Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/874 E. 2019/479 K. 14.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/874 Esas
KARAR NO : 2019/479 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 11/08/2016
KARAR TARİHİ : 14/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 11.08.2016 tarihli dilekçesinde özetle; “Davalı şirket ile müvekkili şirket arasında cari hesap tutulması ile yürütülen ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı şirket müvekkili şirketten pey der pey ödeme yapmak suretiyle malzeme satın almış, zaman zaman belirli meblağlarda ödeme yaptığını, davalı şirket ödemelerini ekseriyetle yeni malzeme tedarik edeceği zaman yapmış olup, müvekkili şirketten yeni malzeme talep edebilmek için her seferinde farklı miktarda ödeme yapmış fakat tüm borcunu ödemediğini, davalı şirket ile devam eden cari hesap dönemleri boyunca bakiye borca karşılık verdiği postate çeklerin muhtelif kısmı vaktinde ödenmeyerek karşılıksız kaldığını, bu çeklerin müvekkili şirket tarafından dava dışı ticari ilişkilerinde ödeme aracı olarak kullanılmasından dolayı müvekkili şirket tarafından dava dışı şahıslara bedelleri ödemek durumda kaldığını, müvekkili tarafından kalan borcunu ödemesi 26.04.2016 tarihinde fatura ile talep edilince ödeme yapmamış, sonrasında ödeme planı ile ilgili yapılan görüşmelerde evvelki işlerden ellerinde kalan sarf malzemelerinin iadesi yapılırsa daha kolay ödeme yapacaklarını belirttiklerini, müvekkili şirketin bu talebi hem iyi niyet kuralları çerçevesinde hem de ödeme yapılacağı inancı ile kabul ettiğini, 13.05.2016 tarihli iade faturasını kabul ettiğini, 13.05.2016 tarihli iade faturasını müvekkili şirketin onayıyla düzenlenerek cari hesap borcundan mahsup gerçekleştirildiğini, fakat bu andan itibaren de bakiye 24.402,43-TL cari hesap bakiyesi ödenmemiş olup, bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatmak yoluna gidildiğini, davalının tüm takibe haksız ve mesnetsiz olarak kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan etmiş, sonuç olarak; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafın …. İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyasına vaki itirazının iptali ve takibin devamına, kötü niyetle itiraz eden davalının % 20 oranında icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargı giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 13.04.2018 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava konusu takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, Müvekkili şirketin, zaman kontrol ve güvenlik hizmetlerini sağlayan ticari bir işletme olup, gerçekleştirmekte olduğu hizmeti geliştirebilmek ve müşterilerine daha iyi hizmet sunabilmek adına çalışmalarını sürdürdüğünü, müvekkili şirket davacı şirketle arasındaki ticari ilişki gereğince kendi üzerine düşen görevi yerine getirmiş ve tüm ödemeleri eksiksiz gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında ödeme planlamasına ilişkin görüşmeler yapılmış olup, elde kalan malzemelerin iadesi sağlanması halinde ödemelerin daha kolaylıkla yapılacağı hususunda davacı şirket ile anlaşma sağlandığını, bu husus davacının dava dilekçesi ile ikrar edildiğini, taraflar arasındaki anlaşma gereğince müvekkili şirketçe düzenlenen 13.05.2016 tarihli iade faturası davacı şirket tarafından kabul edilmişse de 08.08.2016 tarihinde düzenlenen fatura davacı şirket tarafından gerekçe gösterilmeksizin müvekkili şirkete iade edildiğini, müvekkili şirket, davacı şirketle yapmış olduğu anlaşma doğrultusunda elde kalan mallara ilişkin iade faturaları düzenlemişse de davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar kötü niyetli olarak müvekkil şirkete iade edildiğini, müvekkili şirket gerek düzenlemiş olduğu çekler gerek nakli ödemeler gerekse düzenlemiş olduğu iade faturaları ile davacı şirkete karşı olan borcunu ödeme niyetini ortaya koymakta olduğunu, ancak davalı şirket tarafından bu hususlar göz ardı edilmiş kötü niyetli olarak müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu beyan etmiş, sonuç olarak; davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde 24.402,43-TL asıl alacağa ticari temerrüt faizi tutarı 526,49-TL ile birlikte toplam 24.928,92-TL için takip yapıldığı, ödeme emrinin 01.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresi içersinde 04.08.2016 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak icra takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan alacağı varsa saptanması için bilirkişiye verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 26.07.2018 tarihli 9 sayfadan ibaret raporunda özetle; “Davacı (alacaklı) … San. Tic. Ltd. Şti. ile Davalı (borçlu) … Ltd. Şti.’nin ticari ilişkilerinin 2014 yılına dayandığı ve 2016 yılında devam ettiği, Davacı tarafından 28.07.2016 tarihinde, 24.402,43-TL asıl alacak ve 526,49-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.928,92-TL için … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlattığı, Başlatılan icra takibine Davalı vekilince 04.08.2016 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, Davacı taraf vekilince söz konusu itiraza istinaden 11.08.2016 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı, dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verildiği, Davacı ve Davalı taraf vekillerinin bilirkişiye yerinde İnceleme yetkisi verilmesi talebine dava dosyasında rastlanmadığı, Bilirkişi inceleme gününde Davacı ve Davalı tarafların mahkemeye gelmedikleri ve kanuni defter ve belgelerini ibraz etmediklerini, Bu sebeple inceleme ve tespitlerin dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere dayanılarak yapıldığını, Dava dosyasında yer alan ve davacı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 03.04.2018 tarihli dilekçe ekinde yer alan 07.01.2015-13.05.2016 tarihli cari hesap ekstresine göre Davacı firmanın Davalı firmadan 13.05.2016 tarihi itibariyle 24.402,43-TL alacaklı olduğu, Dava dosyasında yer alan ve davacı vekili tarafından Mahkemeye sunulan 03.04.2018 tarihli dilekçe ekinde 6 adet fatura bulunduğu, faturaların muhteviyatından bu faturaların 5 adedinin mal satışına, 1 adedinin ise hizmet ifasına ilişkin olduğu, Davacı firma tarafından düzenlenen 5 adet faturada yer alan mallar için sevk irsaliyesi düzenlendiğine dair fatura üzerinde bilgilerin yer aldığı, söz konusu sevk irsaliyelerinin dava dosyasında bulunmadığı, bu nedenle satılan malların teslim edilip edilmediğine dair Bilirkişiliğimizce tespit yapılamadığı, Bilirkişiliğimizce yapılan tespitlerin davacı vc davalı kanuni defter ve belgelerinde yer alıp almadığı, varsa ne şekilde ve hangi tutarda kanuni defterlere kaydedildiğinin Bilirkişilerce tespit edilemediği, sonuç itibariyle Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre, Davacının Davalıdan alacağının, Dava tarihi itibariyle, 24.402,43-TL anapara ve 64,06-TL faiz olmak üzere toplam 24.466,49-TL olduğu, Davacı vekilince talep edilen 526,49-TL işlemiş faizin islenebilir olup olmadığı hususu Mahkemenin takdirinde olduğu” tespit ve kanaatlerini sunmuşlardır.
Bilirkişi raporuna itiraz edildiğinden itirazların değerlendirilmesi için dosya ek rapor düzenlenmek üzere yeniden bilirkişi kuruluna verilmiştir.
