldığını kendilerine verilen çeklerin teminat çeki olmadığını, ayrıca yapmış oldukları iş karşılındığında kendilerine herhangi bir iş bedeli ödenmediğini, müvekkili nezdinde sadece 30/09/2016 ve 30/10/2016 tarihli çeklerin bulunduğunu, davacı tarafından ödeme makbuzu sunulamadığı gibi teminat hususunun da ispatlanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, İİK’nın 72 maddesi uyarınca taraflar arasındaki eser sözleşmeleri kapsamında verilen çeklerin eksik ifa ve teminat çekleri olduğu iddiası ile bedelsiz kaldıklarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf vekillerinin ve davalı tarafın da huzurunda 10/03/2017 günü mahalinde keşif icra edilmiştir. Sözleşme konusu zeminde yapılması planlanan fore kazık imalatlarının tamamlandığı görülmüştür. Davalı tarafından 7 adet kazıktan 4’ünün forajının yapılıp betona döküldükten sonra çalışmanın durdurulduğu ve çalışmanın tamamlanmadığı davacı tarafından ileri sürülmüştür.
Taraflar arasında iki adet sözleşme yapılmış olup bunlardan ilki 08/02/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesi olup Q100’lük fore kazık işçiliği 40,00-TL/mt, mobilizasyon bedeli de 8.000,00-TL’dir. İkinci sözleşme ise 23/06/2016 alt iş verenlik sözleşmesi olup Q100’lük fore kazık işçiliği 50,00-TL/mt ve mobilizasyon bedeli de 6.000,00-TL’dir. Buna göre davalının ilk sözleşmeye binaen yaptığı iş bedeli KDV dahil bu birim fiyatlarına göre 243.431,64-TL’dir. Öte yandan ikinci sözleşme kapsamındaki 19/06/2016-20/09/2016 tarih aralığındaki fore kazık işçiliğinin bedelinin de (KDV dahil) 239.079,80-TL olduğu, sonuç olarak davalı tarafından meydana getirilen iş bedelinin 482.511,44-TL olduğu sabittir. Sözleşme metni incelendiğinde taraflar arasındaki eser sözleşmesinin TBK’nın 480 maddesi gereğince götürü bedel olarak kararlaştırıldığı, zira işin bedelinin sözleşmenin 4. maddesinde birim fiyat şeklinde belirlendiği anlaşılmaktadır. Davalı tarafından sunulan çalışma raporlarına göre yapılan işin bedeli sözleşmedeki kararlaştırılan birim fiyatlara göre yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanmıştır. Davalı tarafından 13/02/2016-26/04/2016 ve 20/06/2016-21/09/2016 tarihleri arasındaki günlük şantiye çalışma raporu sunularak incelenmiştir. Dosyaya sunulan ve tarafların imzası bulunduğu ve imzaları taraflarca inkar edilmeyen çalışma raporlarının 18/02/2016 ve 23/06/2016 tarihli taşeronluk sözleşmeleri ile bağlantısının bulunduğu sabittir. Her ne kadar bu çalışma raporları tahkikat aşamasında sunulmuş ise de borcu sona erdiren ifaya ilişkin deliller yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi davalının HMK’nın 145. maddesi anlamında sonradan sunulan çalışma raporları yargılamanın geciktirmesi amacını taşımamaktadır. Zira aslında keşif esnasında günlük çalışma raporları sunulmasına rağmen bilirkişiler tarafından bu evraklar incelenmediğinden ek rapor aldırılması gerekmiştir. Sonuç olarak davalı yüklenici tarafından dava konusu 3 adet çek bedelinin 300.000,00-TL’nin çok üzerinde bedelde işin yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
Alt iş verenlik sözleşmesinin 6. maddesinde de dava konusu çeklerde dahil olmak üzere 4 adet çekin avans biçiminde davalıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Çek bilgileri ile sözleşme de atıf yapılan çeklerin unsurları birbirleri ile örtüşmektedir. Dolayısıyla bu çekler iş bedeli avansı olarak ifa amacıyla davalıya verilmiş olup davalı da bu bedellerin üzerinde miktar iş meydana getirdiği dosya kapsamından sabittir.
Davacı yan teminat iddiasında bulunmuşsa da bilirkişi raporunun muhasebesel inceleme kısmında da belirtildiği üzere davacının kendi defter kayıtlarında dahil çeklerin teminat çeki olarak kaydedilmediği, zira teminat amaçlı alınan kambiyo senetlerinin “alınan depozito ve teminatlar” grubunda yer alması gerekirken alacak borç bakiyesini gösterir “alıcılar” hesabında kaydedildiği görülmektedir. Gerek sözleşme metninde yapılan atıf gerekse de davacının kendi defter kayıtları bir arada değerlendirildiğinde dava konusu çeklerin teminat çeki olarak verildiği iddiası çelişki oluşturmaktadır. Bundan başka teminata ilişkin herhangi bir yazılı delil ve davacı tarafından sunulmuş değildir. Dolayısıyla teminat iddiası da ispat edilememiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca hüküm ile birlikte tedbirler re’sen kalkacağından bu konuda ayrıca hüküm verilmesine yer olmadığına,
3-İcrada tedbiri infaz edilen 100.000-TL bedelli 30/09/2016 keşide tarihli, 5112708 seri nolu çek yönünden İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca re’sen %20 inkar tazminatı 20.000-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile, bakiye 5.078,85-TL’nin istek halinde yatıran davacıya iadesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 23.950,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına; davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 1.150,00-TL’den ibaret bilirkişi masrafının da davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 11/09/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*