Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/831 E. 2019/332 K. 01.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/831 Esas
KARAR NO : 2019/332
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 01/04/2019
YAZILDIĞI TARİH : 03/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekilinin Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesinden özetle; mülkiyeti müvekkili şirkete ait …plaka sayılı aracın anahtarının…, … ve … tarafından müvekkilinin izni olmadan alındığını ve bu kişilerce izinsiz olarak kullanılan aracın seyir halinde iken …Kebap … ve Ortakları’nın işletmekte olduğu lokantanın dış cephesine çarparak cam, pencere, masa, sandalye ve diğer eşyalara zarar verdiğini, kaza neticesinde 12.000,00-TL tutarında zarar meydana geldiğini ve bu zararın da müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkili şirket tarafından kaza sebebi Lokanta sahiplerine ödenen 12.000,00-TL’lik ödeme karşılığı olarak kazada hasar görenin iş bu kaza sebebi ile doğmuş ve doğacak tüm sigorta hak ve alacaklarını 12.000,00-TL ile sınırlı kalmak kaydı ile müvekkili şirkete temlik ettiği, temlik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından 25/11/2015 tarihli dilekçesi ile 12.000,00-TL’nin 7 gün içinde ödenmesi talep edilmiş ise de davalı şirket tarafından iş bu ihbar dilekçesi 30/11/2015 tarihinden tebliğ alınmasına rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde 12/11/2014 – 12/11/2015 tarihleri arasında sigortalandığını, ödenmesi gereken tazminatların müvekkili şirket tarafından ödendiğinden Temlik sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin davalıya rücu hakkı doğduğunu, temlik sözleşmesi gereğince müvekkili şirket tarafından yapılan başvuruların neticesiz kaldığını, 12.000,00-TL tazminatın davalı tarafça ödenmediğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenen 12.000,00-TL davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu yanıt dilekçesi ile, sigortalı aracın kaza anında sigortalının sevk ve idaresinde olmadığı, aracın kaza sırasında çalıntı araç niteliğinde olduğu, Trafik Sigortası Genel Şartlar A.3/j uyarınca teminat dışı olduğunu, davacının ZMM Genel Şartlar A-3 maddesi (m) bendi uyarınca çalışmadığı sürece uğradığı zararın kazanç kaybının dolaylı zarar olduğunu ve isteyemeyeceğini, celp edilmesi gerekin delillerin toplanmasını, kazanç kaybı ödemelerinin rücuen tazminin reddini, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
1-Sigorta poliçesi ve hasar dosyası
2-Bilirkişi raporu
3- İstanbul… Asliye Ceza Mahkemesi dosyası
4- Taraf vekillerin beyan ve dilekçeleri
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı tazminat davasına ilişkindir.
Davacı… plakalı aracını davalı sigorta şirketine … sayılı 12.11.2014 – 12.11.2015 tarihli sigorta poliçesi ve araç başına 26.800,00 TL teminat limiti ile sınırlı olmak üzere ile sigortalattığı, dava konusu kazanın 27/05/2015 tarihinde sigortalı dönem içerisinde gerçekleştiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Uyuşmazlık davacı şirketin kazada zarar gören …ve Ortaklarının işletmekte olduğu lokantanın zararını karşılayarak 25/08/2015 tarihli temlikname ile zararın bedelini talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır.
Mahkememizce sigorta poliçesi ve hasar dosyası dosya içerisine alınarak, tarafların delilleri ile birlikte dosya alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. 03/08/2017 tarihli 8 sayfadan ibaret raporda özetle; davacının sunmuş olduğu faturalar incelenmiş, toplam KDV dahil 8.258,45 TL faturanın yer aldığı, işbu faturalar dışında ilave olarak (adı geçen işletme nezdinde oluşan bir takım zararlar v.s) talep edildiği, faturalı harcamaların kadri marufunda ve riziko tarihi itibariyle piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu bildirilmiştir. Davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS sorumluluk sigortası temin edilmiş davacı … A.Ş’ye ait … plakalı aracın anahtarının haklarında ceza davası açılan ve kesinleşen …, … ve …tarafından izinsiz olarak kullanılması sırasında 27/07/2015 tarihinde … ve Ortaklarının işletmekte olduğu lokantanın dış cephesine çarparak eşyalara verdiği zararın, davacı sigortalı tarafından 25/11/2015 tarihinde ihbar edildiği, davacının zarar görene ödemesini 03/09/2015 tarihinde yaptığı, öncesinde de 25/08/2015 tarihli temlikname ve borç tasfiyesi sözleşmesi imzalandığı, davacının kendini sorumlu kabul ettiği, TTK madde 1476/5 uyarınca sulh sözleşmelerinde icazet alınması şartı arandığı, dolayısıyla sigortalının sigortacıdan talep edemeyeceği, diğer yandan ZMMS genel şartlar A-3/m uyarınca dolaylı zararların teminat dışı kaldığı gibi, sigorta ettirene başlıca rücu edililir denilmek suretiyle d bendi gereğince ” Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sev ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri gelmesi” halinin düzenlendiği, sürücü …’in 2,71 derece de alkollü olduğunun tespit edildiğini , istisna hükümleri çerçevesinde sigortacının sorumlu olmadığını belirtmiştir.
