Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/884 E. 2018/858 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/884 Esas
KARAR NO : 2018/858
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/09/2016
KARAR TARİHİ: 19/07/2018
Mahkememizde görülen alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, tarafların 27.06.2013 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, ilk kart satışının gerçekleştirildiği 02.09.2013 tarihinde yürürlüğe giren sözleşme aynı madde hükmü gereğince 3 yıllık süreli olduğunu, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacıya ihtarname gönderildiği ve davalı tarafından mevcut rezervasyonların iptal edilmesi ve yeni rezervasyonların da alınmayacağının bildirilmesiyle sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, ihtarnameye rağmen sözleşmeye aykırılık giderilmediği ancak müvekkilinin iyiniyetle davrandığını, sözleşmenin feshi yoluna gitmediğini, davacı tarafından 28.03.2016 tarihinde davalı Genel Müdürü’ne sorunun giderilmesi için iki seçenek önerdiğini, bu yazışmada davacı tarafından davalıya sözleşmenin ilgili maddesi gereğince mevcut üyelerin sözleşmeden doğan haklarını başka aynı sınıftaki otellerde kullanmaları karşılığı bedellerin karşılanması, ya da bu haklarını davalı otelde kullanamayan mevcut üyeler için üyeliklerinden itibaren yine sözleşme gereği katılım bedellerinin %20’si olarak davalı …’e ödenmiş toplam 80.000 TL’nin iadesi teklif edildiğini, yazışmadan sonra davalı …’in Genel Müdürü 06.04.2016 tarihinde cevabi bir elektronik posta ile kendilerine ödenmiş 80.000 TL’nin iadesini kabul ettiklerini, icap ve kabul şeklinde gerçekleşen bu elektronik posta yazışmalarıyla taraflar sözleşmeye aykırılık nedeniyle davacının oluşan zararının, davalıya ödenmiş bulunan toplam 80.000 TL’nin 4 taksitte geri ödenmesi şeklinde bir anlaşmaya varıldığını, ancak davanın açıldığı tarihe kadar davalı tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını, davalıya yine … 15. Noterliği’nden 26.08.2016 tarih ve … yevmiye numarası ile ikinci bir ihtarname gönderildiği, 80.000 TL’nin tebliğden itibaren en geç bir gün içinde geri ödenmesi ve aksi takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar olunduğunu, davalı … anılan bu ikinci ihtarnameyi de 29.08.2016 tarihinde tebliğ aldığını, ihtara rağmen yine hiçbir ödeme yapılmadığını, sözleşmenin fesh edildiğini, müvekilinin mevcut üyelerin mağduriyetlerini gidermek için, özellikle sözleşmeden doğan konaklama ve diğer haklarını başka otellerde kullanmak istemeyen üyelerin üyelik bedellerinin tamamını kendilerine iade ettiğini, konaklama ve diğer haklarını aynı sınıfta başka otellerde kullanmayı kabul eden üyeler için bu başka otellere ödemeler yapıldığını, ve sonuçta maddi ve manevi zararların oluştuğunu, bu zararların tazmini anlamında davalı … ile aralarında ” üyelik bedellerinin %20’si oranında davalıya önceden ödenmiş bulunan toplam 80.000 TL’nin geri ödenmesi” şeklinde oluşan yeni anlaşmaya da uyulmadığından 80.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacıya bütün ödemeleri yaptığını, hiçbir borcu bulunmadığını, bu durumun şirket kayıtları, ticari defter ve kayıtlar, banka dökümleri ile görülebileceğini, bu nedenlerle davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce ön inceleme yapılmış, taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi gereğince davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediği, haklarını otelde kullanamayan üyeler için üyeliklerinden itibaren katılım bedellerinin %20’si olarak davalıya ödenen 80.000,00 TL’nin iadesi hususunda tarafların anlaştığı, ödemenin 4 taksitte yapılmasının kararlaştırıldığı ancak vadelerinde ödenmediği iddiası ile 80.000,00 TL’nin tahsili istemini konu alıp davalının yanıt dilekçesi ile davalının davacıya bütün ödemeleri yaptığını, borcu bulunmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği, buna göre tarafların mutabakata vardıkları bildirilen miktarın davacıya ödenip ödenmediği hususunda anlaşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı yasanın 140/5.maddesi gereğince taraflara dilekçelerinde gösterdikleri ancak henüz mahkememize sunmadıkları belgeleri sunmaları, başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacı ile gereken açıklamayı yapmaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi halinde bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hazır bulunan taraflara tefhim, hazır bulunmayan taraflara tebliğ ile ihtar edilmiştir.
Ödeme savunmasında bulunan davalıya, ödemeye dair delillerini sunması için aynı süre aynı ihtar ile verilmiş, ihtar içeren ön inceleme zaptı davalıya tebliğ edilmiş, davalı herhangi bir delil sunmamıştır.
Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve ekleri incelenmiştir.
Davacı tarafından davalıya keşide edilen … 15.Noterliği’nin 21/03/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesi nedeni ile sözleşmeye aykırılığın giderilmesinin istenildiği; 26/08/2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği ve 80.000,00 TL’nin iadesinin talep edildiği; iadeye ilişkin sunulan mail yazışmalarında … tarafından gönderilen mailde depozitonun mailde belirtilen plan dahilinde ödeneceğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı, sözleşmenin feshi nedeni ile haklarını otelde kullanamayan üyeler için üyeliklerinden itibaren katılım bedellerinin %20’si olarak davalıya ödenen 80.000,00 TL’nin iadesini talep etmekte davalı ise ödemeyi yaptığını savunmaktadır.
Alacağın aslına ilişkin taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık ödemenin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak alacağı ispat davacı üzerinde ise de davalı, taraflar arasındaki ilişkiyi kabul etmiş ve dava konusu alacağı ödediğini savunarak ispat yükünü üzerine almıştır. Doktrinde davalının bu savunmasına “bağlantılı bileşik ikrar” denilmektedir. Bağlantılı bileşik ikrarda bulunan taraf, diğer tarafın ileri sürdüğü vakıayı ikrar eder, fakat ikrarına bu vakıadan çıkan hukuki sonucu hükümden düşüren ve bu vakıanın doğumu ile ilgili bulunmayan başka bir vakıa ileri sürer. Bu durumda ikrarın bölünebileceği, dolayısıyla ispat yükünün davalıya düşeceği kabul edilmektedir. Bu itibarla, Mahkememizce, davalının dava konusu alacağın davacıya ödendiğini savunduğu, bu nedenle davacıya ödeme yapıldığına dair ispat yükünü üzerine aldığı, ancak dosya kapsamında davalının bu savunmasını ispatlayamadığı, verilen kesin süre içerisinde ödemeye dair delillerini sunmadığı, her ne kadar cevap dilekçesinde delilleri arasında defter ve kayıtları göstermiş ise de, defterlerde yer alan kaydın da bir dayanağının olması gerektiği, salt defterlerinde ödeme kaydı bulunmasının borcun ödendiği sonucunu doğurmayacağı, borcun ödendiğine dair ve defterdeki kayda dayanak delillerin sunulması gerektiği gözetilerek davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile 80.000 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 5464,80 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ve 1366,20 TL peşin harç ile davacı tarafından karşılanan 113,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 9150,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 19/07/2018

Katip Hakim