Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/898 E. 2021/537 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/898 Esas
KARAR NO : 2021/537

DAVA : Tespit-Men & Maddi Manevi Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2021

Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
İDDİA:
Davacı vekili, müvekkilinin alarm ve görüntüleme sistemleri ile bireysel ve kurumsal müşterilere güvenlik hizmeti sunan elektronik güvenlik şirketi olduğunu, bu kapsamda…A.Ş.’nin bayisi olduğunu, müşterilerinin kişisel bilgilerinin davalılar tarafından hukuka aykırı şekilde ele geçirildiğini, davalı …’ın müvekkili nezdinde 24.02.2016-25.05.2016 tarihlerinde Güvenlik Danışmanı olarak çalıştığını, işin niteliği gereği davalı … ile gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmelerinin yapıldığını, buna rağmen davalı …’ın işten ayrılmayı takiben … Sistemleri (…)’de çalışmaya başladığını ve müvekkiline ait müşteriler ile görüştüğünü, kartvizit bıraktığını ve müvekkilin güvenlik donanımına ilişkin olumsuz beyanlarda bulunduğunu, davalıların bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini belirtilerek, müvekkil ile sözleşme yapmaktan veya sözleşmeyi devam ettirmekten caydırılan müşterilerin ve haksız rekabetin tespitini şimdilik 1.000-TL maddi ve 1.000-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılardan …, davacı şirkete staj yapmak amacıyla üniversite tarafından gönderildiğini, bu dönemde ayrıntısını bilmediği pek çok evrakın kendisine imzalatıldığını, davacı şirkete büro personeli olarak gönderildiğini, ancak davacı şirketin kendisini zorla pazarlama için dışarıda çalıştırdığını, bunun üzerine davacı şirketten ayrılarak bir başka yerde stajına devam ettiğini, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, edindiği bilgileri paylaşmadığı ve kimseyi sözleşmesini bitirmeye teşvik etmediğini, diğer davalı bünyesinde de çalışmadığını belirtilerek, haksız davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı ise davaya yanıt vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava hukuksal niteliği itibariyle, haksız rekabet iddiasına dayalı tespit ve men ile maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı işletmenin bulunduğu yer nöbetçi asliye hukuk mahkemelerine davacı iddiaları ve uyuşmazlık noktaları açısından defter incelemesi için talimat yazılmışsa da, 30/06/2017 tarihi itibariyle iş yerinin kapatıldığı davalı işletmeye ulaşılamadığı görülmekle defter incelemesi yapılamamıştır.
Davacı yan davalı …’nun kendi müşterilerini kötülemek suretiyle sözleşmelerini sona erdirmeye teşvik ettiğini iddia etmiştir. Yanlar arasındaki 01/03/2016 günlü gizlilik sözleşmesi uyarınca taahhütlere uymama durumunda 12 aylık cezai şart bedeli ödeneceği kararlaştırılmışsa da dava konusu haksız rekabete dayalı maddi manevi tazminat isteminden ibaret olup cezai şart yönünden irdeleme yapılmamıştır.
TTK’nın 54. maddesi gereğince haksız rekabet olgusu ve buna bağlı olarak maddi manevi zarara uğrandığına ilişkin ispat külfeti davacı üzerindedir. Bir başka söyleyişle, davalılardan …’ın davacı nezdinde çalıştığı zaman zarfında veyahut sonrasında müşteri bilgilerini ele geçirdiği, bu kişilerle temas kurarak saldırgan rekabet metodları uygulayarak sözleşmeleri sonlandırmaya teşebbüs ettiği, diğer davalı ticari işletmenin müşterisi olmalarını sağladığı yönündeki ispat külfeti davacı yan üzerindedir. Oysa ki, gerek dosyadaki deliller gerekse de SGK yazı cevapları uyarınca davalı …’ın diğer davalı yanında fiilen çalıştığı dahi tam olarak tespit edilememiştir. Nitekim kurumdan gelen cevabi yazı tetkik edildiğinde, davalının dava dışı …A.Ş. nezdinde çalıştığı ve işbu şirket ile … Okulu haricinde herhangi bir yerde sigorta kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Dosyaya delil olarak bir çok ceza tahkikat evrakları ibraz edilerek celbi sağlanmışsa da, dava dilekçesinde belirtilen vakıaları aydınlatıcı ve ispat edici mahiyet içermediği açıktır.
Davacı defterleri yönünden de olası maddi zararın tespiti ve davalıların bu maddi zararda dahili olup olamayacağının belirlenmesi açısından inceleme ara kararı oluşturulmuşsa da, talimat mahkemesi tarafından atana SMM bilirkişisi tarafından davalının işten ayrıldığı ve zarar verdiği iddia olunan dönemlerdeki sözleşmeleri fesholunan müşteri listesi, ilgili firma bilgileri ön rapor olarak talep edilmiştir. Davacı vekilince sunulan 03/12/2020 tarihli itiraz dilekçesi ile mevcut defter kayıtlarına göre oluşan kar kaybının çok rahatlıkla tespit edilebileceğini, zarar ile deliller arasında olan illiyet bağını kurmanın bilirkişi görevinde olmadığını belirterek yeni bir bilirkişiden mevcut davacı defter kayıtlarına göre rapor aldırılmasını talep etmiştir. Ancak, kar kaybı oluşup oluşmadığının soyut bir şekilde tespit edilmesi illiyet bağı tartışılmaksızın eldeki uyuşmazlığı çözmeyecektir. Bilirkişiler hakimlik görevini üstlenir şekilde hukuki yorumda bulunamazlarsa da, mahkemenin işaret ettiği teknik ve hukuksal hususlar doğrultusunda mahkemeyi yanıltmadan en kısa ve en anlaşılabilir biçimde incelemesini yaparak raporu dosyaya sunmak zorundadır. Uyuşmazlık noktalarından soyut bir şekilde defter incelemesi yaptırılamaz. Somut olayda, talimat mahkemesi tarafından atanan SMM Bilirkişisinin incelemeye esas olmak üzere talep ettiği belgeler uyuşmazlık konusunun ana kaynağını oluşturmakta olup herhangi bir hukuksal yorumdan söz edilemez. Davacı yan da bu belgeleri sunmayacağını yinelediğinden yargıçlığımızca artık eldeki davada ispat külfetinin hiç bir şekilde yerine getirilmeyeceği kanısı hasıl olmuştur. Hal böyleyken öncelikle somut eylemlerin varlığı, sonrasında varsa buna bağlı zarar, illiyet bağı ve kusur olguları ispatlanamadığından davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu ret harcından peşin alınan 34,16-TL harçtan mahsubu ile artan 25,14-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi gereğince, mahkeme veznesine depo edilen gider avansından kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesi ile birlikte yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK’nın 345. maddesi gereğince gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*5070 Sayılı Kanun Gereğince Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.*