Bilirkişinin düzenlediği 07.01.2019 tarihli 8 sayfadan ibaret ek raporunda özetle; ” Davacı (alacaklı) … San. Tic. Ltd. Şti.’nin 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin kanuni defterleri incelenmek üzere Mahkemeye sunulduğunu, Davalı (borçlu) … Tic. Ltd. Şti.’nin kanuni defterlerini Mahkemeye sunmadığı, Davacı firmanın 2015 ve 2016 yıllarına ilişkin kanuni defterlerinin süresinde tasdik ettirildiği, Dava dosyasında yer alan ve Davacı vekili tarafından Mahkemenize sunulan 03.04.2018 tarihli dilekçe ekinde yer alan 07.01.2015-13.05.2016 tarihli cari hesap ekstresinde Davacı firmanın Davalı firmadan 13.05.2016 tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 24.402,43-TL olduğu ve bu tutar üzerinden alacak takibi başlattığı, Cari hesap ekstresinde yer alan faturaların tutarları ile ödeme kayıtlarının davacı firma kanuni defterlerine kaydedildiği, Dava dosyasında yer alan ve davacı vekili tarafından Mahkemenize sunulan 03.04.2018 tarihli dilekçe ekinde 6 adet fatura bulunduğu, faturaların muhteviyatından bu faturaların 5 adedinin mal satışına, 1 adedinin ise hizmet ifasına ilişkin olduğu, Düzenlenen 5 adet faturada yer alan mallar için sevk irsaliyesi düzenlendiğine dair fatura üzerinde İrsaliye No’larına ilişkin bilgilerin yer afdığı/ancak söz konusu sevk irsaliyelerinin dava dosyasında bulunmadığı, mahkemeye getirilmediği, bu nedenle satılan malların teslim edilip edilmediğine dair tespit yapılamadığı, ancak sevk irsaliyesinin düzenlenmiş olmasının bu malların teslim edildiğine dair Bilirkişiliğimizde kanaat oluşturduğu, Davalı firma vekilinin 13.04.2018 tarihli dilekçesinde 08.08.2016 tarihli başka bir iade faturasının düzenlendiği, ancak bu faturanın Davacı firma tarafından kabul edilmediğinin ifade edildiği, söz konusu iade faturasının muhteviyatının ve tutarının ne olduğunun tespit edilmesi halinde daha önce satılan malların teslim edilip edilmediğinin belirlenebileceği, konunun araştırılmasının Mahkemenin takdirinde olduğu, Davacı firma tarafından düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edilip edilmediğine ilişkin herhangi bir belgeye, faturanın iadeye veya itiraza konu olup olmadığı ile ilgili dava dosyasında herhangi bir bilgiye/belgeye rastlanmadığı” tespit ve kanaatleri ile ek raporlarını sunmuşlardır.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor, ek rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Huzurdaki davada Davalı şirket ile davacı şirket arasında cari hesap ilişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu ilişki nedeniyle davalı şirket davacı şirketten pey der pey ödeme yapmak suretiyle malzeme satın almış, zaman zaman belirli meblağlarda ödeme yaptığını, davalı şirket ödemelerini ekseriyetle yeni malzeme tedarik edeceği zaman yapmış olup, davacı şirketten yeni malzeme talep edebilmek için her seferinde farklı miktarda ödeme yapmış fakat tüm borcunu ödemediğini, davalı şirket ile devam eden cari hesap dönemleri boyunca bakiye borca karşılık verdiği postate çeklerin muhtelif kısmı vaktinde ödenmeyerek karşılıksız kaldığını, bu çeklerin müvekkili şirket tarafından dava dışı ticari ilişkilerinde ödeme aracı olarak kullanılmasından dolayı davacı şirket tarafından dava dışı şahıslara bedelleri ödemek durumda kalmıştır. Davacı tarafından kalan borcunu ödemesi 26.04.2016 tarihinde fatura ile talep edilince ödeme yapmamış, sonrasında ödeme planı ile ilgili yapılan görüşmelerde evvelki işlerden ellerinde kalan sarf malzemelerinin iadesi yapılırsa daha kolay ödeme yapacaklarını belirttiklerini, davacı şirketin bu talebi hem iyi niyet kuralları çerçevesinde hem de ödeme yapılacağı inancı ile kabul ettiğini, 13.05.2016 tarihli iade faturasını kabul ettiğini, 13.05.2016 tarihli iade faturasını müvekkili şirketin onayıyla düzenlenerek cari hesap borcundan mahsup gerçekleştirildiğini, fakat bu andan itibaren de bakiye 24.402,43-TL cari hesap bakiyesi ödenmemiş olup, bu nedenle …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatılmasına rağmen da alının itiraz ederek takibi durduğundan bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı firma ile Davacı firma arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılı öncesine dayandığı görülmektedir, 2014 yılından 2015 yılına devreden alacak bakiyesi 58.588,03 TL’ dir. Yine cari hesap ekstresine göre davacı firma tarafından davalı firmaya 2015 ve 26/04/2016 tarihine kadar toplam 10 adet fatura düzenlediği ve düzenlenen faturaların tutarının KDV dahil 254.294,09-TL olduğu görülmektedir. Buna karşın Davalı firma tarafından Davacı firmaya çek, havale ve nakit yoluyla olmak üzere toplam 282.944,00-TL ödeme yapıldığı ve bir adet 5.535,69-TL tutarında iade faturası düzenlediği görülmekledir. Sonuç itibariyle; Davacı firma Davalı firmadan 13.05.2016 tarihi itibariyle 24.402,43-TL alacaklı durumdadır.