Dava konusu somut olay öncelikle davacı ile zarar gören arasında imzalanan 25/08/2015 tarihli sözleşmenin sulh sözleşmesi olup olmadığı alacağın temliki sözleşmesi sayılıp sayılmayacağı hususunda incelemek gerekmiştir. Sulh sözleşmesi, tarafların uyuşmazlık veya tereddüt yaşadıkları hususları karşılıklı fedakarlıklar ile bertaraf etmeleridir. Sulh sözleşmesi maddi hukuk açısından borcu sona erdiren bir işlemdir. Oysa alacağın temliki sözleşmesi borcun kaynağı ne olursa olsun alacaklının alacağını bir bir başkasına temlik etmesidir. Alacaklı, borçludan olan alacağını tahsil etmesi için üçüncü bir kişiye devir etmektedir. Bu işlemle borç sona ermediği gibi üçüncü kişi borçlunun karşısında alacaklı sıfatını kazanmaktadır. Somut olayda davacının iş yerindeki aracın …tarafından çalınması sonucu, … lokantasına çarparak zarar vermiş, zarar davacı şirket tarafından bedeli ödenmek suretiyle giderilmiş ve … tarafından alacak davacıya 25/08/2015 tarihli temlikname ile temlik edilmiştir. Görüleceği üzere borç sona ermediği gibi karşılıklı fedakarlık veya alacağın bertaraf edilmesi de söz konusu değildir. O halde sözleşmenin alacağın temliki olduğu, davacının üçüncü kişi olan … yerine geçerek alacağı talep ettiği, işbu davada …’ın yani zarar gören 3. Kişinin sigortacıdan zararı talep edip edemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olay da 27/05/2015 tarihinde, gece vakti davacı sigorta şirketine ait akaryakıt istasyonun da çalışan, …, …, …’in davacı şirketin işleteni olduğu, … plakalı aracın anahtarını izinsiz alarak, …’in sevk ve idaresinde aracı çalıştırarak seyir halindeyken … Cad. … geldiği sırada aracın hakimiyetini kaybederek … lokantasına çarptığı, …’in 2.71 promil alkollü olduğu, İstanbul … Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas … Karar sayılı ilamı ile sürücü …’in kullanma hırsızlığı suçundan hüküm giydiği hükmün kesinleştiği görülmektedir.
Trafik Sigortası Genel Şartları A.3-J maddesinde,” Çalınan veya gaspedilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletenin sorumlu olmadığı zararlar teminat dışıdır.”; yine 2918 Sayılı KTK.nun 107.madde hükmünde;” işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumluluktan kurtulur.” şeklinde düzenlenmiş olup; madde metinlerinden açıkça anlaşıldığı üzere 107. madde uyarınca işletenin sorumluluktan kurtulabilmesi için, öncelikle aracın çalınmış veya gasbedilmiş olması gerekmekte olup, dosyamızda içerisine alınan, İstanbul…Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas… Karar Sayılı dosyasında sürücü… hakkında yapılan yargılama sonunda araç anahtarının haksız olarak elinde bulundurduğu ve kullanma hırsızlığı suçunun sabit olduğu gerekçesi ile mahkumiyetine karar verilmiş ve hüküm yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir. Bu hale göre TBK’nun 74. Maddesi gereğince hukuk hakiminin ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmadığı hükme bağlandığı gibi ceza mahkemesi kararlarıyla da bağlı olmadığı düzenlenmiştir. Bununla birlikte suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin kararı varsa, hukuk hakimi bu kararla bağlı olup, maddi vakıa hukuk mahkemesi hakimini bağlayacağından ceza mahkemesinde olayın kullanma hırsızlığı olduğu ve anahtarın haksız olarak elde bulundurulduğu kabul edilerek kesinleştiğine göre, KTK madde 107 şartının sağlandığı görülmektedir. (Yargıtay 19.H.D. 2016/4635E 2019/3146K)
Kullanma hırsızlığı suçu ile aracın anahtarının, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda çalışan ve üstelik geceleyin akaryakıt istasyonda bulunan kişi tarafından, akaryakıt istasyonundan alınarak akaryakıt istasyonu uhdesinde bulunan aracın götürüldüğü anlaşılmış olup, bu nedenle sigortalı davacı şirketin aracın bulunduğu yerden alınmaması için her türlü önlemi aldığından bahsedilemeyecek olduğu, açıklanan tüm bu nedenlerle dava dışı 3. kişilerin zararından davalı sigorta şirketinin sigortacı olarak sorumlu olduğu, davacının alacağı temlik alan olarak zararı talep edebileceği, ancak ZMMS genel şartlar A-3/m uyarınca dolaylı zararların teminat dışı kaldığı, alınan bilirkişi raporu ve sunulan faturalardan görüleceği üzere 8. 258,45 TL’nin faturalandırıldığı, davacının faiz talebi olmadığı da nazara alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 8.258,45 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 564,13 TL ilam harcından peşin alınan 204,93 TL harcın mahsubu ile bakiye 359,20 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 204,93 TL peşin harç ve 29,20 TL Başvuru Harcı olmak üzere toplam 234,13 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.144,20 TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre belirlenen 787,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine; bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/04/2019

Katip
e-imza

Hakim
e-imza