Davacı tarafın Bilirkişi inceleme gününde mahkemeye gelmemesi, kanuni defter ve belgelerini ibraz etmemeleri ve yerinde inceleme talepleri olmadığı için incelemelerimiz dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere dayanmaktadır, Dolayısıyla yukarıda yaptığımız tespitlerin Davacı firma kanuni defter ve belgelerinde yer alıp almadığı, varsa ne şekilde ve hangi tutarda kanuni defterlerde yer aldığı belirlenmiştir.
Davacı (alacaklı) … San. Tic, Ltd. Şti. ile Davalı (borçlu) … Tic. Ltd. Şti.’nin ticari ilişkilerinin 2014 yılına dayandığı ve 2016 yılında devam ettiği sabittir. Davacı tarafından 28.07.2016 tarihinde, 24.402,43-TL asıl alacak ve 526,49 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 24.928,92-TL için …. İcra Müdürlüğünde … Esas saydı dosya ile icra takibi başlattığı, Başlatılan icra takibine Davalı vekilince 04.08.2016 tarihli dilekçe ile itiraz edildiği, Davacı taraf vekilince söz konusu itiraza istinaden 11.08.2016 tarihinde huzurdaki davanın açıldığı,
Dava dosyasında yer alan 07.01.2015-13.05.2016 tarihli cari hesap ekstresine göre Davacı firmanın Davalı firmadan 13.05.2016 tarihi itibariyle 24.402,43-TL alacaklı olduğu, Dosyamızda 6 adet fatura bulunduğu, faturaların muhteviyatından bu faturaların 5 adedinin mal satışına, 1 adedinin ise hizmet ifasına ilişkin olduğu belirlenmiştir.
Davacı firma tarafından düzenlenen 5 adet faturada yer alan mallar için sevk irsaliyesi düzenlendiğine dair fatura üzerinde bilgilerin yer aldığı, söz konusu sevk irsaliyelerinin dava dosyasında bulunmadığı, bu nedenle satılan malların teslim edilip edilmediğine dair tespit yapılamadığı anlaşılmıştır.
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre; Davacının Davalıdan alacağının, Dava tarihi itibariyle, 24.402,43-TL anapara ve 64,06 TL faiz olmak üzere toplam 24.466,49-TL olduğu belirlenmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının itirazının 24.466,49-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 24.402,43-TL ye yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı likit bir borcunun varlığını bildiği halde sadece alacağın tahsilini geciktirmek için itirazda bulunduğu anlaşıldığından İİK 67/2 maddesi uyarınca alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminat tutarı olan 4.893,-Tl nin davalıdan alınarak davacıya vermek gerekmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- İş bu davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davalının itirazının 24.466,49-Tl üzerinden iptali ile takibin devamına takipten sonra asıl alacak olan 24.402,43-TL ye yasal faiz yürütülmesine, fazla istemin reddine,
% 20 icra inkar tazminatı 4.893,-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2- Karar ve ilam harcı 1.671,30-TL nin peşin alınan 301,09-TL den düşümü ile kalan 1.370,21-TL bakiye ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 334,59-TL peşin ve başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yapılan 1.172,10-TL yargılama giderinin kabul edilen miktar oranlanarak takdiren 1.150,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı taraf kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 2.935,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini dava ve duruşmalarda vekili ile temsil ettirdiği anlaşılmakla AAÜT gereğince, red edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 462,43-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/05/2019

Katip …

Hakim …